05-05-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow YANLIÅž OLABÄ°LÄ°R AMA FÄ°KÄ°R ZARARLI OLMAZ
YANLIŞ OLABİLİR AMA FİKİR ZARARLI OLMAZ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 6
KötüÇok iyi 
Yazar Metin Önal MengüşoÄŸlu   
15-06-2012
YANLIÅž OLABÄ°LÄ°R                                                                                    
AMA FÄ°KÄ°R
ZARARLI OLMAZ
                                                                   Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu
Fikir kelimesi için Ragıp Ä°sfahani lügati, “öÄŸrenmek maksadıyla maluma meyleden kuvve” ÅŸeklinde bir tarif getirmektedir. Sonraki safhada meseleyi biraz daha açarak diyor ki: “Fikir sözcüÄŸü anlamsal konularda kullanılır ve ‘hakikatlerine, özlerine ulaÅŸma arzusuyla, talebiyle, meselelerin dış kabuklarını ovup soyarak özlerini çıkarmaya çalışma ve onları sanki kazar gibi araÅŸtırma’ anlamına gelir.” Türkçede kullanılış ÅŸekline bakıldığında da fikrin olumlu bir çaba olduÄŸu çabucak kavranacaktır. Ä°lahi Kelam’ın dilinde de tefekkür, son derece önemsenen insanî bir zihinsel davranış olarak deÄŸerlendirilir. Ve        
kendisine hiçbir sınır, ihtiyati haciz konulmaksızın sürekli teÅŸvik edilir. Öyle ki doÄŸru dürüst Kur’an okumamış olan insanlar bile bilirler ki Kur’an sürekli insanları “Ne kadar az düÅŸünüyorsunuz?” diyerek kınamaktadır. Hikmet sahibi kimseler, arifler ve tıp hekimleri de teslim etmektedirler ki insanların büyük bir ekseriyeti, kendilerine keramet olarak Allah tarafından verilmiÅŸ bulunan düÅŸünme melekesini, yetisini ortalama olarak ancak yüzde on beÅŸ gibi küçük bir oranda kullanmaktadırlar.

BilindiÄŸi gibi Arapça’da, özellikle de Ä°lahi Kelam’ın dilinde, Türkçede düÅŸünme dediÄŸimiz faaliyetin onlarca karşılığı vardır. DüÅŸünme diyerek tek bir kelimede daraltılmış bu çaba, yalnızca insana mahsus bir zihni davranıştır ve son derece geniÅŸ anlamlar içermektedir. Çok muhtelif tezahürleri vardır. Söz gelimi fıkhetmek, tedebbür etmek, tezekkür etmek, akletmek, rey, nazar, basiret, feraset, hikmet sahibi olmak, idrak, irade, ÅŸuur, zihin, hafıza, nüha, hicr ve daha sayamayacağımız kadar kelime, bizzat Kur’an- Kerim’de de kullanılarak insanın düÅŸünme biçimlerini karşılamaktadır. Burada konumuz fikir olduÄŸuna göre bu tür düÅŸünmeyi biraz daha iyi anlayabilmek için detaylarına girmeye çalışalım. Fikir evvela bilinmelidir ki hayvanlarda bulunmayan bir yetidir. Yalnızca insanlarda gerçekleÅŸir. Ve “kalpte bir suretinin belirmesi/ ortaya çıkması mümkün olan ÅŸeylerle ilgili bir düÅŸünme ÅŸeklidir.” Mesela bu durumda bir “Tanrı fikri”nden söz edemeyiz. Çünkü Allah’ın insan kalbinde bir suretinin belirmesi mümkün deÄŸildir. Nitekim bu sebeptendir ki Kur’an-ı Kerim ‘Allah Fikri’nden deÄŸil ama ‘Allah Zikri’nden bahseder. Zikir de aslında bir düÅŸünme ÅŸeklidir. Ancak bu düÅŸünme ÅŸekli fikirden çok baÅŸka türlü tezahür etmektedir. Bu düÅŸünme ÅŸekli “kalpte önceden hazır bulunan bir ÅŸeyden hareketle” gerçekleÅŸir. Kur’an-ı Kerim’e göre kendisine yaratılırken son safhada Ä°lahi Ruh üflenen bütün insanlarda bu anlamda bir Ä°lahi DokunuÅŸ mevcuttur. Mevcuttur diyoruz bu kelime ve ce de kökünden türetilmiÅŸtir ve vicdan da vücut da aynı köktendir. Hani denilir ya “her kiÅŸinin içerisinde kendini hesaba çeken bir kendi vardır” diye. Ä°ÅŸte vicdan, adeta herkesin içerisinde bir tür Tanrı Sesi gibidir. Ve onu dinleyen yani vicdanın sesine kulak vererek düÅŸünen insan, kötü ahlak örnekleri sergilemekten sakınır. Çünkü bilir ki kendisine ÅŸah damarından daha yakında bulunan Allah, kiÅŸinin sürekli gözetleyicisidir.

