Kavga Ahmet Altan
Ä°nsanın içi eziliyor seyrederken.
Bir yandan, çok uzun yıllardan beri kapalı kapılar ardında sürdürülen o pespaye pazarlıkların ortaya dökülmesinin saÄŸlıklı bir sonuç vereceÄŸini düÅŸünüyorsunuz...
Bir yandan da yaÅŸadığınız ülkenin sefaletini görüp bunalıyorsunuz.
BaÅŸbakan, Türkiye’nin en büyük medya patronunu ciddi bir biçimde silkeliyor.
Patronun, elindeki gazetelerin ve televizyonların gücüne güvenerek, “ben Hilton’a o kadar parayı boÅŸuna mı verdim” dediÄŸini açıklıyor.
Medya patronunun, Hilton arazisine rezidans yapmayı planladığını, bunun için kendisinden yardım istediÄŸini, yardım edilmeyince de saldırdığını ileri sürüyor.
Bu ülkede, “o medya grubu asla öyle bir ÅŸey yapmaz” diyecek kimsenin bulunduÄŸunu sanmıyorum.
O grubun çok günahı var.
Ama BaÅŸbakan medya patronuna yüklenirken, “Deniz Feneri” skandalına pek deÄŸinmiyor.
Hatta hafiften savunur bir hali var.
Neyi savunuyor?
Bizim bugün çok geniÅŸ bir özetini yayınladığımız iddianamede itiraflar yer alıyor.
Banka hesapları, dekontlar, toplanan paralar, Türkiye’ye götürülenler, sahte imzalar bulunuyor.
Ä°ddianame, çok ciddi bir dolandırıcılık olduÄŸunu gösteriyor.
Tamam, mahkeme henüz karar vermedi, o insanlar henüz mahkûm olmadı ama sonuç ne olursa olsun itiraflar orada duruyor.
BaÅŸbakan bunu savunacağına, bu dolandırıcılığın Türkiye ayağını soruÅŸturmalı.
Bunu hem ülkenin yöneticisi, hem de “inançlı” biri olarak yapmak zorunda.
Çünkü paralar “din” adına toplanmış.
Sadece iktidar partisinin yakınları deÄŸil dindarlar da töhmet altında.
Ä°nançlı biri, bilebildiÄŸim kadarıyla kirli bir iÅŸle din sözcüÄŸünün yan yana gelmesine izin vermez.
Hele elinde buna izin vermemek için güç varsa.
Ama BaÅŸbakan öyle yapmıyor.
SoruÅŸturmuyor.
Savunur bir edayla konuÅŸuyor.
“Ergenekon’un avukatlığını” üstlenen CHP lideri Baykal, bu davada nasıl “savcılığa” soyunarak inandırıcılığını zedeliyorsa, baÅŸbakan da Ergenekon’daki “savcı” rolünden bu davada “avukat” rolüne geçerek inandırıcılığını zedeliyor.
Hürriyet gazetesi, patronunun amacı ne olursa olsun, iyi bir gazetecilik yapıp olayı ortaya çıkarmış.
gazetesi, patronunun amacı ne olursa olsun, iyi bir gazetecilik yapıp olayı ortaya çıkarmış.
Bu gazetecilik baÅŸarısını, patronunun “niyetini” sorgulayarak küçümseyemezsiniz.
Olay ortada.
Ve, gereği yapılmalı.
BaÅŸbakan da sorumlu biri olarak gereÄŸini yerine getirmek, olayın bütün yönlerini araÅŸtırmak zorunda.
Bunu yapmazsa, bu olayın gölgesi onun da üstüne düÅŸer.
Bu, iÅŸin baÅŸbakanla ilgili bölümü.
Bir de medya patronunu ilgilendiren yanı var tabii.
Medya patronunu izledim televizyonda.
“Benim devletle çok iÅŸim var, her gün devletten bir ÅŸey isterim” diyordu.
Elinde bu kadar büyük bir medya gücü bulunan birinin devletle bu kadar yakın bir iliÅŸkisi olması normal mi?
Petrol rafinerisi istiyor, “rezidans” yapma hakkı istiyor, yeni bir televizyon frekansı istiyor.
Hep devletten istiyor.
Ve elinde, devleti yönetenleri tehdit edecek büyük bir güç bulunuyor.
İstediği gibi pazarlık yapabilir, hakkı olmayanı alabilir.
Anlaşılan pazarlık da yapmış.
Birçok olayda da istediÄŸini de almış.
Devletle bu kadar çok iÅŸi olan birinin “gazeteciliÄŸinin” tarafsızlığına güvenmek o kadar kolay deÄŸil.
Bugüne dek gazeteciliÄŸi hep bu iliÅŸkiler kirletti.
O kir hâlâ gazetelerin üstünde duruyor.
Bir de devletin içindeki “güçlerin” kendi aralarındaki çekiÅŸtiklerini düÅŸünürseniz, o güçlerin arasından birini seçip ittifak yapmanın, seçtiÄŸi gücün iktidarı ele geçirmesine yardımcı olmanın, medya patronlarına büyük avantajlar saÄŸlayacağını anlarsınız.
Biz bunu 28 Åžubat’ta çok açık gördük.
Hürriyet gazetesinin, darbecilerin hazırladığı “andıcı” yayınlayan gazete olduÄŸunu da hatırlıyoruz. gazetesinin, darbecilerin hazırladığı “andıcı” yayınlayan gazete olduÄŸunu da hatırlıyoruz.
Patronunun, kendi itirafıyla açıkladığı iliÅŸkilerine bakarsanız, bu gazetenin her davranışından, her manÅŸetinden kuÅŸkuya düÅŸülebileceÄŸini de fark edersiniz.
Bence, medya patronlarının devletle olan bütün iliÅŸkilerinin durdurulması gerekir.
Aksi takdirde “kapalı kapılar” ardında çok kirli pazarlıklar yapılır, ÅŸantajlar, tehditler yaÅŸanır...
Ki biz bugün bu tür ÅŸantaj kokulu bir iliÅŸkinin içyüzünü de açıklıyoruz.
Bu medya grubundan birinin, bir devlet görevlisiyle yaptığı konuÅŸmanın tuhaflığını siz de okuyacaksınız.
Burası, yaraları irin baÄŸlamış bir ülke.
Kavgalar, bu irini ortalığa akıtıyor.
Bir yanınızla yaranın iyileşeceğini umarak seviniyorsunuz...
Bir yanınızla da ortaya dökülenlerin çirkinliÄŸine içiniz bulanıyor. Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriÅŸ yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |