25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow SAYIN BOSTANCI...
SAYIN BOSTANCI... PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Ercan Arslaner   
30-08-2008
SAYIN BOSTANCI’NIN  “AÇIK SAYFA” DERGÄ°SÄ°NDEKÄ° “AYDIN Ä°LE HALK  ARASINDAKÄ° MESAFE AZALIYOR”  SÖYLEŞİSÄ° Ä°LE SOHBET
                                                                                           Ercan  Arslaner
         Mesafe konusundan sonra yazıdaki deÄŸerlendirmelerime geçeceÄŸim.
         Günümüz aydını, aydınlık geliÅŸiminde ilerliyor ve halk da ona yaklaÅŸmak bir yana onu izlemek görevi yapabiliyorsa bu, harika bir oluÅŸumdur. Bence tam tersine o,  genellikle yanlışlar karşısında tepkisini kaybetmiÅŸ etiketli bir insandır. Hatta üniversite rektörleri kendilerinden beklenmeyen sözlerle halkı adeta tahrik eder haldedirler.Belki de onlar asli görevlerini yapamayışlarını kamufle yollarını aramaktadırlar.
          Belki öncelikle aydının kim olduÄŸu üzerinde durabiliriz. Ona “DüÅŸünen varlıktır.” desek, filozoflar insanı da bu ÅŸekilde tarif ederler. Öyleyse o, aydınlığı yaÅŸayan ve ayrıca öÄŸreten insan olmalıdır. Özellikle de fildiÅŸi kuleden inerek halkı tanımak onun en önemli görevlerindendir. Bunun için olacak ki Avrupa’da akademisyenler iki yıl halk arasında kalmaktadır. Belki de bir raporla izlenimlerini bile açıklarlar.Söz konusu aydın bir profesörse, halkın ondan bekleyeceÄŸi çok ÅŸeyler vardır. Onun ortak çalışmaları ülkesindeki meslektaÅŸları dışında uluslar arası olmak zorundadır. Fakat her defasında  önemli eserler yurtdışına sipariÅŸ ediliyorsa, sayın profesör kendini ve meslektaÅŸlarını eleÅŸtirmekten uzaksa, halk onu eleÅŸtirmekle görevli olur. Bu görevini yapan halk ve eleÅŸtiriden hoÅŸlanan aydın birbirine yakın olur. Farklı yollarda giden insanların ise, aralarındaki mesafe gitgide açılır.
         Sayın Bostancı’nın yazılarında aydın ve halk üzerine sınırlayıcı tarifler verilmemiÅŸ. Edebiyat ve fikir hayatımızda Peyami Safa, Said Çekmegil vb. gibi insanlar ilkokul tahsilinden sonra dev eserlere imza atmışlardır. Özellikle P.Safa kendini yetiÅŸtirmede dev adımlar atmış ve bu alanda aşılması zor derecelere gelmiÅŸtir.
         Åžimdiki ufuksuz siyasetçilerden bazıları  “Benim halkım benim vatandaşım, tenceresinde kaynayacak fasulyenin derdini çekmemeli!” derken bizim ülkemizde neler olduÄŸunu sen, ben ve hepimiz biliriz. Yıkılmış, bomba yaÄŸmurları ile toprağı bile zehirlenmiÅŸ bir Almanya yurdunu yeniden yapmak için para da bulmuÅŸ, baÅŸta Türk iÅŸçisi olarak herkesi yurdunda doyurucu ücretle çalıştırmıştır. O zamanların ne aydını ne politikacısı “Ä°ÅŸçimiz bize her ay  50 DM versin ve bu paranın kılına zarar gelmesin.Devlet onunla fabrikalar yapsın ve iÅŸçi de aydın da geçinsin gitsin .”diye bir düÅŸüncenin sahibi olmamıştır. Sadece vatanseverliÄŸini hayatıyla ödeyen Gün Sazak müstesna  gümrük kapılarında alınan rüÅŸvetlerin nereye gittiÄŸini onu alanlar çok iyi bilir ama halktan da bilenler bilir.
