30-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow KRÄ°TERÄ°N KRÄ°TERÄ°NÄ° ANLAMAK
KRİTERİN KRİTERİNİ ANLAMAK PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 6
KötüÇok iyi 
Yazar ALTAN ALGAN-Özgün Düşünce Dergisi, sayı:4, 2009   
26-01-2010
DERGÄ°LER/Ä°N ARASINDA:
                                                                                             
                KRÄ°TER’in KRÄ°TERÄ°NÄ° ANLAMAK
                                       ALTAN ALGAN  
                                       Özgün DüÅŸünce Dergisi   
                                                                                            
Akıl için yol birdir
                                 Kriter 
"...
GeçmiÅŸten küf kokusu gelmez her zaman
o tarih
dün deÄŸildir ki zaten
hâlâ kımıltılar varsa damarda.
Tarih ona derim ki dünya durdukça
kökünden yepyeni filizler fışkırır
bizimle yaşıt
kalmaz anısı sadece
papirüsler üzerinde.”
           Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu
          
Türkiye’de genel olarak bütün düÅŸünce hareketlerini özel olarak da Ä°slami düÅŸüncenin ve hareketliliÄŸin geliÅŸimini izlemek ve anlamak bakımından dergiler önemli hatta temel kaynak metinleri konumundadır. Çünkü düÅŸünsel birikimin oluÅŸumunda en az kitaplar ve gazeteler kadar dergiler de rol oynarlar. Hatta ÅŸunu bile söylemek mümkündür: Modern zamanlarda kültürün tarihi aynı zamanda bizatihi dergilerin tarihidir. Dergiler bir yandan bilgi üretimini gerçekleÅŸtirirken diÄŸer yandan insanları etkileyen, eÄŸiten ve belli bir bilinç geliÅŸimini saÄŸlayan gönüllü birer okul konumundadır.

Türkiye’de fikir dergiciliÄŸi dendiÄŸinde akla pek çok dergi gelmektedir. KuÅŸkusuz bu dergilerin her biri düÅŸünce mirasları ve kendi güçleri oranında düÅŸünce hayatımızın anlaşılmasında önemli bir yere sahiptirler. Osmanlı Devleti’nin son yıllarından itibaren basın yayın hayatının önemli tartışmalarının nabzının tutulabileceÄŸi alanların başında kuÅŸkusuz Ä°slamcı dergiler gelir. Bu yıllarda yayımlanan dergilerin Ä°slam algılarına baktığımızda genel olarak ÅŸu dergi ve algılarla karşılaşırız. Islahatçı Sıratı Müstakim/Sebilür ReÅŸat dergisi, Ceride-i Ä°lmiye (1915–1922), Cemiyet-i Hayriye-i Ä°slamiyye, el-Medaris (1913),28 üst düzeyde medrese ilmini ihtiva eden Ceride-i Ä°lmiye, Ä°slam’a tasavvuf açısından yaklaÅŸan Mahfil, “Modernist” Ä°slamcı görüÅŸlere yer veren Ä°slâm Mecmuası (1914), daha aÅŸağı seviyede fakat aynı çizgide sayabileceÄŸimiz Volkan (1908–1909), dini konuların yanı sıra güncel siyasal ve toplumsal sorunlara da eÄŸilen ticaret, ÅŸirket vb. konulara geniÅŸ yer veren Beyanü’l-Hak (1908–1912) ve gelenekçi Ä°slamcılığı savunan Saday-ı Hak dergileridir. Bu ayrımlar genel hatları ile Cumhuriyet devri Ä°slamcı dergilerini de etkilemiÅŸtir. Bu dönemde de Ä°slâmcı dünya görüÅŸünü benimseyen çok sayıda süreli yayın çıkarılmıştır.

