21-11-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
HAVAİCİ ASLİYE PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 25
KötüÇok iyi 
Yazar Av. Cüneyt TORAMAN   
19-02-2008
ZEKATIN HESAPLANMASINDA TEMEL Ä°HTÄ°YAÇLAR

(HAVAÄ°CÄ° ASLÄ°YE)                                                           

                                Av. Cüneyt TORAMAN

Ä°slam’da, beden (namaz-oruç), mal (zekat), ve hem mal hem beden ile (hacc) yapılan ibadetler, Ä°slam’ın sadece “inançlardan” ibaret olmadığını, insanın, yaÅŸamı boyunca, sahip olduÄŸu her türlü varlığıyla test edildiÄŸini (imtihan edildiÄŸini) göstermektedir. Bu ibadetler, sadece sınama aracı ve ahiret hayatına iliÅŸkin olmayıp, toplumsal yaÅŸamımızda da (düzenleyici) önemli iÅŸlevleri bulunmaktadır. ÖrneÄŸin, zekat, yüzyıllardır, “sosyal adaletin” gerçekleÅŸmesine önemli
katkı saÄŸlamış, saÄŸlamaya da devam etmektedir. Zekatın, “farziyyeti, nisabı, kimlere, verileceÄŸi, ne zaman, nasıl toplanacağı ve dağıtılacağı?” önemli olmakla birlikte, bu yazımızda (yaygın bir yanlışlık nedeniyle) zekatın hesaplanmasında, (zekat dışı tutulan) “temel ihtiyaçlar” (eski deyimle, “havaici asliye”) ile “zekat matrahı[1] üzerinde duracağız.

Temel Ä°htiyaçlar:
Fıkıh kitaplarında ve ilmihallerde, kiÅŸinin meskeni, bineÄŸi (atı, devesi), meslek ve sanatın icrasında kullandığı alet ve edevatı, kullandığı giysiler, av aletleri vs. “havaici asliye” olarak kabul edilmekte ve zekatın hesaplanmasında, kapsam dışı tutulmaktadır. Bu kural günümüze, “konutun, otomobilin, ev ve kiÅŸisel eÅŸyaların zekata tabi olmayacağı” ÅŸeklinde uyarlanmış, havaici asliye olarak nitelendirilen eÅŸyaların niteliÄŸi, (nedense) dikkate alınmamıştır. Oysa tarihi süreç içinde insanların ihtiyaçları büyük deÄŸiÅŸim göstermiÅŸ, yeni yeni ihtiyaçlar türemiÅŸtir. Sürekli ikamet edilen meskenin yanında, yılda sadece bir-kaç ay kullanılan “yazlıklar”, tasarruf amaçlı konutlar, aynı ailede, sürekli kullanılan otomobillere, ikincileri, üçüncüleri, eklenmiÅŸ, sayıca az da olsa, “yatlar” ve “özel uçaklar” ihtiyaçlar arasında yer almaya baÅŸlamıştır. Temel bir ihtiyaç olarak kabul edilebilecek, saat, cep telefonu, çakmak, elbise, ayakkabı vs. gibi bazı “kiÅŸisel eÅŸyalar” bile, günümüzde, ihtiyacın çok ötesinde, statü aracına dönüÅŸmüÅŸtür. Çok düÅŸük bir bedele temin edilmesi mümkün bu eÅŸyalar, belli marka ve özelliklerine göre “küçük bir servet” deÄŸerine ulaÅŸmaktadır.[2] BineÄŸin (atın/devenin) günümüzdeki karşılığı olarak kabul edilen otomobiller arasında, olaÄŸanüstü farklılıklar oluÅŸmuÅŸtur. Bunların hepsini, hiçbir ayırım gözetmeksizin, temel ihtiyaç (havaici asliye) olarak kabul etmek, doÄŸru olmasa gerekir.