         Bu halkın aklına “Gümrük” deyince hep rüÅŸvet ve yurt dışından getirilen makineler gelmiÅŸtir. Orada sanki Türk devleti deÄŸil de bir iÅŸgalci devletin memurları vardır. Halbuki gümrük yurdumuzda yapılan makinelerin ihraç edildiÄŸi bir yer olmalıydı çoÄŸunlukla.Yurtdışından gelen bir otomobilin vatandaÅŸa maliyeti nedir sizce? diyelim ki 50.000 TL’dir. Bizim köylümüz hatta ÅŸehirlimiz ya karnını bile doyuramaz veya karın tokluÄŸuna çalışır.Belki de yöneticiler “Bunların karnı doymasın, midesini, karnının gurultusunu duymaktan  memleket dertlerin düÅŸünmeye vakit bulamasın.” fikrine kapılmışlardır.Yurt dışında  otomobili yapanlar Türk iÅŸçileridir. Efendim haydi diyelim ki ABD NATO’ya girmemiz pahasına Türkiye’de uçak yapımını yasaklamışmış. O zaman Erzincan depreminde(1939) sabahın erken saatinde oraya ulaÅŸan  MÄ°LLÄ° KALKINMA PARTÄ°SÄ° baÅŸkanı Nuri DemiraÄŸ  “Ey devlet , ben buradayım sen neredesin ?” diye bağırmıştır(VATAN gazetesi Memleket ilavesi).Uçak yapamayanlar otomobil yapsınlar diye 27 Mayıs1960 gürültülerinden sonra yekinmiÅŸler ve Devrim adıyla bir otomobil koymuÅŸlar ortaya. Bu otomobil bir süre gittikten sonra stop etmiÅŸtir.Yetkililer de  onu galiba depolarına kaldırmıştır.
         Efendim, iÅŸin görünmeyen tarafları dehÅŸet vericidir. Bizim sanayi denemelerimiz Erbakan Hoca ile en üst safhasındadır. Bugün bile onun yaptığı su motorları çiftçinin elinde olabilir. Ama kimileri der ki Yahudi telaÅŸlanmış ve ABD’den getirdiÄŸi çok ucuz motorlarla bu iÅŸi engellemiÅŸtir.(Ä°ÅŸin aslını Sayın Erbakan hayattayken kitaplaÅŸtırması hiç fena olmaz.)Yahudi haklıydı, çünkü Erbakan motorları Asya ülkelerine yayılsaydı Yahudi ile beraber çalışan diÄŸer sanayicilerin hali nice olurdu? Hiç merak etmeyiniz Devrim otomobili de böyle bir kazanın kurbanı olmuÅŸtur. SöylendiÄŸine göre  arıza arabadaki benzinin bitmesiymiÅŸ. Ä°ÅŸ çok büyük çaplıdır. Türkiye satın aldığı jetleri kendisi yaparsa dünyada kim bilir ne güzel deÄŸiÅŸiklikler olur. Çünkü TÜRK’ÜN RUH KÖKÜ zulme, insan boÄŸazlamaya karşıdır.
            Åžimdi TÜRK tarihinde Kerime Nadir romanlarını aratmayan acıklı sayfalara bir bakalım.ŞİHLAS, KÄ°MPAÅž, MONBASSAN vb. ÅŸirketleri gurbetçimizin parasına göz koymuÅŸtur. Onları almak,çar çur etmek için tek kelimeye ihtiyaç vardı.TV’lerde “ALLAH” diyecektiniz ve mevcut sol iktidarları kötüleyecektiniz. Bizim aydınlarımız hep pusudadırlar, hiçbir ÅŸey söylemez; belki de sayın prof. daha yukardakilerden bir parsa bekliyor. Sesini çıkarmazsa, genel müdür olur, bir ÅŸeyler olur, maaşına bir maaÅŸ daha katar. Bütün bu olumsuzluklara isyan etmeyen okumuÅŸ insana aydın mı denilir   S A Y I N  BOSTANCI?  Sayın  baÅŸbakanımızın yaÅŸlılara aylık baÄŸlanmasında önemli mesafeler kaydettiÄŸini  duyuyoruz; kim bilir belki burunlarının dibindeki  Batak Åžirket   felaketlerine de  biraz ilgi gösterirler.