1960’lı yıllardan itibaren gerek Ä°slam dünyasından yapılan çeviriler gerekse ülke içi ÅŸartların görece yumuÅŸaması nedeniyle ivme kazanan Ä°slamcı dergilerin yayın seyri içinde yetmiÅŸli yılların sonları ile seksenli yılların ilk yarısında iki dönem halinde yayımlanan Kriter dergisinin Ä°slam’ı anlama ve yaÅŸama sürecindeki düÅŸünsel tartışmaları eleÅŸtirel donanımlı bilgisi ile olgunlaÅŸtıran ve tartışmaların çok geniÅŸ bir yelpazede metodik olarak sürmesine katkıda bulunması bakımından ayrı bir yeri vardır. Ä°lk sayısı 1976 yılının Mayıs ayında çıkan ve aylık bir dergi olan Kriter Dergisi’nin sahibi Alaaddin Gürün’dür. Kriter dergisi Eylül 1984 yılına kadar yayın hayatına devam etmiÅŸ ve 48 sayı yayımlanmıştır. Kriter terkibi, boyutları ve yayın ÅŸekli itibari ile tam bir dergi özelliÄŸini taşımaktadır. Kriter’in bütün yayın hayatında Ä°slam konusunda sistemli bir programının olduÄŸu, bu noktada ÅŸaÅŸmaz ölçü olarak vahyi kabul ettiÄŸi ve bu doÄŸrultuda geliÅŸtirdiÄŸi bir dille hem telif hem de çeviri yazılar yayımladığı görülür. Her zaman vahye baÄŸlı bir dil kullanılması gerektiÄŸine iÅŸaret eden “Diller KamaÅŸması” baÅŸlıklı yazı derginin düÅŸünsel tavrının bir yansıması/örneÄŸi olarak anılabilir. Söz konusu yazısında Vahye aykırı bir dil kullanımından kaçınılması ve kavramların vahiyle anlamlandırılmasının gereÄŸi üzerinde duran MengüÅŸoÄŸlu ÅŸöyle devam etmektedir yazısına: “Müslüman, tanımları vahye aykırı ölçülere göre yapılmış bir dili kullanmaktan özenle sakınmalıdır. Bilim derken, bilimin kaynağı derken, teori ve pratik derken, sosyal sınıflar derken, sosyal adalet derken, ahlak, maneviyat, muhafazakarlık, demokrasi, teokrasi, ümmetçi, ÅŸeriatçı, Ä°slamcı, saÄŸcı solcu, Ä°slam kapitalizme ya da sosyalizme yakındır, Ä°slam bireyci ya da toplumcudur derken, vahyin ışığında bir deÄŸerlendirme yapmadan, vahyin bu kavramları tanımına yaklaÅŸmadan, giriÅŸeceÄŸi yorumlarda belki edebi baÅŸarılara ve alkışlara ulaÅŸacak fakat ilmen tökezleyecek, ilim sahipleri karşısında gülünç duruma düÅŸecek, Allah'a cehaletinin cevabını verecek, kısacası baÅŸkalarının diliyle konuÅŸmanın acısını tadacaktır."

Türkiye’de, Ä°slami bilinçlenmenin artarak geliÅŸme sürecinde bilhassa Cumhuriyet’ten sonra düÅŸünce ve edebiyat dergileri belli görüÅŸlere sahip ÅŸahsiyetlerin bir araya gelerek düÅŸünce hayatımıza yön verdiÄŸi çok deÄŸerli vesikalardır. Diyebiliriz ki dergilerin tarihi düÅŸünce hayatımızın köklere baÄŸlı kalarak yenileÅŸme serüveninin tarihidir. Temelde yetmiÅŸli yılların sonu Türkiye'sinde Ä°slami uyanış çabalarına katkıda bulunan bir dergi olarak Kriter dergisinin ilmi olana yaptığı vurgu kuÅŸkusuz sadece bu dergiye has bir olgu deÄŸildir. Çünkü Kriter dergisi yayın hayatına sıfırdan baÅŸlamış bir dergi deÄŸildir. Onun fikri serüveninin en önemli kurucu özne isimlerinden M. Said Çekmegil’in kendinden önce ÅŸu ya da bu ÅŸekilde Ä°slami uyanışa katkı yapan kiÅŸi ve dergilerin gayretlerini, çabaları görmezden gelen bir tutum içinde olmadığını belirtmek gerekir.Zaten Çekmegil’in hayatını, dergiler, kitaplar, düÅŸünceler ve düÅŸünürler dışında anlamak hem mümkün deÄŸil hem de uzun bir ömrü anlaşılmaz kılacağı için uygun deÄŸildir.

