20-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow M. Said Çekmegil arrow ALACA KARANLIKTA YOL ARAYAN BÄ°R NESÄ°LÄ°Z
ALACA KARANLIKTA YOL ARAYAN BİR NESİLİZ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 7
KötüÇok iyi 
Yazar (Merhum) M. Said ÇEKMEGÄ°L   
18-10-2008

  Alaca Karanlıkta Yol Arayan Bir Nesiliz

                                                                 (Merhum) M. Said ÇEKMEGÄ°L
    Bir önceki yazımızda, bir devrin geçip, yeni bir döneme açılan “ışık menfezlerinden” kendi kendimize bakıyorduk. Bu vesileyle, Sünnetullah’a uygun hareket edip etmediÄŸimizi söz konusu etmiÅŸtik.
    Sünnetullah, yaratıcının, yarattıklarının fıtratında var kıldığı tabii kanunlardır. Öylesine aziz kılınmışlardır ki, bu kanunlarda hiçbir kimse deÄŸiÅŸiklik – istese de – göremez; deÄŸiÅŸtiremez. (1) Ancak yaratıcının, yerde, gökte; bütün eÅŸyada görülebilen ve aynı zamanda “Allah’ın ayetlerini” ifade eden bu ilahı kanunları (2) beÅŸer tarafından tefekkür edilebilir ama taÄŸyir edilemez. Fakat
bu kanunlar, bazı beÅŸeri zanların iddia ettiÄŸi gibi, daima bir gereklilik (muayyeniyet) göstermez. Çünkü Fatır-ı Samed’in kainata bahÅŸetmiÅŸ olduÄŸu bu ayetler, pozitivistlerin determinizm dedikleri, hiçbir varlığın kıramayacağı sebepler zinciri deÄŸil, (3) yaratıcının emrinde bulunan tabii kanunlardır. O kanunları koyan ve yaÅŸatan yaratıcıdır; nasıl koydu ise öyle de kaldırır. Çünkü o yaratıcıdır; her ÅŸeye gücü yeter. (4) Yaratılanların gücüne sınır koyamayacağı yüce yaratıcının, isterse, deÄŸiÅŸtiremeyeceÄŸi hiçbir kanun, hiçbir madde yoktur. Maddecilerin, metafizik sahaya ittikleri harikalar, bu kanunların deÄŸiÅŸikliÄŸini meydana getiren büyük gücün tasarrufunu gösterir, ki insan aklını aciz bıraktığı için ona (MUCÄ°ZE) denmiÅŸtir.
    Ä°nsan, Müslümanlığı idrak etmiÅŸse, ilahi ayetleri gösteren ve deÄŸiÅŸtirilmeyecek olan bu tabii kanunları zorlamaz; onlardan faydalanarak, dünyada ÅŸahsiyet bahÅŸeden, ahirette saadet sebebi bulunan, ilmi yola yönelir.


             MES’ELEMÄ°Z VE ÇAÄžRIMIZ
     Ä°ÅŸte bu ilmi yola talip olurken, onu aydınlatan ışıkları gölgeleyen hurafe bulutlarının dağılmasını beklerken Ä°slam alemi, daha koyu bir materyalizm bulutunun ortalığı karartmasına ÅŸahit oluyordu.
   Gerçekten de bugün, Resulullah’ı, 70 huri vadiyle bir yahudinin Müslüman olmasını saÄŸlayan, ölünce de onu kendi eliyle kabre bırakırken bir sürü hurinin tehacümcüyle yakası yırtılan bir kimse olarak tanıtan ve benzer yalanlarla sayfalarını dolduran kitapların (5) hurafelerine inana münevver bir mümin görünmüyor. Ama ÅŸimdi de, çoÄŸu dikkatlerden kaçan ve aydın(!) denilen kesimden gelen bir baÅŸka bilmezliÄŸin ortalığı kasıp kavurduÄŸu müÅŸahade ediliyor.
   Hazırlamış bulunduÄŸu bir doktora tezinde, yüce Allah’ın kendi velilerini kıskandığından söz açan (6) saçma paragrafları, herhangi bir kritiÄŸe tabi tutmadan verebilen ve Hz. Hasan, Hz. Hüseyin’i, iki peygamber (Resul, evet Resul) gösteren bir sapığı, bile bile, “ÅŸüphesiz Veli” diye gösterecek kadar (7) ölçüsüzler, günümüzün gözükenleridir. Öyle ki mesela bu kritersiz zat, Ä°lahiyat Fakültesi hocalığından diyanet baÅŸkanlığına getirilmiÅŸtir. Adama politik sataÅŸmalar çok olmuÅŸtur ama bu sapık anlayışına dokunan pek görülmemiÅŸtir. Ne zaman ikaz edilir, belli de deÄŸildir. Ama Merhum Diyanet iÅŸleri baÅŸkanı Ahmet Hamdi Akseki bir eser tercüme etmiÅŸtir, riyaset onu tekrar neÅŸretti diye kıyametler koparılır olmuÅŸtu.
