20-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
[PAKİSTAN DEPREMİ] İKBAL'İN TORUNLARI YARDIM BEKLİYOR!... PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 13
KötüÇok iyi 
Yazar PROF. DR. AZMÄ° ÖZCAN   
13-10-2005
Image

Ä°slam dünyasının çilekeÅŸ coÄŸrafyası Pakistan yine taze bir acıyla gündeme geldi. Öyle bir acı ki ne yürekler taşıyabilir ne de kelimeler ifade edebilir.

Bu acıyı ancak biz hissedebiliriz. Sözün bittiÄŸi yerdeyiz ÅŸimdi. Rahmet ve maÄŸfiret ayında vefa sırası bizde. Nice milyonlar, viraneler arasında bir ses bekliyor. Nice yetimler, baÅŸlarını okÅŸayacak bir ÅŸefkat eli. Åžimdi hep birlikte her nefeste Pakistan’a “yalnız deÄŸilsiniz” demenin ve nice yıllar içinde birikmiÅŸ bir borcun ödenmesinin vaktidir. O Pakistan ki nice yüzyıllardır tarihi paylaÅŸtığımız, ecdadımızın dilini “Urduca” konuÅŸan bir ülkedir. Ve halkı en sıkıntılı günlerimizde hep bizimle olmuÅŸ, gün gelmiÅŸ yürekleri kendi dertlerini unutup bizim için çarpmış, gün gelmiÅŸ kendilerini Türkiye’nin bir vilayeti olarak takdim edecek kadar bizimle olmuÅŸ, hatta belki de yeryüzünde eÄŸer varsa bizi bizden çok sevebilmiÅŸ, dostluÄŸun, kardeÅŸliÄŸin, kadirÅŸinaslığın, vefanın, fedakarlığın dünya durdukça parlayacak en mümtaz misallerini sergilemiÅŸ çilekeÅŸ bir halktır.

En zor zamanlarında Osmanlı’nın imdadına yetiÅŸtiler...

Bir zamanlar (Hindistan ve BangladeÅŸ ile beraber 1206’dan 1858’e kadar) deÄŸiÅŸik Türk hanedanlarına ev sahipliÄŸi yapmış olan bu ülke, sömürgecilik çağının vahÅŸi piyasasında Ä°ngiliz hakimiyetine girince kendi çaresizliklerine karşı bir varlık ümidi olarak, insanlık onurlarını ve Ä°slamlık ÅŸereflerini Türklerin ve Osmanlı Devleti’nin varlığına rabt ederek yaÅŸaya gelmiÅŸlerdir. Henüz haberleÅŸme vasıtalarının hiç yaygın bulunmadığı 1854 Kırım Savaşı’ndan itibaren dualarını ve varlıklarını bizim için paylaÅŸmayı bir hayat tarzı olarak benimsemiÅŸ olan Güney Asyalılar gün gelmiÅŸ yalınayak nice yalçın kayalıklar, yüksek daÄŸlar aÅŸarak ulaÅŸtıkları Anadolu ve Balkanlarda bizimle aynı safta savaÅŸa gönüllü olmuÅŸlar, gün gelmiÅŸ oluÅŸturdukları Kızılay ve tıp heyetleriyle yaralarımızı sarıp gözyaÅŸlarımızı silmiÅŸler, dünyada savunmasız ve sahipsiz kaldığımızı düÅŸündüÄŸümüz zamanlarda her zaman yanı başımızda oluvermiÅŸlerdir. Tarihin hafızasında kayıtlı, sayısız misaller bulunmaktadır. Mesela 93 Harbi (1877-78)’nin en karanlık safhalarında “Türkler için yapabileceÄŸimiz her ÅŸeyi yapmak bizim için farzdır; zira yeryüzünde Müslümanların taşıdıkları haysiyet Türkler yüzündendir.” (Urdu Ahbar, 17 Agustos 1876, Enverul-Ahbar, 1 AÄŸustos 1877) diyerek baÅŸlattıkları yardım kampanyaları ile o tarihler için muazzam sayılabilecek bir meblağı (125.000 Osmanlı Lirası) Ä°stanbul’a ulaÅŸtırmışlardır (Osmanlı ArÅŸivi, Defter-i Ä°ane-i Hindiyye, s. 108-109).

