08-11-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
Son Eklenenler
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
HALKIN DRAMI PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 5
KötüÇok iyi 
Yazar M. Selami ÇEKMEGÄ°L-Çoban Tefsiri'nden   
08-06-2008
                                  HALKIN DRAMI

                             M. Selami ÇEKMEGÄ°L
KuÅŸkusuz, halk’ın kendisi bir güçtür; sosyal ve siyasal olayların temelinde araç ve amaç olarak halk görülmektedir. Bu gün geri kalmış ülkelerde yönetimlerin ve istihbarat örgütlerinin, alt edilecek ve üzerinde oynanacak hedef olarak halkı seçmeleri bundandır.

Ama hiçbir asil baÅŸarı da salt halk istek ve desteÄŸiyle gerçekleÅŸmemiÅŸtir sanıyorum insanlık tarihinde... Bazı ütopik demokrasi(!) sevdalılarının yanılgısı da budur zaten.

Bir hareket, halka Hak’kı ve doÄŸruyu egemen kılmayı hedeflediÄŸi zaman kutsallaşır. Nitekim, hakkın gözetilmediÄŸi salt halk egemenliÄŸine zaten hiçbir düÅŸünür, ideal deÄŸer manasında demokrasi adını dahi vermiyor. GeçmiÅŸ yıllardaki klasik demokrasi teorileriyle sosyalist demokratlar arasındaki çatışmanın müphemiyeti de bundan kaynaklanıyordu. O halde insan için aslolan, bireyin haklarını yok ederek salt halk hakimiyetini kurmak deÄŸil, bireyin bitimsiz mutluluk yolundaki yolculuÄŸunu engelleyecek hak ihlallerini yok etmeyi hedefleyen, halka dost bir yönetim tarzını davet etmektir. Yoksa, bu deÄŸerden yoksun bir halk egemenliÄŸi, kurulabilse dahi, neticede halkı despotların insaf ve merhametine terk eden bir demagoji oluÅŸturur. Uygulamada, bu bilincin geliÅŸmediÄŸi toplumlardaki demokrasi uygulamalarının sonuçta çirkin ve sırıtan bir demagoji oluÅŸturarak, temel ve tabii hakları dahi gasbetmekten utanmayan bir diktatoryaya dönüÅŸmesi de bundandır. Çünkü, halkın tabiatında bu var. Bir Batılı düÅŸünürün tarifini kibarlaÅŸtırarak söylersek halk güçlünün arzusuna ram olma temayülündedir. Halkın bu genel niteliÄŸini tabii ki hakkı esas alan birey ve kitlelere teÅŸmil etmemiz mümkün deÄŸildir. Onun için, halk arasında iyiliÄŸi emredip kötülükten alıkoyan grup ve mekanizmaların “insani haklar”ın bekçisi olarak varlığını sürdürmesinin çok büyük önemi vardır. Aslında insan Tanrı huzurunda bu önemle imtihan ediliyor, sınanıyor. Lokman, Kur’anda oÄŸluna bu görevi vasiyet ederken ona, insani faziletin muhafazası konusundaki yükümlerini hatırlatmış oluyor.

Esasen, insanlık böylesi yükümleri savsaklamış halkların acı bir dramını hemen her gün yaşıyor. Fazla derine inmeyen bir hatırlatmayla söylersek mesela, haksız kral karşısında Fransız ihtilaline vücut veren halkın, bir süre sonra, bu ihtilali kendi adına güden haktan habersiz hürriyet çığırtkanlarının diktasına maruz kalması, ve yine, haklarını öne sürerek Sovyet Ä°htilalini yapan proleter sınıfın ahfadının, daha sonra kendi ürünü olan Kızılordunun handiyse karın tokluÄŸuna çalışan kölesi haline gelmesi; Stalin gibilerin eliyle milyonlarca evladını KGB istatistiklerine kurban etmesi bu dramı iyi yansıtmaktadır.

