27-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Ä°htisas Mahkemelerinden, Siber Yargıçlara...
İhtisas Mahkemelerinden, Siber Yargıçlara... PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 1
KötüÇok iyi 
Yazar Avukat Cüneyt Toraman   
17-06-2011

Ä°htisas Mahkemelerinden,
Siber Yargıçlara...                                          

                                                               Avukat Cüneyt Toraman
Belli bir konuda ihtisas sahibi (uzman) olmak, daima önemsenmiÅŸtir. Çözülemez sanılan pek çok sorun, uzmanına götürüldüÄŸünde, kolayca çözümlenmekte, insanları belirsizlikten kurtarmaktadır. Uzmanlık, açılamayan kapıları açmaya yarayan “anahtar/ÅŸifre” iÅŸlevi görmektedir. ÖrneÄŸin, bir dermatoloji uzmanı, -çoÄŸu kere- deriye bakar-bakmaz, hastalığın sebebini, bir çocuk doktoru, bebeÄŸin ateÅŸinin neden çıktığını anlayabilmektedir. Oto servisi, aracınızdeki bir arızayı, çok  kısa bir süre içinde tespit edip 
sorununuzu çözebilmektedir. Ä°ÅŸletme uzmanı, kısa bir çalışmayla, aksaklıkları tespit edip, iÅŸletmenin verimini bir-kaç kat artırabilmektedir. Ä°htisaslaÅŸmanın getirdiÄŸi kolaylıklar, uzmanlaÅŸmaya ilgiyi artırmış bu da, alt uzmanlık alanlarının oluÅŸmasına neden olmuÅŸtur. Mühendislik fakültelerinin, makina, elektrik, inÅŸaat vs. gibi ana dalları, (uçak, otomotiv, vs. gibi) alt dallara ayrılmıştır. Temel tıp eÄŸitiminden sonraki, (çocuk hastalıkları, iç hastalıkları, cerrahi, ortopedi, dermatoloji, üroloji, kalp, damar, vs. gibi) ana uzmanlık dalları, (fako, laser, cerrahi, göz nakli vs. gibi), alt uzmanlık dallarına ayrılmıştır. Oto servisleri dahi, markalarına göre ayrılmıştır. Büyük yapı firmaları, daha büyük projeleri gerçekleÅŸtirebilmek ve baÅŸarı saÄŸlayabilmek için, faaliyetlerini belli alanlarda, (konut, sanayi fabrikaları, köprü, baraj, yol, vs. gibi) yoÄŸunlaÅŸtırmıştır. Hizmet sektöründe de durum farklı deÄŸildir. Faaliyet konularının çeÅŸitliliÄŸi, uzmanlık alanlarını da artırmıştır. Kurumlar, iÅŸe alacakları elemanlarda, belli konularda uzmanlık aramaktadır. Avukatlık mesleÄŸinde “uzmanlık” olmamakla birlikte, iÅŸ sahipleri, uyuÅŸmazlık konusunda deneyimli avukatları tercih etmektedir.

Ä°htisaslaÅŸma gibi, “iÅŸ bölümü” de, saÄŸladığı kolaylıklar nedeniyle, geniÅŸ bir uygulama alanı bulmuÅŸtur.[1]  Eskiden, bir kiÅŸinin yaptığı iÅŸ, bu gün, dev organizasyon ve yatırımlarla gerçekleÅŸtirilebilketdedir. ÖrneÄŸin, bir balık tabağımıza; balıkçılık (balığın denizde tutulması), hal (balıkların toptan alım yeri), nakliye (marketlere dağıtım), market (perakende satış), gibi, aÅŸamalardan sonra gelebilmektedir. Bu durum, ihtiyaç duyduÄŸumuz, hemen “her ÅŸey” [2]  için geçerlidir. Ä°htisaslaÅŸma gibi derinlemesine bilgi gerektirmeyen “iÅŸ bölümü”, (özellikle) maliyetlerin azaltılmasında büyük katkı saÄŸlamıştır. ÖrneÄŸin, bir “terzi” ile “tekstil atölyesi” karşılaÅŸtırıldığında, iÅŸçilik maliyetlerinin, kıyaslanamayacak oranda azaldığı görülmektedir. Sanayi devrimi, “seri üretimin” önünü açmış, tezgahların  yerini fabrikalar almaya baÅŸlamıştır. Bilimsel geliÅŸmelerin, “yeni ihtiyaçlar” (otomobil, televizyon, bilgisayar, çamaşır makinası vs.) üretmesi, bu ihtiyaçları karşılayabilecek düzeyde üretimi de zorunlu hale getirmiÅŸtir. Ulaşım ve iletiÅŸim teknonojisindeki geliÅŸmelerin, ürünlerin serbestçe dolaşımına imkan vermesi, dünyayı, büyük bir “pazara” dönüÅŸtürmüÅŸtür. Önceden belirlenen yer ve tarihlerde düzenlenen “uluslararası fuarlar”, “iÅŸ bölümü ve ihtisaslaÅŸma”daki baÅŸarının dahi yetersiz kalabileceÄŸini göstermiÅŸtir.[3]  Ä°ÅŸ bölümü ve uzmanlık, zamanın getirdiÄŸi “ihtiyaçlara göre” geliÅŸmiÅŸ, ÅŸekillenmiÅŸ ve kurumsallaÅŸmış, yaÅŸamın vazgeçilmez bir “unsuru” haline gelmiÅŸtir. Ä°ÅŸ bölümü ve uzmanlığın saÄŸladığı kolaylıklara bakıldığında, bunların, sadece faydalı deÄŸil, gerekli, hatta zorunlu olduÄŸu dahi düÅŸünülebilir.

