20-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Çocuklardan arrow ZEYNEP
ZEYNEP PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 6
KötüÇok iyi 
Yazar Nurbüke TEKER   
16-09-2012
ZEYNEP

                                                Nurbüke TEKER
        Merhaba, ben Melike. 12 yaşındayım; uzun siyah saçlarım, kahverengi gözlerim, yaramaz mı yaramaz bir de kardeÅŸim var. Adı Zeynep, henüz beÅŸ yaşında. DoÄŸduÄŸunda babaannem yeni vefat etmiÅŸti, onun adını verdiler. Ä°lk doÄŸduÄŸunda onu fazla sevmemiÅŸtim. Ama ÅŸimdi onu o kadar çok seviyorum ki sizlere anlatamam. Tabi onu bu kadar sevmeme neden olan olayı ÅŸimdi size anlatırsam beni daha da iyi anlayacaksınız.
          
        KardeÅŸimin doÄŸduÄŸu zamanı iyi hatırlıyorum. Ben ilkokul 1. sınıfa gidiyordum. SoÄŸuk bir kış günüydü. Annem ve babam bana yakında kardeÅŸim olacağını söylüyorlardı. Evde sürekli hazırlıklar yapılıyordu. Önce benim yatağım ve eÅŸyalarım biraz daha büyük olan bir baÅŸka odaya taşındı. Bana yeni oda takımları alındı; benim eski odam bebek odası olarak hazırlanmaya baÅŸlandı. Oda, kardeÅŸim kız olacağı için pembeye boyandı. Küçük bir yatak alındı, küçük giysiler alındı. Annem alışveriÅŸ yaparken bana fikrimi soruyordu. Bazen bana da bir ÅŸeyler alıyorlardı. Açıkçası kardeÅŸimin nasıl bir ÅŸey olacağını merak ediyordum. Siyah bir resim gösterdiler, bebeÄŸin ilk resmiymiÅŸ. Ama çok çirkindi, hiçbir ÅŸey anlaşılmıyordu. Kendi kendime bazen seviniyordum, canlı oyuncak bir bebeÄŸim olur, onunla oynarım diye. Aslında, keÅŸke benim yaşımda doÄŸsa birlikte oynardık diye de düÅŸünüyordum. Ama arkadaÅŸlarımdan kardeÅŸi olanlardan duymuÅŸtum, bebekler durmadan aÄŸlıyorlarmış, altlarına yapıyorlarmış, oynamak pek mümkün olmuyormuÅŸ. KardeÅŸimin kız olacağını öÄŸrendiÄŸimde de biraz canım sıkılmıştı. Annem bütün takılarını, güzel giysilerini, ayakkabılarını büyüdüÄŸümde bana vereceÄŸini söylemiÅŸti. Åžimdi ona da vermesi gerekecekti. Ama önceden bana söz vermiÅŸti, hepsi benim olmalıydı. Ya annem babam benden çok onu severlerse. Anneannem, dedem, teyzelerim, dayılarım diÄŸer dedem, halalarım, amcam…’’ Ya beni artık eskisi gibi sevmezlerse ben ne yaparım?’’ diye düÅŸünüyordum.

        Nihayet kardeÅŸimin doÄŸduÄŸu gün beni okuldan Özlem teyzem aldı. KardeÅŸimin doÄŸduÄŸunu ve hastaneye gideceÄŸimizi söyledi. Hastaneye gittiÄŸimizde nerdeyse bütün akrabalarımız, annemin bütün arkadaÅŸları hastaneye dolmuÅŸtu. Bazıları dışarıda benim kafamı okÅŸayıp:
— Ah canım kardeÅŸin oldu.
—Çok tatlı bir kardeÅŸ geldi sana…
— Ay! Ne kadar ÅŸanslısın bak abla oldun artık… Gibi tuhaf konuÅŸmalar yapıyorlardı. Ne varmış sanki? Bu kadar kiÅŸi küçücük bir bebek için gelmiÅŸ. Bebek gelmesi önemli mi? Bir haberde duymuÅŸtum dünyada her gün bir sürü bebek doÄŸuyormuÅŸ. Bu düÅŸüncelerle hastanenin içinde giderken insanlar koÅŸuÅŸturup duruyordu. Tuhaf kokular beni rahatsız etmiÅŸti. Nihayet bebeklerin doÄŸduÄŸu kata geldiÄŸimizde, sessizlik vardı. Sadece birkaç odadan ince ince bebek aÄŸlama sesleri duyuluyordu. Teyzem bir odanın önünde durdu:
 –Ä°ÅŸte burası, dedi.