         Aydınımız, politikacımız yerinde dura dursun, BoÄŸaza köprü yapılacaksa Japonlar…
         BoÄŸaza tünel yapılacaksa Japonlar….
         Hızlı tren iÅŸine Japon karışmadığı için  durumun ne olduÄŸu ortada …
         O zaman biz neyde baÅŸarılıyız?
         Galiba adaletsizlikte, hırsızlıkta ve baÅŸarısızlıkta baÅŸarılıyız. Ayrıca aydınımızın hiçbir sorgulaması yok.
         Bizdekiler milletine faydalı olmanın yollarını aramak yerine halk oyuna saygısızlıkla“. Onlar (AKP) % 99 oy alsa da iktidar olamayacaktır.” diye nara atmaktadır. Alman CumhurbaÅŸkanlığına gelen Prof. Dr. Weizsaecker ise yılbaşı balosuna Almanya’da çalıştığım okulun hizmetlisini davet etmiÅŸlerdi.
         “11’i prof. Toplam 25 kiÅŸi hk. da  300 yıla kadar hapis talebiyle dava
 açıldı.” www.habervaktim.com adresindeki bu haberle vatandaÅŸ kendine bir konum tayin etse de etmese de sonuç kötüdür. Çünkü aydınlığın olmadığı yerde karanlık olacaktır.Bilimsiz aydınlık olmayacağını tarih bize her safhasıyla göstermiÅŸtir.Teknikle aydınlığı da birbirinden ayırmak zorundayız.Ä°slami yüceliklerin olmadığı yerde teknik kimin elinde olsa insanları mutsuz ve maÄŸdur etmiÅŸtir. Unutmayalım ki bir kuÅŸ iki kanadıyla uçar;biri teknikse öbürü manadır.Mana nedir? O, Allah’ın MUTLULUK UYARISI YÜCE KÄ°TABINDAKÄ° UYARILARLA insanı hesaba çekmesidir.  
         Aydının kısa bir tasnifi belki ÅŸöyle olabilir: A)DüÅŸünce ve iÅŸinde aydın,B)Yalnız iÅŸinde aydın.
Mehmet Akif ve benzerleri ilk gruptan; teknik buluÅŸlar yanında iÅŸlerini doÄŸru yapanlar ikinci gruptandır. Onlar Müslümanlıklarını itiraf etselerdi birinci gruptan olurlardı. Kariyer sahiplerinden Prof .Dr. Mehmet Kaplan ve Ä°kbal çevirileriyle Prof. Dr. Ali Hikmet Ertaylan verdikleri eserleriyle davranışlarıyla edebiyatta ulu birer çınardırlar.Ä°st Üni. de çalışırken görevlerinden uzaklaÅŸtırılan Doç. Dr. Nurettin Topçu ve  Necip Fazıl Kısakürek’i ben burada anlatmak istemiyorum. Aynı unvana sahip olsa da gözü sadece maddeyi gören insanları aynı sınıfa koyamayız.
         Devletin büyük görevlerinden biri de özellikle eÄŸitim yoluyla aydın insan olmayı teÅŸviktir. DoÄŸrusu  çok merak ediyorum; ne kadar insan “Büyük Mazlumlar’ı” okumuÅŸtur?Bundan sonrasını söylemeye yürek dayanmaz.Karadeniz’in çılgın dalgaları  bile hükmü verilmeden asılan kadın için aÄŸlamıştır.Ya oraya Ä°stanbul’dan geldikten sonra Hz. Peygamberin “Ya Atıf,bize gelmek istemiyor musun? Sözleriyle büyük ÅŸereflere eriÅŸen, adeta cennete gidiÅŸ haberi alan Atıf Hoca’ya sayın prof’lar ne demiÅŸtir?