Kriter Dergisinin Tarihçesi ve Ä°çeriÄŸi
Fikri istikrarı yalpasız Kriter, Mayıs 1976’da 32 sayfalık aylık bir düÅŸünce dergisi olarak yayın hayatına baÅŸlar. Yönetim yeri Ankara’da bulunan derginin çıkış amacı, meselelere ilmi bir yaklaşım içinde saÄŸlam donelerle yaklaÅŸarak, meselelerde doÄŸruyu yanlıştan ayıran bir ölçü sunmak olarak belirtilebilir. Bunlara gücünün yetmeyeceÄŸine yeltenmemeyi, boÅŸ söz ve yararsız iÅŸlerden yüz çevirmeyi de eklemek gerekir. Dergi çıkarmanın geçici bir heves olmadığını anlamak kadar Kriter dergisinin amacını da anlaşılır kılan “Yeniden Ä°lme DönüÅŸ” baÅŸlıklı yazının Kriter’in misyonunu anlamak bakımından önemi büyüktür. Derginin ilk sayısında yayımlanan bu yazıda derginin benimsediÄŸi temel deÄŸerler ÅŸöyle açıklanır;

“Dergimiz, ülkemizde artık kökleÅŸen yeniden ilme dönüÅŸ potansiyelinin bir ürünü olarak var oluyor.

Bir olan, ÅŸeriki bulunmayan, rahman ve rahim yüce Allah'ın adıyla baÅŸladığımız bu dergiyi, ilim dışı hiç bir hevese, büyük milletimize hizmet dışı hiç bir arzuya açık kapısı olamayan bir iddia ile hazırlıyor ve alâyiÅŸten uzak bir form içinde size ulaÅŸtırdığımız daha bu ilk sayımızda, muhtevada kalite ifade eden edamız ve diÄŸer dergilerden farklı tutumumuzla, en köklü davanın yepyeni organı olma vaadimize bir belge vermiÅŸ oluyoruz..
.
Esasen çıkışımız, “iÅŸte geldik ve gidiyoruz” dediÄŸimiz bu imtihan aleminde ÅŸu veya bu iddianın sahipleri olarak arzı endam etmekten ziyade, Allah'ın sözünün üstünde bir söz tanımayan temiz bir akide ile, O'nun en son elçisinin duyurularına dayalı bir fikri davanın doÄŸrulayıcıları olarak: “Ä°nsanları Ä°LME dayanmadan saptırmak için yalan düzüp de Allanın üstüne atanlardan daha zalim kimdir?..» (k. 6/144) hakikatini bütün anlamı içinde tekrar etmekdir.

Zaten başından bugüne kadar insanlar ve tutumları, esas nitelikleri ile dikkate aldığımızda, üç ana guruba ayrılıyor: Mümin ve Müslüman dediÄŸimiz muvahhitler zümresi (monoteistler), Allah'tan baÅŸka tanrılar tanıyan müÅŸrikler topluluÄŸu (politeistler) ve ÅŸeklen bir Allah ve Allah'ın indirdiÄŸi kitap fikrine temayül eder gözükmekle beraber, O'na yalan isnad eden, ve onun sözüne söz katan yalancılar güruhu...

Bu üçlü tasnif içinde Müslüman olan muvahhitlerle, hakikat örtücüsü müÅŸrikler arasında süregelen ve yine yaratıcının bir emri, bir kanunu olarak var olan doÄŸru ve yanlışlar. Adalet ve zulüm mücadelesinde en aldatıcı rolü ne yazık ki bu üçüncü gurup; bu yalancılar topluluÄŸu yüklenmiÅŸ bulunuyor. Bunlar, bir yandan dünyada adalete karşı en haÅŸin tavrı temsil eden müÅŸriklerden deÄŸilmiÅŸçesine Müslüman görünümüne bürünerek, doÄŸuÅŸtan Ä°slâm fıtratı içinde yaratılmış insanoÄŸlunun, adalete olan teveccühünü saptırmakta; diÄŸer yandan da müÅŸrikler gibi açıktan yalanlamasalar dahi. Allahın sözünü kendi katkıları ile deÄŸiÅŸtirmekle, bir biçimde kendi fikirlerine Allah’ınkilere eÅŸ deÄŸer tanımış olmak bakımından, örtülü bir müÅŸrik hüviyetinde Müslümanlar karşısında yer alıp, onun adalet mücadelesine çelme takan saptırıcılar olmaktadırlar. Her iki halde de doÄŸru düÅŸünceli muvahhitlerin gönülden arzuladıkları adaletin gerçekleÅŸmesine en büyük zararı onlar vermektedirler.

Bundan dolayıdır ki Allah, Müslümanları bu zalimlerin ÅŸerrine karşı önceden uyarmak için : “Ä°nsanları Ä°LME dayanmadan saptırmak için yalan düzüp de Allah’ın üstüne atanlardan daha zalim kimdir?..” (k. 6/144) diyor ve bir baÅŸka ayetinde bu zümrenin iflah olmayacağını, kurtulamayacağını belirtiyor.