Bu rakamın ve fedakarlığın önemi, eÄŸer aynı tarihlerde o ülkenin yaÅŸadığı ve birkaç milyon insanını kaybettiÄŸi kuraklık ve açlık felaketi dikkate alınırsa daha net anlaşılacaktır. 1897 Osmanlı-Yunan savaşında Karaçi halkının Ä°stanbul’a çektiÄŸi bir telgraf metninde yer alan ÅŸu ifadeler de kayıtlardadır: “Bütün servetimiz, evlerimiz, mülklerimiz, bedenimiz ve ruhumuz büyük Ä°slam hükümetinin yoluna feda olsun.” (Malumat, 5 Haziran 1897). Ä°ÅŸte 1911 Trablusgarb Savaşı sırasında zamanı donduran bir hemhal olma keyfiyeti. Osmanlı Devleti’ne haksız yere savaÅŸ açan Ä°talyan hükümetini ve mallarını boykot mitingi: “Bir kuruÅŸ bile düÅŸman cebine gitmemelidir.” SebilürreÅŸad bu boykotun maliyetinin Ä°talyanlara yıllık en az 5 milyon sterlin olduÄŸunu not etmiÅŸtir (19 Receb 1330).

Balkan savaÅŸlarında oluk oluk Osmanlı kanı aktığı zamanlarda ÅŸimdi belki de yıkıntılar arasında kalmış bir meydanda, binlerce km uzaklıktaki kardeÅŸlerinin acısını yüreklerinde hisseden çaresiz halk bir telaÅŸ içindedir. Osmanlı için yardım sandıkları açılmış, herkes ellerinde ne varsa buraya yetiÅŸtirmektedir. Genç kızlar çeyizliklerini, öÄŸrenciler harçlıklarını velhasıl herkes ne imkanları varsa ‘tek Osmanlı yaÅŸasın diyerek’ buraya taşımaktadır. O topraklar o zamanlar Ä°ngiliz hakimiyetindedir. GeliÅŸmeleri takip eden bir Ä°ngiliz görevlinin kaleminden rapor edilen ÅŸu ifadeler kelimelerin anlam sınırlarını zorladığı bir vakayı da kaydetmiÅŸtir: “Herkes elindeki her ÅŸeyi Osmanlı’ya yardım için getirip bırakıyordu. Bir ara kalabalık telaÅŸlandı, bir hareketlilik görüldü. Kucağında bebek bulunan fakir bir kadın can havliyle saÄŸa sola koÅŸuÅŸturuyor, ‘Yok mudur bir hayırsever, Allah rızası için bu çocuÄŸumu satın alsın, bedelini Osmanlı’ya göndereyim.’ diyordu. Herkes ÅŸaÅŸkın, herkes periÅŸandı. Yürekler parçalanmıştı sanki. Hemderd olmanın bu derecesi mümkün müydü? Neyse ki bir hayır sahibi kadın adına istediÄŸi meblağı yardım sandığına, çocuÄŸu da annesine bıraktı.” (Hindistan ArÅŸivi, H. Pol, Ekim 1913) Birinci Dünya Savaşı yılları tam bir kader imtihanı idi o insanlar için. Bir tarafta ülkenin hakimi Ä°ngilizler bir taraftan gönüllerin hakimi Osmanlılar vardı. Binlercesi hapsedildi, bütün aydınları sürgün. Gazeteleri kapatıldı. Yine de yürekleri Osmanlı için çarpmaya devam etmiÅŸti. Mevlana Muhammed Ali’nin Comrade gazetesinde yer alan “Türklerden bizim için de dua etmelerini bekliyoruz, zira sadece onlar bizim ızdırabımızı ve çilemizi tahayyül edebilirler.” ifadeleri belki de baÅŸka söze hacet bırakmayan netliktedir. Ve savaşın akabinde yaÅŸanan sonu belirsiz bir fedakarlık imtihanı “hilafet ve hicret hareketleri”. Ä°ngiliz hükümetinin resmi tarihçisi Theodore Morison’un gözlemleri ÅŸöyle: “PeÅŸaver’den Argot’a bütün Müslümanlar Türkiye üzerine yoÄŸunlaÅŸmışlar. Evlerine kapanmış kadınlar bunun için gözyaşı döküyorlar... Artık baÅŸka hiçbir ÅŸey konuÅŸulmuyor ve düÅŸünülmüyor.”