 Yavuz B.Bakiler bir ÅŸiirinde “Devlet deyince aklıma hep jandarma geldi” deyiÅŸiyle devlette olmaması gereken davranışlara dikkat çeker.Aynı davranışlara halktan bir insanın bakışı da enteresandır.Kimileri bir yerlere sığınarak devletten çok devletçi olunca saÄŸduyu deÄŸerlendirmeleri  anılmaya deÄŸer olur:Malatya’da çiftçisi olan  bir mülk sahibi (Kemal MüminoÄŸlu) 27 Mayıs 1960 anayasasına  “Evet veya Hayır” tercihinde zorlanmıştır. Çareyi çiftçisine sormakta bulur. O da “Bak beÄŸim, Åžimdiye kadar onların dediklerinde ben hayır görmedim. Onun için Hayır oyu kullanacağım, der. Tarla sahibi de cevabını almış olur. O zamanlar halkımız ayağına ayakkabı bulamazken daha sonraki yıllarda bir Türk çocuÄŸu Almanya’ya sığınmış ve fırıncılık okulunda birinci olunca Alman hükümetinden  400 000 DM  teklifiyle iÅŸ yeri açma daveti almıştır.
Aydın ve halk belki sadece TV seyretmekte birbirine yaklaÅŸmış olabilir. Yine de aynı haberi aydınlar farklı deÄŸerlendirmelidir.Åžimdiki durumda  galiba aydınlar halkın düzeyine inmiÅŸ görünmektedir.
         B) DOÄžRUDAN SÖYLEŞİYE YÖNELÄ°K   ELEÅžTÄ°RÄ°LER
PROFESÖRLÜK  UNVANI
         Hamburg Üniversitesinde Prof. Dr. Dr. Dr. unvanlı bir ÅŸahıs tanıdım. Oldukça güzel Türkçe konuÅŸuyordu. Hiçbir eserini görmek imkanım olmadı .Prof. Dr. Otto Jastrov 15 dil konuÅŸuyormuÅŸ. DoÄŸruluÄŸunu sordum; “Olabilir.“ dedi. Bir cümlesinde “Muttasıl”  sözcüÄŸünü kullanmıştı. Åžu “Arza kanar, muttasıl kanar güller” mısraındaki gibi. Zaten dilimizde bu kelime çoktan kayıplara karıştı.
         Onlar Prof,.’tan çok Dr. yi(doktor) tercih ediyorlar. Bizde unvan kullanmanın ne zararı olabilir? Bazı kimseler unvandan dolayı yazının içini göremeyebilir. Unvanın aradaki iletiÅŸimi kestiÄŸini söyleyebiliriz. Åžimdi “…aydın halk…sözcüklerinin bulunduÄŸu cümle ile profesörlük unvanının denkleÅŸmediÄŸini söylemem  gerekiyor.Burada Sayın Bostancı sadece konuÅŸmamı yaptı,yazısını gördü mü;bunları bilmiyoruz.Yazıdaki yanlışlara da dikkat çekmek zorundayız.    
        KESÄ°MLER
         “Alt,orta,üst kesim….” ayrımları oldukça kulak tırmalayıcıdır. Bunu bir prof’dan duymak daha da kekredir. Ä°nsanların sınıflara ayrılması Hindistan,Avrupa ve ABD’de açıkça görülür.Fakat Müslüman toplumlarda unvanı yüksek olan daha erdemli anlamına gelir.Daha erdemli ise mal varlığı yüksek olsa bile  “Kendisi için istemediÄŸini baÅŸkaları için de istemeyen “demektir.Söz konusu olan maddi üstünlük demekse,  Ä°slam topluluklarında belli bir zaman içinde  zekat gibi harika bir oluÅŸumla fakir kalmayacaktır. Bunun dışında her insanı Allah hür yaratır ve onu aÅŸağılamaya kimsenin hakkı olmaz. Ancak Hint toplumlarında insanlar  dört sınıfa baÄŸlı doÄŸar ve öyle ölürlerdi.
Paragrafın son cümlesinde “Aydınlardan tutarlı  bir gelecek yorumu beklenir.” Deniyor. Tutarlı bir gelecek içinse  bilim ve bilimsellik önemli. Gerçek bilim “Oku!” uyarısıyla bereketlenir. Sadece bilmek insana huzur vermez;uygulayıcı,kazandığı kaybettiÄŸiyle hersaba çekileceÄŸimizi bilmek zorundayız.