Öyleyse “iÅŸte geldik ve gidiyoruz”, dediÄŸimiz zulüm ve adalet mücadelesine sahne olan bu imtihan âleminde, yegâne kurtuluÅŸ yolu ilme sarılmak oluyor... O'nun yoludur yegâne yol ve O'nun; ilmin tesbitiyledir yegâne adalet...

O'na sarılmak nasıl olur, ve bugün cari telâkkiler içinde hangi noktalardan nasıl ayrılmışız meselesi bu bakımdan büyük önem taşıyor.

Bu hususlarda aydınlığa ulaÅŸmak ve ulaÅŸtırmaya çalışmak da dergimizin ana gayesi... Gerisi buna zıt olmamasına gayret ve özen göstermeye çalışacağımız önemli kültür meseleleri...

Ä°lmî yolda baÅŸkaca yapacağı iÅŸi ve sarf edeceÄŸi gücü bulunmayanların bize katılmalarını, aklî bir tercih olarak teklif ediyoruz.

Selâm size ve milletimize olsun, muhterem okuyucularımız…”

Bu çıkış yazısını dil, terminoloji bakımından hayli farklı bir metin olarak görmek mümkündür. MüÅŸterek tespit ve ifadeler ÅŸüphesiz daha önceki Ä°slami duyarlıklı dergilerde de vardır, ama dilin ve argümanların bir hayli deÄŸiÅŸik olduÄŸu da ortada. BaÅŸtan sona Kur’ani deyim ve ifadeler hemen göze çarpıyor. Öncelikle derginin seslenmek istediÄŸi ve kendini bir parçası saydığı Ä°slami kesimle ortak kullandığı Ä°slami dilin temel kavramlarına yüklediÄŸi anlamların ne denli farklı hattâ zaman zaman uyuÅŸturulması imkânsız bir içeriÄŸe sahip olacağının da iÅŸaretidir bu ilk yazı...

Kriter dergisi kendinde daha önceki Ä°slami duyarlıklı dergilerden ve tartışmalardan gelen izleri ve yenilikleri bulmak ve bir sürekliliÄŸe iÅŸaret etmek gerektiÄŸinde geçmiÅŸten bir takım izler bulmak mümkündür. Bu çerçevede Kriter Ä°slami duyarlıklı edebiyat dergilerinden ziyade ilmi tartışmaların niteliÄŸi konusunda MeÅŸrutiyet devri Ä°slamcı dergilerinin geleneÄŸini devam ettiren bir dergidir, denilebilir. Bunu hem M. Said Çekmegil’in yazılarında hem de Ä°slami konuları etüt eden baÅŸka yazarların yazılarında ve alıntılardan derlenerek oluÅŸturularak küçük seçkilerde görmek mümkündür. Çekmegil’in düÅŸüncelerindeki bütüncül bakış açısı, görüÅŸlerinin çeliÅŸkilerden uzak oluÅŸu, onun zihnindeki saÄŸlam iç kurgunun, kritik ederek, eleÅŸtirerek düÅŸünmüÅŸ olmanın delilidir. Onun Kriter dergisinde yayımladığı edebiyat dışı çalışmaları genellikle Ä°slami kavramların yerli yerine oturtulması ve kitap eleÅŸtirisi eksenlidir. Çekmegil’in düÅŸünce sisteminin merkezinde “mutlak” olandan hareket etmek vardır. Çünkü her ÅŸeyin göreceli olduÄŸu dünyada, insanın ayaklarının yere saÄŸlam basmasını saÄŸlayacak tek ÅŸey mutlak bilgi yani vahiydir. Çekmegil klasik düÅŸünme/anlayış metodu fıkhın temel kavramlarını yeni, çaÄŸdaÅŸ ve güncel bir üslupla yeniden yorumlamıştır. Görmezden gelinen, eskimiÅŸ kabul edilen kavramları, bugünün terminolojisiyle yeniden yorumlanmış, böylece Ä°slami deÄŸerlerin yeni bir sunumuna ulaşılmıştır.