    19. yüzyıl materyalizminin, mistik hurafelerle beraber gerçekleri de gölgeleyerek günümüze kadar gelip yerleÅŸtiÄŸi bir dönemin nesliyiz; alaca karanlıkta yol aramak gibi çetin sanılan bir imtihandan geçiyoruz.
    Kavmine zararlı sandığı için, islamieti –kendi kafasına göre – demokrasi kadar zararlı bulan basit idealistler (8), faydalanamayacağını zannettiÄŸi için, Kabe’yi Araplara terk edecek kadar ÅŸuursuz “yır”cılar (9) içerisinden geçiyoruz.
     Åžu zata bakınız : yayın müdürlüklerinde bulunmuÅŸ, ÅŸimdilerde tirajlı bir gazetenin baÅŸyazarıdır. Yenilerde “TRT Genel MüdürlüÄŸünde sol entelektüeller adına talip” olduÄŸu yazılıyor (10) “Mekke’de, “ihram” denilen beyaz örtülere sarılıp “Ümre’ye baÅŸlarken” neler düÅŸünmüÅŸ : “Din ile Devlet iÅŸlerini birbirine karıştırmadan Ä°slamiyet’e saygılı olabilen bir Türkiye, ortadoÄŸu’da, siyasetin ve ticaretin merkezi haline gelebilir. ÖrneÄŸin Mekke ve Medine’deki inÅŸaatlarda, iÅŸ yerlerinde sadece Müslümanlar çalışabiliyor. Gerek istihdam, gerekse yatırım ve ticaret açısından çok büyük bir imkandır bu.” Diyor, sonra da bir çok büyük Ticaret imkanını kaçırmış olmanın esefiyle; “bu konuda epey geciktiÄŸimiz için, yüzlerce milyar dolarlık bir iÅŸ dünyasının trenini, ÅŸimdi yakalamaya çalışıyoruz.” Diye hayıflanıyor. Görüyor musunuz, günün üst düzey aydınını (!), “Ä°slam dini, kesinlikle, yoksulluÄŸun ve geri kalmışlığın kaynağı deÄŸildir.” Diye “…Ä°slam’dan baÅŸka bir din seçmek” ÅŸartını ret ediyor. Ebedi saadeti deÄŸil de, dünyacı bir çıkarı engellemediÄŸi için Ä°slam’a saygı duyuyor, “…bir minyatür haç anlamına” gelen ömre yapıyor. Belki namaz da kılıyor. Hani eskiden evlatlarına : “OÄŸlum namaz kıl ki iÅŸin rasgele, rızkın bol ola” diyen, saf ve bilmeden dünyacı kesilen anneler vardı ya, aynen onlar gibi, bu baÅŸyazar da dünyevi çıkarlar için lütfen Ä°slam’a yanaşıyor. (11) Mümyaz Soysal’ın ifadesiyle, bu tahmin edilemeyen bezeri ilgiler “Cumhuriyet’in baÅŸlangıç yıllarında, hatta bırakın o yılları, çok kısa bir süre öncesine gelinceye kadar, hayal bile edilemiyordu.” (12) ancak ne var ki bu tür yanaÅŸmalar, Prof. Toktamış AteÅŸ’e göre de “uluslar arası pazarlarda Müslüman olarak deÄŸil, iÅŸ adamı” olarak yapılmış oluyordu. (13)
    Bir de ÅŸu hususu arz edeyim : Marksizm’den Ä°slamiyet’e geçmiÅŸ olduÄŸunu, hakkında yazılanlardan öÄŸrenmiÅŸ bulunduÄŸumuz bir ÅŸairimiz var. Kendisi pragmatizm’e karşı göründüÄŸü halde (belki de öyle sandık), eÄŸer yazılanlar doÄŸru ise, aynı pragmatist kapıya açılan bazı laflar etmiÅŸ bulunuyor. Diyor ki: “Benim sosyalist olmamla Müslüman olmam aynı süreç içerisindedir. Ben hangi sebeplerle sosyalist olduysam aynı sebeplerle Müslüman oldum. Yani bunda bir kesinti, bir yön deÄŸiÅŸtirme olduÄŸunu sanmıyorum.” Hani, bazı Ä°slam esprisine yabancı kalmış müddeilerin, Türkler “ihtida etmekle (yani Müslüman olmakla) din deÄŸiÅŸtirmiÅŸ, fakat iman ve i’tikat deÄŸiÅŸtirmemiÅŸtir.” (14) diyorlardı ya, onları hatırlattı bu ifadeler bize.
