24-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
Son Eklenenler
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
DOĞUŞTAN TAAHHÜDÜMÜZ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar M. Selami ÇEKMEGÄ°L- Çoban Tefsiri'nden   
10-10-2008
DOÄžUÅžTAN  TAAHHÜDÜMÜZ

                                                                                             
                                       M. Selami ÇEKMEGÄ°L

Felsefede bir ön kabul: vücud, ademe; varlık, daima yokluÄŸa müreccahtır. O halde yaratılmış olmanın tartışılamaz üstünlüÄŸü bizi bu üstün konuma ermenin  karşılığı bir bedelin yükü altına sokuyor, o nimetin karşılığı bir bedelin borçlusu kılıyor…

Bir baÅŸka ifadeyle: yaratılış bir emr-i ilahi, bir emr-i vakidir. Hayatımız bu  emr-i ilahiye bir mukabele; varoluÅŸumuzu  kuÅŸatan yasalara bir nevi riayet taahhüdüdür. Varolan kiÅŸi ve toplumlar kendilerini kuÅŸatan bu yasalara riayet, onlarla uyumlu
yaÅŸama taahhüdüne sadakatle yükümlüdürler.

Biraz açarsak konuyu, günlük hayattan örneklerle izahını daha da kolaylaÅŸtırabiliriz sanırım. ÖrneÄŸin, basite indirgeyerek söylemek istersek: belirli bir ülkede var olan, orada yaÅŸayan bir kimse, otomotikman, o ülkenin gidiÅŸini kuÅŸatan gereklere veya yasalara  bir nevi  riayet taahhüdü altına da girmiÅŸ demektir. Bunun için ayrıca sözlü veya yazılı bir mukavele yapmış olmasına  ihtiyaç da yoktur. Onu kuÅŸatan güç, o kiÅŸiyi fiilen var olan  o mukaveleye dahil addederek, ona zorlayabilir, onunla yargılayabilir… Taraflar bazen bu mukaveleyi açıkça da yapabilirler. Mesela, baÅŸkasına ait bir iÅŸyerine sonradan iÅŸçi olarak giren kiÅŸi, yazılı bir mukavele metni imzalayarak, girmiÅŸ olduÄŸu iÅŸi kuÅŸatan ÅŸartları kabullenmiÅŸ ve o ÅŸartlara açıkça riayet taahhüdünde bulunmuÅŸ da olabilir. Açık ki her iki durumda da kiÅŸi kendini kuÅŸatan o açık veya zımni mukavele ÅŸartlarına riayet borcu altındadır.

Ä°nsanlık geneli itibariyle insan oluÅŸun yol açtığı bir emr-i vaki olarak bu konumdadır; böyledir iÅŸte... Yaratılıp var olmakla, zorunlu ÅŸekilde  Kadiri Mutlak  yaratıcının kendine verdiÄŸi nimet ve hasletlerin gereÄŸini yerine getirme borcu altına girmektedir:  aklı ile doÄŸruyu aramak ve düÅŸünmek, eli ile iÅŸ görmek, ayağı ile yürümek zorunluluÄŸunu üstlenmektedir var olmakla. Bu insanoÄŸlunun, ayağını kırarak kendini kötürümlüÄŸe mahkum etme hakkı yoktur; illa ki yürüyecek; illa ki ilerleyecektir...

Ä°ÅŸte insanoÄŸlunun varlığında mündemiç iyi ile kötüyü tefrik istidadı da böyle... O, kendisine Allah’tan ayrıca herhangi bir mesaj gelmemiÅŸ olsa; vahyi ve yazılı ilahi bir kitap indirilmemiÅŸ olsaydı da, yine kendine verilmiÅŸ olan bu istidadı ile iyiyi kötüden ayırt ederek iyiye yönelmek borcunda olacaktı. Borcundadır da... Zira, bizatihi kendi varlığında mündemiç bu kapasite ona bu borcu yüklemiÅŸ durumdadır. Bu kapasitesi ile insan, insanların haysiyet olarak biri birine eÅŸitliÄŸini görüp baÅŸka insanların (veya insandan aÅŸağı varlıkların) insanlara tanrı olamayacağını anlayacak ve ona göre bir hayata yönelip, Allah’tan baÅŸka varlıklara tapınmama onurunu korumak lüzumunu idrak edecekti. Tabiatı  bu olan üstün mahluk insanoÄŸlunun, yegane tanrı olan Allah’a ‘biz bundan habersizdik’ demesi mümkün de deÄŸildir. Zira onun bu tabii özelliÄŸi (fıtratı), daha hilkatinde “Ben sizin Rabbiniz deÄŸil miyim” diye soran Allah’ın sorusuna “evet, ÅŸahidiz buna...” demesidir ki, Kur’an bu gerçeÄŸe 7.surenin l72. Ayetinde iÅŸaret ediyor…