Bunun tersi de varit olagelmiÅŸtir tabii, insanlık tarihinde. Halkın aydınlanarak muasırlaÅŸmasını hedefleyen Sultan Abdulhamit’in, çoklukla, ülkenin ufkunu açmak için vücut verdiÄŸi mülkiye, rüÅŸtiye, tıbbiye  gibi okulların yetiÅŸtirdiÄŸi kuÅŸaklardan oluÅŸan Ä°ttihat-Terakki grubunca alaÅŸağı edilmesi, yakın tarihimizde de bir grup statükocu bürokrat ve kara cübbeli Prof. RehberliÄŸinde, gözü tok ve sevimli bir baÅŸbakanın, ayağına ayakkabı giydirerek devlet kapısında hak arama ÅŸahsiyetini vermek istediÄŸi halk adına tahkir ve tezyif edilmesi düÅŸünce ufuklarımızı tahrik eden anılar olarak toplumsal belleÄŸimizden nedense uzaklaÅŸmıyor.

Aslında insanlık tarihi böylesi halk hareketleriyle dolu bir ibret hazinesidir. Vaktiyle eski bir kitapta, Firavunun “kafatası doktoru” Sinuhe’nin hatıralarını okumuÅŸtum. Sinuhe, bu kitapta hatıralarını anlatırken, halkların, yukarıda iÅŸaret ettiÄŸim tipte bir baÅŸka trajedisini resimlendiriyor ve bir çok olay arasında, Mısır’da, firavunun dinini örgütleyen statükocu rahiplerin, her yıl ülkenin en güzel bir kızını seçerek ailesinin de iÅŸtirak etmek zorunda bırakıldıkları "dini" bir törenle, o firavunun ÅŸahsında simgeleÅŸen egemen tanrılara kurban ediliÅŸini de anlatıyor. Firavun namına halka empoze edilen eza ve cefalarla saçmalıkları sergilerken, firavunun yerine halef olacak genç bir prensin, yüreÄŸinde bu saçmalıklara karşı tepki geliÅŸtirdiÄŸini ve tek tanrıya inanan bu prensin daha sonra iÅŸbaşına geldiÄŸinde, zihnen halkı kurtarmayı planlayarak, “sinsice”, uzun vadede sonuç alacak ÅŸekilde uygulamaya koyduÄŸunu naklediyor. Ama, sonuçta tek ilaha inanan bu prensin kendilerince “sinsi” niyetini hisseden statükocu rahiplerin, statükodan olan çıkarlarını tehlikede görünce korunmak için, nasıl halkı örgütleyerek, ilah gibi tapınma konumunda oldukları bu genç hükümdarı alaÅŸağı etmeyi becerdiklerini kitapta ızdırapla sergiliyor.

Belli, asil ve geçerli bir ülkü etrafında bilinçlenerek millet vasfını kazanmamış olan örgütsüz halklar böyledir iÅŸte. Kendini kurtaracak ve kendine hayat verecek hususları dahi idrak edemez. Ona, neyin kendisine yarayacağını çeÅŸitli beyin yıkama yöntemleriyle empoze ederler, benimsetirler ve kendi bindiÄŸi dalı da kendisine kestirirler. Bu, Mısırda böyle olduÄŸu gibi, Tayland’da, Somali’de, Sırbistan’da, Rusya’da da böyledir iÅŸte. Arap’ta Acem’de böyle olduÄŸu gibi, Yahudi’de de böyledir iÅŸte. Nitekim, Kur’an Yahudilerle ilgili bir kıssasında sanki ibretle buna iÅŸaret ediyor. Diyor ki Mushafta, Bakara suresinin 87 ve 88. Ayetlerinde:

“Musa’ya kitabı verdik ve sonra da art arda peygamberler gönderdik. Meryem oÄŸlu Ä°sa’yı beyyinelerle ve Ruh-ül Kudüsle takviye ettik. (Ne var ki) ne zaman size hoÅŸlanmadığınız (ama doÄŸru) ÅŸeyleri söyleyen bir elçi gelse, ona karşı büyüklük tasladınız ve onların kimini yalanladınız, kimini de öldürdünüz.

“(Böyle büyüklenerek hareket eden bir kısım da) ‘kalplerimiz perdelidir’ dediler, (istihza ettiler). Hayır, küfür ve isyanları sebebiyle Allah onlara lanet etmiÅŸtir. Onlardan pek azından baÅŸkası iman etmezler.”

Ä°ÅŸte, ölçüsü olmayan başıboÅŸ halk budur. Rasgele yalpalanır, yaltaklanır, hoÅŸuna gitmeyen bir kısım gerçeklere düÅŸman olur, büyüklenir, alay eder, öldürür ve sonra da kendini güçlünün emellerine teslim eder.

