Ä°nsanımızın en önemli problemi bilmek deÄŸil yaÅŸamaktır.

      Ä°nsan her ÅŸeyi bilebilir. Hatta karşı çıktığı, düÅŸman olduÄŸu düÅŸünceleri dahi bilebilir. Bu nedenle bilmek deÄŸil, bilmek, inanmak ve yaÅŸamak önemlidir.

      Ama ilimsiz yaÅŸamak hiç bir ÅŸeyi ifade etmez. Anlatmak istediÄŸimiz bilerek yaÅŸamaktır. Ä°lim olmadan yapılan hareketler takliddir. Taklid ise insanın beynini paslandıran bir hastalıktır.Çünkü, çalışan akıl (beyin) ışıldar.

      Taklid; neyi, niçin, nasıl sorularının cevabı aranmadan bazı fikirlerin veya hareketlerin ÅŸuursuzca tekrarıdır. Anne babayı toplumun sivri kiÅŸilerini veya liderleri olduÄŸu gibi örf ve adetlerin, mezheplerin taklidi yapılmaktadır.

Taklidin ne yapana ne de taklid edilene bir faydası olmaz. Taklid edilen âlim olsa dahi taklidciye faydası yoktur. Çünkü her nefis kendi yaptığından sorumludur. Bir hareketi filan alim yapsa bile o kiÅŸi hatasız deÄŸil ki hareketleri de muhakkak doÄŸru olsun. DoÄŸru olabilirliÄŸin yanında yanlış olma ihtimalide vardır. Günahsız olan yalnız peygamberlerdir. Onlarda olan küçük hataları Allah hemen düzelttiÄŸi için onlar hatasızdır, diyebiliyoruz. Filan alim ÅŸahsa veya bir baÅŸkasına vahy gelmiyor ki hatasız olabilsin. Zaten <<ben günahsızım>> diyebilen kimse var mıdır, yok ise niçin taklid edelim.

      Bir fikre inanmak ve yapmak taklid ile deÄŸil tahkik ile olur. Tahkik ney, niçin, nasıl sorularına cevap verilmesidir.

      Her ÅŸeyden önce bilgimiz araÅŸtırma sonucu olmalıdır. Ä°ÅŸte bu bilgi istenilen saÄŸlam bilgidir. Hareketlerimize yön vermelidir. Pasif ÅŸeklinde kalırsa meyvesiz aÄŸaca benzer.

      Sanat, sanat için deÄŸildir. Sanat inancın estetik bir ÅŸekilde anlatılmasıdır. Yazıda yazmış olmak için yazılmaz.

      Yazı yazmak ve nutuk çekmek için bilgili olunmamalıdır. Çok okumuÅŸ çok bilgili desinler diye bilinmemelidir. Ä°nsan ayaklı kütüphane olmak için deÄŸil canlı olmak için okumalıdır. Hayatımızda pratik deÄŸeri olmayan felsefi bilgilerden ziyade kendimize ve insanımıza en faydalı bilgiler ile donanmalıyız. Halkın deÄŸil hakkın rızasını istemeliyiz.

      Çok ÅŸey bilen ama yaÅŸayamayan acaba nedir? Kitap yüklü merkep dense tam ifadesidir. Çünkü birçok bilgi ile yüklü olduÄŸu halde bu bilgilerin kendisine hiçbir faydası olmaz.

       Ä°nsan yaptığını söylemelidir>> çünkü en etkili propaganda yaÅŸanarak anlatılan fikirlerdir. YaÅŸanmayan fikirler yalnız göze hitap eder. Radyo, teyp gibi: yaÅŸanarak tebliÄŸ edilen ÅŸeyler hem göze, hem kulaÄŸa hitap eder, sinema televizyon gibi.

       Åžehitlerin kanları çok zaman kalemin yapmadığı etkiyi yapar. Onların haberleri imtihan meydanlarına örnek olur. Seyit Kutup bunun güzel örneÄŸidir. Yazdıklarını ve konuÅŸtuklarını kanıyla imzalamıştır. Åžehitler topluma kan ve can verir. Suyun topraÄŸa can vermesi gibi; Nasihatın vaaz’ın etkilemediÄŸi, üzerlerine ölü toprağı serpilmiÅŸ toplumları ÅŸehit kanları harekete geçirip can vermiÅŸtir. Åžehit vermeyen hangi hareket elle tutulur, gözle görülür baÅŸarı kazanmıştır gösterebilir misiniz?..

       Ä°nsanlar inandık demekle bırakılmıyorlar. Mallarıyla, canlarıyla, sevdikleriyle imtihan olunuyorlar. Bu imtihanı baÅŸarıyla verenler inandıklarını yaÅŸayan kimselerdir. Sevdiklerini, mallarını ve canlarını gerektiÄŸinde inancı için feda eden kimseler zoru baÅŸaranlar dünya ahiret saadeti kazanırlar.

      Ä°nÅŸallah bizde hakka inanan, inandığını yaÅŸayan kimseler oluruz.

(kriter, 4. Cilt, Temmuz 84, 45. sayıdan)