|
|
|
|
|
|
Duyurular |
AKIL IÇIN YOL BIRDIR
(THERE IS but ONE WAY for REASON) (linkleri SAG TIKLAYIN lütfen)
Sn.Soner YALÇIN'dan dikkate deÄŸer bir yazı: Edebiyatla AhmaklaÅŸtırma https://www.sozcu.com.tr/ 2021/yazarlar/soner-yalcin /edebiyatla-ahmaklastirma -6335565/
Önerdigimiz sayfalar: M. SAID ÇEKMEG?L anisina
|
|
|
|
Anasayfa
|
Anasayfa
ASPENDOS'TAN ZEYTÄ°NTAÅžI'NA |
Yazar Necati ÇAVDAR
|
27-02-2006 |
Serik, üstü gibi altı da sırlarla dolu..
Yerin üstü ayrı, altı ayrı güzel..
Antalya’nın Serik’in üstünde, deniz, güneÅŸ yeÅŸil, kuÅŸ ve çeÅŸit çeÅŸit hayvan türleri.. Tarihi yapı ve mekanların; insanı hayretler içinde bırakan yapım tekniÄŸi, mükemmelliÄŸi ve güzelliÄŸi yanında yer altında gizli sırları ile insanı hayretten hayrete sevk eden sürprizleri ile karşılaÅŸmak mümkün. Serik için güzelliÄŸin bütünü dense az.
Çok güzel, güneÅŸli bir kış günü. Åžubatın 9’unda.. Serik Kaymakamı Selami Altınok’un tavsiyesiyle Serik’e 8 km mesafedeki Zeytintaşı MaÄŸarası’nı görmek üzere Serik’ten çıkıyoruz..
Yanımızda bölgeyi çok iyi bilen, yıllarını bölgenin tanıtımına ve insanların hizmetine vermiÅŸ deÄŸerli mihmandarımız var..
Önce yolumuz Köprüçay’a köprüsüne düÅŸüyor.
Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 27-02-2006 )
|
Devamı...
|
|
MÃœSLÃœMAN'IN TAVRI, ENDÃœLÃœSÃœN DRAMI |
Yazar Mümtaz Firidin'den alıntılanmıştır.
|
27-02-2006 |
(Bir Papazın dilinden)
" Endülüs Devleti'nin yıkılışının, yani medeniyetin zirvesindeki Müslüman bir milletin vahÅŸetin zirvesindeki bir Batı ulusu tarafından hunharca katlediliÅŸinin 514. yıldönümündeyiz.
Papaz Bartolome de Las Casas(*) 1542'de Ä°spanya Prensi II. Philip'e anılarını takdim etti. Dominiken Tarikatına mensup olan Las Casas tarihin tanık olduÄŸu en büyük katliamlardan birinin nasıl iÅŸlendiÄŸini inanılmaz derecede ayrıntıları ile anlatıyor ve Tanrı adına yola çıkılan bu seferlerde, Tanrı adına hareket edenlerin nasıl vahÅŸileÅŸtiÄŸini gözler önüne seriyordu. Ä°nsanlıkla adları bir arada anılması mümkün olamayan o Ä°spanyol kafilesinin vahÅŸetleri bakın bu eserde nasıl dile getiriliyordu:
"Ä°spanyollar atlarıyla, kılıçlarıyla ve mızraklarıyla yerlileri kolayca savuÅŸturup öldürdüler ve onlara karşı her türden vahÅŸeti sergilediler. Yerli yerleÅŸim bölgelerine zorla girerek, küçük çocuklar,yaÅŸlı erkekler, hamile kadınlar, hatta yeni doÄŸum yapmış Yorum yazınız (2 Yorum) |
Son Güncelleme ( 03-01-2010 )
|
Devamı...
|
|
Yazar Av. M. Selami ÇEKMEGİL
|
20-02-2006 |
Yüzyıllar öncesine ait “…bela” bir hadiseyi döÄŸünerek anma toplantıları sona erdiÄŸine göre, beyni dumura uÄŸratıcı konuların dışına çıkarak -Raci Durcan kardeÅŸimizi takiben- kendimize kuÅŸbakışı bakabilir ve bu güne ait temel yanlışlıklarımıza, ÅŸahsımıza yönelik mültefit teÅŸvikleri artık geçmiÅŸte kalan, sayın Dr. YaÅŸar Nuri Öztürk’e ait güçlü bir projektörün ışığında yeniden eÄŸilebiliriz:
1.
“Soya tapma, ataları ilahlaÅŸtırma ve kutsanan kemiklerin arkasına saklanma, Kur’ana göre putperestliÄŸin niteliklerindendir.