Kriter dergisi iÅŸte bu yönüyle Ä°slam’ı özne olarak ele alması ona dönük insani anlayışları nesne olarak ele alması bakımından bir yandan Cemaleddin Afgani ve Muhammed Abduh öncülüÄŸünde çıkartılan Urvetu’l Vuska ile diÄŸer yandan Mehmed Akif öncülüÄŸünde çıkarılan Sırat-ı Müstakim dergisi ile ortaklaÅŸmaktadır. Tabi bu dergilere Menar, Tercümânü’l-Kur’an gibi dergileri de eklemek mümkün. Çünkü bu dergilerde olduÄŸu gibi Kriter dergisinde de Ä°slami bilginin geleneksel aktarımındaki yanlışlar kitabi olanla tashih edilerek sahih kılınmaya çalışılmış ve Ä°slami bilgininin/kriterin/ölçünün yeniden inÅŸa edilmesinin gerekliliÄŸi ertelenemez bir öncelik olarak ortaya konulmuÅŸtur. Öte yandan ÅŸiir baÅŸta olmak üzere edebi metinlere yer vermesi, baÅŸka edebi metinlerin ve yayınların eleÅŸtirisine yer vermesi bakımından da edebiyat dergileri kadar sanata önem ve deÄŸer verdiÄŸini dergide yayımlanan ürünler düzleminde söyleyebiliriz.

Bu açıklamalardan anlaşılacağı gibi Kriter dergisi esaslı bir düÅŸünce/sanat dergisinden istenilecek birçok özelliÄŸi temel kaynak Kur'an doÄŸrultusunda kendine ilke edinir. Bu ilkeler çıkış yazısında yazıldığı gibi kalmaz. Derginin 48 sayılık serüveninde bu ilkeler tek tek yerine getirilir.
 
Genel olarak Kriter, insanı ilme ve düÅŸünceye çekmeyi öncelemiÅŸtir. Bunun nedeni, insanın hakkıyla düÅŸünmesi durumunda mutlaka vahyi ilkelere iman edeceÄŸine iliÅŸkin yaklaşımıdır. Bundan dolayı Kriter inandığını empoze yerine, inanmaya götüren düÅŸünce yollarındaki pislikleri temizlemeye çalışmayı öncelikli bir tutum olarak benimsemiÅŸtir. Tamamen tevhidi kimliÄŸe ve Ä°slam’ın evrensel ilkelerine yönelen Kriter dergisi yayımlanan 48 sayısı ile birlikte bir gelenek yaratmıştır. DüÅŸünmenin, ilmin siyasetin fonksiyonel bir aracı olarak deÄŸil, temel kaynak istikametinde otonom, “bağımsız” bir alan olarak var olması ve örgütlenmesi... Kriter gündelik hayat ve siyasetin ötesinde, hayata, insana, dünyaya ve fikirlere çok üst bir düzeyden bakan ve o ÅŸekilde yorumlayan bir düÅŸünce dergisidir. Kriter dergisinin baÅŸardığı budur ve bu topraklar üzerinde böyle bir ÅŸeyi baÅŸarmış olduÄŸu için kendisini kutlamak gerekiyor. Çünkü bu tarz yerleÅŸik düÅŸünme ve fikir ile kurulan iliÅŸki tarzına oldukça yabancıdır. Kriter dergisinin makus talihi galiba biraz da burada yatıyor. Kriter dergisine dönük olarak bu çerçevede gündeme getirilen eleÅŸtirilerin nedenleri, düÅŸünme ile siyasî pratik arasında kurulması gereken iliÅŸki konusunda var olduÄŸunu zannettiÄŸim esasa iliÅŸkin bir farklılığın varlığında yatıyor.

Kriter dergisinin, düÅŸünmenin/ilme dönüÅŸün kendisine verdiÄŸi bu otonom rol, bilgiyi/düÅŸünmeyi siyasî pratiÄŸin bir türevi olarak görmek istememesi onun farklılığını oluÅŸturdu. DiÄŸer yandan da, Kriter hemen bir düzeyi hedef tuttuÄŸunu göstermiÅŸtir: Yaygın ucuz polemikçiliÄŸe yüz sürmeyen bir yaklaşımı vardır genellikle, kuramsal/ kaynak cephesini düÅŸünce/sanat-kültür baÄŸlamında da önemsiyordu, bazı temel sorunlara ve konulara dikkat kesiliyordu. Gene de bir “elit/ist” dergisi deÄŸildi. Kriter, okuyan kesimlerden geniÅŸ bir taban topladı: Bunların çoÄŸu “ilme dönüÅŸü” öncelikli bulanlardı. Kriter dergisi için dile getirilen gündelik olaylara ilgisizlik derginin bilinçli olarak sahiplendiÄŸi bir yaklaşımdır. Yeniden ilme dönüÅŸün kriter sahibi olmaktan geçtiÄŸinin bilinciyle ilgili olan, vahyin ölçütlerinin ötesinde bir mâvera hayaliyle meÅŸgul olmayı ve aynı zamanda gücü dışındaki amellerle muharrik bulunmayı boÅŸ iÅŸler olarak görmesinden kaynaklanan bu yaklaşım a derginin 3. sayısında Kriter imzasıyla yayımlanan “Yeniden Ä°lme DönüÅŸ Ä°çin Ümit” baÅŸlıklı kısa yazıya ÅŸöyle yansır: “Bu derginin, günlük olaylara bigane edası içinde sürdürdüÄŸü yayına gösterilen ilgi, yeniden ilme dönüÅŸ hareketi için daha baÅŸlangıçta oldukça hayret verici bir ümit ışığı olmuÅŸtur.