(Çoban Tefsiri’nden)

Yorum
Bu yazı üzerine
Yazar bilal sürgeç açık 2008-06-08 19:00:17
Bu yazı, Selami Abi'nin on yıl önceye ait bir yazısıymış. Ben yazının yeni yazıldığını sanmıştım. GüncelliÄŸini kaybetmemiÅŸ. Çok vurucu tesbitler, Ä°bret ve hikmet dolu ifadeler, sosyolojik ve psikolojik tesbitler var. 
 
Selami Abi'den hem yazılarından hem de sohbetlerinden istifade ediyorum. Bu yüzden Ankara'da bulunmak benm için verimli ve istifadeli oluyor.Selami Abi'nin bazen nefis Türkçesiyle özellikle can sıkıcı meselerimizi, dertlerimizi tarihi misalleriyle anlatan izahları oluyor.Bundan sonra onun bu anlatış üslubunu kayıt cihazına almam lazım çünkü kayda düşmese yaptığı siyasi sosyal tahlillerin kaybolacağından korkuyorum. 
Umarım bu tesbitler yazılı kayıt altına alınır.
teşekkürler Bilal bey.
Yazar Selami Çekmegil açık 2008-06-08 19:07:04
Teşvik için layık olduğumu sanmadığım bir teveccüh ve iltifatta bulunmuşunuz sanıyorum Bilal bey; yürekten teşekkürler.
Yazar girisim açık 2008-06-09 11:08:14
 
Halk goygoyculuÄŸu yapmak tarihi bir vaka olmasına raÄŸmen Fransız devrimiyle birlikte tarih kayıtlarına düşmüş, siyasi literatürde yerini almıştır. Her gerektiÄŸinde canı ve malı talep edilen insanlardan bu kadarını esirgeyelim demiyorum. Fakat bu söyleme inanmaya baÅŸlayan geniÅŸ bir kitle oluÅŸtu. Ãœstelik aydın tabir edilen zümreden olanlar da var içlerinde. Halkın bu kadar pohpohlanması, iyi kralların elinde iyilik için güçlerinin birleÅŸtirilmesi ihtiyacındandır.. Halk iyi bir idareye sahip deÄŸilse hiçbir ÅŸey yapmaya da muktedir deÄŸildir. 
Halkın isteÄŸi basittir aslında. O karnını rahat doyurmak ve adalet ister. Bunlar saÄŸlandığında ancak kafasını kaldırıp baÅŸka ÅŸeylere bakabilir. Kötü niyetli idareler bu nedenle onun başını kaldırmasını, baÅŸka ÅŸeylere bakmasını istemezler. Ä°yi idareler dahi ona yapacak iÅŸler sunmalıdır. Yüksek ülkülere sahip olmayan bir halk daha basit ÅŸeylerin mesela talan ve hazzın arkasına düşer. Ä°slam dinidir ki ona yeryüzünde adaleti tesis etme, ÅŸeytanın hile ve desiseleriyle savaÅŸma görevi yükler. Böylece halk kendini diÄŸer canlılardan farklı(barınma-beslenme) hisseder, yaÅŸarken oyalanacak bir meÅŸgale sahibi olur. 
Sinuhe’nin hatıralarındaki bahis konusunu daha önce de okumuÅŸtum. Egemen güçlerin kurban istemleri her çağın gerekliliÄŸi anlaşılan. Günümüzde genç ve güzel kızlar, baÅŸlarında bir bez var diye kurban ediliyor. Toplumun geri kalan kısmı bu nedenle çok ÅŸey borçlu onlara. Kurbanları ve onların çığlıklarını görmekteyiz de bu drama son verecek iyi yürekli prens ortalıkta yok gibidir. Belki de herkesin onu çağırması ve beklemesi gerekiyordur. BaÅŸrol oyuncusu bile olsanız sahneye tam zamanında girmezseniz yeterince alkış almazsınız. Anlaşılan bazı ÅŸeyler sadece masallarda olmuyor. 
Raci D. 
Bir halkı değerli kılacak hususlar...
Yazar Selami Çekmegil açık 2008-06-09 23:46:44
Raci KardeÅŸim,  
"Yüksek ülkülere sahip olmayan bir halk daha basit ÅŸeylerin mesela talan ve hazzın arkasına düşer. Ä°slam dinidir ki ona yeryüzünde adaleti tesis etme, ÅŸeytanın hile ve desiseleriyle savaÅŸma görevi yükler. Böylece halk kendini diÄŸer canlılardan farklı(barınma-beslenme) hisseder, yaÅŸarken oyalanacak bir meÅŸgale sahibi olur." 
cümlelerinizle yazıya pratik anlam kazandırdınız, bir deÄŸer kattınız. TeÅŸekkürler... 
Yazar Fahri açık 2008-06-09 23:49:12
Halk böyle istiyor, son söz milletin sloganlarının tavan yaptığı zamanda, bu "seçkin-ci" görüşlerle "kriter" beni ÅŸaşırtmaya devam ediyor.! 
Atları, arabanın önüne koşmak yeter mi.?
Ama...
Yazar Selami Çekmegil açık 2008-06-09 23:51:13
Oyalanma değil de asil bir ülküyle renklenme, ulvi bir amaca yönelme kastımıza daha uygun düşer sanıyorum.
Fahri bey,
Yazar Selami Çekmegil açık 2008-06-09 23:55:46
Raci beye yazdığım son notun sizden sonraya düşmesi ilginç bir rastlantı oldu sanıyorum; belki de hikmetli. Acaba bu son tümcem size de bir olumlu mukabelem olabilir mi?  
Katkılarınızla deÄŸerlenen ve renklenen sitemiz adına Ä°lginize yürekten teÅŸekkürler... 
Yazar Fahri açık 2008-06-10 00:17:49
bende yazarken sizin yorumunuzu görmemiÅŸtim.  