       O zaman iyice heyecanlandım, kalbim yerinden çıkacakmış gibi çarpıyordu. Bütün merakım gidecekti. Teyzemle annemin yattığı odaya girdiÄŸimizde annem uyuyordu, hasta gibiydi, çok yorgun ve kötü görünüyordu. Yanındaki küçük bebek yatağına doÄŸru yanaÅŸtık. Yatakta yatan, küçücük bir bebekti. Pembe yanakları, yumuk elleri vardı. Üzerinde, annemle aldığımız pembe giysiler vardı. Oyuncak bebeÄŸe benziyordu; gözlerini yumdu açtı. Ellerini havaya kaldırıyordu. Ä°ÅŸte benim kardeÅŸim buydu, demek artık gelmiÅŸti. Başını kaldırıp bakamıyordu bile. Altına bez baÄŸlanıyordu; tuvalete gidemiyordu. Yemek filan yiyemiyordu. Yataktan kalkıp bakamıyordu bile. Ellerine dokundum, benim ellerimin yanında daha minik görünüyordu. Bu haliyle çok çaresiz gibiydi. Biraz mutlu olmuÅŸtum, kendimi daha akıllı ve daha becerikli hissediyordum. Ben bir sürü ÅŸeyi tek başıma yapabiliyordum: bisiklete biniyordum, yüzüyordum,  hatta okuma yazmayı bile öÄŸrenmiÅŸ, büyüklerden farkım kalmamıştı.

      Aradan aylar geçti… KardeÅŸim yavaÅŸ yavaÅŸ emeklemeye, sonra yürümeye, hatta koÅŸmaya baÅŸladı. Önceleri anlamsız sesler çıkarırken, kelimeler söylemeye, sonra cümleler kurmaya baÅŸladı.  Yani kardeÅŸim yavaÅŸ yavaÅŸ büyüyordu ve artık 2 yaşına girmiÅŸti. Büyüdükçe hem yaramazlaÅŸtı hem de yapamadığı ÅŸeyleri yapmaya baÅŸladı. Bana “aba aba “diye sesleniyordu. DiÅŸleri çıkmıştı, tuvalete gidebiliyordu. En çok televizyon ve bilgisayar yüzünden kavga ediyorduk. Hele kitaplarımı defterlerimi görmesin, hemen karalamaya baÅŸlıyordu, elinden zor kurtarıyordum. KorktuÄŸum gibi olmamıştı; akrabalarım beni hala seviyorlardı. Ama kardeÅŸim gelince annem ve babam evde onunla daha fazla ilgilenmeye baÅŸlamıştı.

      Babam onu sürekli kucağına alıyordu. Ben istediÄŸimde ise:‘’Belim aÄŸrıyor‘’diyordu. Bazen koltukta uyuyakaldığımda bile beni uyandırıp yerime gönderiyorlardı. Zeynep’in banyosunu annem yaptırıyordu, bana gelince ise: ‘’Hadi kendin yıkanabilirsin, büyüdün artık ‘’diyorlardı.  Derken 3 yıl önce yaz tatilinde çok korkunç bir olay yaÅŸadık. 

        Temmuz ayında çok sıcak bir gündü. Annem, beni ve kardeÅŸimi akÅŸamüzeri her zaman götürdüÄŸü çocuk parkına götürdü. Bu park, deniz kıyısı ile cadde arasında, kıyı boyunca uzanan büyük bir dinlenme parkıydı. Caddeye yakın kısmında sık çalılıklar diziliydi. Sahil kısmında ise oturma yerleri vardı. Parkın sonunda ise büyük bir bina ile bitiÅŸik bir oyun parkı daha vardı. Evimize yakın olmasına raÄŸmen annem yalnız gitmeme müsaade etmezdi. Çünkü yalnız mahalle sakinlerinin deÄŸil, her gün bir sürü insanın deÄŸiÅŸik yerlerden gelip uÄŸradığı bir yerdi. Özellikle yaz akÅŸamları serinlemek ve dinlenmek için çok idealdi. Ä°nsanlar, çimlerin üzerine, aÄŸaç altlarına, yol kenarlarına, boÅŸ buldukları her yere oturur, kimileri piknik yapar, kimileri termosta çayını getirip çekirdek çitlerdi. Kimileri de oltasıyla balık tutmaya çalışırdı. Kendisine güvenenler boÄŸazda yüzmek için denize atlardı. Tabi atladığı yerden çıkamaz biraz sürüklendikten sonra parkın sonundan çıkar, kıyıdan yürüyerek geri gelirdi. Gelip geçen gemileri, vapurları, sürat teknelerini izlemek ise daha büyük eÄŸlenceydi. Hele bazı akÅŸamlar havai fiÅŸek atıldığında dahada keyiflenir, havai fiÅŸeklerin gökyüzüne dağılışını hayranlıkla izlerdik. 