Ortalığın kritersiz yayınlarla pespaye kağıt parçalarının alacalı bulacalı rengine kanmaya hayli müheyya atmosferi içinde bu cemiyetin sade ve ciddi KRÄ°TER’e gösterdiÄŸi ilgi gerçekten onun cehaletten kurtuluÅŸ savaşındaki baÅŸarısına açık bir iÅŸaret sayılmak gerekir.

Bu fikir savaşı bir kriter’le baÅŸladı ve bu zafer KRÄ°TER’le kazanılacaktır.” Bu yazısının hemen akabinde yayımlanan Bahaeddin Bilhan’ın kaleme aldığı “Kritersiz Kalmak” baÅŸlıklı yazı insanın yapıp edeceÄŸi iÅŸlerdeki eksikliklerden kurtulabilmesinin ancak ve ancak bir ölçüye baÄŸlı kalarak mümkün olabileceÄŸini vurgular. Ölçünün de ancak ilimle elde edilebileceÄŸini vurgulayan yazı ÅŸöyle devam eder: “Ä°limsiz bir çevrede kriter düÅŸünülemez. Bu çevrenin insan için “Hayır! DoÄŸrusu(Ä°lme yönelmeyen) insan azar”(Alak;6) hükmü de deÄŸiÅŸtirilmez. Ölçüsü olmayan insanın azgınlığı çok kere ifrata düÅŸmekle neticelenir. Bu maraz tedavi görmez müzminleÅŸirse insanı helake götürür(. . . )

Ä°dare kadrosundan caizeler almak maksadıyla uzun ve mübalaÄŸalı methiyeler, ölçüsüz övgüler sunan dünün ÅŸahsiyeti silik ÅŸairlerine, meddahlarına taÅŸ çıkartacak bir tarazda ölçüsüz ve kontrolsüz övgüleri, günümüzün basın ve yayın organları, ilim ve ciddiyetten uzak bir eda ile itiyat haline getirmiÅŸ bulunmaktadır. Ölüm yıldönümleri, temel atma törenleri, açılış törenleri, kuruluÅŸ törenleri, nutuklar, protokoller, merasimler, sınırı olmayan övgüler, mübalaÄŸalar. . . Ve çokça samimiyetsizlikler. . . Ä°ÅŸte kritersiz insanların müklik marazı!”. Müslümanları belirli kimseleri taklide mahkum zanneden ve fikir köleleri edinmeyi hoÅŸ gören insafsızların meydanlarda at oynatmasına karşı vahyin ölçütlerini sürekli gündemde tutmuÅŸtur Kriter dergisi.

Kriter dergisinde M. Said Çekmegil’in MS adıyla hemen her sayıda yeni yayımlanan veya Türkçe kültür dünyasında okurların bir ÅŸekilde haberdar oldukları yerli ve yabancı pek çok eser tanıtılmış ve bu eserler derginin temelde çok önemsediÄŸi tenkit anlayışı çerçevesinde . kritiÄŸe tabi tutulmuÅŸtur. Dergide yayımlanan bu türdeki yazılar, eserleri ayrıntılı ele almaktan ziyade eserlerin önemli aksaklıkları ya da olumlulukları ortaya koyan orta uzunlukta yazılardır. Çekmegil bu yazılarında eserler hakkında süzülmüÅŸ, rafine fikri verir. Eserlerin olumlu ve olumsuz tarafları gösterir. Temel kaynak noktasından ayrılmadan, eserleri tam anlamıyla didikleme ve kavrama, zapt etme elbette eleÅŸtirme kaygısı taşır. Bu eleÅŸtiri yazılarında Cemil Meriç, Bülent Ecevit, Süleyman AteÅŸ vb yazarların eserlerine dair yaptığı eleÅŸtiriler hala güncelliÄŸini koruyan, vahiy perspektifli ilk eleÅŸtiriler olması bakımından da eleÅŸtiri tarihinin dikkate deÄŸer örnekleri arasındadır.