eksik düşer kanımca. daha doÄŸrusu tam kapsamaz. ortak gelecek vizyonu olmayan, milli hedeflere birlikte azimle yürüyemeyen bir toplum, acıyı ve sevinci paylaÅŸamayan bir halk, insan kalabalığından öte gidemez. 

bence, milletleri bir arada tutan baÄŸ, din bağı veya bir düşmanın varlığı deÄŸildir. ortak gelecek kaygısıdır.  
*soru şu: bu mümkün müdür.?
Demorasi denince...
Yazar girisim açık 2008-06-10 12:56:00
Belki yanlış düşünüyorum ama demokrasi konu olduÄŸunda benim aklıma kendi hayatımdan örnekler geliyor. Bir baba olduÄŸum halde evde basit bir konu (mesela yemek saati) hakkında dahi oy birliÄŸi saÄŸlamakta zorluk çektiÄŸim oluyor. Çocukların her birinin istediÄŸini yapmaya kalkıştığımda hiçbirini memnun edemediÄŸimi görüyorum. Sonuçta oylamayı boÅŸ verip kendimce adil gördüğüm bir çözümde bazen diktatörce bazen onların da kararı benimsemelerini saÄŸlayarak sonuca ulaşıyorum. Devlet yönetiminin farklı olduÄŸunu sanmam. Bir ailede ve basit bir konuda dahi ittifak saÄŸlanamazken, dili dini ırkı ve yaÅŸantısı birbirine uymayan onca insanın birliÄŸini nasıl saÄŸlayacaksınız? Buna zaman yeter mi? Ãœstelik böyle yapmayan mesela diktatörlükle bir çatı altında buluÅŸmuÅŸ insanlara göre zayıf duruma düşmez misiniz? Bunun çözümü ÅŸu ÅŸekilde olabilir: Onların (halkın) bir konuda birleÅŸmelerini bekleyeceÄŸinize siz bir konuda onları birleÅŸtirirsiniz. Bu daha basit ve pratik deÄŸil mi? Yüksek ülküler bunun için deÄŸil midir? 
Dinlerim amacı da budur kanaatimce. Bütün insanlık Tanrı adına savaÅŸsa, yeryüzünde ÅŸeytanın esamisi okunmasa bunun Tanrı’ya ne faydası var? Ama insanlığa faydası olduÄŸu şüphe götürmez. Halk bir diktatörün ülkülerini gerçekleÅŸtirme arzusu ardında kendini telef edeceÄŸine yüksek ülküler ardına düşse daha iyi olmaz mı? 
Raci D 
Yazar Fahri açık 2008-06-11 05:35:46
MAGlardan "kulağı kesik" Kral Smerdis'i, bir suikastla sarayında öldüren, Ä°ran'ın ileri gelen ailelerinden yedi kafadar, yeni kralı seçeceklerdir. Aralarındaki tartışma ve tartışmanın son derece ilginç sonucu, seçim yöntemini Heredot tarihinde aÅŸağıdaki ÅŸekilde anlatıyor. 