     Åžimdi bakalım bu ÅŸairane laflara : Sanatkarımızın,bir defa, gön deÄŸiÅŸtirip deÄŸiÅŸtirmediÄŸi bile kesin deÄŸil bu ifadede. Çünkü, “bir yön deÄŸiÅŸtirme olduÄŸunu”  bizzat kendisi de kesin olarak bilmiyor ki, “sanmıyorum” diyebiliyor. Ä°kincisi, “hangi sebeplerle sosyalist olduysam aynı sebeplerle Müslüman oldum” diyor. Burada da, Müslüman olduÄŸu halde, hala Müslümanlığın esasını öÄŸrenememiÅŸ kimselerin, kadim heyecanlı bir genç edası sergileniyor. (15)
      Haksızlıklara isyan; refah dağıtımındaki eÅŸitsizliÄŸe baÅŸkaldırma psikolojisi bazı gençleri sosyalizme itebilir. Hani Bernard Åžov’un, biraz da hınçlı kelimelerle vurgulamak istediÄŸi bir tespit var : “Diyelim ki (diyor), bir insanın yirmi yaşında komünizmaya kapılmaması himarlık, fakat kırk yaşında hala komünist kalması” daha da büyük bir ahmaklıktır. (16) Gerçekten de geç duygular umumiyetle zor kontrol edilebilir. Haksız sandığı uygulamalara, imkan bulunca isyan edebilir bir mizaç taşır. Ve haksızlığın karşısına dikilen her fikre koÅŸabilir. Kapitalizme kızan ve aynı duygularla; aynı sebeplerle kurtuluÅŸ arayan bir genç, Ä°slam’da ki yüce adaleti görüp dine teveccüh etmiÅŸ olabilir. Ancak bu kiÅŸi Müslümanlar arasına da girmiÅŸ olsa, Müslüman olmakta ki büyük inkılabı fark etmemiÅŸse, Ä°slamlığın temeline inememiÅŸ olarak görülür. Çünkü, insanın Müslüman olma sebebi, dünyayı cennet yapma sevdası deÄŸil; sabrederek, ebediyette cennete ermek, rıza-ı ilahiyle mes’ut olmak gayretidir. Edebiye koÅŸmak ilahi gayretten, faniye baÄŸlı kalmak ÅŸeytani vesveseden kaynaklanır. Birinde geçici bir imtihan döneminin refah hayali, diÄŸerinde ebedi saadetin hakikati söz konusudur. Hakikate doÄŸru koÅŸmakla hayale dalınanın; ilahi doÄŸruya yönelmekle, ÅŸeytani vesveselerle dünyacılığa dalıp kalmanın sebeplerinin aynı olduÄŸunu sanmak, entelektüel yapının zayıflığını gösterir. DeÄŸilse, vazıh bulunmayan bir düÅŸünce sistemi mi oluyor acaba?
    Kısacası, sosyalist, liberalist veya nihilist olmanın temelinde aynı materyalist nedenler yatabilir ama bu nedenlerle yola çıkmak, hedefi Ä°slam olan insanın yolunu uzatır, beklide çıkmaza sokar. 


              GÖRÜLEN ODUR KÄ°   
    Elit kesim denilen tabakadan sunduÄŸumuz ÅŸu misallerde gördüÄŸümüz gibi; dün hurafe sisleri içinde seçilmez halde bulunan Ä°slam’a teveccüh eden bakışlar, bugün çıkarcı bir saplantının karanlık fantezilerinde daha da buÄŸulanmıştır.
    Durum bu olunca, Müslümanlığın temel müeyyidelerini tespit eden ilmi teveccühlerin dışındaki yöneliÅŸlerin ne kadar aldatıcı olduÄŸu daha iyi anlaşılır.
