Serdar Arseven -

Hemen ÅŸunu ifade edeyim: Ergenekon soruÅŸturması çerçevesinde gözaltına alınan Sinan Aygün’le aram fena deÄŸildir…
Kendisine bazı özelliklerinden dolayı “saygı” duyarım.
Raporları; çoÄŸu zaman gündem belirlemiÅŸtir.
Sistematik bir üretim modeli vardır, zaman baskısı altında iyi çalışır.
En çok AK Parti hükümetine yüklense de…
Ä°stediÄŸi Bakan’ı istediÄŸi toplantıya “getirmesini” bilir!..

Bir adam, sürekli olarak aleyhinde konuÅŸtukları ile “diyalogu” devam ettirebiliyorsa; ya “yüzsüz”dür ya da göz ardı edilemeyecek kadar “etkili”dir.
Ben, Aygün için “ikincisinin” doÄŸru olduÄŸunu düÅŸünüyorum.
O’nun bazı görüÅŸlerini (mesela Kemalizm istismarını) “kabul edilemez” buluyorsam da… Bölücü terörün ardında ABD-Ä°srail ittifakının bulunduÄŸunu “belgeleriyle” ispatlamasından;
BaÅŸörtülülerin bütün baÅŸvurularında “devleti” haklı bulan Avrupa Ä°nsan Hakları Mahkemesi’nin, PKK’lıların bütün davalarında “devlete kilitlediÄŸini” hatırlatmasından;
Türkiye’deki Misyonerlik faaliyetlerinin “Santarocu”ların iddia ettiÄŸi gibi “masum olmadığını” gözler önüne sermesinden dolayı…
Hafiften “sempati” duyduÄŸumu bile söyleyebilirim.
Bunların hepsine ve biraz daha fazlasına tamam da… Sahip olduÄŸu bir takım özellikler, Sinan Aygün’ü “dokunulmaz”lık mertebesine ulaÅŸtırmaz ki!..
Sonuna kadar götürülebilmesi halinde, her on yılda bir askeri darbeyle karşı karşıya kalan bir ülke olmaktan kurtulup aydınlık yarınlara ulaÅŸmamızı saÄŸlayacak olan bir operasyon yürütülüyor…
Bu çerçevede; hukuka tamamen uygun birtakım gözaltılar yaÅŸanıyor…
Ne var ki bunda…
Efendim; Emekli Generaller alınmış!..
General dediÄŸin hatadan münezzeh mi, suç iÅŸlemez mi?..
Bunlardan biri, kendisini gözaltına almak için gelenlere; “Ben askerim, bana dokunamazsınız!..” diyor…
Ne sanmakta kendisini bu zât; “Ä°lah” mı?..
Ufuk Uras haklı; Yunanistan’da ve Ä°spanya’da demokrasiye kast edenler “yirmi yıldır” hapis yatıyor!..
Hakkında bu tür “derin ÅŸüpheler” bulunan emekli generaller, üç gün, beÅŸ gün “özel odalarda, çay, kahve, kebaplarla” misafir edilmiÅŸ… çok mu?..
Dağıtmadan Sinan Aygün’e gelecek olursak…O da; “Silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, bu örgüte üye olmak, nitelik ve sayı itibarı ile vahim olan patlayıcı maddeleri, silah ve mermileri bulundurmak, tedhiÅŸ, terör eylemleri planlamak” vesaire suçlamalarını kapsayan bir soruÅŸturma çerçevesinde gözaltına alındı.
Bu “kirli örgüt”le iliÅŸki halinde olup olmadığı ya da ne ölçüde iliÅŸkili olduÄŸu yargılama süreci sonunda ortaya çıkacak…
“Ä°ddianame”yi…
Ve… Son dalgada gözaltına alınan zatların ifade vermelerinin ardından hazırlanabilecek “ek iddianame”yi görmeden… Aygün ve diÄŸerleri hakkında “aklayıcı” ya da “karalayıcı” ifadeler kullanmak haksızlık olur.
Bunu ben yapsam da haksızlık olur…