PERS-Ä°RAN- SARAYINDA DEMOKRASÄ° TARTIÅžMASI 
 
80. Otanes, Ä°ran halkının kendi kendini yönetmesini öneriyordu ve .."Ben diyordu, içinizden birini ayırıp baÅŸa geçirmeyi doÄŸru bulmuyorum.. Kambyses'in çılgınlığı ve küstahlığı nerelere götürdüğünü biliyorsunuz,..Bir kimseye hiç bir hesap verme külfetine katlanmadan dilediÄŸini yapma imkanını veren monarÅŸide sürekli bir denge kurulabilir mi? Bu kadar gücü kuvveti dünyanın en aklı başında adamına verseniz, o bile sapıtır. Kendini beÄŸenmiÅŸlik uÄŸursuz bir ÅŸeydir, eldeki güç onu besler ve haset insanoÄŸluna daha doÄŸduÄŸu günden pencesini geçirir. Bu iki kusur insanı canavar haline getirir.. Oysa tam tersine haset ve tyranlık içiçedir ve yurttaşın zararına iÅŸler.. Ä°ftira onun katında iyi bir ÅŸeydir. Ama en büyük tutarsızlık ÅŸurdadır: saygı gösterirsiniz daha çoÄŸunu ister.. atalardan kalma görenekleri bozar, kadınların ırzına geçer, karar almadan adam öldürür.-Buna karşılık halk idaresi en baÅŸta adı güzel, ..yasalar karşısında eÅŸitlik. Ä°kincisi, hükümdarın aşırılıkları bunda yok.. Benim önerim bu, monarÅŸiyi bırakalım, halk yönetimine geçelim.  
81. Megabyzos oligarÅŸiyi önerdi:"Tyranlık için Otanes'in dediklerine katılırım.. ama iktidarı halkın eline bırakmak öğüdüne gelince, en iyi olan bu deÄŸildir.. Bir tyranın küstahlığından kaçayım derken.. Kendisine hiç bir ÅŸey öğretilmemiÅŸtir, hiç bir zamanda kendi kendisine iyi birÅŸey öğrenemez. Kışın çoÅŸturduÄŸu sellere benzer, bilinçsiz atılımlarla herÅŸeyin altını üstüne getirir. Halk idaresini Ä°ranlıların düşmanları için dileyelim; ama biz kendimiz için iyi yetiÅŸmiÅŸ insanlardan bir kurul seçelim, devleti onlara emanet edelim; tabii aralarında biz de bulunacağız; en iyi kararlar en iyi olanlardan çıkar." 
82. Dareios düşüncelerini ÅŸu sözlerle açıkladı:"..Ben derim ki, bu üçünün en iyisi monarÅŸidir. Çünkü en üstün düzeydeki bir hükümdarın erdeminden daha iyi bir ÅŸey gösterilemez. düşünme yetisiyle halk yararına daha iyi çalışır.. oligarÅŸide, çoÄŸunlukla doymak bilmeyen kiÅŸisel didiÅŸmelerle parçalanır, her biri daha üsütün olmak, kendi sözünü dinletmek ister, sonunda hepsi birbiriyle kanlı bıçaklı olur, düzen bozulur, arkasından ölüm gelir. Ölüm monarÅŸiyi getirir, buda onun en iyisi olduÄŸunu gösterir. Öbür yandan, demokrasi yozlaÅŸmayı doÄŸurmasın olmaz; kamu için en büyük felaket olan bu yozlaÅŸma, yozlaÅŸmış yurttaÅŸlar arasına düşmanlık sokmaz, tersine aralarında saÄŸlam bir dostluk kurulmasına yol açar; çünkü devleti soymak için birbirinin desteÄŸini gerekli görürler. Bu da birisinin çıkıp halkın başına geçmesine ve döndürülen dolapları durdurmasına kadar sürer gider. O zaman bu birisi halkın baÅŸtacı olur ve hükümdarlığa getirilir. Ä°ÅŸte monarÅŸi.. 
83. Açıklanan üç görüş buydu; geri kalan dört Ä°ranlı bu sonuncu görüşe eÄŸildiler. Ä°ran'da politik eÅŸitlik kurmak isteyen Otanes baktıki azınlıkta kalıyor ÅŸu sözleri söyledi:"Bu devrimin ÅŸefleri, içimizden birimiz kral olacak, öyle anlaşılıyor. Ä°ster kura ile seçilsin, ister bırakalım Ä°ran halkı kendisi seçsin, isterseniz herhangi bir yoldan biz kendimiz seçelim.. 
84. Geriye altı kiÅŸi kalmıştı, düşündüler,.. birde kral nasıl seçilecek, onu kararlaÅŸtırdılar: Atlarına binip kentin dışına çıkacaklar, güneÅŸ doÄŸduktan sonra hangisinin atı daha önce kiÅŸnerse, o kral olacaktı. 
85. Dareios'un Oibares adında becerikli bir seyisi vardı.. "Düşün taşın aklına iÅŸe yarar birÅŸey gelirse, vakit geçirmeden yap, ötekileri atlatıp..biz kazanalım." Oibares: "Kral olman buna kaldıysa efendimiz, bana güvenebilirsin,. bunun en iyi çaresini ben biliyorum." Oibares bakınız ne yaptı: Dareios'un atının, öbür kısrakların hepsinden daha çok aradığı genç bir kısrak vardı, gece olunca onu alıp kentin dışına götürdü, bir yere baÄŸladı; sonra Dareios'un atını alıp çıktı, uzun süre kısrağın yakınlarında dolaÅŸtırdı, diÅŸinin kokusunu aldırdı, sonra koyverdi, at gidip kısraÄŸa aÅŸtı. 
86. Gün ışımaya baÅŸlamıştı, altılar, kararlarına uygun olarak kentin dışına doÄŸru ilerliyorlardı; geceleyin kısrağın baÄŸlanmış olduÄŸu yere geldikleri zaman, Dareios'un atı kiÅŸneyerek dört nala kalktı.. 
87. Oibares'in kurnazlığı budur, baÅŸkalarına göre ise, zira iki türlü anlatılır, sözkonusu genç kısrağın eliyle apış arasını okÅŸamış ve elini geniÅŸ dizliÄŸinin altına saklamış. Sonra güneÅŸ çıkarken atlar yola düzülünce, bizim Oibares kolunu uzatmış, elini Dareios'un atının burun deliklerine deÄŸdirmiÅŸ; hayvan kokuyu alınca hızla kiÅŸnemiÅŸ. 
 