Vefa sırası Osmanlı’nın torunlarında!

Siz hiç Sevr’e karşı baÅŸka bir ülkede milyonlarca insanın bütün varlıklarını feda edip, evlerini, yurtlarını terk ederek, yalınayak yollara düÅŸerek karşı çıktığını iÅŸitmiÅŸ miydiniz? Pakistan da onlardan biriydi. Milli Mücadele’mizde kendi çaresizliklerine raÄŸmen yemeyip içmeyip gönderebildikleri ianelerle bizi hiç yalnız bırakmadıkları da hafızalarımızdadır. O günlerin halet-i ruhiyesini destansı bir ÅŸekilde bize aktaran bir baÅŸka kayıt sahibi de ÅŸair Muhammed Ä°kbal’dir. Lahor’da binlerce kiÅŸinin katıldığı bir Osmanlı gündemli toplantıda dudaklarından ÅŸu sözler dökülür: “Bu dünyadan göçmüÅŸtüm. Melekler beni rahmet ayetinin sahibi Hz. Peygamber’in huzuruna çıkardılar. Hz. Peygamber buyurdu: ‘Ey Hicaz bahçesinin bülbülü, senin her goncan senin terennümünün ateÅŸi ile ısındı, senin gönlün aÅŸk ÅŸarabıyla coÅŸkundur. Senin coÅŸkunluÄŸun Allah’a secde ve niyazda bulunmaktır. Dünyanın alçaklığından göklere doÄŸru uçtuÄŸun zaman melekler sana yüksekliÄŸin sırrını öÄŸrettiler. Cihan bahçesinden çıkıp bana bir koku gibi yaklaÅŸtın, söyle bana ne gibi bir hediye getirdin.’ dedi. ‘Ya Muhammed (sas) varlık aleminde binlerce gül, lale var; ama ne renk ne de koku hepsi vefasızdır. Yalnız bir ÅŸey getirdim; bir ÅŸiÅŸe kan ki eÅŸi yoktur cennette bile. Bu senin ümmetinin namusu, vicdanıdır. Bu, ÅŸehid MehmetçiÄŸin kanıdır.’ dedim.”

O Ä°kbal’in, o ‘fakir kadın’ın halkı ÅŸimdi bizden bekliyor aynı duyguyu. Tıpkı Mevlana Muhammed Ali’nin yazdığı gibi, bu acıyı en iyi biz hissederiz. Bu rahmet ve maÄŸfiret ayında dualarımızda, iftar sofralarımızda onlarla beraber olmak vaktidir. Åžimdi bizim de tarihe onlar gibi bir kardeÅŸlik ve vefa sahifesi daha kaydetme zamanıdır. Åžimdi Ramazan gibi Ramazan zamanıdır.


SAKARYA ÜNÄ°VERSÄ°TESÄ° ÖÄžRETÄ°M ÜYESÄ°

PROF. DR. AZMÄ° ÖZCAN

Yorum
endpoint security
Yazar sevserrdenkis açık 2010-08-18 12:17:44
 
security suite
 
free internet security system  
 
internet security review  
 
network security consulting  
 
internet security discount  
 
best internet security suite software
PAKİSTANLI KARDEŞİN ÖLÜYOR (Video)
Yazar admin açık 2010-08-19 00:20:26
PAKÄ°STANLI KARDEŞİN ÖLÃœYOR 
 
http://www.videoislami.com/view/9000/pakstanli-karden-lyor/ 

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 24-10-2005 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111416431 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net