25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow Ya başını aç derse?
Ya başını aç derse? PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 2
KötüÇok iyi 
Yazar Gülay GÖKTÃœRK - BUGÃœN GAZETESÄ°'NDEN   
25-08-2008

      Ya “başını aç” derse?                                                 

                                                                   Gülay GÖKTÜRK

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, daha önce yerel mahkeme tarafından verilen kararı bozarak, kocanın karısına başını örtmesi için baskı yapmasını "sosyal ÅŸiddet" sayarak boÅŸanma sebebi saydı.

Adamın yaptığı baskıya neden sosyal ÅŸiddet dendiÄŸini anlayamadım. Ortada iki kiÅŸi var ve biri diÄŸerine bireysel baskı yapıyor; bu baskı psikolojik olabilir, ekonomik olabilir, hatta fiziksel olabilir ama sonuçta bireyseldir. Toplumu iÅŸin içine katmanın mantığı ne?

Her neyse, kararı elbette desteklemek gerekir. Bir evlilik içinde, bu olaydaki gibi yaÅŸam tarzına iliÅŸkin çeliÅŸkiler ortaya çıktığında, taraflar öncelikle birbirlerini iknaya ve uzlaÅŸmaya çalışırlar. Ama uzlaÅŸma mümkün deÄŸilse, çözüm birinin diÄŸerine istediÄŸini baskıyla yaptırması deÄŸil, evliliÄŸin bitmesi olur. Buraya kadar her ÅŸey normal...

Ama kararın gerekçelendiriliÅŸinde kullanılan bir cümle var ki, doÄŸrusu bir çuval inciri berbat ediyor: "Kocanın karısını çaÄŸdaÅŸ kıyafetlere aykırı giyinmeye zorlaması"...
Bu cümleden anlıyoruz ki, Mahkeme, eÅŸlerden biri diÄŸerine belli bir kıyafet biçimini - nasıl bir kıyafet olursa olsun- zorladığı için deÄŸil, "çaÄŸdaÅŸ kıyafetlere aykırı giyinmeye" zorladığı için boÅŸanmaya karar vermiÅŸ. Bu ifadeye göre koca karısına başını aç diye baskı yapsa, mahkeme aynı kararı almayacak.

Oysa, koca "aç" dese de "ört" dese de baskı aynı baskıdır ve boÅŸanma sebebi olacaksa her iki durumda da olması gerekir. Ama mahkeme kararı öyle demiyor. "Kocanın karısını çaÄŸdaÅŸ kıyafetlere aykırı giyinmeye zorlaması" ifadesini özellikle kullanıyor.


Çünkü mahkeme yaÅŸam tarzları arasında taraf tutuyor. Birini iyi, birini kötü görüyor ve kadını kötü olandan korumaya çalışıyor.


Oysa mahkemeler kendilerine göre iyi-kötü; çaÄŸdaÅŸçaÄŸdışı gibi tarifler yapıp böyle sübjektif tanımlar üzerinden kararlar alamazlar. Onlar için sadece suç olan ve olmayan vardır. Tek tek heyet üyelerinin baÅŸörtüsü konusundaki düÅŸünceleri ne olursa olsun, heyet olarak, farklı yaÅŸam biçimlerine eÅŸit mesafede durmaları gerekir.


Bir an için heyetin bakış açısından baksak ve baÅŸ örtmeyi çaÄŸdışı saysak bile, yasalarımıza göre çaÄŸdışı olmak da suç deÄŸildir; insanların çaÄŸdışı olma gibi bir hakları vardır ve mahkemeler onların bu hakkını korumakla yükümlüdür.


Kaldı ki, mahkeme kararını bir çaÄŸdaÅŸlık tanımına dayandırmakla, bundan sonrası için de içinden çıkılmaz sorunlara yol açmış oluyor. DüÅŸünün, yarın öbürgün bir kadın "eÅŸim benim üstsüz denize girmeme izin vermiyor, baskı yapıyor" diye boÅŸanma davası açsa ve bu kararı emsal gösterse, dilekçesinde de uzun uzun üstsüz denize girmenin mayolu girmekten daha çaÄŸdaÅŸ bir tarz olduÄŸunu iddia etse ne olacak?


Öyle ya; "çaÄŸdaÅŸ"ın da "çaÄŸdaÅŸ"ı var! Acaba mahkemelerimiz aile içindeki giyim kuÅŸam kavgalarında "çaÄŸdaÅŸlık" çıtasını nereye koyacak? Üstsüz mayo ya da mini etek, ya da askılı elbiseye izin vermeyen kocayı da "çaÄŸdaÅŸ kıyafetlere aykırı giyinmeye zorlamakla" mı suçlayacak; yoksa "Yok artık deve!" mi diyecek? 


Türkiye'de çok sayıda kadının kendi iradesi dışında - baba, koca ya da erkek kardeÅŸ baskısıyla- örtünmek zorunda kaldığını biliyoruz. Ama aynı zamanda, çok sayıda kadının yine kendi iradesi dışında -devlet baskısıyla - başını açmak zorunda kaldığını da biliyoruz.


Aslında birbirinin zıddı gibi görünse de sorunun kaynağı aynı. Baskıcı baba- koca da, devlet de kadını bağımsız ve yetkin bir birey olarak algılamayı bir türlü beceremiyor. Her ikisi de kadını kendisi için neyin doÄŸru olduÄŸuna kendi başına karar verme yeteneÄŸi olmayan, hayat boyu rüÅŸtünü ispat edemeyen "çocuk-insan" olarak görmekte ısrar ediyor.


Baba ya da koca onu "toplumdaki kötülüklerden korumak ve dinini daha iyi yaÅŸamasını saÄŸlamak için" başını örtmeye zorluyor; devlet de önce başını örten bütün kadınların bunu ailedeki erkeklerin baskısıyla yaptığı gibi bir varsayım üretip sonra da onları bu baskıdan kurtarmaya, zorla "çaÄŸdaÅŸlaÅŸtırmaya" soyunuyor. Bu arada olan, her durumda bireysel iradesi hiçe sayılan kadınlara oluyor.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 25-08-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111662910 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net