MANNHEÄ°M  aydını,  göreceli olarak toplumun içinde yüzen bir varlık olarak tanımlıyor.”Mannheim, Almanya’da bir ÅŸehirdir.Burada olduÄŸu gibi yazılırsa ortalık karışmaktadır. BelirsizliÄŸi ancak ”Mannheim  adlı bilgin”  diyerek önleyebiliriz. Aynı cümlede olarak kelimeleri üzerine  ben bir ÅŸey söylemeyeceÄŸim.
Sayın Bostancı yerlilerden çok yabancılardan örnekler veriyor. Bunlar kendi kültürümüzden olursa neyimizin eksik neyimizin fazla olduÄŸunu daha iyi anlayabiliriz. Mevlana’dan verilen örnek çok anlamlı deÄŸil mi?Yüzen insan gibi tadı olmayan bir örnek yerine “Ben bir pergelim; bir ayağım  Kur’an’da ötekiyle dünyayı gezerim.”alıntısı kaynağıyla doÄŸru verilseydi  pek çok anlaÅŸmazlıklar görülmezdi. Muhammed Mevlana Ä°kbal ”Eline Avrupa’nın rujunu deÄŸil, Asya’nın kınasını yak.”diye bunun için söylemiÅŸ olmalı. Öyle ya kendi eliyle yaptığı at arabasına freni de yapabilen  kendi ustamız motoru da yerleÅŸtirince kendi otomobilimiz ortaya çıkardı. Bizim insanlarımız belki halen A’sından Z’sine kadar bir otomobili yapamayışının ezikliÄŸini hatta ürküntüsünü yaşıyor.
3.paragrafta aydının sınıfsal, ideolojik baÄŸlantıları olabileceÄŸi söyleniyor. Aydın aslında yerel ve evrensel özellikleri birleÅŸtirendir, hele küreselleÅŸen dünyada.
STK’lar hakkında yazdıklarımı tekrarlamaktan vazgeçtim. Çünkü bunların da halkı soyarak servetler edindiÄŸini görünce eleÅŸtiri bile usanç verici olmaktadır.
       “….ÜÇ BEÅž KELÄ°MEYE indirgenmiÅŸ bir Ä°slam hayal ediyorlar.” cümleniz oldukça kapalı. Ä°slam dini neyse odur. Ä°steyenler  onu sınırsız düÅŸünce ve bilgilerle öÄŸrenebilirler; kimse onu ne daraltır ne geniÅŸletir. Ä°steyenler onda sevgi ve saygıların,geniÅŸliklerin en güzelini bulabilirler.Yalnız Müslümanlık deyince devrimci nevinden insan ve gazeteler hemen “Sömürüüüüüü!” diye bağırırdı. Artık onlar da rahatları içinde ÅŸikayetten uzak yaşıyor. Çünkü Ä°slam dinini bilmeyenler ve bilmekten bile korkanlar sömürülüyorlar.Din ölünün akrabalar eliyle yıkanmasını tavsiye ediyor (Ä°slam Dini-Ahmet Hamdi Akseki-BaÅŸbakanlık Basımevi,Ankara.1976.Sh.198) .Yine dünyadaki hiçbir güzellikle ölçülemeyecek Kuran’ın mezarda okunmak için gelmediÄŸini söylemez miydi Mehmet Akif.Åžimdi ise cehalat batağının içinde kavrulan insanlar mezarlıklarda ölülerine parayla  Kuran okutuyor.Bu akıl almaz davranışlar yaÅŸanmayan bilginin unutulacağını gösteren en canlı veya komik örneklerdir.
Para kazanmak için akıl almadık yollar deneyen Müslüman, ebedi hayat için hangi yolları, yöntemleri arıyor? Benim naçiz tavsiyem  BÄ°LÄ°MSEL MÜSLÜMANLIKTADIR, onu bilginin, bilimin metoduyla öÄŸrenmektir.