       O gün, parka geldiÄŸimizde henüz güneÅŸ batmamıştı ve tam kalabalıklaÅŸmamıştı. Annem kardeÅŸime yemek yedirdi, su içirdi, onu bebek arabasından çıkarıp kum havuzuna koydu. KardeÅŸimle birlikte kum havuzunda oynamaya baÅŸladı. Annemin, Zeynep’le bu kadar çok ilgilenmesi bana vakit ayırmamasına kızıyordum ve üzülüyordum. ArkadaÅŸlarımın çoÄŸu, tatil olduÄŸu için baÅŸka ÅŸehirlere gitmiÅŸlerdi; parkta hiç arkadaşım yoktu. Kaydıraktan kaymaya, salıncakta sallanmaya baÅŸladım. Ama hiç eÄŸlenemiyordum. Bir yandan da annemle Zeynep’i uzaktan izlemeye baÅŸladım. KardeÅŸim durmadan gülüyordu, çok eÄŸlendiÄŸi her halinden belli oluyordu. Ya ben? Ben ise tek başına, yapayalnız, uzaktan, sadece onları izliyordum. Her seferinde ‘’Zeynep keÅŸke hiç doÄŸmasaydı.’’ diye içimden düÅŸünüyor, onsuz daha mutlu bir hayatım olduÄŸunu hayal ediyordum.

           Anneme defalarca seslendim beni arkamdan salıncakta sallamasını istedim. Her seferinde ‘’Tamam ÅŸimdi geliyorum.’’ dedi ama hiç gelmedi. Sonra aÄŸlamaya baÅŸladım, ben aÄŸlayınca annem düÅŸtüÄŸümü, canımın acıdığını zannederek yanıma koÅŸtu ve bana:
—Ne oldu kızım iyi misin? dedi.
      O anda çok mutlu oldum. Bu anın hiç bitmemesini istedim.

       Ona aÄŸlayarak çok sıkıldığımı, oynamak istemediÄŸimi, hep kardeÅŸimle ilgilendiÄŸini, benimle ilgilenmediÄŸini söyledim. Bunları söylerken, o kadar kötü oldum ki sesim güçlükle çıkıyordu sanki, boÄŸazıma bir ÅŸeyler düÄŸümlenmiÅŸti. Hıçkıra hıçkıra aÄŸlamaya baÅŸladım. Annem bana sarıldı, beni çok sevdiÄŸini ama Zeynep’in küçük olduÄŸu için daha çok ilgilenilmeye ihtiyacı olduÄŸunu söyledi. Küçükken benimle de çok oyunlar oynadığını, yemeÄŸimi yedirip  her ÅŸeyimle ilgilendiÄŸini anlattı, ben yavaÅŸ yavaÅŸ sakinleÅŸtim. 

   Aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum, annem saçımı okÅŸuyor, beni öpüyordu. GözyaÅŸlarımı sildi, burnum akmıştı.
-“Hadi, beraber kardeÅŸinin yanına gidelim!” ,’’Çantadan mendil alırız.’’dedi ve elimden tuttu. Kum havuzuna doÄŸru baktığımızda Zeynep yoktu. Bebek arabası, çantası orada duruyordu, ama Zeynep yoktu.  Kum havuzunun çevresine, etrafa baktık Zeynep görünmüyordu.