İşte oraya geliyorum; Sayın TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu yapsa da!..
önümdeki mesajlardan onu anlıyorum ki; Ergenekon karşıtı kitleleri fena halde ÅŸaşırtan bir çıkış yaptı Sayın HisarcıklıoÄŸlu…
Her yönüyle sıkıntılı bir tavırdı…
öncelikle; “Sayın Ä°lhan Selçuk gözaltına alındığında da benzer tepkiyi ortaya koymuÅŸtuk” demek suretiyle -savunacağım derken- Sinan Aygün ile Ä°lhan Selçuk’u “aynı sepete” koyması hataydı!..
Ve diÄŸer söyledikleri: “…dün sabah yaÅŸanan bir olay, hepimizin yüreÄŸini yaktı ve baÅŸta Ankaralı müteÅŸebbislerimiz olmak üzere, ülkemizdeki iÅŸ dünyasının tamamını derinden yaraladı.”
Åžuna ne buyrulur: “…Ä°ÅŸte dün, böyle bir camianın çok saygın bir mensubu, ancak darbe dönemlerini anımsatan bir ÅŸekilde, hepimizi derinden yaralayan bir uygulamaya tabi tutulmuÅŸtur. Açıkça söylüyorum, böylesine bir tutumu asla kabul etmiyoruz!”
Bir de ÅŸuraya bakın: “…Sayın Sinan Aygün’ün, hâlâ kamuoyuna açıklanmamış olan birtakım gayrimeÅŸru faaliyetler içinde anılmasını, herhangi bir açıklama veya suçlama belirtilmeksizin böyle bir muameleye tabi tutulmasını kınıyoruz.”
HisarcıklıoÄŸlu’ndan bir de “kefalet” cümlesi: “Sayın Aygün’ün meÅŸruiyet dışı herhangi bir tavır ve davranış içerisine girmeyeceÄŸini biliyoruz…”
¥
Evet, bunlar son derece “sıkıntılı” ifadeler…
Sayın Aygün’ün “bu iÅŸlerle hiç alakalı” olmadığını açıklamak, “peÅŸinen suçlu ilan etmek” kadar garip bir tutum.
Hele hele… Sayın HisarcıklıoÄŸlu’nun; “Darbeler sadece hükümetlere karşı olmaz. Ä°ÅŸte dün vuku bulan olay, kiÅŸilik onuruna darbedir. Zira ticaret, güven üzerine bina edilmiÅŸtir. Bir tüccarın en büyük sermayesi itibarıdır” sözleri yok mu… Burası büsbütün garip!..
“Ne yani” diye sorasınız geliyor; “Generallerden sonra ‘bir kısım tüccarlar’ da mı dokunulmazlık iddiasında!..”
öyle ya; “Güven” -sadece- Sinan Aygün’ün deÄŸil, bütün tüccarların en büyük sermayesi olduÄŸuna göre… Böyle bir mesaj çıkmıyor mu ortaya!..
Grup dayanışması ve çıkar birliÄŸi adına anlaşılabilir olsa da, hukuka aykırı bir tutum bu!..
Yazının başında, ifade ettiÄŸim gibi; Sinan Aygün “bazı özelliklerinden dolayı” sempati duyduÄŸum, bazı fikirlerine ise asla katılmadığım bir zat.
Bu bakış açım, kendisini gözaltına alınanlardan “ayrı” bir yere koymamı “empoze” etse de… Hukuka ve eÅŸitliÄŸe saygımdan dolayı yapamıyorum!..
Yüzbinlerce dindarın inançlarından dolayı aÅŸağılanmasını,
12-13 yaşındaki öÄŸrencilerimizin incecik bileklerine kelepçeler geçirilmesini,
çocuklarına destek veren anne-babaların hatta büyük annelerle büyük babaların “gözaltına alınmasını” tepkiyle karşılayanlara sürekli olarak “itidal” tavsiye eden Sayın HisarcıkloÄŸlu…
Ve “UZLAÅžMA” tavsiye eden Sayın HisarcıklıoÄŸlu….
Sizi “anlamak” istiyorum da…

Anlayamıyorum!..