OTUZ  YIL ÖNCESÄ°NÄ°N  GENÇLERÄ°
Kanınızca ÅŸimdikiler onlardan daha ileridir, bilgilidir. Benim kanımca  “EĞİTÄ°MDE LAFAZANLIK”  sistemi veya “SÄ°STEMDE ABANT SOFRASI-MASASI-SAHRASI (Kesin platformu deÄŸil) olmadıkça ileri veya gerilik açıkça anlaşılmaz. Çünkü Türkiye’nin yıllardır hasretle beklediÄŸi eÄŸitim düzeni ülkemizde kurulamamıştır. Åžimdiki durum ise Metin BostancıoÄŸlu zamanından belki daha geridir. Anladığıma göre Ä°HO’lar da dahil liselerden Tarih bilgisi silinmiÅŸtir.Aile çocuÄŸunu yıllarca dersaneye göndermiÅŸtir. O ise gerekli puanlara ulaÅŸamaz. DoÄŸrudan kendilerine sorduÄŸum öÄŸrenciler her derste matematik çalıştıklarını ifade ediyorlar.Buna raÄŸmen öÄŸrencimiz “Belki AçıköÄŸretime …” diyor.Meslek Yüksek Okulunda okuyan bir öÄŸrenciye 1876’yı sordum,bilemedi.
Bir Ahmet Hamdi Tanpınar “EÄŸitimde 100 yıl gerideyiz.” demiÅŸse, ÅŸahsen geçen yıl 24 Kasım ÖÄŸretmenler gününde, Umraniye’de  ben de yüzyılı tekrarlamışsam,demek ki 150 yıl gerideyiz.Åžahsen 6-7 defadır ÖSYM’nin  Dil-Anlatım-Noktalama iÅŸaretlerini eleÅŸtiriyorum.Bunları TDK yanında  Milli EÄŸitim Bakanlığına gönderdim.Ä°ki kurumdan da hiçbir seslenme (aksiseda) duymadım.BaÅŸta  anlı-ÅŸanlı  Milli EÄŸitim Bakanlığımızda  benim eleÅŸtirlerime cevap verecek kimse yokmuÅŸ meÄŸer.Fakat efendim orada daire baÅŸkanları ve genel müdürler vardır. Anlaşılan onların bu görevlere getirilmeleri bilgileri nedeniyle deÄŸil, Rüfailerin bileceÄŸi sebeplerle imiÅŸ.
          17. EÄŸitim Åžurasında Sayın  M.E. Bakanı problemlerin yanından geçmediler. EÄŸitimde neler yapılması gerektiÄŸini 11 sayfa ile açıladım; nezaket için de olsa hiçbir  karşılıkta bulunmadılar.Herkesin konuÅŸturulmadığı Åžurada “ÖÄŸretmen Dünyası” dergisi sahibi Alman  EÄŸitim Sistemi hakkında tamamen yanlış bilgilerle konuÅŸtular.Ä°zin verilmeyeceÄŸi için konuÅŸma talebinde bulunamadım.Devlete trilyonlara mal olan bir Åžura beÅŸ YKR’luk  gelir getirmeden bitti.
              Sayın Hocam, bu sistemsizlikte 30 yıl önce ve sonrası arasında farlılık olmaz. Okuyucu da siz de biraz yoruldunuz. Bir fıkra ile araya gireyim: Almanya’da bir istasyon bekçisi yalnızlığına çare  olsun diye bir köpek almış.Yanlarından tren geçerken o da her defasında havlayarak koÅŸar gidermiÅŸ,tabii yakalayamayacağını anlayınca da döner gelirmiÅŸ.Bekçi Bey yanındaki ÅŸahsa ”Aldığımdan beri hep trenin peÅŸinden koÅŸuyor ;ÅŸimdiye kadar onu yakalayamadı,bir gün  yakalarsa ne  olacağını çok merak ediyorum.”der.MEB’da bir APK vardı.Åžimdiki adı “Strateji…” falan olmuÅŸ.Orada yıllardır bir “MÄ°LLÄ° EĞİTÄ°M AKADEMÄ°SÄ°” var doÄŸrusu ben de  onların bir gün ne yapacaklarını ve Bakanlığın  milletin yararına  bir sisteme ne zaman kulak vereceÄŸini merak ediyorum.
