30-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Ãœcretler mi Düşsün Faizler mi .?
Ücretler mi Düşsün Faizler mi .? PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 6
KötüÇok iyi 
Yazar Fahri Yurtsever   
10-05-2008
2-Krize Tedbir: Ücretler mi DüÅŸsün Faizler mi .?
                                  Fahri YURTSEVER

Cari açık kaynaklı olası krize tedbir olarak, 09.Nisan tarihli Hürriyet'te, Ege Cansen-Ücretler mi DüÅŸsün, Faizler mi ve Erkan Kumcu-Üretimde Verimlilik Artışı Åžart baÅŸlıklı köÅŸe yazılarında, reel veya nispi ücretlerin daha da düÅŸürülmesini salık veriyorlar.

Ne alaka.! Zira, ABD'de yaÅŸanan finansal krize, birde ekonomik kriz eklenir ve Avrupa'ya sıçrar ise, dış ticaretimiz tümden çuvallayacak yani dış ticaret açığımız daha artacak, cari açık hepten başını alıp gidecek, kapatılması büyük olasılıkla mümkün olmayacaktır. OlaÄŸanüstü artan emtia -petrol gıda- fiyatlarının yükünün de eklenmesiyle, iÅŸler arapsaçına dönecektir. Buna
bir de, cari açığın çok önemli bir bölümünü kapatan, doÄŸrudan yabancı sermaye giriÅŸi içinde anılan özelleÅŸtirme gelirlerinde ve hatta turizm gelirlerinde, bu yıl yaÅŸanabilecek düÅŸüÅŸleri eklersek dolaÅŸan kara bulutları görmemek için kör olmak gerek.

O halde, bu öneri nerden çıktı.?

Beraberinde, muhteremlerin önerileri, pek sevdikleri batının cari önlemleri ile de uyuÅŸmuyor. Zira, ekonomik durgunluktan paçayı sıyırmak ve mali sektörü kurtarmak gayesiyle, bir seri piyasa düzenine aykırı tedbire baÅŸvuran batılı devletler, enflasyonu azdırmak pahasına piyasaya para pompalarken; neo-liberal batı devlet müdahalesine giriÅŸmiÅŸken; ne hikmetse bizim devletin iktisadına yön veren ulema, çıkışı niçin yine ücretlerin düÅŸürülmesinde arıyor.? Talepte daralmanın süreceÄŸini belirtiyor, umut buluyor.!

Madem böyleyse, bu beylerin yaklaÅŸan kara bulutları görmediÄŸini düÅŸünemeyeceÄŸimize göre, önerilerinin altında yatan ne.?

1-Ä°lk akla gelen, bizi etkilemeyeceÄŸini varsayarak, ileriye dönük daha derin bir çözüm önerisi.

2-Dünyada ne olursa olsun, bizim havamız yerinde olsun, mevcut IMF proÄŸramı devam etsin isteÄŸi.

Bunlarla birlikte, bu kesimin iki itibarlı iktisatçısının arasında bir önemli fark da göze çarpıyor.

Kumcu, emek maliyetinin -doÄŸrudan- daha aÅŸağı çekilmesini, 'verimlilik artışı ÅŸart' sözleriyle ileri sürmekte ve geçen birkaç senenin boÅŸa harcandığını, yolun sonuna gelindiÄŸini iddia etmektedir. Buna aşırı bol 'uluslararası sermeye akımlarına güvenmenin' yol açtığını ve artık 'yapısal reformları savsaklama olanağı kalmadığını' yazarak hükümete yüklenmektedir. Yapısal Reformlar sihirli kavramının, yabancı yatırımcılar için 'yatırım ortamını iyileÅŸtirmekten' baÅŸka bir muhteva taşımağı aÅŸikardır.

Cansen ise, 'ücretler mi düÅŸsün, faizler mi' ÅŸeklinde bir ikilem sunmaktadır. Merhamet izlenimi veren bu ikilemde, yazısı dikkatle irdelenir ve tersinden okunur ise, faizleri düÅŸürmenin de neticede ücretleri -nispi- düÅŸürmenin aracı olarak sunulduÄŸu anlaşılacaktır. Cansen'in -gayet güzel baÅŸlayan baÅŸlardaki sunumu ve sanki- faizlerin düÅŸürülmesi ile, ücretlerin düÅŸürülmesinin birbirine alternatifmiÅŸ gibi görünen sorusu, Kumcu'nun önerisi ile aynı kapıya çıkmaktadır.