Kaynaklarımızda, zekatın hesaplanmasında havaici asliye (temel ihtiyaçlar) deyimi, bizatihi böyle bir sınırlamanın olduÄŸunu göstermektedir. Zira, “havaici asliye”, faydalandığımız her türlü malı deÄŸil, yaÅŸamsal açıdan “asli ihtiyaçları” kapsamaktadır. Türkçe fıkıh ve ilmihal kitaplarında da, farklı deyimler[3] kullanılmakla birlikte, “havaici asliye” deyimine en yakın kavram, “temel ihtiyaçlar” dır. Buna göre, sadece temel ihtiyaçlar zekat kapsamı dışındadır.  ÖrneÄŸin otomobil, bineÄŸin (atın, devenin) karşılığı olarak kabul edilmekle birlikte, bu gün için, tekdüze bir binekten söz etmek mümkün deÄŸildir. Zira, 15.000 YTL den, 30.000 – 50.000 – 100.000, hatta 500.000 YTL ye kadar, binek aracı (otomobil) bulunmaktadır! Bunların hepsi “binek” olmakla birlikte, “temel ihtiyaç” olduÄŸu tartışma götürür. Aynı ÅŸekilde, kaç tane otomobilin “binek” olarak kabul edileceÄŸi de belirsizdir. Aynı husus, “temel ihtiyaç” olarak kabul edilen, “meslek ve sanat alet ve edevatı” için de geçerlidir. Küçük esnafın, (marangozun, ayakkabı tamircisinin, oto tamircisinin) “alet ve edavatı” için bu hüküm anlaşılabilir ise de, günümüz sanayi toplumunda, bir fabrikadaki çok sayıda makine grubu, hatta (aynı kiÅŸiye ait) çok sayıda fabrikadaki (her biri servet niteliÄŸindeki) makinelar, “alet ve edevatı” olarak kabul edildiÄŸi takdirde, zekatın hesaplanmasında kapsam dışı tutulacak demektir!

Yine, bu kaynaklarda, “mesken”, havaici asliye (temel ihtiyaç) olarak kabul edilirken,  zekatın hesaplanmasında, meskenler[4] arasında da herhangi bir ayırıma gidilmemektedir. Gecekondu bölgesinde, 50 m2 lik bir mesken ile, çevresi duvarlarla çevrilmiÅŸ lüks bir villa ve eklentileri, “eÅŸdeÄŸerde” tutulmaktadır. Aynı mantıkla, “gecekondu bölgesinde, 50 m2 lik bir evde oturan, 55 ekran 20 yıllık bir televizyonu olan, tamir parası deÄŸerini geçmiÅŸ eski bir buzdolabı, ahÅŸap divan ve ÅŸilteden ibaret yatak odası, odunla ısınmaya çalışan” bir ailenin “temel ihtiyaçları” ile, “(Ä°stanbul) Etiler’de yüzlerce m2 lik tripleks, perdeleri uzaktan kumandayla açılıp-kapatılan, tüm odaları kapsayan audio sistemi, bir-kaç bilgisayar, vs. yerden ısıtmalı doÄŸalgaz  kombili, jakuzili, son model ithal eÅŸyalarla donatılmış bir villada oturan bir ailenin” “temel ihtiyaçları” bir tutulmaktadır.[5] Oysa, (aynı iÅŸi görmekle birlikte), her ikisinin eÅŸdeÄŸerde olmadığı ortadadır. Aralarında olaÄŸanüstü fiyat farkı olan bu ihtiyaçlar arasında bir ayırım yapılmadığı takdirde, Etiler’deki ailenin, “temel ihtiyaçları” zekat kapsamına girmediÄŸinden, yeni satın aldığı evi de (satın aldığı yeni bir evin) borçları nedeniyle zekat kapsamı dışında kalırken, gecekonduda oturan aile, (yegane güvenceleri ve malvarlıkları olan) 10 tane bileziÄŸinin zekatını hesaplayacaktır!!! Böyle bir uygulama adil olmadığı gibi, bu uygulamayı Ä°slam’a mal etmek de mümkün deÄŸildir.