Ä°ÅŸ Bölümü ve uzmanlığın sonu mu?
Ä°ÅŸ bölümü ve uzmanlığın, (inkar edilemez katkılarına raÄŸmen), “ihtiyaç sınırlarını”[4]  aÅŸacak ÅŸekilde yaygınlaÅŸması, bazı olumsuzlukları da beraberinde getirmiÅŸtir.
(a)-Ä°ÅŸ bölümü ve uzmanlık, hem üretim biçimi, hem de üretilen nesneler açısından, insanlara mutluluk getirmemiÅŸtir. Her gün aynı iÅŸi yapan bir iÅŸçinin, insani deÄŸerlerinde aşınmaya neden olmuÅŸ,  insanları robotlaÅŸtırmış, büyük bir makinanın diÅŸlileri haline getirmiÅŸtir.[5] 
(b)-Ä°ÅŸ bölümü ve uzmanlık, doÄŸası gereÄŸi, “tek tip” iÅŸe odaklı olduÄŸu için, elemanlar, tek yönlü olarak yetiÅŸtirilmiÅŸlerdir. Bunun sonucu olarak, boÅŸalan elemanın yeri, ancak, “aynı nitelikte” (baÅŸka) bir elemanla doldurulabileceÄŸi için, eleman eksikliÄŸi, üretim faaliyetinin tamamen “durdurmasına” neden olmuÅŸtur. Bu yönüyle, iÅŸ bölümü ve uzmanlık, yararından daha çok zarara sebebiyet vermiÅŸtir.
(c)-Konusu ne olursa olsun, her uzmanlık veya iÅŸ bölümü, bütünün bir parçasıyla  ilgili olduÄŸu için, (parçaya odaklanma), parça ile bütün arasındaki (sıkı) iliÅŸkinin gözardı edilmesine, dolayısıyla, parça üzerindeki hakimiyetin de ortadan kalkmasına, yanlış teÅŸhislere sebep olmuÅŸtur.
Bütün bu olumsuzluklar, iÅŸ bölümü ve ihtisaslaÅŸmanın “sorgulanmasına” bu eksiklikleri  giderecek yeni yöntemler ve çareler geliÅŸtirilmeye çalışılmıştır. Robot teknolojisindeki geliÅŸmeler, (eski) üretim biçimindeki monotonluÄŸu belli ölçüde gidermiÅŸtir.[6] Üretim teknolojisi, standart-dışı taleplere cevap verebilecek bir ÅŸekilde biçimlendirilmeye baÅŸlanmıştır. Ä°nsanların “özgünlük” arayışı, “el yapımı imalatları”[7]  yeniden canlandırmıştır.  Ä°ÅŸ bölümü ve uzmanlığın getirdiÄŸi katılık, “çok yönlü” elemanlarla giderilmeye çalışılmaktadır. Ä°nsan kaynakları, (asıl) görev tanımı yanında, ek beceriler aramaktadır.[8] Bu ihtiyacın bir sonucu olarak, bazı üniversiteler, lisans eÄŸitimine ek bir-kaç sömestre eÄŸitim ile, öÄŸrencilerine, ikinci (hatta, üçüncü) diploma vermeye baÅŸlamışlardır. Futbolda bile, çok yönlü oyuncular sayesinde, klasik oyun düzeni (defans-orta saha-forvet) terk edilmiÅŸtir.[9]. Özel bankalar, (istifa, izin, hastalık vs. gibi nedenlerle) boÅŸalan bir iÅŸçinin yerini, aynı ÅŸubeden baÅŸka biriyle doldurabilmek için, (elemanların görev yerlerini deÄŸiÅŸtirerek) “rotasyona” tabi tutmaktadır. Komple özelliklere sahip elemanlar, artık, daha çok tercih edilmektedir. Ä°ÅŸ bölümü ve uzmanlığın getirdiÄŸi yetersizlikler, komÅŸu alanlara yönelik eÄŸitim çalışmalarıyla, azaltılmaya çalışılmaktadır.
Hukukta durum çok daha farklıdır. Hukukun faaliyet alanını, diÄŸer üretim biçimleriyle kıyaslamak, (hukuku tahrip amacı yoksa) büyük bir cehalet örneÄŸidir. Bu tespit, hem “uygulama” ve hem de “bilim” açısından geçerlidir. Konuya, “bilim” açısından yaklaÅŸacak olursak, hukukta, disiplinler arası iliÅŸki, (kendi içinde ve diÄŸerleriyle) daha yoÄŸundur. Hukuk, sosyal bilimler (siyaset, iktisat, sosyoloji, psikoloji, vs.) yanında, diÄŸer bilim dallarıyla (fizik, kimya, tıp, matematik, vs.) da yakından iliÅŸkilidir. ÖrneÄŸin, adli tıp, hukuk ve tıbbın ortak alanıdır. Sinema ve hukuk arasında dahi, güçlü bir baÄŸ vardır.[10] Hukukun geniÅŸ bir interlanda sahip olması, faaliyet alanı çevresindeki disiplinlerin de bilinmesini/kavranmasını zorunlu hale gertirmektedir. 