Kriter Dergisi’nin Kadrosu
Bütün dergiler gibi Kriter dergisi de kolektif çalışmanın ürünüdür. Bundan dolayı dergide farklı eÄŸilime sahip isimlerin de yazıları çıkmıştır. Ama bu yazarların yazıları hiçbir zaman derginin genel yaklaşımını gölgeleyecek boyutta olmamıştır. ÖrneÄŸin dergide Türkçü eÄŸilimli isimlerin kaleminden çıkan birkaç yazıdan dolayı ya da DüÅŸünce dergisi ile ilgili olarak çıkan bir iki deÄŸiniden hareket ederek Kriter dergisinin “Türkçü” eÄŸilimleri olduÄŸu çıkarsamasını yapmak kanaatimce pek doÄŸru deÄŸildir. Derginin devamlı yazarları göz önünde bulundurularak yapılacak bir deÄŸerlendirme “kalıba sokulması güç bir dergi” olarak Kriter’in doÄŸru düÅŸünmeyi önceleyen Ä°slami bir dergi olduÄŸunu ortaya koyacaktır. Unutmamak gerekir ki dergiler sistemleÅŸmiÅŸ konular hakkındaki sorulara yanıt aramaktan ziyade sistemleÅŸmekte olan fikirleri yaymaya çalışırlar. Derginin daha çok yerli imzalara yer verdiÄŸini de belirtmemiz gerekir. Dergi, oldukça geniÅŸ bir yazar kadrosuna sahiptir. Bunlardan bazıları ÅŸunlardır: M. Said Çekmegil, Mikail Bayram, , Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu, Murat Kapkıner, Bahaeddin Bilhan, Sabri TandoÄŸan, A. Kadir Gültekin, Tayyip Okiç, Aladdin Gürün, Sabri KelemeroÄŸlu, Ebu Kevser(Hikmet Zeyveli)Haluk Nurbaki, Yavuz Bülent Bakiler, Hüseyin Üzmez vb isimler bu noktada yeterli bir fikir verecektir. Åžunu da belirtmek gerekir ki, derginin yazar kadrosunun zihni ve fikri yapısı homojen bir nitelik taşımamaktadır. Bazı yazarlarda saÄŸcı öÄŸeler, bazı yazarlarda ise ıslahatçı öÄŸeler daha fazla göze çarparken, bazılarında ıslahatçı yönle birlikte edebi yön ağır basmaktadır. Ama ıslahatçı özellik yani Vahye dönüÅŸ derginin geneline hakim durumdadır.

Kriter dergisi, 1976’dan 1984’e kadar, sayfalarından diÄŸer dillerden çevirdiÄŸi çeÅŸitli ilmi, düÅŸünsel ve kültürel tartışmaları, incelemeleri yayımlanarak okuru besler.Elbette kendi imkanlarıyla sınırlı olmak kaydıyla ve daha da önemlisi «Hikmet müminin yitiÄŸidir» kabilinden önemli fikirleri, okuyan ve düÅŸünen sorumluluk sahiplerinin istifadesine sunmak amacıyla yapar bunu. BaÅŸka ülkelerde gerçeklesen düÅŸünsel ürünlerle özellikle öze dönüÅŸ anlayışı ile kendi coÄŸrafyası arasında bir “köprü” görevini üstlenir. Derginin her sayısı birbirinden önemli çevirilere sayfalarını açarken, aynı zamanda dergi, kültürel/sanatsal tartışmaların odağında yer alarak, dönemin yayımlanmakta olan diÄŸer dergilerinden farklı bir konuma sahip olur. Yayınlandığı yıllarda Kriter Said Ramazan, M. A. Lahbabi, Russel Ackoff, Darrel Huff,Ä°mam Gazali, HurÅŸid Ahmed, Muhammed Ali Nowakovski, Raymond Aron, P. Wright, Muhammed Ä°kbal, Muhammed Hamidullah, Aldülkerim Zeydan, Mevdudi, Michael Foucault, Muhammed Arkoun, Ahmed Emin, Fazlur Rahman vb isimlerin kimilerinden birer kimilerinden sürekli denebilecek bir yoÄŸunlukta yer verdiÄŸi yazılarla düÅŸünce ve kültür dünyasına farklı pencereler açmayı baÅŸarmıştır. Dergide edebi açıdan ÅŸiir, makale, hikâye, deneme, anı, mektup, röportaj, tartışma, haber gibi alanlarda yazılar bulunmaktadır. DüÅŸünce alanın da dergide ilmi olmanın önemi, Ä°slam’ı kaynağından örenmekle öÄŸrenmemek arasındaki farklar, sünnet, kıyas, düÅŸünme, okuma, siyer, Ä°slam ve toplum iliÅŸkisi, Ä°slam’ın pratiÄŸi gibi konular tartışılmıştır.

