|
|
|
|
|
|
Duyurular |
AKIL IÇIN YOL BIRDIR
(THERE IS but ONE WAY for REASON) (linkleri SAG TIKLAYIN lütfen)
Sn.Soner YALÇIN'dan dikkate deÄŸer bir yazı: Edebiyatla AhmaklaÅŸtırma https://www.sozcu.com.tr/ 2021/yazarlar/soner-yalcin /edebiyatla-ahmaklastirma -6335565/
Önerdigimiz sayfalar: M. SAID ÇEKMEG?L anisina
|
|
|
|
Anasayfa
|
Anasayfa
Yazar Mehmet ÇELEN
|
17-08-2006 |
Yeni Bir Kitap: Okuyucu Tefsiri
TAKDÄ°M Mehmet ÇELEN
Kur´an aslî itibariyle nûr ve hidâyet kaynağıdır. Öyle bir kelamullah ki, i’caz ve belagat timsalidir. Onun eÅŸi ve benzeri yoktur. Bugüne kadar, “bir benzerini getirin” meydan okuyuÅŸuna, hiçbir edebiyat çevresi tarafından hâlâ karşılık verilememiÅŸtir. Bu da onun mucizevî yönünü göstermiÅŸtir. Onu okuyup anlayan ve hükümlerini uygulayan kimse, SapasaÄŸlam bir kulpa yapışmıştır. Ona sarılan dosdoÄŸru yola kavuÅŸmuÅŸ hidayete ulaÅŸmıştır. Ondan uzaklaÅŸan , hükümlerine sırt çeviren kimse sapıklık girdapları arasında boÄŸulup gitmiÅŸtir. O, ilimlerin esasıdır. Bütün ilimler ona dayanır. Kur’ân ilimlerinin başında da, tefsir ilmi gelir.Tefsir, Allah’ın son Kelamı’nın yorumlanması, açıklanması ve maksadının anlaşılmaya çalışılmasıdır. Tefsir, yöntem olarak dirâyet ve rivâyet olmak üzere iki ÅŸekilde gerçekleÅŸmiÅŸtir. Müfessirin kendi görüÅŸ ve düÅŸüncelerini çoÄŸunlukta olduÄŸu tefsir ÅŸeklinde dirâyet, rivâyetlerin çoÄŸunlukta olanına rivâyet tesiri denilmiÅŸtir. Birde bu ikisi arasında orta yolu tutan hem dirâyeti hem rivâyeti birleÅŸtiren tefsirler de yazılmıştır. Kur’an’ın ilk müfessiri, hükümetlerin ilk uygulayıcısı ve bu konudaki ilk numune-i imtisal, son nebî resûl-i ekrem efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) ‘dır. Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 17-08-2006 )
|
Devamı...
|
|
SÄ°CÄ°LYA'DA PORTAKAL TADI |
Yazar Sebahattin Özden
|
10-08-2006 |
Sicilya’da
Portakal Tadı
Sebahattin Özden
Bu benim sinema
üzerine ilk yazım ve öyle derinlemesine bir sinema yazısı yazmaya
filan da hiç niyetli deÄŸilim; üstelik de bunun, kendime karşı yapacağım
acımasızca bir gaddarlık olduÄŸunu düÅŸünürken. Onun haricinde
bir film analizi yapmayacağımı böylece –altını çizerek- belirttikten
sonra, ÅŸu meÅŸhur portakal faslına geçmeden, filmden yüzeysel de
olsa bahsetmeliyim, sanırım. Bahsi geçen filmi, ‘Baba’yı defaatle
izleyen biri olarak söylemeliyim ki, bu filmden bahsetmek, hele de
benim gibi ilk sinema yazısını kaleme alan biri olarak, oldukça
güç ve benim kadar umursamaz birini bile umarsız bırakabilecek olması
da şahsım adına ukalalık ancak bir film eleştirmeni olmadığıma
göre –ve binlerce defa Sevin Okyay’dan özür dileyerek- bu filmi
anlatabileceğime, belki tahlil edemesem de en azından şu portakal
meselesine değineceğime olan inancım, tamamen filme olan ruhani bağlılığımdan
kaynaklanıyor.
Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 10-08-2006 )
|
Devamı...
|
|
Yazar Necmettin EVCÄ°
|
29-07-2006 |
BEYAZ YÜRÜYÜÅž
Kar denizinin tam ortasındaydılar.
Hava soÄŸuk mu soÄŸuk.
Diz boyu gömüle gömüle yürüyorlardı. Belli belirsiz keçi yollarından.
Ä°çlerinden biri durdu. Avuçlarını aÄŸzına götürdü, hohladı
sıcak nefesiyle. Cebinden çıkardığı tütünden aldı biraz. Sakız
yaptı. Diğeri bir elini koynuna, diğer elini paltosunun cebine sokup
ÅŸeker çıkardı aÄŸzına attı. Arkadaşı ‘Dayanamıyorum, geri
dönelim’ der gibi ritmik bir düzenle kaldırıp indirmeye baÅŸladı
ayaklarını. Kasılarak yerinde sayıyordu tek tek.
Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 29-07-2006 )
|
Devamı...
|
|
Yazar Raci Durcan
|
26-07-2006 |
SEBO’NUN TERLÄ°KLERÄ° Raci Durcan
Yaz geldi, kalın paltolarınızı atıp haififlediniz. Muhtemelen zihninizi de hafif tutmak isteyecek, vatan kurtarmak gibi ağır konulardan uzak duracaksınız. Belki beÅŸ yıldızlı tatil yörelerine gidip havuzlarında yüzerek zayıflama hayalleri kuraksınız. Sebo’nun terliklerinin yazı konusu olması her bakımdan durumunuza uygun düÅŸüyor... Geçenlerde ‘bizim Sebo’ bana hediyesi 20 liradan bir çift terlik verdi. Terlik dediysem deniz kenarlarında giyilen yazlık şıpıdık terlik deÄŸil. Onlar ayak rahat etsin, kolay yürünsün diye yapılır. Bunların tabanında çivi gibi deÄŸilse de üzerine bastığınızda ayaÄŸa batan sivri uçlar var ki, on dakika üzerinde durabilene aÅŸkolsun! Bir ay önceden haber edip terlikleri sipariÅŸ verdiÄŸini ve yakında eline geçeceÄŸini müjde(!)lemiÅŸti. Burada paragraf giriÅŸinde kullanmış olduÄŸum isim tamlaması için bir parantez açmak gerekecek. ‘Bizim’ kelimesi Kriter’i, Sebo’ da Kriter’in ÅŸu AÄŸustos BöceÄŸi’nin zedelenmiÅŸ itibarını iade eden yazarı Sebahattin Özden’i tarif içindir... Kriter için ‘bizim’ diye bahis açınca ayrı bir parantez de Selami AÄŸbiye gerekiyor. ‘Ya bu adam herÅŸeyimizi sahipleniyor!’ diye telaÅŸlanması ihtimal dahilindedir. Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 26-07-2006 )
|
Devamı...
|
|
Yazar Bahattin Bilhan
|
26-07-2006 |
ÖLÜM YOKLUK MU?
Merhum M. Sait Çekmengil'den ayrı kalmanın acısı büyük oldu, ancak ölümün hem iyiler için hem de iyi olmayanlar için kötü bir olay olmadığı düÅŸüncesindeyim. Kanaatımca M. sait Çekmengil çok iyi insandı. Ölüm, onu çok iyi bir yurda gitmeye kapı olmuÅŸtur. Bu düÅŸünce ile ÅŸu satırları yazdım; Sanma ölüm bir yokluktur, Ölüm yeni bir soluktur, Daha aydınlık aleme, Pek hayırlı yolculuktur.
Ölüm kutlu bir hadise, Nefestir her zi'nefese, DoÄŸum ne kadar kutluysa, Ölümde kutlu hadise. Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 26-07-2006 )
|
Devamı...
|
|
KARDEÅžLERÄ°ME SELAM OLSUN |
Yazar Hayreddin BÄ°LGE
|
26-07-2006 |
KARDEÅžLERÄ°ME SELAM OLSUN
kahpe gecenin sabahında, yeryüzünde doÄŸan bir güneÅŸ. yorgun ÅŸehrin hükümdarı, nemrud'a karşı, elinde baltası, dilinde tevhid kelimesi.
hatırlarsın hani, mubarak kitabın övdüÄŸü insanı, ibrahimi...
Yorum yazınız (1 Yorum) |
Son Güncelleme ( 15-11-2007 )
|
Devamı...
|
|
TEÅžEKKÃœRLER MARC! HARÄ°KA BÄ°R GÄ°RÄ°Åž |
Yazar Sebahattin Özden
|
30-06-2006 |
TeÅŸekkürler Marc! Harika Bir GiriÅŸ
Sebahattin Özden*
Henüz 20 yaşımdaydım ve hani neredeyse doÄŸru ile yanlışı ayırt edemeyecek kadar da toydum. Kelime daÄŸarcığım sadece hayatımı idame ettirmeme yeterliydi fakat ben bu durumdan oldukça ÅŸikayetçiydim. O zaman Liberte Yayınları’na giderek iki çanta dolusu -zorlukla taşıyabilecek kadar- kitap aldığımı anımsıyorum. Aldığım kitapların arasında ‘GeliÅŸmekte Olan Ülkeler Ä°çin Para Kurulları El kitabı’ndan tutun da, Mises’in ‘Bürokrasi’sine kadar, uzmanlaÅŸmanıza yardımcı olacak düÅŸünce kitapları vardı ama bunların hiçbiri bir giriÅŸ mahiyetinde deÄŸildi, bense her ÅŸeyden önce bir giriÅŸ kitabı okumanın gerekip gerekmediÄŸinden bile haberdar deÄŸildim. Tüm kitapları okumalı, aynı ortamı paylaÅŸtığımız insanlarla, siyasi ve iktisadi konular üzerinde konuÅŸabilmeliydim.
