26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow GeçmiÅŸten arrow GeçmiÅŸten arrow TARÄ°HÄ°MÄ°ZÄ°N II. FETRET DEVRÄ°NÄ° AYDINLATMAK[1]
TARİHİMİZİN II. FETRET DEVRİNİ AYDINLATMAK[1] PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Ercan Arslaner   
23-05-2010
TARÄ°HÄ°MÄ°ZÄ°N II. FETRET DEVRÄ°NÄ° AYDINLATMAK[1]

                                                         Ercan Arslaner(*)
Lise seviyesine kadar yazılan tarih kitaplarında belki en büyük eksiklik Ä°ttihat ve Terakkinin sebep olduÄŸu olaylardır. O devirde -Bulgarlar Edirne’yi iÅŸgal ettikleri gibi- Türk mimarisinin gözdesi, pırlantası Selimiye Camisinin bir top mermisi ile kubbesinden delindiÄŸi de rivayet edilir. I. Fetret Devri Yıldırım Bayezid ve Timur arasındaki Ankara savaşı ile baÅŸladıktan sonra  Çelebi Mehmet’le sona ermiÅŸti.

Edirne’miz Selimiye’miz bu tehditler altında iken Bab-ı Ali’de baskınlar oluyor, Türk devlet adamları, askerleri birbirlerini öldürüyordu. (Sh.54-66) Bu karma karışık devri oldukça basit bir anlatımla yazmaya teÅŸebbüs edenlerden biri 150’lik olarak yurtdışına sürülen Mevlanazade Rifat olmuÅŸtur. Zaten halkına ekmek bile veremeyen Osmanlı hükümetinin bu devri Sultan Abdulhamit’in tahttan indirilmesiyle baÅŸlar. BaÅŸtaki padiÅŸahlar Ä°ttihat- Terakkinin kuklası halindedir. Artık Goben, Breslav Türkiye’dedir ve Osmanlı devletini birinci cihan savaşına sokmak üzeredir. Sultan V. Mehmet ReÅŸat ve Ä°ttihatçı Åžeyhül Ä°slam Ürgüplü Hayri Efendi cihadı mukaddes ilan etseler de beklenen etki görülmemiÅŸtir. Her yerde Ä°ttihatçıların sözü geçmekte, memurlar onların tasdiki ile atandığı gibi gizli kapalı her iÅŸte söz sahibi onlardır. Onların icraatçısı TeÅŸkilatı Mahsusa (Konu üzerine Hüsamettin Ertürk imzalı eser okunabilir.) yanında Dr. Bahaddin Åžakir, Dr. Nazım, Maarif vekili Åžükrü’nün Ermenilere karşı yaptıklarının karşılığını bugünkü hükümetler çekmektedir. O günlerde Çanakkale Zaferi kazanılmış ve kitaptaki övgüsü de “Bu hadise; maddenin iman ve vatanperverlik huzurunda iflas edip eÄŸiliÅŸinin en canlı bir numunesidir.” sözleri olmuÅŸtur. “Bu ünlü zaferimizin arkasındaki olaylar, elden satılan ekmeÄŸe para yetiÅŸtirmek herkes için mümkün olmuyordu. Francala yalnız Ä°ttihatçı reislere mahsus olup, bundan sarayı hümayundakiler nimetlenemiyordu.” (Sh.156) sözleriyle fetretin çapını anlatır.

Ä°ttihatçılar bu tantanalarını milleti ilgilendiren diÄŸer alanlarda gösteriyorlardı. Onlara göre millet bir sürü idi. Ä°ttihatçıların istediÄŸi tarafa yönelmek bir mecburiyet idi. Ä°lgi konuda kitabın önemli notları ÅŸunlardı:

Ä°ttihat ve Terakki cemiyeti hakikatte Osmanlı devletini yıkmak amacıyla Siyonist Yahudilerin zekâsından doÄŸmuÅŸtu. Bu gayesini 1909 senesinde Selanik’te yaptığı büyük kongrede tespit edip yapmaya yemin etmiÅŸlerdi. Tespit edilen hedefler aÅŸağıdaki dört maddede toplanmıştı.
1.    Bundan böyle Türkiye’de dinin tesirini ve kuvvetini kırmak.
2.    Türkiye’nin servet membalarını kardeÅŸler arasında bölüÅŸmek
3.    Hilafeti saltanattan ayırarak zayıflatmak
4.    Ä°mkân el verirken Osmanlıyı imha edip cumhuriyet ilan etmek (Sh. 198)[2]

Buradaki maddelerin hepsi gerçekleÅŸti. Yalnız günümüzü ilgilendiren ikinci maddenin altını çizmekte yarar vardır. Isparta’ya giden bir uçak kazası ile ölen altı bilginden birisi Prof. Arık idi. Bu ÅŸahsa “Türkiye Toryum madeniyle çok zengin olacak gibi görünüyor” deyince “Onu bize yedirmezler” deyiÅŸi tesadüfîye benzemiyor. Bazan “Bor madeniyle zengin olacağız.” dense de bu, Türk halkı için olmasa gerek.

