GÄ°ZEMLÄ° EV
                                                     Esra DURCAN                   

      Yasemin 1995 yılında Ankara’da büyük mü büyük bir evde doÄŸmuÅŸtu. Aradan yıllar geçip 12 yaşına bastı.  Dışarıya çıkıp arkadaÅŸlarıyla oynamayı pek sevmezdi. En sevdiÄŸi ÅŸey; kendisini geliÅŸtirecek çeÅŸitli kurslara katılmak ve orada öÄŸrendiklerinden dolayı çevresinden takdir görmekmiÅŸ. Henüz piyano çalmayı öÄŸrenmemiÅŸ ancak ÅŸimdi üzerinde durarak kısa zamanda bunu yapmayı umuyordu. Ailesi böyle ÅŸeylerde arkasında olur, onu desteklerdi. Nihayet öÄŸrendiÄŸinde piyano ona en büyük arkadaÅŸ olmuÅŸtu. SevdiÄŸi ÅŸarkıları çalmak onun için en büyük neÅŸe kaynağıydı. Bazen annesi de kendisine eÅŸlik eder, sevdiÄŸi ÅŸarkıları çalmasını istermiÅŸ.
     Hikaye bu ya! Ä°ÅŸler hep yolunda gitmez hikayelerde. Bir gün annesi onu odasına çağırmış; 
   - Kızım sen ne yaptığını biliyor musun? diye bağırıp çağırmış

Kriter’de Ayın Åžiirleri: Ä°ngilizce-Türkçe

                          Ä°LK Ä°FTAR
                          (2007 Ramazanı)
                                              Prof. Dr. Mustafa ErdoÄŸan Sürat

                      ANKARA'NIN TAÅžINA BAK...                                      
 
                                          Ramazan TOPRAKLI 
        Bugünlerde Ankara'da gözümüze en çok çarpan duvar ilanları: R.T.ErdoÄŸan resimli "TeÅŸekkürler Türkiye" ve Belediye'nin Gökçek Posterli "TeÅŸekkürler Ankara, ha gayret 600 bin m3'e az kaldı." 
        Bunlardan birinde Sayın BaÅŸbakan ve AKP 22 Temmuz seçimlerinde %47 gibi yüksek bir oyla seçimden galip çıktığı için Türk Halkına TeÅŸekkür ediyordu.  
        Ä°nsanların iyiliklerine teÅŸekkür etmek, hele sana yardım eden birine teÅŸekkkür etmek bir insanlık görevi. 
        Ä°nsanlardan gördüÄŸü iyiliklere teÅŸekkür etmeyenler Rablerine de ÅŸükretmezler diye düÅŸünüyorum. 
        DiÄŸerinde ise Ankara'da su tüketiminde yaklaşık 200 bin m3 tasarruf saÄŸlandığı için Ankara Belediye BaÅŸkanı Sayın Gökçek Ankara halkına teÅŸekkür ediyordu.

‘EFENDÄ°BABA’

                                                                             Åžefika  LEYLA
                                                                             (Açık Sayfa'dan) 
             Yirmi dört torunundan beÅŸincisiyim ben, ona söyleyecek çok ÅŸeyim var. Adına methiye mi dersiniz, takdirkâr ifadeler mi bilemem, takdir okuyanın. Hani derler ya; “Dünya bir yana, sevdiÄŸim bir yana”... Bendeki ‘efendibaba’ muhabbeti de öyle bir bakıma. Gülünce gözlerinin içi gülen, varlığı torununun çocuklarına da neÅŸe kaynağı olan bir efendibaba. Muhabbetimizde bir aşırılık hissetmeye görsün, hemen bunu hayra çevirip Allah ve Resulü’nden baÅŸkasını severkenki ölçüyü öÄŸretmeye ne güzel vesile kılardı. Etrafındakilerin sevgisine lâyık olmaya çalışırkenki mütevazı hali onu ne mâsum bir çocuk ÅŸirinliÄŸine büründürürdü.

                                                                                             

                                                     Bilal SÜRGEÇ
       “Sohbet toplantılarının çoÄŸunun konusunu ‘’ Türkiye’nin neden bu halde  olduÄŸu, bunun sebeplerinin ve müsebbiplerinin kimler olduÄŸu’’ teÅŸkil eder.

        Bunu tabii koÅŸullara baÄŸlamak mümkün deÄŸildir. Stratejik önem, doÄŸal zenginlikler, arazi elveriÅŸliliÄŸi gibi konumsal nedenler ileri sürülemez. Bu noktaların hiç birinde ne Almanya’nın ne Ä°ngiltere’nin ne de Japonya’nın Türkiye’den daha avantajlı olduÄŸunu kimse ileri sürmemektedir, hatta süremez.”(shf 7)

         Ä°kinci kez okuduÄŸum Selami Çekmegil’in Tilki Tuzağı kitabının önsözü böyle baÅŸlıyor.1960’lı yıllardan itibaren Japonya’nın, Almanya’nın kalkınmaları sürekli Türkiye’nin kalkınamamasına mukayese babından örnek gösterilirdi.

                                         

Turkish physicists face accusations of plagiarism

       More than a dozen theoretical physicists at four universities in Turkey seem to be involved in a massive plagiarism scandal.