Ama Allah, rahman ve rahim olduÄŸu için, insana olan iyiliÄŸini esirgememiÅŸ ve ona zaman zaman ayrıca rehber elçiler ve mesajlar göndererek yardımını da iletmiÅŸtir. Bu mesaj ve yardımların büyük bir bölümü de sanıyorum ki, Ä°srailoÄŸulları arasından çıkan peygamberler aracılığıyla olmuÅŸ... Neden böyledir onu bilemiyorum ama  “Çoban Tefsiri”ndeki  “Ha onlar, Ha baÅŸkaları” baÅŸlıklı bölümü hatırlamaktan da kendimi alamıyorum. Allah, o bölümden anladığım kadarıyla,  (Ä°srailoÄŸulları) üzerinden (de) zaman zaman rehberlik mesajları göndererek iyi ve kötü tefriki konusunuda insanoÄŸluna yardımcı olmuÅŸ ve varoluÅŸuyla yüküm altına girdiÄŸi iyiliÄŸi icra ve kötülükten kaçınma borcunu hatırlatıp, bu hususta ona doneler vermek, davranış kuralları göstermek suretiyle insanın iÅŸini kolaylaÅŸtırmayı murat etmiÅŸtir.

Ama insanoÄŸlu iÅŸte... Sınandığı dünyada yine de Allah'ın kendisine verdiÄŸi iradi tercih yeteneÄŸini kötüye kullanarak, heva ve hevesi doÄŸrultusunda iyi-kötü tefriki yapmaktan sarfınazar edip, keyfi (akıldışı) davranışlarla varlığının öne getirdiÄŸi, ve Allah'ın zaman zaman hatırlattığı ve yinelediÄŸi taahhütlerini ihlali tercih etmektedir.

Ne var ki bunun Ä°srailoÄŸulları üzerindeki bir görüntüsünü öne getirerek Allah, Kur’anda da insanlığa, fıtratının ve onurunun gereÄŸi olan yaÅŸam tarzını ihlal etmemesini hatırlatmak üzere yeni bir uyarı derc ediyor ve:

Vaktiyle biz Ä°srailoÄŸullarına, ‘yalnız Allah’a kulluk edin (baÅŸka itiraz edilmez tanrılar edinmeyin), ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilikte bulunun’... ‘Ä°nsanlara iyiyi söyleyin, salatı ikame edin, zekatı verin’ demiÅŸ ve onlardan söz(*) almıştık.  Ama azınız müstesna yüz çevirip gittiniz ve hala da çeviriyorsunuz." diyor. Devamla:
Hani sizden bir de bir birinizin kanını dökmeyeceÄŸinize, bir birinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair de ahit(**) almıştık. Her ÅŸeyi bilerek bunları kabul etmiÅŸtiniz; hala da biliyorsunuz…
“(Ama) bu misakı kabul eden siz,  biri birinizi (yine de) öldürüyor, aranızdan bir zümreyi yurtlarından çıkarıyor, kötülük ve düÅŸmanlıkta onlara karşı birleÅŸiyorsunuz. Onları yurtlarından çıkarmak size haram olduÄŸu halde, size esir olarak geldiklerinde (buyruÄŸa uymak için) fidyeleÅŸmeÄŸe kalkıyorsunuz. Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını örtüyor musunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünyada rüsvaylık; kıyamet gününde ise en ÅŸiddetli azaba itilmektir. Allah, sizin yapmakta olduklarınızdan asla gafil deÄŸildir.”
“Ä°ÅŸte bunlar
(bu gereklere aykırılığı benimseyenler) dünya hayatı için Ahireti satmışlardır. Bu yüzden ne azapları hafifletilecek ve ne de kendilerine yardım edilecektir.” diyor...
Bkz. K. 83-86
                                                          (Çoban Tefsiri’nden) M.Selami Çekmegil

(*) Bu taahhüt bir ahlak taahhüdüdür ve evrenseldir. Bütün insanlığı kuÅŸatır. Ä°hlali halinde hiç kimse cezasından hiçbir ÅŸekilde kurtulamaz. Buradaki insanlara güzeli söyleyin emri sadece lider konumunda olanların en zayıf kimselere dahi kibarca konuÅŸmasını deÄŸil fakat aynı zamanda halkın sömürülmekten aldatılmaktan ve zihinleri idlal edici uyuÅŸturmalardan korunmasını da telkin etmektedir.
(**) Yukarıdaki taahhüt evrensel bir insanlık taahhüdü ifade ettiÄŸi halde buradaki ahit, müslümanların Medine’de Hz.Muhammedin rehberlik ve öÄŸretisi altında Yahudilerle yaptığı sözleÅŸmeyi de iÅŸaret etmiÅŸ olabilir. Bu sözleÅŸmenin Ä°bn-i HiÅŸam’ın Siret-ür Resul’ünde dercolunduÄŸu belirtilmektedir. SözleÅŸmenin yorumu için Ameer Ali’nin Ä°slamın Ruhu isimli kitabının (Londra, l922) 57-61. Sayfalarına bakılabilir. Bu sözleÅŸme Hicretin ikinci yılında yapılmış fakat hemen sonra Yahudiler tarafından haince ihlal edilmiÅŸ...

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 05-08-2013 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Anket
Kullanıcı Girişi
Kimler Çevrimiçi
Şuan 201 misafir çevrimiçi
Ziyaretçi Sayısı
111588134 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net