Bu çeliÅŸki, klasik kaynakların yetersizliÄŸinden deÄŸil, temel ihtiyaçlardaki deÄŸiÅŸimin günümüze uyarlanamamasından kaynaklanmaktadır. Gerçekten, temel ihtiyaçların sabit bir listeye baÄŸlanmasının mümkün olmadığı, zamana ve zemine göre deÄŸiÅŸkenlik gösterdiÄŸini görmek gerekir. Eskiden “lüks” olarak kabul edilen bir eÅŸya, bu gün “temel ihtiyaç” haline gelebilmektedir. ÖrneÄŸin, Cumhuriyetin ilk yıllarında, lüks bir tüketim aracı olan “otomobil”, bu gün, “temel ihtiyaç” olarak kabul edilmektedir. Yine eskiden, çok az ailenin sahip olduÄŸu (ayrıcalıklı) bir eÅŸya olan televizyon, buzdolabı, çamaşır makinesi, bu gün, hemen her evin demirbaşı haline gelmiÅŸtir. Temel ihtiyaçlar, (zaman bakımından olduÄŸu gibi) “bölgesel” farklılıklar da gösterebilmektedir. Kırsal kesimde yeteri kadar kullanılmayan (temel ihtiyaç haline gelememiÅŸ) bir eÅŸya/ürün, ÅŸehirde pekala “temel ihtiyaç” olarak kabul edilebilmektedir. Aynı ÅŸekilde, Türkiye’de temel ihtiyaç olarak kabul edilen bir ürün, Sudan’da temel ihtiyaç olmayabileceÄŸi gibi, Ä°ngiltere’de temel ihtiyaç olan, Türkiye’de temel ihtiyaç olmayabilir.

Temel ihtiyaçlar, zamana ve zemine göre deÄŸiÅŸtiÄŸine göre, bunların kapsamı nasıl tayin edilecektir? Somut her olayda farklılık gösterse de, “havaici asliye”nin kapsamının tayini için, aÅŸağıdaki kriterler esas alınabilir. Bunlardan birincisi, ihtiyacın “temel bir ihtiyaç” olmasıdır. Buna göre, “tali nitelikteki[6] ihtiyaçlar, temel ihtiyaç olarak kabul edilmeyecektir. Ä°kincisi, bu ürünün, “yaygın bir ÅŸekilde” kullanılıyor olmasıdır. Buna göre, yeterince yaygınlaÅŸmamış bir ürün, temel ihtiyaç olarak kabul edilmeyecektir. Üçüncüsü ise, ihtiyaç ile ürün arasında, orantı olmasıdır. Buna göre, özel yapım çok pahalı bir saat, (zamanı bilme ihtiyacı) ihtiyaçla orantılı kabul edilmeyecektir. Bu kriterlere göre, önce, bir ürünün “temel bir ihtiyaç” olup-olmadığı tespit edilecek, bu tespit edildikten sonra, yaygın bir ÅŸekilde kullanılıp-kullanılmadığı araÅŸtırılacak, daha sonra, bu ürünün emsal ürünlerle deÄŸeri kıyaslanacaktır.   ÖrneÄŸin, (geniÅŸ ekran) LCD/Plazma TV, bulaşık makinesi, diz üstü bilgisayar, vs. günümüzün “ihtiyaçları” olarak kabul edilmekle birlikte, ülkemizde, (henüz) yaygın bir kullanım imkanına sahip olmadığından, zekatın hesaplanmasında, “temel ihtiyaç” listesine konulmayacaktır. Bu eÅŸyaların fiyatlarının, herkesin zorlanmadan satın alabileceÄŸi limitlere düÅŸmesi ve kullanımının yaygınlaÅŸması halinde, aynı eÅŸya, (belli bir süre sonra) temel ihtiyaçlar kategorisinde yer alabilecektir.

Bu kriterlerin ışığında, “yazlık”, “yat”, “özel uçak” temel bir ihtiyaç olarak kabul edilmeyecek, deÄŸeri üzerinden zekatı verilecektir. Aynı evde, birer adet otomobil, buzdolabı, televizyon vs., temel ihtiyaç olarak kabul edilirken, daha fazlasının “temel ihtiyaç” olup-olmadığı, her somut olaya göre belirlenmesi gerekir. Aynı ÅŸekilde, ihtiyaçla orantılı olmayan eÅŸyaların da, “zekat matrahına” ilave edilmesi gerekir. DeÄŸeri ne olursa olsun temel ihtiyaçların tümün zekat kapsamı dışında kabul edildiÄŸi takdirde sorunun çözümü nispeten kolay olmakla birlikte, ürünün deÄŸerine göre zekata tabi olması, objektif kriterleri gerektirmektedir. Malın “ortalama deÄŸeri” bir kriter olabilir. Ortalama fiyatların belirlenmesinde, vergi yasaları ve ürün kataloglarından yararlanılabilir.[7] Bir eÅŸyanın ortalama fiyatın üzerindeki deÄŸerinin zekatının hesaplanmasına örnek verecek olursak; zekatı hesaplanacak üst sınıfta yer alan bir aracın deÄŸeri 80.000 YTL, orta sınıf bir otomobilin deÄŸeri ise, 50.000 YTL olsun. Ä°kisi arasındaki fark (30.000 YTL), “zekat matrahı” olacaktır. Zekata tabi bir eÅŸyanın, zekatın hesaplandığı tarihteki deÄŸeri esas alınacağından, üst sınıfta yer alan bir otomobilin 2.el deÄŸeri “ortalama” fiyatın altına düÅŸtüÄŸü takdirde, zekat kapsamı dışında kalacaktır.[8]