GeçmiÅŸte veya günümüzde, itibar edilen uzmanların, son derece geniÅŸ ve çeÅŸitli konulara ilgi duyması, uzmanlığının sılarının ipuçlarını vermektedir. sınırlı bir alandaki bilginin uzmanlık için yeterli olmadığını göstermektedir. Her disiplini, üstüste gelecek ÅŸekilde dizilen dairelere/çemberlere benzetecek olursak, her dairenin (disiplinin), altındaki veya üstündeki dairelerle (disiplinlerle) az veya çok “örtüÅŸtüÄŸü” görülecektir. Bu iliÅŸki,  disiplinlerin, birbirinden bağımsız olmadığını göstermektedir.[11]  Katı bir disipline baÄŸlı olarak yetiÅŸenler, bu yetersizliÄŸi dile getirerek, “alternatif” arayışlara[12], baÄŸlantılı alanlara  yönelmektedirler. Bu eÄŸilime bakıldığında, 21.yüzyılın, “dikey uzmanlık”tan, “yatay uzmanlığa” geçiÅŸ asrı olacağını söylemek, haksızlık olmayacaktır.

Yargıda ihtisaslaşma:
Asıl konumuza, dönecek olursak, “yargı”; iÅŸ bölümü ve ihtisaslaÅŸmanın en yoÄŸun olduÄŸu alanların başında gelmektedir. Bu gün, dünyada, farklı görev ve yetkilere sahip, çok sayıda mahkeme görev yapmaktadır. Türkiye'de, bu mahkemelere ilave olarak,  [13]  belli kurumlar için, özel mahkemeler görev yapmaktadır. Ä°darenin eylem ve iÅŸlemleri “idare mahkemesi”nde [14]  ve “Danıştay”da, askeriyeyle ilgili davalar (ceza-idare) “askeri mahkeme”lerde, yasama faaliyetiyle ilgili davalar, “anayasa mahkemesi”nde, vatandaÅŸlarla ilgili davalar da (asıl mahkemeler olan) “adliye mahkemeleri”nde görülmektedir. Adliye mahkemeleri de, kendi içerisinde bir-çok bölüme ayrılmaktadır. Ülkemizde, daha önce, (adliye nahkemelerinde) “iÅŸ bölümü” esasına göre faaliyet gösteren  mahkemelere ve “ihtisas mahkemeleri”ne ilaveten, yeni mahkemeler kurulmuÅŸtur. Halen, ülkemizde; ticari davalar için “Ticaret Mahkemeleri”,[15]   iÅŸ yasası kapsamına giren  davalar için “Ä°ÅŸ Mahkemeleri”,[16]  icra iflas yasası kapsamına giren davalar için “Ä°cra Hakimlikleri”,[17]   kadastro yasası kapsamındaki davalar için “Kadastro Mahkemeleri”,[18]  tüketici yasası kapsamındaki davalar için “Tüketici Mahkemeleri”,[19]  fikri ve sınai haklar yasası kapsamındaki davalar için “Fikri ve Sınai Haklar mahkemesi”,[20] , aile mahkemeleri yasası kapsamındaki davalar için “Aile Mahkemeleri”,[21]  denizcilikle ilgili davalar için “Denizcilik ihtisas Mahkemeleri” ,[22] çocukların iÅŸledikleri suçlar için, “çocuk mahkemeleri[23] faaliyet