Yaratıcı dehadan yoksun bireylerin, yaratıcı ruhlardan yoksun toplumların eskiye sığınmaları ve kiÅŸileri putlaÅŸtırıp kutsamaları, evrensel realitenin gazabına uÄŸratan tembelliklerin başında gelmektedir. Bu tembelliÄŸin cüce benlikler tarafından erdeme çevrilmesi için gösterilen debelenme, kemiklere sığınmadır. Bu sığınmaya hayat gerçeÄŸinin verdiÄŸi karşılık ÅŸudur: kendi elinle ürettiÄŸin, kendi ruhunla yarattığın bir ÅŸey varsa, göster. Yoksa, olduÄŸun yere çömel ve sus... Kemiklerle uÄŸraÅŸmanın yerme görünümü ise eksiklik ve yetersizliÄŸi kemiklere yükleme ÅŸeklinde ortaya çıkar. Zavallı benlikler, baÅŸarısızlıklarını, kendilerini savunamaz duruma gelmiÅŸ kiÅŸilerin mezarlarına yüklemeyi, en geçerli yol bilirler. Muazzez Ä°slam Peygamberi, ölülerin arkasından çirkin ÅŸeyler söylemeyi yasaklayarak üzerinde olduÄŸumuz evrensel prensibi çok yalın bir nezaket kuralı içinde göstermiÅŸtir. O biliyordu ki, soya tapıcılığın negatif beliriÅŸi, baÅŸarısızlıkları, yetersizlikleri dünyayı terk etmiÅŸ insanlara yükleme tavrıdır. Bu tavra sığanlara hayatın cevabı ÅŸu olmaktadır: madem öyle, sen güzeli ve iyiyi ortaya koy da görelim... Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 20-02-2006 )
|
Devamı...
|
|
FARKEDİŞİN ESTETİK BOYUTU |
Yazar Necmettin Evci
|
20-02-2006 |
1.
Fark edemeyişin boşluğunda bir hoşluk yaşamaktayız.
Ve her ÅŸey bir farkediÅŸle baÅŸlayacak. (1)
Ä°nsana, insanın varoluÅŸsal anlamına ve alanına yönelik çabaların mevcut
iÅŸleyiÅŸ içinde bir kıymeti kalmamıştır. Modern kapitalizmin öncülüÄŸünde
global evresine giren yeni yaÅŸamın insana soluk aldırmayan acelesi, çılgınca
bir ritimle insan varlığını hiçlik duygusunun, çaresizliÄŸin öldürücü
boşluğunda kıstırmayı başardı..
Yorum yazınız (0 Yorum) |
Devamı...
|
|
Yazar Yavuz Bülent BAKİLER
|
14-02-2006 |
Ben al atı seviyorum, al atın hali başka
Çıkıp geldim Edirne'den Bizans surları önüne
Korkum yok kafirden, korkum yok surdan
Yeter ki şahlansın al atlar altımızda
Al atlara can kurban…
Ben kır atı seviyorum, kır atın hali baÅŸka Kalkın binin kıratlara gaza vaktidir Çekin kılıçları kından Bu ÅŸafak vakti, ilk safta kıratlarla beraber ÅžimÅŸek gibi geçeceÄŸiz Sen Romen kapısından… Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 15-02-2006 )
|
Devamı...
|
|
Yazar Engin Ardıç
|
14-02-2006 |
Åžimdi kesin kanaat getirdim, bu savaÅŸ mutlaka çıkacak. Ortalığı birbirine katan ünlü karikatür, dört ay önce yayınlanmış! Tepki gösterenlere daha geçen gün duyurulmuÅŸ. Biryerlerden üfürülmüÅŸ. Öyle ya, hangi ülkede hangi Müslüman okuyucu kıytırık bir Danimarka gazetesini her gün bulacak, alacak da hangi dilbilgisiyle izleyecek? Amaç, bir taÅŸla birkaç kuÅŸ vurmaktır. Hem Türkiye gibi bir ülkenin Avrupa BirliÄŸi'ne girmesi "tehlikesini" önleyecekler, hem de Ä°ran'a yapılacak saldırının "psikolojik altyapısını" geliÅŸtirecekler. Eskiden, iki doÄŸu ülkesinin sultanı savaÅŸacakları zaman, iÅŸe birbirlerine küfür mektupları göndererek baÅŸlarlar, hem karşı tarafı sinirlendirir, kızıştırır, hem de kendilerine psikolojik destek ve gerekçe yaratırlardı... Ona benzedi. Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 08-11-2007 )
|
Devamı...
|
|
KÄ°TABI ANLAMAK MI KÄ°TAB'TAN ANLAMAK MI? |
Yazar RACÄ° DURCAN
|
06-02-2006 |
RACÄ° DURCAN
Avukatlık bürosunun kütüphanesi ciltlerle kitap doluydu. ÇoÄŸu, ilgili hukukun kanun maddelerini ihtiva ediyordu. ‘Bütün bunları nasıl aklınızda tutuyorsunuz? Çok zeki insanlar olmalısınız’ diye takıldım.