Zekat Matrahı:
Zekatın hesaplanmasında yapılan yanlışlıklardan biri de, “zekat matrahı” ile ilgilidir. Zekat hesaplanırken, önce, “havaici asliye” malvarlığından ayrılacak, geriye kalan malvarlığından (varsa) borçlar düÅŸülecek,  kalan malvarlığından da bir yıllık geçimi karşılayacak miktarda pay ayrılacaktır. Bütün bu iÅŸlemlerden sonra geriye mal artar ise, arta kalan kısım (üzerinden bir yıl da geçmiÅŸ ise) zekatın hesaplanacağı “zekat matrahı” olacaktır. Ancak fıkıh ve ilmihal kitaplarında gelir getiren mallarda zekat, malın deÄŸerinden deÄŸil, gelirinden hesaplanmaktadır. Oysa zenginliÄŸin ölçütü sadece gelir (kazanç/kar) deÄŸil, malvarlığıdır.[9] Zekatın, “malın kırkta biri” ÅŸeklindeki klasik tanımı da, bu görüÅŸü doÄŸrulamaktadır. Zekatın gelir getiren mallarda gelirinden hesaplanması için, zekat oranının yüksek olması gerekir. Zekat oranının (%2,5) seviyesi[10] dikkate alındığında, böyle bir yönteme baÅŸvurulamaması gerekir. Zekat miktarının düÅŸmesi, bu ibadetin sosyal etkilerini de önemli ölçüde azaltacaktır.
ÖrneÄŸin, birden fazla konutu olan birinin, her iki duruma göre (kira-mülk), ne kadar zekat vereceÄŸini hesaplayalım. Birinin, her biri 100.000 YTL deÄŸerinde, 5 tane evi ve her birinden aylık 500 YTL kira geliri olsun. Zekat, kira gelirinden hesaplandığında, zekat matrahı (500 YTL x 12 ay x 5 konut =) 30.000 YTL, zekatı ise, (X % 2,5 =)750 YTL olacaktır. Zekat, konutun deÄŸeri üzerinden hesaplandığında ise, zekat matrahı (100.000 YTL X 5 konut =) 500.000 YTL, zekatı ise, (x %2,5=) 12.500 YTL olacaktır. Zekatın hesaplanmasında (mülkün deÄŸeri yerine) “kira gelirinin” esas alınması, toplanacak ve dağıtılacak zekat miktarını önemli ölçüde düÅŸürmektedir. Zekat kira gelirlerinden hesaplandığı takdirde, kira geliriyle (borçlanarak) sürekli konut alan biri, borç zekat matrahından düÅŸüleceÄŸi için, (30 konutu dahi olsa) hiçbir zaman zekata tabi olmayacaktır. Yine aynı örnekten hareketle, sahip olduÄŸu 500.000 YTL ye 5 tane konut satın alarak kiraya veren kiÅŸi 750 YTL, bu parayı nakit veya döviz olarak saklayan ise 12.500 YTL, zekat ödeyecektir. Böyle bir uygulamanın, kendi içinde tutarsızlığı bir yana, zekatın amaçlarıyla baÄŸdaÅŸmadığı da açıktır.
Sonuç olarak, temel ihtiyaçlar zaman içerisinde sürekli deÄŸiÅŸmektedir. Bu deÄŸiÅŸimin, zekatın hesaplanmasında dikkate alınması kaçınılmazdır. Ele aldığımız konu, içtihadı gerektiren “yeni” konular olmayıp, fıkıh ve ilmihal kitaplarında, yüzyıllar boyunca benimsenen “kale gibi saÄŸlam kriterlerin”, aynı ilkeler ışığında, günümüze uyarlanmasından ibarettir. Ä°slam’ın beÅŸ temel ÅŸartından biri olan “zekat” Allah’ın emri olup, aslolan Allah’ın(cc) rızasına uygun hareket etmektir. Bu ibadet, bir yıl boyunca (çeÅŸitli nedenlerle) kirlenen malları da “temizlemekte”dir. Kitaba uygun ancak amaca uygun olmayan hesaplamalar, malı temizle(ye)meyecek, bizleri de, zekat yükümlülüÄŸünden kurtaramayacaktır. Bunun için müminler, temel ihtiyaçlarını, (yukarıdaki açıklamalarımız ışığında) ÅŸüpheye mahal vermeden, en güzel ÅŸekilde tespit etmeli, zekatlarını “eksiksiz” olarak hesaplamalı, vergileri için gösterdiÄŸi duyarlılığı, zekat için de göstermelidir. Farzı muhal, zekatı fazla hesaplamış olsalar bile, karşılığını öte tarafta fazlasıyla göreceÄŸinin bilincinde ve adli ilahinin rızasına uygun hareket etmenin huzuru içinde olacaklardır.