göstermektedir. Bunların yanında, bazı uyuÅŸmazlıklar da, “belli mahkemelere” yönlendirilmiÅŸtir. ÖrneÄŸin, “basınla” ilgili uyuÅŸmazlıkların, “(2) numaralı Asliye Ceza Mahkemeleri”nde, Terörle mücadele Kanunu kapsamındaki davaların,[24] (özel yetkili) “ağır ceza mahkemeleri”nde, kaçakçılıkla ilgili davaların, “(1) nolu Ağır Ceza Mahkemeleri”nde, Bankacılıkla ilgili davaların, “(1) ve (2) nolu Ticaret Mahkemeleri”nde,[25]  görülmesi gerekmektedir. Yukarıda görüleceÄŸi üzere, bazı temel yasaların, (Ticaret yasası, medeni yasa, vs.) birden fazla mahkeme arasında paylaÅŸtırıldığı görülmektedir.  Yakında, “kamulaÅŸtırma mahkemeleri”, “trafik mahkemeleri”, “hava mahkemeleri”, “yapı/inÅŸaat mahkemeleri” vs. kurulursa, ÅŸaşırmamak gerekir!

Ä°htisas mahkemeleri, esasen, enine boyuna tartışılmış bir düÅŸüncenin ürünü deÄŸildir.[26] Üzerinde pek durulmadığı için, bu mahkemeler hakkında, “olumlu veya olumsuz” bir düÅŸünceye de rastlanmamaktadır. Yargılamanın durumuna bir göz atacak olursak, mahkemelerimizdeki iÅŸ yükü, son derece ağırdır. Basit bir dava, yıllarca sürmektedir.  Uzun yargılama süresine raÄŸmen, verilen kararlardaki “hata payı” oldukça yüksektir. [27]  Hukuk alanında dünyadaki geliÅŸmelere -yeterince- önem verilemediÄŸi için, hukukun yorumlanmasında, “yerel” unsurlar ağır basmakta,[28] bu durum, “yargı kararlarına” da yansımaktadır. Bu da yargıya (ve adalete) olan güveni  sarsmakta, verilen karar (doÄŸru bile olsa) kuÅŸkuyla karşılanmakta, bazen, ulu orta tartışılmaktadır. Yargıdaki birikmiÅŸ sorunlar, sistemi, çözüm arayışlarına itmektedir. Yaygın kanıya göre, yargıdaki sorunların çözümü, ancak, “köklü bir reformla” mümkün olabilir. Yargı sisteminin yeni baÅŸtan inÅŸası, çok emek ve çok zaman gerektirdiÄŸi için, bu olumsuzluklar, “kısa vadede” ve “kolay yöntemlerle” giderilmeye çalışılmaktadır. Ä°htisas mahkemeleri, iÅŸte böyle bir düÅŸüncenin ürünüdür. Hukukun bütünü yerine, sınırlı bir alanda bilgi sahibi olmak, (hem yargıçların, hem de devletin) kolayına gelmektedir. Ä°htisas mahkemeleri, belli konularda uzmanlık mahkemeleri olacağı için, davalardaki hata payının en aza ineceÄŸi,  davaların -uzman yargıçların elinde- çok daha çabuk sonuçlanacağı, ve verilen kararların, hukuka daha uygun olacağı” düÅŸünülmektedir. Bu beklentilerin, ne kadar “gerçekçi” ve ne kadar “haklı” olduÄŸu üzerinde düÅŸünmek gerekir.