Ne yapacağına millet karar veremeyince özellikle eÄŸitim kurumları alabildiÄŸine tefessüh etti. Okullar insanlara yalnız bilgi deÄŸil, mesleki eÄŸitimle ekmeÄŸini kazanma yolu göstermesi gerekirken bunu hiçbir ÅŸekilde yapamadı. Alman okulları gençlerini tümüyle meslek sahibi yaparken bu, bizden halen gerçekleÅŸmedi. O günlerin savaÅŸlarında kullanılacak silahlar Almanya ve Rusya’dan alınmaktadır. Yiyecek ekmeÄŸini bile bulamayan Osmanlı silaha da para bulmak zorunda idi. Meslek eÄŸitimiyle gençlerini yetiÅŸtirmeyenlerin akıbeti farklı olamayacaktı ÅŸüphesiz. Kim bilir ne kadar cevherli gencimiz karın doyurmak için çobanlık yapmak zorunda kalmıştır.

Bizde eli kalem tutanlar genellikle politik konulara ilgi duymuÅŸtur. Gençlerin meslek ve eÄŸitimleri konusunda savaÅŸ verircesine alın terletenler maalesef olmamıştır. Adnan Menderes zamanında Yugoslavya’dan Türkiye’ye davet edilen elektrikçilerden bazılarını halen Ä°stanbul’da görebilirsiniz. Halkın seçtiÄŸi mebuslar konunun kenarından bile geçmemiÅŸlerdir. Kitabın 222. sh. de “Efendiler Nereye?” adlı yazı 150’liklerden olan Refik Halit’e aittir. Ä°ttihat Terakkilerin kaçışı anlatılır yazıda. Aslına bakılırsa bu ÅŸahıslar kaçsa da onların amacını gerçekleÅŸtirecek ÅŸahıslar maalesef halen mevcuttur.

Åžu Ä°ttihatçılar “Dinin tesir ve kuvvetini kırmak” derken “Bilimin, kardeÅŸliÄŸin, huzurun etkisini kırmak” dediklerinin acaba farkında mı idiler? Bunların kırılması ise cehaletin ziftine batmak, toplumu haydutların istila etmesi ve insanların artık zenginlik yerine fakirlikle boÄŸuÅŸması yahut güneÅŸ doÄŸup batsa da insanın onun farkına varmaması demektir. Zaten Türk toplumunun fakirleÅŸmesi bunların en büyük amacı olmalıydı. Bu insanlar bütün faaliyetlerini Türkçe isimler altında yürütüyorlardı.[3]

Okul tarih kitaplarında Sadrazam Said Halim PaÅŸa’nın görüÅŸlerine yer verilmemesi önemli bir döküman eksikliÄŸidir. 29. Sh’da Said Halim PaÅŸa’ya Paris sefiri tarafından çekilen telgraf bulunmaktadır. PaÅŸa telgrafı aynı zamanda kendi düÅŸünceleri olarak Talat, Enver PaÅŸalar ve diÄŸer ileri gelenler önünde okur. “Ellerinizi, ayağınızı öpeyim, harbe girmeyiniz. Bilhassa Maren savaşından sonra Almanların baÅŸarılı olamayacakları yüzde yüz meydana çıkmıştır. Ä°slamiyet’i ikinci bir Granada hezimetine uÄŸratmayınız.” içerikli telgrafla Talat ve Enver paÅŸa sadece alay etmiÅŸlerdir.

Zamanın diÄŸer önemli kiÅŸilerinden biri Mustafa Sabri Efendidir. Meclisi Mebusanda yedi saat süren konuÅŸması kendisine büyük ün kazandırdı. Bu ÅŸahıs medrese âlimleri arasında çok az bulunan bir yazar, fena olmayan bir hatiptir. Bir konuÅŸmasında Ä°ttihatçılara hücum ederken Talat PaÅŸa “Efendi, size Åžeyhül Ä°slamlık vermediÄŸimiz için muhalefet ediyorsun!” sataÅŸmasına karşı: “Ä°ktidar makamını istemek bir cinayet ise, siz cürm-ü meÅŸhut halinde bulunuyorsunuz!” cevabını vermesi cidden bir sehl-i mümtenidir. Hatırladığıma göre 1960 yıllarında öÄŸrencilere Lise ders kitabı olarak okutulan “Türkiye Cumhuriyeti Ä°nkılap Tarihi-Enver Ziya Karal” kitabında Said Halim PaÅŸa v.b.devlet adamlarının resimleri varsa da tarihimizdeki rolleri hakkında bilgi yoktur.