[1] Zekatın matrahı, zekata tabi olan bir malın zekatının nasıl hesaplanacağını ifade etmektedir.
[2] ÖrneÄŸin, bazı marka saatler, on binlerce dolar deÄŸerinde olup, özel üretilen bazı saatler, yüz bin doları aÅŸmaktadır. Altından üretilen, saat, çakmak vs. lerin deÄŸeri, metal deÄŸerinin  çok üzerindedir. Süs eÅŸyası (mücevher) olarak kullanılan pırlantaların irileri, konuttan bile daha deÄŸerlidir. “Takım elbise bile, 25.000.-USD ye ulaÅŸabilmektedir.”
[3] Temel ihtiyaçlar deyimi, “havaici asliye” deyimini tam olarak karşılamamakla birlikte, Türkçe’de en uygun karşılığıdır. “Zaruri ihtiyaçlar”, “zorunlu ihtiyaçlar”, deyimleri, (zorunluluk içermesi ve kapsamının daha dar olması nedeniyle), “havaici asliye” deyiminden oldukça uzaktır.
[4] Ä°cra Ä°flas Yasasında, borçlunun “oturduÄŸu meskeni” haczedilemeyecek mallar arasında sayılmakta ancak meskenin çok kıymetli olması halinde, mesken ihtiyacını karşılayacak bir miktar (satış bedelinden) ayrılmak ÅŸartıyla, lüks meskenin satılmasına izin verilmektedir.
[5] Bu örnekleri çoÄŸaltmak mümkündür.
[6] Yazlık, yat vs. gibi
[7] Her firma, farklı gelir grubuna hitap eden farklı modeller üretmektedir. ÖrneÄŸin, otomobil firmaları, farklı gelir gruplarına yönelik, farklı trendlerde araç üretmekte, yine, hemen her ülkede, lüks sınıfa giren araçlara, daha fazla vergi tahakkuk ettirilmektedir.
[8] Böyle bir yöntem, lüks tüketime yöneliÅŸi sınırlayacağı gibi, bu mallar tercih edilse bile, aradaki farkın zekatı, –ekonomik açıdan ihtiyaç sahibi- alt tabakaya aktarılacağından “sosyal adaletin” tesisine katkı saÄŸlayacaktır.
[9] ÇaÄŸdaÅŸ devletlerde, vergi, sadece gelirden deÄŸil, mülkten de (emlak vergisi) alınmaktadır. Bu da, mülkün, zenginlik aracı olarak kabul edildiÄŸini göstermektedir.
[10] Günümüz vergi sistemlerinde, mal, her aÅŸamada (üretimde, satımda, temlikte)  her iÅŸlemde vergiye tabi olup, vergi oranları, %5 lerden, %50 lere kadar uzanmaktadır. Yılda bir kez, net zenginlikten ödenmesi gereken %2,5 zekat nisabı, vergi oranlarıyla kıyaslandığında son derece düÅŸüktür.

Yorum
Üretici-Satıcı-Tüketici Çarkı
Yazar kubha açık 2008-02-19 13:30:22
Zekatın hikmetlerinden biri bu üç diÅŸlinin ahenkli hareket etmesine katkı saÄŸlamasıdır. Zekat sayesinde servetler 40/1 oranında mal veya nakit olarak piyasaya çıkar. Allah bu oranı yeterli görmüştür. Demekki bu oran dengeyi saÄŸlamaya yeterlidir. 
 