Ä°htisas Mahkemeleri gerekli mi?
Ä°htisas mahkemelerinin gerekli olup-olmadığı konusunda saÄŸlıklı bir deÄŸerlendirme yapabilmek için, (öncelikle) bu mahkemelerin kurulmasında etken olan beklentileri ele almak gerekir.
(a)-Bu mahkemelerle ilgili beklentilerden birincisi, bu mahkemede görev yapan yargıçların, “ehliyetli/uzman olduÄŸu” ön kabulüne dayanmaktadır. Böyle bir varsayımın kabulü için, herÅŸeyden önce, bu mahkemelerde görev yapan yargıçların, özel bir eÄŸitimden geçirilmiÅŸ  olması gerekir. BilindiÄŸi gibi, bu mahkemelerde görev yapacak yargıçlar, atamadan önce, herhangi bir eÄŸitime tabi tutulmamakta, kısa bir süre görev yaptıktan sonra, “deneyim” sahibi olmaktadır.  Dolayısıyla, bu mahkemelerde görev yapan yargıçların (muhtemel) “uzmanlığı” da, kendi kiÅŸisel gayretlerinin bir sonucudur.[29]  Ä°kincisi, lokal bir alanda elde edilecek bilginin, hukukta uzmanlık için yeterli olduÄŸunu kabul etmek demektir. BaÅŸka bir deyimle, bu mahkemelerin görev alanına giren yasaları, (Ä°ÅŸ yasası, Tüketici yasası, Aile hukuku, vs.),  iyi bilen bir yargıcı, “uzman” saymamız gerekir. Oysa, ihtisas mahkemelerinin temelini oluÅŸturan bu yasalar, uygulanması gereken hukuk kurallarından çok azını teÅŸkil etmekte olduÄŸundan, bu yasaları iyi bilmek uzmanlık için yeterli kabul edilemez. Böyle bir yaklaşım, “yargılama”nın, hukuki deÄŸil, “ezber sorunu” olduÄŸunun kabulü anlamına gelmektedir.[30]  Üçüncüsü, bir uyuÅŸmazlığın çözümü, birçok hukuk dalını, yasayı ve hukuk kuralını, iyi bilmeyi gerektirmektedir. Bunların başında, “usul hükümleri” gelmektedir. Bir baÅŸkası, yasalar arasındaki yatay iliÅŸkidir. Yasalar arasında, özel hüküm-genel hüküm iliÅŸkisi olabilir. Yasal boÅŸluÄŸun, benzer hükümlerle, kıyas yoluyla doldurulması söz konusu olabilir. Yargıcının, bu düzenlemeler hakkında da (iyi) bilgi sahibi olması gerekir. ÖrneÄŸin, ”Genel kurul” (ÅŸirketler, dernekler, vakıflar, sendikalar, siyasi partiler, TBMM vs.), farklı yasalarda düzenlenmekle birlikte, hepsi de, “ortak özelliklere” sahiptir. Bir uyuÅŸmazlık durumunda, yargıcın, bunların tümünden  yararlanması gerekebilir. Yasalar arasındaki, yatay iliÅŸki kadar, dikey (hiyerarÅŸik) iliÅŸkinin de iyi bilinmesi gerekir. Yasaların anayasa uygun olma zorunluluÄŸu, yargıcın, yeterli düzeyde, “anayasa hukuku” bilmesini gerektirmektedir. Anayasanın 90/5 maddesinden hareketle, yargıcın, “uluslararası hukuku” da iyi bilmesi gerekir.[31]  Uzman bir yargıç, sadece uyuÅŸmazlık konusu yasayı deÄŸil, (özellikle) yargılama hukukunu, yasalar arasındaki hiyerarÅŸiyi, yasalar arasındaki iliÅŸkiyi/baÄŸlantıyı, iyi bilen, hatta, hukuk bilgisi yanında, “mesleÄŸin gerektirdiÄŸi”[32] meziyetlere de sahip olan “aydın” kiÅŸi demektir.