Heredotos, Herodot Tarihi Üçüncü Kitap –THALÄ°A sayfa: 177-178-179-180 
Dareios, Kserkses'in oÄŸlu, Pers Kralı M.Ö. 521-486 
selami bey köşesine mi çekilmiş
Yazar bülent sayın açık 2008-09-06 21:59:31
iki aydır bir arkadaşın tavsiyesi ile kriter'i takip etmeye çalışıyorum.Selami Bey önemli konuları pratik bir yazım üslubu ile okuyucuya aktarıyor. 
 
Örgütsüz halk ifgadesini okurken rahmetli Menderes aklıma geldi ihtilal öncesi Ali Fuat Başgil menderes'e istifa et diyor.O "etmem" diyor. Başgil "kime güveniyorsun" diye soruyor. Menderes "Halka" diye cevap veriyor Başgil diyor ki" senin sığıdığın örgütsüz halkla karınca yuvası rasında hiç bir fark yok."
Köşemde de rahat değilim ki...
Yazar Selami Çekmegil açık 2009-11-07 07:30:41
Köşemde de rahat deÄŸilim ki; saygıdeÄŸer Bülent bey... 
 
Katkılarınız için yürekten teşekkürler...

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 03-08-2015 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Anket
Kullanıcı Girişi
Kimler Çevrimiçi
Şuan 71 misafir çevrimiçi
Ziyaretçi Sayısı
122287577 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net