dergisi, 1976’dan 1984’e kadar, sayfaları dillerden çevirdiÄŸi çeÅŸitli ilmi, düışleri yayıBaünsel ürünlerle özellikle öze dönüışı sayfaları dönemin yayı Kriter Said Ramazan, M. A. Lahbabi, Russel Ackoff, Darrel Huff,Ä°Muhammed Hamidullah, Aldülkerim Zeydan, Mevdudi, Michael Foucault, Muhammed Arkoun, Ahmed Emin, Fazlur Rahman vb isimlerin kimilerinden birer kimilerinden sürekli denebilecek bir yoÄŸyer verdiÄŸyazıDüıilmi olmanıİöÄŸ
Dergi çıkartmak ve sürekliliÄŸini saÄŸlamak kolay bir iÅŸ deÄŸildir. Özellikle Türkiye gibi basım ve yayıncılık ile geç bir süreçte tanışan ülkelerde sorunlar daha çetrefilli bir hâl almaktadır. Türkiye’de dergiciliÄŸin temel sorunu, maddi yeterlilik etrafında toplanmaktadır. Sanat ve fikir adamları ellerindeki kısıtlı bütçeler ile dergiler çıkartıp, çıkardıkları dergileri zorluklar içinde yaÅŸatmaya çalışmışlardır. Engeller ile dolu bir yolda fikir ve sanatın sürekliliÄŸini saÄŸlamak hiç de kolay deÄŸildir. Bu Ä°slami bilinçlenme özellikle de kaynaÄŸa dönüÅŸ tarihinde çok önemli bir iÅŸlevi olan, yaptığı çevirilerle geniÅŸ bir coÄŸrafyadaki pek çok önemli yazar ve düÅŸünürü okuyucusuyla buluÅŸturan zengin içerikli bu dergi, 1984 yılında yayım hayatına son verir.

Yayın yaÅŸamına farklılığı ile damgasını vurmuÅŸ bir dergi üzerinde saÄŸlıklı bir görüÅŸ geliÅŸtirebilmek için bütün koleksiyonunun ayrıntılı olarak ele alınması gerekir. Adamakıllı farklı bir bakış oluÅŸturduÄŸunu düÅŸündüÄŸüm Kriter dergisinin dönemin diÄŸer dergileri ile karşılaÅŸtırılarak ele alınması bu farklılık noktalarına nüfuz edilmesini de mümkün kılacaktır.

Ortaya koyduÄŸu çizgisiyle Kriter, gerçekten bir kriter olmuÅŸtur. Ä°lme dönüÅŸün tarihine yapılmış devasa bir katkıdır Kriter dergisi, bundan dolayı yaptığı iÅŸ büyüktür. Son olarak, kanaatimizce samimiyeti, ölçütleri, duyarlığı ve bu duyarlığını hiç kaybetmeden düÅŸünce birikimini özgün bir bakış açısına dönüÅŸtüren Kriter dergisi düÅŸünce hayatımızın önemli bir ismidir.

 

Kaynak: Özgün DüÅŸünce Dergisi, sayı:4, 2009


Yorum
Neil Armstron'dan
Yazar admin açık 2010-01-29 00:17:46
 
AYDAKÄ° EZAN SESÄ°...  
 
http://www.kriter.org/index.php?option=com_content&task=view&id=1550&Itemid=1
Yazar faruk.hasanoglu açık 2010-02-07 00:00:27
Helal olsun Kritere, otuzyıldır hala gündemde.Demek ki emek zayi olmuyor,yıllar sonra birilerinin yolunu aydınlatmaya devam ediyor.Altan beye de vefası ve gayreti için teşekkürler,

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 07-02-2010 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111865129 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net