Sn.Cansen; 'katma deÄŸeri yaratan esas faktör emektir' esasından hareketle; 'Cari açığın gerisinde deÄŸerli ulusal para, onunda gerisinde yüksek faiz vardır. Cari açığın yarattığı riski azaltmak için.. katma deÄŸer ihracatının artması ÅŸarttır. Halbuki Türkiye'de katma deÄŸerin büyük kısmını oluÅŸturan emek maliyeti dövizle ölçülünce 'rakip ülkelere' kıyasen yüksektir. Bu durumda katma deÄŸer ihracatını artırmak için ya ücretler düÅŸürülecek, yada.. faizler düÅŸürülecektir.' demektedir. Faizler düÅŸürülürse, 'döviz fiyatı çıkacaktır.' Bu durumda döviz cinsinden ücretler düÅŸmüÅŸ, birim maliyet içinde payı azalmış olacak, dolayısıyla ürün ihracatta fiyat rekabet ÅŸansı yakalayacaktır. Sonuç: Ä°hracat artışıdır.

Mevcut sistem içinde çare arayan Cansen'in, aynen ABD de FEDin amaçladığı gibi, faizleri düÅŸürme önerisinin arkasında; üretimi ve ekonomiyi canlandırmak, düÅŸen büyüme trendine tersine ivme kazandırmak yatıyor olsa gerekir. Büyüme düÅŸme eÄŸilimine girmiÅŸken, cari açığın hala artıyor olması hiç hayra alamet deÄŸildir. Ki, bu durumun altı kalın çizilmelidir. Ä°ki, borç anapara ve faiz miktarıda anormal ÅŸekilde artmaktadır. Bu yüksek faizin getirdiÄŸi yükün taşınmasını artık mümkün görmüyor olmalıdır.

Böyle ise, Cansen niçin faizleri indirmeyi önermemiÅŸte, soruya ihtiyaç duymuÅŸ, 'çetin mesele-zor zaman' olarak nitelemiÅŸtir? Açıkki, Sn. Cansen Sn. Kumcu'nun tersine faizler düÅŸürülebilir mi şıkkını tartışmak istemektedir. 

Kumcu, uluslararası sermayenin ve IMF nun sadık memuru gibi önerilerde bulunmaya devam ederken; Cansen bu yolun çıkmaz sokak olduÄŸunun farkında, yön deÄŸiÅŸtirmenin 'çetin kararsızlığını' duyurmaktadır. Faizlerin düÅŸürülmesi gerekliliÄŸini ve imkansızlığını bilmenin açmazı içindedir. Ücretleri, mutlak veya reel düÅŸürmeyi rasyonel bulmamaktadır. Bir parça 'ustalık' koklatmak istemiÅŸ olması da pekala mümkündür.

Peki, niçin imkansız.? Faizleri düÅŸürmek suretiyle, ücretleri nispi düÅŸürmenin, iç pazara derhal bir etkisi olmayacak, talep daralmayacak ama ihracata olumlu etki edecek ve yüksek döviz kuru ithalatı frenleyecek, böylece cari açığın asıl sebebi dış ticaret açığı -dışalım ile dışsatım arasındaki eksi fark- kapanacak, kapanma eÄŸilimine girecektir. Niçin olmasın.?

Her ÅŸeyden önce, faizleri düÅŸürmenin etkisi üzerinden amaçlanan sonuç, uzun bir süreye ihtiyaç duyuyor. 2008 yılı için, 45 milyar dolar cari açık öngörülürken faizleri düÅŸürmek; zaten temkinli-ürkek hale gelmiÅŸ 'uluslararası sermaye akımının' gelmemesine, gelmiÅŸ olanın belki ülkeyi terk etmesine davetiye çıkaracağı için olanaksız. Böylesi bir geliÅŸme, cari açığın finanse edilememesi -mali kriz- demek. Yani, faizleri aÅŸağı düÅŸürme seçeneÄŸinin uygulanması, bu konjoktürde mümkün deÄŸil. Adını bile etmemekte büyük fayda var.

Öte yandan, bu önermeler denenmiÅŸ ve derde deva olmamıştır. Turgut Özal'dan beri uygulanan, Ä°hracata Yönelik Ekonomi Modeli denilen de bundan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Namı diÄŸer, IMF reçetesi Kemer Sıkma Politikası veya Sıkı Para ProÄŸramı. Ta Özal'dan beridir uygulanan, ilk zaman adına 24 Ocak Kararları denilen 'mucize formül'. Yeni makyajlarla, küreselleÅŸme argümanlarıyla desteklenen, kaçınılamayacağı iddia edilen 'ekonomik model' bundan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.