      Annem çıldırmış gibi etrafa koÅŸuÅŸturmaya, insanlara Zeynep’i sormaya baÅŸladı. Park hava serinlediÄŸi için iyice kalabalıklaÅŸmaya baÅŸlamıştı. Ben ne yapacağımı ÅŸaşırdım. Çok üzüldüm, piÅŸman ve çaresiz bir halde;
-“Zeynep kardeÅŸim nerdesin?” diye aÄŸladığımı bağırdığımı hatırlıyorum.

      Zavallı annem çaresizce parktaki insanlara gidip Zeynep’i tarif ediyor, üzerindeki giysilerinin rengini söylüyordu. Görüp görmediklerini soruyordu. Hiç kimseden bir cevap alamadık. Anneme koÅŸup, özür dilemeye, aÄŸlamaya baÅŸladım. Kendimi çok suçlu hissediyordum. Annem haklıydı, o daha küçücüktü, ya bulamazsak ya Zeynep’i bir daha göremezsem kime kardeÅŸim diyecektim, kiminle oyun oynayacaktım? KeÅŸke ortaya çıksa bütün eÅŸyalarımı ona vereceÄŸim yırtsın karalasın diye, Bütün oyuncaklarımı ona vereceÄŸim isterse kırsın.  Ama yoktu bulamıyorduk. Parkı bir uçtan bir uca dolaÅŸtık. Orada balıkçılık yapan birkaç kiÅŸi ve mahalleden bazı tanıdıklar bizimle birlikte koÅŸuÅŸturmaya baÅŸladı. Bize yardımcı olmaya çalışıyorlardı. Denize, caddeye baktılar. Maalesef Zeynep yoktu. Ya haberlerde duyduÄŸumuz olaylar gibi bir olay geldiyse kardeÅŸimin başına diye iyice korkmaya baÅŸladım.

           Annem polisi ve babamı aradı. Parkta bulunan insanlar korkmuÅŸlardı herkes çocuÄŸunu alıp uzaklaÅŸmaya baÅŸladı. Park yavaÅŸ yavaÅŸ tenhalaÅŸmaya baÅŸladı. Polis gelmiÅŸti anneme bir ÅŸeyler soruyorlardı. Annem olanları aÄŸlayarak anlatıyordu. Aradan ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum ama uzaktan bir aÄŸlama sesi duydum. Bu onun sesiydi. Evet, evet, Zeynep’in sesiydi! Biraz ileride, yol kenarından geliyordu. O tarafa yöneldim. Sesi dinlediÄŸimde çalılıkların arasından ses geldiÄŸi için hemen o tarafa koÅŸmaya baÅŸladım. Biraz sık çalılıkların arasından güçlükle geçerek Zeynep’in yanına girdim. Kollarım çizilmiÅŸti, birazda kanamıştı. BaÅŸka zaman olsa aÄŸlardım, ama canımın yandığını bile hissetmedim. Rüyada gibiydim. Yanında beyaz bir kedi vardı, Zeynep’in yüzü gözü kir içindeydi aÄŸlamaktan burnu akıyordu; çok komik görünüyordu. Galiba kum havuzundan kalkmış, kedinin peÅŸinden gitmiÅŸ sonrada çalılıkların altındaki boÅŸluktan emekleyerek girip burada uyuyakalmıştı. Tabi uyanınca da aÄŸlamaya baÅŸlamıştı. Hiç bu kadar mutlu olmamıştım, kardeÅŸimi kaldırdım ona sıkıca sarıldım. Sonra çalılıkların arasından önce onu geçirip sonra ben çıktım. Kucağıma alıp koÅŸmaya baÅŸladım. Bu defa Zeynep sustu gülmeye baÅŸladı, ben ise koÅŸarken mutluluktan hem aÄŸlıyor hem gülüyordum. Canım kardeÅŸim, canım kardeÅŸim, diyordum.

       Annemin yanına doÄŸru giderken annem de bizi gördü ve bize doÄŸru koÅŸmaya baÅŸladı. Annem de sevinçten aÄŸlamaya baÅŸladı, bize sarıldı. Babam geldiÄŸinde Zeynep çoktan bulunmuÅŸtu. Hep birlikte eve dönerken çok mutluyduk. Ama ben daha çok mutluydum çünkü kardeÅŸimin sevgisini daha çok hissediyordum. Ä°yi ki doÄŸdun Zeynep, iyi ki varsın…
                                                                                                   Nurbüke TEKER

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 17-09-2012 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111406337 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net