    Onun için ÇAÄžRIMIZ : Temelinde Allah Resul’ünün (metlüv ve gayrı metlüv) bizlere kadar mütevatiren ulaÅŸan muhkem tebliÄŸlerinedir. Asırlık kalıntılarla, Ä°slam’a baÅŸka baÅŸka hüccetler tedarik etmeye çalışanların nasıl yanıldıklarına iÅŸaret etmiÅŸtik. (17) Kuran’ı Hakim’den baÅŸka eserlerde, Furkan’a zıt düÅŸmez bulunan doÄŸrular Vahiylerden kaynaklanmıştır, geri kalanların ise – az veya çok – beÅŸeri yanılgı ve zan’larla meÅŸbu olduÄŸunu göstermeye çalışmıştık. (18)
      Allah taksiratlarını affetsin ; bazı beÅŸeri yorum, hikaye ve çeÅŸitli zanların sanatkarca oldurduÄŸu hacimli kitaplar için “…. Alemlerin Rabbinden inmedir” (19) denilebilmiÅŸse ve bazıları da bu iddiayı dile getirip, bir beÅŸerin eserini “elbette bizce ilahidir” (20) felsefesiyle onları büyütmüÅŸse; bazı doÄŸruların hakimane iÅŸleniÅŸine bakılarak adına “Hüccetullah-il-BaliÄŸa” denilip, sonra da onların meddahları tarafından – Sanki Kur’anla Allah’ın hücceti tamamlanmamış gibi – o eseri takdim ederken iÅŸte “Allah’ın hücceti tamamlandı” gibi ÅŸuursuz laflar yazılabilmiÅŸse (21) Bazı hocalar da birbirlerine “Hüccetül Ä°slam” unvanları verebilmiÅŸse (22) Bazı ademoÄŸullarına, “Kutbul aktab” denilerek, onların Allah’a mahsus sıfatlarla anılıp yazılmasına göz yumuluyorsa (23) yahut da Müslüman’a yakışmayan bu bozuk akıdeler gereÄŸi gibi ret edilemiyorsa…. Mümkün ki, Abdulkadir es-Sofi’ler esrar tekkesindeki esintilerle, Reca Garaudy’lar Ä°bni Arabilerle Ä°slam’ı tanıyacaktır. Ve daha kimler kimlerle kim bilir; beÅŸeri saplantıları esasmış gibi aktaran sapıklar yüzünden yolunu yokuÅŸa uÄŸratacaktır? Ve yine mümkün ki, beÅŸerin beÅŸere hayranlığının doÄŸurduÄŸu heyecanlarla 35 yaşın fırtınaları Bora’laÅŸarak ana kaynağına yan bakacaktır…
(1)



1)       Bkz. Fetih Suresi : 23
2)       Bkz. Yusuf Suresi: 105 ve Zariyat Suresi : 20 ve Bkz. Ä°lmu Ususli’l-Fıkıh, A. Hallaf, Çev : Doç. Dr. Hüseyin Atay, Sh : 172 ve Bkz. Bor Konferansı M. Åžükrü Sözer
3)       Bkz. Bilginin Gücü, Sh : 84 ve Ä°nsanın Yolu Ä°slam, Sh : 206
4)       Mesela, Bkz. Fetih Suresi : 21 ve diÄŸer ayetler
5)       Bkz., Altı Parmak Peygamber Tarihi, adlı bu gayr-ı ciddi kitap A. Faruk Meyan tarafından sadeleÅŸtirildiÄŸi iç kapağında yazılı, 1976’da Beraket Yayınevi 4. baskısını neÅŸretmiÅŸ, Sh : 810 sayfaya – ona rast gelirseniz – lütfen bakınız da bu acı gülünç hali görünüz.
6)       Bkz. Sülemi ve Tasavvufi Tefsiri, Dr. Süleyman AteÅŸ, Sh : 144
7)        Bkz. Ä°rfan Sofraları, Niyazi-i Mısri, Çev : Dr. Süleyman AteÅŸ, Sh : 144, 184, 185 Bu kitapta mütercim Dr. AteÅŸ “mühim Bir Not”unda Hz. Hasan ve Hüseyin (R) lere resul denmesine “ tamamen safsatadır” dediÄŸi halde, Sh : 148’de bu safsatanın sahibine, “Büyük bir veli” diyebiliyor. Zaten aynı eserin ön sözünde de bu sapık ifadelerin sahibini, sanki Allah’ın yanından gelmiÅŸ gibi, “Åžüphe yok ki Niyazi büyük bir velidir” diyebiliyor. Heyhat ölçüsüzlük ne acı…
8)       Mart 1968 tarih ve 3 sayılı ÖTÜKEN dergisinde, meÅŸhur (Nihal) Atsız, bu tarz düÅŸüncenin tutarsızlığını verirken : “Tarihimiz boyunca, Müslüman olduÄŸumuz için başımıza bin türlü bela geldiÄŸi gibi, bugünkü demokratik rejim yüzünden de 1960 ta geçirdiÄŸimiz tehlike malumdur. Bu kafa ile suçu islamiyete ve demokrasiye yüklemek icap eder ki  ne dereceye kadar doÄŸru olduÄŸu ortadadır” der.