KiÅŸi pahalı bir köşk veya araba veya cep telefonu aldığında da servet o eÅŸyanın fiatı düzeyinde azalır, piyasaya çıkar. Yani üretici-satıcı-tüketici çarkına girer. Dolayısıyla, zekat ile ulaşılması hedeflenen amaca hizmet edilmiÅŸ olur.  
 
Ä°fade edilmek istenen israfı önleme gayreti ise bu ayrı bir baÅŸlık altında üzerinde durulması gereken bir konu. Zekat ve israf etmeme birbiriyle doÄŸrudan ilgisi olmayan konular. 
 
Bu anlamda yazarın zekatın matrahı ile ilgili tezini çok mantıklı bulmadığımı belirtmek durumundayım. 
 
Ancak zekatın matrahı ile ilgili bu beyin fırtınası, israf etmeme bilincini hatırlatması bakımından olsa bile çok önemli ve faydalı. 
 
Teşekkürler...
Biraz insaf..
Yazar Mesut2 açık 2008-02-19 23:32:45
Zekatın "üretici/Satıcı/Tüketici" diÅŸlilerinin ahenkli hareket etmesine nasıl katkı saÄŸladığını ben anlamış deÄŸilim..  
 
Kubha isimli arkadaşımız Ticaret ile Zekatı karıştırmış herhalde.. Zekatın amacı üretimi artırmak, tüketimi teÅŸvik etmek deÄŸildir, olamaz da.. Zekatın temel amacı, mal ve Servet'in zenginler arasında dolaşıp durmasını engellemektir (HaÅŸr-7). 
 
Pahalı bir köşk yahut arabanın alınmasını, üretici/satıcı/tüketici çarkına girdiÄŸinden yola çıkarak netice olarak "Zekat ile ulaşılması hedeflenen amaca hizmet edilmiÅŸ saymak, Sait Çekmegil'in tabiriyle tam bir gaflettir, cehalettir.. Arkadaşımız Ticaret ile Zekatı fena halde karıştırmış diye düşünüyorum. 
 
Yazarın bu yazısında, zekatın matrahı yönündeki klasik anlayış, biraz vicdan ve iman terazisine vurarak deÄŸerlendirmiÅŸtir. Esasen zekatın hesap yönünden ziyade, vicdani yönünü hatırlatan birçok ayet vardır. “(Ey Muhammed), servet sahiplerinin mallarından zekat al; zekat onların mallarını temizler, vicdanlarını arıtır.”(Tevbe-103).  
 
Zekatın matrahı ile ilgili bu yazı, mantıksız görülen, istiskal edilmek suretiyle sadece bir beyin fırtınası şeklinde geçiştirilmeye çalışılan bir yazı olmamalıdır. Zülf-ü yâre dokunsa dahi, dikkat edilmesi gereken önemli bir yazıdır diye düşünüyorum.
selamlar
Yazar selahaddin açık 2008-02-20 16:38:46
Bizzat sait çekmegilin görüşünün de yazar kubha ile aynı olduğuna 1. elden vakıfım.Kendileri bizzat bir tartışmada benzer izahda bulumuşlardı.İslamın böylece servetin hapsedilmesini engellediğini.Yatırıma dönüşmesinin böylece teşvik edildiğini izah etmişlerdi. Altının meskene dönüşmesi pek tabiki ekonomik canlılık demek. Hatta mevcut mesken istifadeye sunulmuyorsa (kiralanmamışsa) değeri üzerinden zekatlandırılacağıda ifade edilmişti fıkhi kaynaklara rucu edilerek. Diğer türlü biriktirip biriktirip sayanların önü açılmış olacak pek tabiki.Yatırıma dönüştüğünde toplumun istifadesine sunulmuş olacak. Cüneyt Beye şunuda söylemek isterimki mevcut resmi vergileri verirken zaten bunalan müslümanlar vicdanen rahat olsunlar. Onlar zaten kahramanlar Hem devlete verdikleri gibi Dönüp rablerinin emri olanıda gönülden yerine getiriyorlar. Bir manada çifte vergilendiriliyorlar ama yinede şükrediyorlar buda hesaba katılmalı bence. Selam ile
Tebrik
Yazar girisim açık 2008-02-21 10:44:15
Arkadaşı olmaktan iftihar duyduÄŸum Cüneyt'in yazılarını bizlere ulaÅŸtıran Kriter'i bu hizmetinden dolayı tebrik ederim. Cüneyt yazısında, akademik uslubla bir konunun nasıl iÅŸlenebileceÄŸinin dersini vermiÅŸ adeta. 
Mesud mahlasıyla eleÅŸtiren karseÅŸin, beyin fırtınası sözüne niçin bu kadar karşı çıktığı anlaşılmıyor. Bu söz batıda düşünülen, aktarılan bilginin kuvvetini göstermek için olumlu anlamda kullanılıyor. Kriterde yayınlanmış ve bir avukat tarafından tarafından yazılmış yazıya 'fetva' denilemeyeceÄŸine göre baÅŸka nasıl iltifat edilebilir ki? 
Selamlar 
Raci D.
Vikipedi'den beyin fırtınası
Yazar kubha açık 2008-02-21 11:33:43
asıl çeviri anlamı fikir fırtınası: olduysada zaman içerisinde Beyin fırtınası: olarak bir ÅŸekilde ister istemez bu ÅŸekilde benimsenilmiÅŸtir. 
 
