İstişare, Tahakküm ve Eleştiri |
|
|
|
Yazar Veysi ERKEN
|
12-10-2008 |
Ä°stiÅŸare, Tahakküm ve EleÅŸtiri Veysi ERKEN
Dost meclislerinde en çok konuÅŸulan mevzulardan birisi de teÅŸkilatlarımızın baÅŸarısızlığıdır. Gerçekten de Ä°slamî hassasiyetin yüksek olduÄŸu varsayılan gönüllü teÅŸkilatlarda baÅŸarısızlık söz konusudur. Hayırlı niyetlerle kurulun pek çok teÅŸkilatın zamanla rutinleÅŸtiÄŸi, zayıfladığı, donuklaÅŸtığı ve baÅŸarısızlığa sürüklendiÄŸi malumdur. Siyasi partilerden derneklere, sendikalardan vakıflara kadar gönüllü teÅŸekküllerde aynı durumla karşılaÅŸmamız mümkündür.
Kendi çapımda yaptığım tahlillere göre baÅŸarısızlığın temelinde Kur’an’a muhalif davranışları görürüz. Bu durumu birkaç misalle açayım. Kur’an bize “ veÅŸavirhum fil amr” yani istiÅŸare ediniz dedikçe biz istiÅŸareden fersah fersah uzaklaÅŸmaktayız. Bir dernek, sendika, vakıf veya partiyi düÅŸünün. Genelde partinin veya derneÄŸin yönetiminde resmi olarak yer alanlarla bile istiÅŸare edilmediÄŸini görmekteyiz. Özellikle yönetimde “tahakküm”lerini kurmuÅŸ birkaç kiÅŸi yönetimde yer almadıkları halde dışarıdan gazel okuyarak yetkili olması gerekenleri yönlendirmekte ve tahakkümlerine almaktalar. Kongresini yapmak üzere olan bir parti ile ilgili çıkan haberler bu konu için tam bir ibretlik numunedir. Ä°lgili partiyi bilenler bilir. Ve bahsettiÄŸim konuyu açıklamaya yeterlidir. Kurum ve kuruluÅŸlarda oligarÅŸik yapılanmalara dönüÅŸen bu durumun temel nedenlerinden birisi birkaç kurucunun o yapıyı ebedi olarak kendi mülkleri olarak görmelerinden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. BaÅŸta iyi niyetlerle, zahmetlerle, fedakârlıkla ve diÄŸerkâmlıkla oluÅŸturulan gönüllü teÅŸekküller zamanla çiftliÄŸe dönüÅŸebilmektedir. Hatta denilebilir ki, artık o teÅŸkilatlar birkaç kiÅŸinin çiftliÄŸi ve geçim kaynağı mesabesindedir. Tespitlerime göre baÅŸarısızlığın bir diÄŸer nedeni de teÅŸkilatta eleÅŸtiriden uzak durmaktır. EleÅŸtiri büyük günahmış gibi algılatılır mensuplara ve üyelere. Büyükler ve kurucular her ÅŸeyin en iyisini ve doÄŸrusunu bilir mantığı yerleÅŸtirilir teÅŸkilatlara. Böylece yönetimi tahakkümü altına alan grup eleÅŸtirilere yani meÅŸverete olduÄŸu gibi kapalı hal alır. Büyükler eleÅŸtirilemez konumda olduklarından teÅŸkilatlarda hatalar ve statikleÅŸmeler had safhaya ulaşır. Dokunulmazların yenilere ve yeniliklere tahammülleri yoktur. Hatta büyükler zırvalarını prensip olarak yutturmaya kalkışırlar. Dolayısıyla teÅŸkilatların dayandığı ilkeler ve kaideler rafa kaldırılır. TeÅŸkilatlarda keyfilik baÅŸlar ve ÅŸeffaflık ortadan kalkar. Artık o teÅŸkilatta yolsuzluk da olur çöküÅŸ de, güven kaybı da. Otuz kırk yıllık teÅŸkilatlardaki duraÄŸanlık bu gözle tahlil edilirse karşımıza hep aynı sebeplerin ve aynı ÅŸahısların çıktığını görürüz. Åžahıslar ne yol gösterir, ne yol bulur ne de yol verir. Adeta “takoz” görevi görür. Peki, bu durumdan teÅŸkilatların çıkışı ve kurtuluÅŸu mümkün mü? Elbette mümkündür. Ä°lk yapılması gereken iÅŸ yönetimde yer alanların kendi konumlarını, yetki ve sorumluluklarını sahiplenmeleri ve “takoz” haline dönüÅŸenleri kutsanmadan vazgeçmeleridir. Bu vazgeçiÅŸ teÅŸkilatlarda ÅŸeffaflaÅŸmayı ve geliÅŸmeyi beraberinde getirir. TeÅŸkilatlarda herkes yetki ve sorumluluÄŸunu bilir ve ona göre iÅŸini yapar. TeÅŸkilatlarda yeniden iÅŸ bölümü ve iÅŸbirliÄŸi esası hâkim olur. Böylece teÅŸkilatlar bazılarının ebedi çiftliÄŸi olmaktan çıkarılmış olur.
Veysi ERKEN
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |
Son Güncelleme ( 12-10-2008 )
|