10)  Yeni DÜÅžÜNCE, haftalık gazete, 24.2.1984, sayı :123, Sh : 4
11)  Milliyet Gazetesi, 25.2.1984 Mehmet Barlas, BaÅŸyazı.
12)  18.1.1984 milliyet Gazetesi, Mümtaz Soysal’ın kendi sütunu
13)  Bkz. Åžubat 84 KRÄ°TER dergisi, R. Gürışık yazıyordu.
14)  Bkz. Türk DÜÅžÜNCESÄ° dergisi, Cilt : 9, Sayı : 1, Ocak 1959 Sh : 5. Ä°smail Hami DaniÅŸmend’in makalesinde       
        böyle deniyordu. 
15)  17. Åžubat.1984 tarihli Cumhuriyet gazetesi, Kayhan DeriÅŸler’in “Ä°smet Özel ve zor zamanda konuÅŸmak”           
       baÅŸlıklı yazısından.
16)    Bkz. Ä°ktisat Anlayışımız, Sh: 33
17)    Bu hususu, Ä°nsanın Yolu Ä°slam, adlı kitabımızda kaynaklarıyla vermiÅŸtik, Sh : 59-62
18)    Bkz. Tetkiklerde Metot ve Tenkit, 2. baskı, 1. bölüm
19)    Bkz. Mesnevi, Mevlana, Çev. Veled Ä°zbudak, Cilt I Önsöz : “Mesnevi Alemlerin Rabbinden inmedir. : Batıl ne önünden gelebilir ne ardından” deniyor. Metinde de (Cilt : 4, Sh : 151) böylesi iddialar sergileniyor, Sh: 326 da da tartışılıyor.
20)    6.2.1972 tarihli Sabah gazetesinde, Ayten Lermi “ Yirmi Altı bin beyitlik Mesnevi elbette bizce ilahidir” diyebiliyordu.
21)    Bkz. Hüccetullah-il-BaliÄŸa, Åžah Veliyullah Dehlevi, Çev : Ali Genceli, Hintli bir zat eseri takdim ederken söylüyor bu cahili lafı, bkz. Cilt :I, Sh: 72
22)    Bkz. Ä°slam Fıkhında Devlet, Ayetullah Humeyni, Çev. Hüseyin Hatemi, Sh : 78
23)    Mesela bakınız, iki yayınevinin ayrı ayrı neÅŸrettikleri, M. Nuri Åžemsettin denen birine mal edilerek yayınlanan “MÄ°TAHÜL KULUB” adlı eserlerinde ne fecaatlar sıralanıyor : Sh : 82 “Kutbul Aktab… bütün mahlukların, bütün varlıkların yiyimi, içimi, kareketleri, kaza ve kaderleri, hasılı dünyada olan her ÅŸey onun tasarrufu altındadır.” Sh: 48, “Kutbul Aktabın, iki cihanda tasarruf edemeyeceÄŸi hiçbir ÅŸey olamaz…” Üsteki 82. sayfadaki alıntı Demir Kitabevi, alttaki de Salah Bilici yayınları arasında neÅŸredilen kitaplardandır. Bu kitaplar ilk görüldüÄŸü dönemde yalnız Ahmet Akbay bey tarafından, bir bildiri ile hak ettiÄŸi cevabı almıştı. Ama ne çıkar hala pek çok insanın kütüphanesinde görmek mümkün. Hem de elit ve mütteeki görülen kimselerin kitaplığında. Bunlardan birini, bir yük. Mühendisi, ikaz etmiÅŸtim de “Hayret ben bu kitabı üç defa okuduÄŸum halde dikkatimi çekmemiÅŸ : sen nasıl görüyorsun ? bunları diye biraz da sitemkarane laflar etmiÅŸti. Fakat orada bulunan diÄŸer Müslüman münevverler, tevil bile edilemeyecek kadar açık bir sapıklığın artık müdafaa edilecek tarafı olmadığını ev sahibimize anlattılar. Selam ve Rahmet, ÅŸirkin açığından ve gizlisinden kaçan Hanif müminleredir.
                                         
                                                                                                                                 M. Said Çekmegil
                                                                                                 Kriter Nisan 84 Sayı : 42 Cilt: 4

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 30-10-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111400355 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net