Ücretleri düÅŸürürsen, iç talep daralır. Üretici-sanayici, düÅŸük maliyet sonucu dışarıyla rekabet imkanı bulur ve iç talep kısılmasının zorlamasıyla beraber ihracata yönelir. Serbest kur rejimi diyerek, kurda beraberinde yüksek tutulursa ki, bu öncelikle bir yüksek devalüasyonu da gerekli kılar, ithalatı frenler. Cari açık azalır, giderek kapanır, sonrasında fazla verir, kalıp önermesidir bu..

Bu model ihracatı artırırken, enflasyonu da düÅŸürmeyi hedeflemekte ve bir ayağını yüksek faiz uygulaması oluÅŸturmaktadır. Böylece, piyasadaki para harcamaya deÄŸil, tasarrufa yönelecektir. Tasarruflarda, giriÅŸimciyi-sanayiciyi finanse edecektir. Mantığı, düÅŸük faiz piyasada likidite bolluÄŸu, likidite bolluÄŸu harcama, harcama enflasyon artışı demektir. Yüksek enflasyon ise, daha yüksek faiz sarmalı..

Oldukça tutarlı görünen bu model, iÅŸlememiÅŸtir. Evet, ihracatta ciddi artışlar saÄŸlanmış, ama ithalattaki artışın önü alınamamış, özellikle son yıllarda cari açığın istikrarlı bir ÅŸekilde -kartopu misali- artışı süregelmiÅŸtir. Niye diye sorulursa, uluslararası iÅŸbölümü buna izin vermemiÅŸtir. Vermesi de en baÅŸtan beklenmemeliydi. Yüksek faiz ise, giriÅŸimciyi kredilendirecek yerde, ilk yıllarda milleti soymaya; ÅŸimdilerde ise cari açığı kapatma vesilesiyle, iç borçlanma üzerinden birilerine servet transfer etmeye yaramıştır.

Ä°ÅŸlememesinin sorumluluÄŸu, bugüne deÄŸin hep hükümetlere yıkılmış, proÄŸramın bütününe sadık kalmadıkları yada sonuna deÄŸin sabredemeyip bozdukları ÅŸeklinde suçlanmışlardır. Oysa, son proÄŸram 9 yıldır aralıksız ve tavizsiz IMF kontrolunda yürütülmektedir. 2001 Åžubat krizi bu sıkı kontrol altında başımıza gelebilmiÅŸtir. Halen, paramız milyon deÄŸer yitirmesine raÄŸmen, net ihracatçı bir ülke olamadığımız gibi; ithalata ve sıcak paraya bağımlılığımız, uyuÅŸturucu bağımlılığını aratmayacak boyutlara ulaÅŸmıştır.

Cansen ve Kumcu'nun, verimlilik artışı veya faizleri indirme arkasına sakladıkları, ücretleri ÅŸöyle yada böyle düÅŸürme önerisini, bahsi geçen yukarıdaki etkenlerden yalıtarak ele alsak bile;

a- Bu çözüm kısa vadede sonuç alınabilecek bir yöntem deÄŸildir. Ki, denenmiÅŸtir, çok uzun vadede geldiÄŸimiz nokta ortadadır.

b- Ä°hracatçının istediÄŸi avantajın saÄŸlanabilmesi için, ücretlerin 100 doların altına çekilebilmesi gerekir. Ücretlerinin 30-50 dolar civarında olduÄŸu Asya ülkeleriyle, Mısır gibi ülkelerle baÅŸka türlü rekabet ÅŸansı olamaz. Ä°ÅŸbu sebeple, daha çok yabancı sermaye çekilmeli, önünü açmalı, formaliteleri kaldırmalı, ancak böyle kalkınabiliriz sözleri palavradan öte geçmez.

Ücretleri bu seviyelere düÅŸürmek mümkün olamayacağına göre, ki siz düÅŸürürseniz baÅŸkaları da düÅŸürür, söylenenler bilimsel deÄŸil boÅŸ sözlerdir veya hayalle aldanmaktır. Aldanmak-aldatmak deÄŸilse, çalışanların ekmeÄŸinden bir parça daha kopararak, zenginler sofrasına aktarmanın kamuflajıdır.

Ülkemizin yol göstereni IMF-memurları olduÄŸu sürece, burnumuzun boktan kurtulması imkansızdır.! 

Fahri Yurtsever 16.Nisan.2008 Ankara (deÄŸiÅŸiklik 06.05.2008)


http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/8652658.asp?yazarid=17
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=8654166&yazarid=7 

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 16-05-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111850957 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net