Ä°lk önce ‘GeliÅŸmekte Olan Ülkeler Ä°çin Para Kurulları El Kitabı’nı okuduÄŸumu hatırlıyorum, kitap biter bitmez dolmuÅŸa atlayıp LDT’ye gitmeli, herkese Merkez Bankasının başına geçsem idare edebileceÄŸimi göstermeliydim; öyle de yaptım. Atilla Hoca her zamanki yerinde, kağıtların ve kitapların arasına gömülmüÅŸtü; hemen karşısında yerimi aldım. Ona Türkiye’de Merkez Bankasının büyük bir külfet olduÄŸunu, Merkez Bankasının derhal kapatılarak yerine az sayıda kiÅŸiden ve bir IMF temsilcisinden oluÅŸan bir kurul oluÅŸturulması gerektiÄŸini söylemiÅŸtim. Atilla Hoca her zamanki öÄŸretici kimliÄŸiyle bana ‘GeliÅŸmekte Olan Ülkeler Ä°çin Para Kurulları El kitabı’nı tavsiye etmiÅŸti ve ben de ona çoktan okuduÄŸumu söyleyecek kadar ukalaydım. Hoca o kitabı okumadığı için, kendimi gösterme fırsatı bile bulamamıştım. Bu benim ilk hayal kırıklığım deÄŸildi ve son da olmayacaktı. Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 01-07-2006 )
|
Devamı...
|
|
MEALLER KONUSUNDA BAÅžKA ELEÅžTÄ°RÄ°LER |
Yazar M. Selami ÇEKMEGİL
|
30-06-2006 |
M. Selami ÇEKMEGÄ°L
“Kur’an Mealleri konusunda Bazı EleÅŸtiriler” yazımın yayınlanmasını takiben bazı eleÅŸtiriler geldi. Yazıya yönelik bu eleÅŸtiriler baÅŸlıca ÅŸu iki hususta yoÄŸunlaşıyor: 1- Diyanet mealinden ve Ali Özek – Hayrettin Karaman mealinden alıntıyla gösterdiÄŸimiz yanlış meallerin iliÅŸkin bulunduÄŸu Kur’an ayetlerinin doÄŸru çevirilerinin nasıl olması gerektiÄŸi; Bu ayetlerin Türkçe karşılıklarını kavram saptırmadan veren meal bulunup bulunmadığı; 2- Yazıda neden sadece belli bir alana yönelik yanlışlar üzerinde yoÄŸunlaşılıp baÅŸka yanlışlar da varsa onların da belirtilmediÄŸi... Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 25-03-2011 )
|
Devamı...
|
|
Yazar Mustafa Saraç
|
30-06-2006 |
Sene 1963, Ä°zmir’de görevliydim. Zamanın hava kuvvetleri komutanı, ilgililere mükâfat olarak benim Amerika’ya gönderilmemi emretti. Ben bu tayini beklerken Malatya’ya tayinim çıktı. O kadar çok üzüldüm ki… Burada bunu anlatmam mümkün deÄŸil. Ve ben 5 sene Malatya da kaldım.AÄŸlayarak gittim, inanın aÄŸlayarak döndüm. ”Sizin hoÅŸunuza gitmeyen ÅŸeyler beklide sizin için hayırlıdır. Siz bilmezsiniz; Allah bilir.” Diyen Ä°lahi hikmete muhatap olmuÅŸtum zannediyorum.
Biraz eski halimden bahsedeyim: Okuyan bir solcuydum, yerli hiçbir ÅŸey umurumda deÄŸil… Bir nevî ÅŸartlandırılmış bir kafa taşıyordum. BulduÄŸum kitap, yada roman yabancıysa okuyorum, yerliyse dönüp bakmıyorum. Kendimi o kadar çok beÄŸenmiÅŸtim ki her ÅŸeyi bildiÄŸimi zannediyordum. Bu arada saÄŸda entelektüel bir kimse olan M. Sait Çekmegil’in ismi dolaşıyor, hakkında da bir çok dedikodu duyuyoruz. Bir akÅŸam üzeri yolda yürürken komÅŸum olan Ä°brahim YavaÅŸ (ÅŸimdi rahmetli ) bir grup insanla bana doÄŸru geldi. MerhabalaÅŸtık; beraberinde bulunduÄŸu insanları bana takdim etti. Ä°ÅŸte M. Sait Çekmegil ile bu ilk tanışmamdı.
Yorum yazınız (0 Yorum) |
Son Güncelleme ( 01-07-2006 )
|
Devamı...
|
|
| | << İlk < Önceki 191 192 193 194 195 196 197 198 199 200 Sonraki > Son >>
| Sonuç 1981 - 1990 Toplam: 2067 |
|
|
|
|
|
Kullanıcı Girişi |
L O G I N | |
---|
|
Kimler Çevrimiçi |
Şuan 69 misafir çevrimiçi |
Ziyaretçi Sayısı |
123910437 Ziyaretçi
|
|
|
|