Ä°ktidardaki partinin kapatılması davasında çok önemli bir oy hakkına sahip olan Osman Paksüt beyefendi, açıyor telefonu, bir politikacı ile baÅŸlıyor muhabbete: “Yok yani biliyorum da ÅŸey iÅŸte.. Onlara tabi bir grup; artık kanka.. Yani anca beraber, kanca beraber..” 
Affedersiniz, bu beyefendi hakim mi, yoksa politikacı mı?
Dün cevap verdiler..
Kendileri değil de, eşleri hanımefendi!
“Beyefendinin kontenjanı altın deÄŸerindedir. CumhurbaÅŸkanı, Danıştay ve Yargıtay üyeliklerinden 3 kiÅŸi arasndan seçim yapar, ancak bürokrat kadrosuna istediÄŸi ismi direkt atayabilir. Beyefendi istifa ettiÄŸi takdirde, CumhurbaÅŸkanı istediÄŸi adamı seçer. Benim üzerimden baskı yapılmak isteniyor!”
Aaaa sen neler de biliyormuşsun Ferda hanım..
“Avukatınla gel” diyen savcıya, “Tanık olsaydım avukatımı çağırmazdı. Demek ki sanıkmışım” diye durumu hemen keÅŸfedeceÄŸinize, “tanık mıyım, sanık mı?” diye saf saf soru yöneltiyorsunuz ama, Anayasa Mahkemesi üyeliÄŸine hangi kontenjandan, nasıl üye seçileceÄŸini ezbere biliyorsunuz!
Siz ne imiÅŸsiniz be Ferda abla?
Devamında da bakın neler diyor Ferda abla: “K. Irak'ta bile bu kadar tedirgin olmadım!”  
Hayret bir ÅŸey..
Kocası olan beyefendi, akÅŸam eve geldiÄŸinde mahkemedeki gizli yargılama usulüne tabi olayları eÅŸine anlatmaması gerekirken.. Haydi eÅŸine anlattı diyelim, üçüncü ÅŸahıs politikacılara aktarmaması gerekirken.. Beyimiz de, hanımefendimiz de, hiçbir sınır tanımadan, “gecenin 2’si bile olsa ara, olanları anlatayım” derlerken.. Åžimdi kalkmışlar, “K. Irak'ta bile bu kadar tedirgin olmadım” diyorlar..
K.Irak’ta tedirgin olmazsın tabii.
K.Irak’ta ne yaptın ki tedirgin olasın?
Burada 73 milyonluk Türkiye’yi karıştırmaya kalkışıyorsunuz.. Karıştırıyorsunuz, sonra da “tedirgin oldum” diyorsunuz..
Sanki beyefendiye/hanımefendiye, “Anayasa Mahkemesi’nde sabah 9.00’dan akÅŸam 17.00’ye kadarki tüm geliÅŸmeleri not edip, akÅŸamleyin Turhan Çömez’e bilgi vereceksiniz” diye bir vazife verilmiÅŸ, onlar da görevlerini ifa ediyorlar!
Hop dedik abla.. 
Sizin yaptığınız; hem resmen, hem de alenen suç!
Bir de kalkmış “tedirgin olduk” demeyin bari!
Hanımablanın, bugünkü savcılık sorgusu öncesinde, dün medyaya yaptığı açıklamada her ÅŸey var ama, yayınlanan telefon konuÅŸmalarını izah eden tek cümle yok..
Sadece ortalığı velveleye verme amaçlı laf salatası...
NeymiÅŸ, “tutuklanma ihtimalini bile düÅŸünüyor”muÅŸ hanımefendi!
Niye düÅŸünmeyeceksiniz ki?
Daha bu açıklananlar, sizin içinde bulunduÄŸunuz rezaletlerin, eminim devede kulağı mesabesindedir..
Daha yayınlanan o telefon kayıtlarının öncesi vardır, sonrası vardır.. Onları da zamanla öÄŸreneceÄŸiz mutlaka..
Dolayısıyla, tarafsız olarak yargı görevi ifa edilirken, politikanın içine girerseniz, eÅŸiniz adına politikacılarla iÅŸ bitirirseniz, tutuklanma da dahil, yargının sizden soracağı her türlü hesaba da hazırlıklı olmanız gerekir!
Yoksa kendinizi sorgulanamaz mı sanıyordunuz!
Geçti o devirler hanımefendi! Öyle gizli kapaklı iÅŸ bitirmek yok artık.
Gizli yargılama işlemlerini, taraflarla ihtilafı olan kişilere aktarırsanız, siz de tutuklanırsınız, eşiniz de!
Sizin için izin-mizine de gerek yok..
Bugün savcı bey alsın ifadenizi, yarından tezi yok, beyefendiyi de çağırırlar, merakta kalmayın siz!
Anayasa Mahkemesi üyesi olmakla, insanlar dokunulmaz mı olacaklarını sanıyorlar?
Evet, bugüne kadar, Anayasa Mahkemesi baÅŸkanlarını gördük; ne laflar ettiler, ne hakaretler, ne küfürler de hiçbir ÅŸey olmadı kendilerine.. 
Ama geçti o devirler..
Bakın, kuvvet komutanları özel tip cezaevlerinde tutuluyorlar artık.
Kuvvet komutanları, ordu komutanları ile birlikte; cezaevinde, hakim önüne çıkacakları günü bekliyorlar!
Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanvekili’nin, daha baÅŸka bir ayrıcalığı mı var sanki? 
Bakın, kendi arkadaÅŸları için ne yakışıksız laflar etmiÅŸ zaten!
“Kanka” imiÅŸ, falan filan.
Åžimdi bakalım, “kanka” olmakla suçladığı arkadaÅŸları, onun hakkında ne karar verecekler?
Biraz daha sabır, birlikte göreceÄŸiz olanları!