Zikir ile fikir arasındaki ince farkı ortaya koyabildiysek ÅŸimdi fikir üzerinde yeniden yoÄŸunlaÅŸarak ÅŸunu söyleyebiliriz: bir suikast (kötü niyet)tan hareketle ortaya atılan bir söz, görüÅŸ, iddia fikir haysiyeti kazanamaz. Çünkü daha önce kalpte ÅŸekillenen baÅŸka bir veri, fikir ve algı olmadan, yeni bir fikir imalatı gerçekleÅŸmez. GerçekleÅŸse de gerçekleÅŸen ÅŸey fikir haysiyeti taşımaz. Yeni bir fikir iyi ya da kötü bir duygudan hareketle deÄŸil, doÄŸru ya da yanlış bir önceki fikirden hareketle doÄŸan bir düÅŸünme ÅŸeklidir. O halde bir heves, bir arzu, bir kötü niyet, bir coÅŸku yahut heyecan, anlık bir duygu sonrası ortaya konulan ÅŸey, fikir deÄŸil belki bir duygusal boÅŸalmadır. Buradan hareketle rahatlıkla diyebiliriz ki fikir asla zararlı olmaz belki yanlış olabilir. Elbette insanların hatırına gelecektir yanlış olan aynı zamanda zararlı da deÄŸil midir? Bu ilk bakışta haklı bir soru gibi görünmektedir. Ancak Müslüman kültürün geliÅŸtirdiÄŸi Fıkıh ilminin usulüne bakıldığında bu sualin cevabı görülecektir. Bilinmektedir ki fakihler doÄŸru içtihatlara iki, yanlış içtihatlara ise bir sevap verildiÄŸini zikrederler. Yani yanlışa bile sevap verileceÄŸini söylemekten çekinmezler. Burada ödüllendirilen bir yanlışlık deÄŸildir elbette. Ä°çtihat yapan kiÅŸinin çabası, gayreti ve en önemlisi iyi niyeti ödüllendirilmektedir. Yani birçok kiÅŸinin fikrini ortaya sürdüÄŸü sahada kendisi de var gücünü harcayarak yeni bir fikir ileri sürmekten çekinmemiÅŸtir. Hülasa Müslümanlar bilirler ki her hal ve ÅŸart altında Ä°slâm, insanların düÅŸünmesini (bazen yanılsa bile) ödüllendirmektedir. Ve zaten fikir yanlışsa, ancak eyleme dönüÅŸtüÄŸünde belki zararlı olabilir; eyleme dönüÅŸmedikçe fikrin kimseye zararı dokunmaz.

Zihinler karışabilir. Biraz daha açmak gerekirse deriz ki mesela ÅŸu tutum bir fikirdir. Hayvanlarını hiç tanımadığı bir daÄŸa otlatmak üzere götüren bir çoban, namaz vakti geldiÄŸinde, hiçbir araÅŸtırma yapmaksızın, rastgele bir yöne dönerek namaza dursa ve o yönde de tam isabet saÄŸlasa, bu namazı sahih deÄŸildir. Ancak evvela gökyüzüne, sonra kayaların sırtlarına, aÄŸaç kabuklarına, otların yatış istikameti gibi hususlara baktıktan sonra bir fikir sahibi olsa ve fikri istikametine dönse, üstelik bu sefer kıblenin tam tersi istikamete durmuÅŸ olsa, bu namazı sıhhatlidir. Burada yine ödüllendirilen çobanın düÅŸünmesi, araÅŸtırması ve çabasıdır. Åžimdi biliyorum yeni sualler doÄŸacaktır. Her fikir içtihat mıdır, içtihat nedir v.b. Zaten kanaatimce Müslüman âleminde mevcut bugüne kadarki düÅŸünce kısırlığı, iÅŸte tam da bu fikir zannedilen tecessüslerden doÄŸmuÅŸtur. Yani ÅŸu zavallı çobanın kendi vüs’ati ölçüsünde olanca düÅŸünme gücünü ortaya koyarak elde ettiÄŸi sonuca içtihat desek ne olur, demesek ne olur? Ä°çtihat kelimesi ce he de kökünden türememiÅŸ midir? KiÅŸinin herhangi bir hususta var gücünü harcayarak ulaÅŸtığı fikir deÄŸil midir içtihat? Ve bu kelime Cihat ile de akraba deÄŸil midir? Cihat için ise kiÅŸinin bütün ilimleri yutmuÅŸ olması mı aranmaktadır? Öyleyse bütün müminler güçlerinin yettiÄŸi her alanda fikir sahibi olmalıdırlar; bütün müminler isterlerse içtihat yapabilirler, bunun önü tıkalı deÄŸildir demenin ne mahsuru vardır?