Beyin fırtınası: Yeni fikirler oluÅŸturmak üzere, düşüncelere engel koymaksızın, önceden belirlenmiÅŸ kurallar dahilinde yapılan fikir yaratma yöntemi. Bu kavram bir reklamcı olan Alex Osborn tarafından geliÅŸtirilmiÅŸtir. 
 
 
Tanım: [deÄŸiÅŸtir]Beyin fırtınası, tek başına veya bir grupla yapılabilir; Beyin fırtınası sırasında fikirlerin akla gelir gelmez, açığa çıkması istenir. Fikirler baÅŸta yargılanmaz ve eleÅŸtirilmez, hiçbir fikir saçma olarak deÄŸerlendirilmez, böylece kiÅŸinin tüm fikirlerini çekinmeden, aklına geldiÄŸi gibi sunması saÄŸlanmaya çalışılır. Yargılama yapılmadığı için fikirlerin birbirini besleyeceÄŸi ve evrileceÄŸi varsayılır. 
 
Bir konuya çözüm getirmek, karar vermek, hayal yoluyla düşünce ve fikir üretmek için kullanılan üretimci bir tekniktir. 
 
 
Kullanım Alanları: [deÄŸiÅŸtir]Yeni ürün geliÅŸtirilmesi: Yeni ürünlerin yaratılması veya varolanların geliÅŸtirilmesi için.  
Reklamcılık: Ãœrün kampanyası geliÅŸtirmek için.  
Problem çözmek: Temel nedenler, alternatif çözümler, etki analizi.  
Ãœretim yönetimi: Ä°ÅŸin ve üretim aÅŸamalarının geliÅŸtirilmesi.  
Proje yönetimi: Müşteri isteklerinin belirlenmesi, risklerin saptanması, kaynakların, görevlerin, yapılabilir olanların, sorumlulukların ve sorunların belirlenmesi.  
Takım oluÅŸturma: Katılımcıları düşünmeye teÅŸvik ederek fikirlerin paylaşılması ve tartışılması.  
 
 
 
kıymetli kardeşim
Yazar burhan açık 2008-02-24 12:58:11
az gündeme gelen bir konuda çok faydalı çalışmalar yaptıgınız için teşekkür ederim.genellikle zamanı ve şartları kaıştırıyoruz.zekat gündeme gelince mekke de bütün malını harcayan hz peygamber ile hz ebubekir in konumları da hatırlanmalı.biz islamın tam yaşandığı konumlarda zekatın durumununu tartışıyoruz.infak ve zekat anlatılırken mekke ve günümüz baglantısı da kurulmalı sanıyorum.malımız da canımız da gerektiğinde verilmeli degilmi?selamlar.
Burhan Bey'e
Yazar akifbayram açık 2008-02-25 11:58:08
Yazar malımızı alırken ölçülü olmaya çalışmış. Fakat Burhan kardeşimizi bu kesmemiş anlaşılan. Hem malımıza hem canımıza kasdediyor. Bunun bir ortayolu yok mu?

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 22-02-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
123122625 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net