     Buradan  Sayın BaÅŸbakanımıza arz ediyorum: EÄŸitim süresi 12 yıla çıkarılsa da sistem ve ona baÄŸlı amaçlar sistemi düzeltilmedikçe  ÅŸikayetler bitmeyecektir.12 yıl okuyacak çocuk ÅŸimdiki haliyle  kendisine iÅŸ imkanı – meslek  veremeyecek üniversite kapısından döner gelir ve yine babasının eline  bakarsa MEHMET AKÄ°F’Ä°N  Konya köylerinde dinlediÄŸi Mestanlı Dayı’yı hatırlarız. O, sistem bir yana öÄŸretmen yüzünden çocuÄŸunu okula göndermemiÅŸtir(SAFAHAT).
Ä°ÅŸte Safahat’tan bir ÅŸiir:

Husran-ı  Mübin
BaÅŸlattığın gün mektebe, duydum ki, diyordu,
Rahmetli babam:”Adem olur oÄŸlum ilerde.”
Annemse, oturmuÅŸ, paÅŸalıklar kuruyordu…
AdemliÄŸi geçtik! PaÅŸalık olsun nerde?
Amali tezad üzre giderken ebeveynin,
Hep böyle harabolmada etfal ara yerde!”
mısraları  Türk çocuÄŸunun başına gelecekleri yıllar öncesinden anlatmış. Kültürle akrabalığı olanlar önceki edebiyatçılar ve fikir adamlarıyla ÅŸimdikileri karşılaÅŸtırsınlar.
“ABANT’TA . ..” diye baÅŸlayan bölümde  “Zarif ifadeniz için teÅŸekkür ederim. Edebi dille akademik dilin birbirinden ayrı olmadığını, herhangi birinin eksikliÄŸini ise kavramaya iliÅŸkin arkasında bir boÅŸluk bıraktığını düÅŸünüyorum.” cümlesinde sayın okuyucu kendini deneyebilir. Ya bir prof. böyle konuÅŸmamalı yahut kaydedenler iÅŸi ehliyetle yapmalı. Benim bildiÄŸim “arkasında” kelimesi  “kavrama’dan” ÖNCE GELMELÄ°YDÄ°.
Biraz daha ilerde “kifayet” ve “gençlik” sözcüklerinden gençlik yerine belki ÅŸebabet düÅŸünülürdü. Fakat ön planda anlam açıklığı gerekliydi. Noktalamalar  ÖSYM’de bile doÄŸru deÄŸilse  ve TDK  da  konuya sırt çevirebiliyorsa  bir dergiden doÄŸrularını beklemek lüks olabilir.Son bilgilere göre Almanya, Supermarketlerde dil yanlışlarına önlem alınması için ehliyetli elemanlar yerleÅŸtirmiÅŸtir.Onlar “DÄ°L BÄ°R MÄ°LLETÄ°N AYNASIDIR.” sözüne verdikleri önemle  Schiller’in torunları olduklarını unutmuyorlar.
YÄ°TiK ALTIN  ÇAÄž
       “GeçmiÅŸi yitik bir altın çaÄŸ gibi düÅŸünmek bana doÄŸru gelmiyor.” sözünü sahnelemeniz çok enteresandır. Bu alan çok söz götürür. Åžimdiki eÄŸiticilerin tarihe önem vermediklerini görmüÅŸtük. Lise öÄŸrencisi tarih bilmiyor. Yalnız, bir anne ki kızına ”Kızım, Ömer nerden görsün; süte biraz su katıver.”deyince  “Anne, Allah da mı görmüyor?” diyen insanlar yitik çağın altın insanlarıdır. Fakir fukarası ekmek ve bilgi derdinde olan insanların eski bir cumhurbaÅŸkanı  100 Milyar TL’yi nereye, niçin verdiÄŸini milletten gizliyorsa, paranın  nasıl harcandığı belli olmuyorsa bu hangi çaÄŸ olur ?  Örnekleri maalesef çoÄŸaltabiliriz. Ä°ÅŸte Adnan  Menderes ve arkadaÅŸlarının örneÄŸi. Ä°ÅŸte Ergenekonlar, iÅŸte yukarda haberini verdiÄŸimiz bilim adamlarının hırsızlık haberleri….

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 05-09-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111630850 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net