Mevlanzade Rıfat, bu deÄŸerli eseriyle tarihimizin az bilinen çok hareketli bir devrini aydınlatarak büyük bir görev yapmıştır.Yalnız o karışık devri  siyasi,teknolojik veya eÄŸitsel yönden aydınlatacak pek çok esere ihtiyaç vardır.Özellikle Avrupa’nın Aydınlanma Devri ile bizdeki sultanları öldürmeye,kuklalaÅŸtırmaya kadar varan fetretlerin karşılaÅŸtırılması çok önemli sonuçlar saÄŸlayacaktır.. 
                                                                22.05.10
(*) Almanya E. EÄŸitim ateÅŸesi 
_____________
[1] Bu yazı bir bakıma Mevlanzade Rıfat’ın “Türkiye Ä°nkılâbının Ä°çyüzü” kitabının çok kısa bir tanıtımıdır. Yazar, Sultan Mehmet ReÅŸat’ın adamı olduÄŸu suçlaması ile 12 yıl hapis ve sürgün cezasına çarptırılmıştır. Daha sonra sürgünde olduÄŸu Yemen’den Ä°stanbul’a dönerek Serbesti gazetesini yayımlamıştır. Tekrar sürgün cezalarından sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından yurtdışına sürülen 150 kiÅŸiden biri olmuÅŸtur. Hayatının son zamanlarını Halep’te geçirerek 1930’da Suriye’de vefat etmiÅŸtir. 5 adet önemli eserlerinin sonuncusu Tarihçe’dir. Elimizdeki eser 1914-1920 yıllarındaki önemli tarihi olaylar üzerine yazılmıştır. Bu eserin önemli yönü ÅŸahısları diyaloglarla konuÅŸturması ve tarihi belgelere dayanmasıdır.
[2] Dinin insan hayatında etken olmaması için bazı devlet adamları doÄŸrudan onu engellemeye aÅŸağıdaki belgelerde görüldüÄŸü gibi engellemiÅŸlerdir:
EÅŸref Edip Bey, 1943 yılında kendi çıkardığı Sebilür ReÅŸat dergisi yayınları arasında “Hz. Muhammed’e Dair” adıyla sade bir kitap neÅŸreder….. Kitap Dâhiliye Vekâleti Matbuat Umum MüdürlüÄŸü kararıyla derhal toplatılır. Eserin sahibince yapılan itiraza Matbuat Umum Müdürü Vedat Nedim Tör’ün cevabı ÅŸöyledir: “Biz her ne ÅŸekil ve surette olursa olsun memleket dahilinde dini yayın yapılarak dini bir atmosfer yaratılmasına ve gençlik için dini bir zihniyet fideliÄŸi vücuda getirilmesine taraftar deÄŸiliz….. (Vakit Gazetesi-11 Ekim 2009 Pazar) Bu belgeler yanında fiilen  yapılan baskıları saymak ciltlerle kitap dolduracaktır.
[3] Ä°nsanlar hangi bilim ve teknik alanında olursa olsunlar onları sadece gayretleri yükseltir. Yükselme devri Osmanlısı ile Gerileme Devri Osmanlısı arasındaki fark kalite farkıdır. Avrupalı özellikle silah yapımında Osmanlıyı hızla geçmiÅŸken biz bugün olduÄŸu gibi o zamanda sadece ithalata baÄŸlı kalmışız. Maalesef bütün  teknik yenilikler onlardan gelmiÅŸtir. Yakın bir zamanda ülkemize Alman cumhurbaÅŸkanı gelmiÅŸtir ve bizden güneÅŸ enerjisi alacaklarını bildirmiÅŸlerdir. Bu güneÅŸ enerjisinin aküde biriktirilerek bir meta haline getiriliÅŸidir. Onların yaptıkları teknolojik yenilikleri saymakla bitiremeyiz. Åžuna inanmalıyız ki bir millet Ä°ngiliz, Fransız, Alman olmakla yükselemez; ancak çalışan, düÅŸünen insanlar yükselebilir.

 

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 23-05-2010 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111695910 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net