(b)-Ä°kinci beklenti, “yargılamanın hızlanması” dır. Gerçekten, mahkemelerdeki “aşırı iÅŸ yükü”, yargıçların, beden ve ruh saÄŸlığını olumsuz etkilemektedir. Sadece duruÅŸmalar, yargıçların, zamanının önemli bir kısmını aldığı için, dosyaları dahi incelemeye fırsat bulamamakta, bir kısmı, hafta sonlarında bile, evine dosya götürmektedir. Yargıçların önündeki “dava çeÅŸidi” azaltıldığında, (araÅŸtırmaya daha az vakit ayıracakları için) davaların, daha kısa süre içinde sonuçlanacağı beklentisi,[33]  Ihtisas mahkemelerinin kurulmasında önemli bir etken olmuÅŸtur. Sırf, daha çok sayıda “karar üretebilmek” için ihtisas mahkemesi kurulması, sorunu yanlış tanımlamaktır. Zira, “sorun”, yargılamanın yavaÅŸ iÅŸlemesi deÄŸil,[34] mahkemelerdeki iÅŸ yükünün fazlalığıdır.[35]  Ä°ÅŸ yükü azaltıldığı ve “bazı aksaklıklar”[36]  giderildiÄŸi takdirde, yargılama da kendiliÄŸinden hızlanacaktır.[37] 
(c)-Üçüncü beklenti, “hukuka daha uygun kararlar verilmesi”dir. Ä°htisas mahkemelerindeki yargıçların, bu mahkemelerin görev alına giren yasaları (daha iyi) bilmesinin, vereceÄŸi kararların, “hukuka daha uygun olacağı” anlamına gelmeyeceÄŸi,  yukarıda arzedilmiÅŸti. Gerçekten, yargıcın vereceÄŸi kararın hukuka uygunluÄŸunu, “hukuk bilgisi/hukuk kültürü” ve (hukuk kurallarını somut olaya) “uygulama yeteneÄŸi” belirleyecektir. Hukuku uygulayacak olan yasalar, masalar, duvarlar deÄŸil, yargıçlar olduÄŸuna göre, ihtisas mahkemeleri kurmak yerine, yargıçlarımızın bilgi seviyesini yükseltmek gerekir.
(d)-Açıkça ifade edilmemekle birlikte, ihtisas mahkemelerinin kurulmasında belki de en önemli etken, yargıçlara olan güvensizliktir. Mahkemelerin görev alanları daraltılmadığı takdirde, yargıçların baÅŸarılı olamayacakları düÅŸünülmektedir. Böyle bir düÅŸünce, (herÅŸeyden önce) yargıçlara saygısızlıktır. Ä°kinci olarak, bu düÅŸünce, bilimsel bir temele dayanmamaktadır. Üçüncü olarak, yargıçların görevleri (faaliyet alanları) zaten sınırlıdır. Bir avukat için, hukuk-ceza-idare-askeri ayırımı olmadığı halde, yargıçlar, zaten bu alanların sadece birinde görev yapmaktadır. Hatta, bu alanlar, (sulh-asliye-ağır ceza, sulh-asliye hukuk, idare-vergi, askeri idare-askeri ceza vs. gibi), daha alt bölümlere ayrılmaktadır. Dolayısıyla, esasen “tahsis” edilmiÅŸ bir alanların, tekrar alt bölümlere ayrılması, tamamen gereksizdir. GeçmiÅŸte, önemli hukukçular yetiÅŸtirebildiÄŸimize göre, bugün de mümkün olması gerekir. Yeter ki, bunun için elveriÅŸli bir alt-yapı olsun. DüÅŸünceleri, yeni uygulamaların esin kaynağı olan ünlü hukukçular, sahip olduları mertebeye, (sadece) belli bir dalda uzman olarak ulaÅŸmamıştır.

Son olarak, bazı ihtisas mahkemelerinin (çocuk mahkemeleri, aile mahkemeleri vs.), uluslararası hukukun ve sözleÅŸmelerin bir gereÄŸi olduÄŸu düÅŸüncesi de, bu mahkemelerin varlığını haklı göstermez. Çocukların, farklı bir yargılamaya tabi tutulması, aile mahkemelerinde psikolog görevlendirilmesi, vs. o davaya iliÅŸkin bir yargılama konusu olup, bu gerekler mevcut mahkeme tarafından yerine getirildiÄŸi takdirde, ayrı bir mahkeme kurulması gerekmeyecektir. Ä°htisas mahkemelerinde görev yapan/yapacak yargıçlar, (zamanla) “özel bir eÄŸitimden” geçirilse bile, bu durum, ihtisas mahkemelerinin haklı olduÄŸu anlamına gelmeyecektir. Zira, sadece ihtisas mahkemelerine yönelik bir eÄŸitim süreci, diÄŸer mahkemeleri eleÅŸtirme hakkını ortadan kaldıracaktır. Esasen böyle bir karşılaÅŸtırmayı saÄŸlıklı da bulmuyorum. Ä°htisas mahkemelerinin saÄŸlayacağı faydayı, bugünle deÄŸil, (hukukun ve) yargılamanın amaçlarıyla ve beklentileriyle kıyaslamak gerekir

 

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 20-06-2011 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111722818 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net