Biliyorum bütün korku, fikir kelimesini doÄŸru tarif etmemiÅŸ kültürün insan zihnine yığdığı endiÅŸelerden kaynaklanmaktadır. Ä°nsanlar her iddiayı, her teklifi, her görüÅŸü fikir diye adlandırırsa elbette böyle endiÅŸeler doÄŸar. Oysa baÅŸta da zikredildi, bir suikast sonrası doÄŸan insan davranışı fikir haysiyeti taşımaz. Said Nursi bakınız ne güzel söylemiÅŸtir: “Arzu bazen fikir suretini giyinir, duygusuna maÄŸlup olan kiÅŸi arzusunu fikir sanır, bu bir aldanıştır.” Amerika, petrol zengini ülkelerin servetine göz dikerek bir biçimde oraları iÅŸgal edip, servetlerine ortak olmak yahut tamamını ele geçirmek isteyebilir. Bu arzusunu gerçekleÅŸtirmek için türlü dalaverelere tevessül edebilir. Türlü yollar dener, çareler arar ve sonunda bunu gerçekleÅŸtirir de. Bütün bu yapıp ettiklerini Said Nursi’nin yorumundan hareketle söylersek, asla fikir sayamayız. Bunlar kabarmış hayvani iÅŸtahlardır. Bunlar suikastlardır. Bunlar hezeyanlardır. Bunlar tecavüzler, zulümler, bozgunculuklardır, ama fikir deÄŸildir.

Zaten baÅŸta da söylediÄŸimiz gibi zarar veren fikir deÄŸil eylemdir. Eyleme dönüÅŸmeyen yanlış fikir, neticede bir insan cehtinin saygın ürünü olarak fikirler atlasındaki yerini alır. Hatta bazen öyle bir gün gelebilir ki o gün yanlış bulunan fikrin bugün uygulanmasına ihtiyaç bile doÄŸabilir. Öyleyse fikri hor görmeyi bırakmalıdır. Ä°leri sürülenin fikir mi yoksa heves, arzu yahut hezeyan mı olduÄŸuna bakılmalıdır. Fikir övülmüÅŸ, hezeyan yerilmiÅŸtir çünkü. Korku, kuÅŸku, vehim, kuruntu gibi zaafların ürettiÄŸi, sergilediÄŸi her iddiayı fikir haysiyeti taşır zannetme aldanışı insanların başına ne felaketler açmıştır. Mesela “eÅŸcinsellik insan hakkıdır; beden benim deÄŸil mi, karnımdaki çocuÄŸu ister doÄŸurur ister öldürürüm; mademki dünyanın jandarmasıyım, bazen Afganistan’ı bazen de Irak’ı iÅŸgal benim hakkımdır; Kürt diye bir kavim yoktur, onlar Türklerin daÄŸda gezenleridir; her kürtaj bir Uluderedir; laik olmayanlar insan bile deÄŸildir” gibi ifadeler dikkatle okunursa, bunların hiç birisi fikir deÄŸildir. Söz sahiplerinin arzusu, hevesi, vehmi ve hezeyanlarından baÅŸka bir anlamı yoktur. Hangisinde bir meselenin hakikatine ulaÅŸma, özüne varma gayreti vardır? Ä°nsan kalbinde önceden var bulunan hangi veri veya hakikatin ışığından yola çıkarak yeni aydınlıklar bulma çabası gözleniyor bu iddiaların? Son derece uydurma, temelsiz, köksüz ve deyim yerindeyse iÅŸkembeden atılma izlenimi bırakan böylesi çıkışların, fikirle uzaktan yakından bir alakası bulunmamaktadır. Fikir, o yüce insanlık davranışı iÅŸte bu sebeptendir ki Ä°lahî Kelam’ın dilinde durmaksızın teÅŸvik edilerek onurlandırılmıştır. Ve asla ona bir sınır biçilmemiÅŸtir. Çünkü fikir zaten kiÅŸinin birikimi çerçevesinde adeta otomatik ÅŸekilde kendiliÄŸinden sınırlandırılmıştır. Arzu, heves, vehim, kuruntu, hezeyan gibi zaafların esiri olmamaya çalışmak da bir sınırlama deÄŸil midir? KiÅŸi ya bir fikrin sahibi olacak yahut o hususta bir fikrinin bulunmadığını zikrederek susacaktır. Bu susuÅŸu da ayrıca bilmediÄŸini bilmek gibi bir erdemi taşıyıp getirecektir ona. Zaten bilmediÄŸini bilmek kiÅŸi için erdemlerin başıdır.

                                                                                                                    Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu

Yorum
Acaba?!
Yazar admin açık 2012-06-17 05:30:50
Başlığa ve uyandırdığı kapsamlı düşünceye bir ihtirazi kayıt koysak mı koymasak mı?

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 24-06-2012 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
112059943 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net