Hayatı düzenlemek üzere konulmuÅŸ olan kurallar anlamına gelen kanun maddeleri hakikaten yazılı olarak görüldüklerinde büyük hacim tutmaktalar. Bunu bir kütüphanede karşınıza kitap olarak çıktıklarında daha rahat anlayabiliyorsunuz. DeÄŸil öÄŸrenmek, sadece okumak için bile oldukça geniÅŸ zaman gerekiyor. Bir vatandaÅŸ olarak kurallara uymak hepimizin görevi. Aksi durumda sorumluluk üstleniyor ve cezalandırılıyoruz. Peki bu kadar çok kanunu nasıl bileceÄŸiz ki onları ihlal edip cezaya muhatap olmayalım? Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 07-02-2006 )
|
Devamı...
|
|
YOLUMUZ UZUN ve ÇETİN: İÇİMİZE GİDİYORUZ |
Yazar Necmettin EVCÄ°
|
06-02-2006 |
Hicret, zora kanırtılmış zamanı kendine bükmektir. Her ÅŸeyi yerli yerine koymak için boydan boya tarihi, zamanı, ufukları yürümektir. Hicret Kâbe'yi iÅŸaret taşı bilerek yeryüzüne açılmaktır. Hicret medeniyet atlasını alnımızdaki secde izleriyle yeniden ÅŸekillendirme kararlılığıdır. Hicreti anlamaksızın baÅŸkentlere yürüyüÅŸ olmaz. Kalbimize yönelmeyen yürüyüÅŸ yeryüzüne ulaÅŸmaz.
Hicret cesaret, güven, korkusuzluk ve olgunluktur. Hicret sadece esaretten kurtuluÅŸ deÄŸil hele kaçış hiç deÄŸil, esareti kuÅŸatmaya doÄŸru bir hamle, bir kalkışma, bir yürüyüÅŸtür. Hicret mazlum ve onurlu cesarettir. Hicret yitirdiklerimizi aramak ve bulmaya çabalamaktır. Bu gün tüm insanlık içinden ve dışından ÅŸeytanın açık, acımasız, kaba, küt kuÅŸatması altındaysa hicret kaçınılmaz demektir. Nereye gidilmeli, neyi/nereyi bulmalı? Neyimizi yitirdiÄŸimizi hatırlamaya çalışmak hicretin ilk hareketi olmalıdır. Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 07-02-2006 )
|
Devamı...
|
|
DÃœNYA HAYATI OYUN VE EÄžLENCEDÄ°R |
Yazar Raci Durcan
|
30-01-2006 |
Bu çok bilinen ayet mealini yanlış mı yorumluyoruz? Bana öyle geldi.
Bir bayram ziyaretinde karşılaÅŸtığım dostum ‘bütün servetimi kaybettim’ dedi gülümseyerek. GörüÅŸmeyeli çok olmamıştı. Bu kısa süre zarfında ne olmuÅŸtu da servetini kaybetmiÅŸti? Hemen aklıma borsa geldi. Borsa oyuncusu olduÄŸunu, aldığı kağıtların seyrini heyacanla takip ettiÄŸini ve oradaki kazançlarıyla ilgili bizlerle sohbet etmekten hoÅŸlandığını biliyordum. Fakat yüzünde servetini kaybetmiÅŸ bir insanın o acınası ve aÄŸlamaklı ifadesi yoktu. Hatta gülüyordu. Ben ‘borsada mı?’ diye sordum. ‘Evet’ dedi keyifle. Sonra borsada bir ara çok kazandığını, evler arabalar aldığını fakat sonunda yaptığı yanlış bir yatırımdan dolayı bütün servetini yitirdiÄŸini anlattı. Böyle büyük bir kaybı bu kayıtsız haliyle anlatması olayın ciddiyetiyle baÄŸdaÅŸmıyordu. Çünkü normal halde harcamalarında ince hesaplı ve çok düÅŸünceli hareket ediyor, mesela senet imzalatmadan ve saÄŸlam kefil göstermeden kimseye borç para vermiyordu. Åžimdiki kayıtsızlığı ya artık hayatı fazla ciddiye almadığını yani; önemli bir tavır deÄŸiÅŸikliÄŸini, ya da ÅŸaka yaptığını gösteriyordu. Ne olduÄŸunu anlamaya çalışırken içeriden küçük bir çocuk koÅŸarak gelip babasının kucağına atladı: ‘Baba bir kere daha oynayalım ne olur!’ diye yalvarmaya baÅŸladı.
MeÄŸer biz içeride sohbete dalmışken o gidip çocuklarla yeni çıkan ve çocukların çok ilgisini çeken ÅŸu borsa oyunu oynamış. KaybettiÄŸini söylediÄŸi serveti de orada yitirmiÅŸ. Åžimdi hep beraber gülüyorduk. Giden onca servet kimseyi ÅŸoka sokmamış hatta bir eÄŸlence konusu dahi olmuÅŸtu. Yorum yazınız (0 Yorum) |
Devamı...
|
|
| | << İlk < Önceki 201 202 203 204 205 206 207 Sonraki > Son >>
| Sonuç 2021 - 2030 Toplam: 2067 |
|
|
|
|
|
Kullanıcı Girişi |
L O G I N | |
---|
|
Kimler Çevrimiçi |
Şuan 254 misafir çevrimiçi |
Ziyaretçi Sayısı |
123122463 Ziyaretçi
|
|
|
|