25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow Alışılmaz karar
Alışılmaz karar PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Hadi ULUENGÄ°N /hÃœRRÄ°YET   
08-06-2008
ALIÅžILMAZ KARAR
                Hadi ULUENGÄ°N

BUNDAN böyle seçim, meçim düzenlemenin gereÄŸi kalmadı. Hiç hácet yok!

Pisi pisine masraf oluyor. Artı, boÅŸu boÅŸuna da vakit kaybına yol açıyor.


Çünkü, iÅŸte artık ayan beyán ortada ki Türkiye'de evrensel demokrasi falan deÄŸil, "jüristokrasi", yani "yargıçlar iktidarı" hüküm sürüyor.

Ülkemizi "yüksek hakimler"den (!) oluÅŸan bir meslek loncası yönetiyor.
Dolayısıyla da, sen saÄŸ ben selámet, sandık başına giderek boÅŸa kürek çekmeyelim.

* * *

ÖYLE tabii, zira madem "kanun yapıcı" hangi yasayı çıkartırsa çıkartsın "kanun tır-pan-la-yı-cı" onu anında hadım ediveriyor, biz de aklımızı peynir ekmekle yemedik ya!

"Kuvvetler ayrılığı" ilkesindeki en temel unsuru belirlemek için neden yırtınacağız?

Deli diváne miyiz ki, "millet iradesi", "parlamento seçkisi", "hukuk yetkisi" gibi evrensel kıstaslara atıfta bulunmakta ısrarlı davranarak, tatlı canımızı üzeceÄŸiz?

Her ÅŸey ortada, ulus mukadderatımızı nasılsa, káh "27 Mayıs idamları cuk oturdu" diye demeç buyuran; káh da emekliliÄŸini alır almaz ya "ordu göreve", ya "Kürt bakkala gitme" sloganlı dergilerde "yazar" (!) oluveren "tarafsız" (!) Ankara hakimleri belirliyor.

O halde, ağzımızla kuş tutsak dahi durum değişmeyecek.

Ä°yisi mi, tevekkeltü táalallah, makûs kaderimize razı olalım ve "yargıçlar cumhuriyeti"nin sultası altında yaÅŸamak fikrine alışalım.

* * *

HAYIR, alışmayalım! Tabii ki ironiyle söyledim, böyle bir sultaya asla alışmayalım!

Çünkü buna alışmak, demokrasiye yabancılaÅŸmayı kabullenmek demektir.

"Åžeriat'ın kestiÄŸi parmak acımazmış", láf ola, beri gele! Bal gibi de acır! Acır ne kelime, oluk oluk kanar. Ä°rin irin akar. Zira o "ÅŸeriat", yani burada "kanun", öz itibariyle bir yorum meselesidir.

Ve, Anayasa Mahkemesi'nin hicáp tarzda giyinerek üniversiteye gitmek özgürlüÄŸünü t-ı-r-p-a-n-l-a-m-a-s-ı, söz konusu "yorum"da çizmeyi aÅŸmanın son raddesidir!

* * *

ÖYLE, çünkü bütün demokratik hukuk sistemlerinde, yukarıdaki tür yargı organları, "kanun yapıcı"nın onayladığı yine yukarıdaki tür yasaları ancak ÅŸ-e-k-l-e-n deÄŸerlendirebilir.

Zaten aynı ilke Anayasa'nın 148. maddesinde, "sadece" kelimesi bilhassa eklenerek, "Anayasa değişikliklerini ise sa-de-ce şekil bakımından inceler ve denetler" diye yer alır.

Dolayısıyla "esas"ı yalnız ve yalnız, o "kanun yapıcı" sıfatını taşıyan Meclis belirler.

DiÄŸer bir deyiÅŸle, mahkeme, zaten binbir tanımı olan laikliÄŸi kendi tarafgir kıstaslarına göre yorumlayıp, tesettürle üniversiteye gitmenin aynı laikliÄŸe aykırı olduÄŸu hükmünü veremez.

VerdiÄŸi takdirde ise "kanun denetleyici" yetkisini aÅŸar. Demokratik hukuku da aÅŸar! Bizzat kendini "kanun yapıcı" yerine koymuÅŸ olur ki, sonu o "jüristokrasi"ye gider.

* * *

ÖTE yandan, üniversite kelimesi evrensel anlamına gelen "universalis"ten türemiÅŸtir. Dolayısıyla, buralar en çok özgürlük tanıyan kurumların başında gelirler. Öncüdürler.

Zaten, laik - anti-laik çeliÅŸkisine raÄŸmen Türkiye'de dahi kutupların en uzlaÅŸtığı nokta, oralardaki giyim serbestisidir. ÖÄŸrenci ve veliler yargıçlardan sonsuz defa daha hoÅŸgörülüdür.

Kaldı ki, aldığı kararla bu çeliÅŸkileri ÅŸimdi bilhassa bilemiÅŸ olan Anayasa Mahkemesi, o Türkiye'den baÅŸka, o üniversitelerde hicábın yasaklandığı kaç demokratik ülke gösterebilir?

Yoksa, tereciye tere satmak anlayışına göre, aynı mahkemenin "yükseek" yorumu ve "engiiiin" bilgisi, buralardaki laiklik anlayışı "gerçek laiklik" (!) saymamakta mıdır?

Her halükárda da, "jüristokratik" bir "yargıçlar cumhuriyeti"ne gidiÅŸat artık, demokrasilerin asla alışmayacağı ve asla alışamayacağı bir rotaya doÄŸru sürüklenmektedir.
 
(07.06.2008 tarihli Hürriyet'ten)

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 08-06-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111641781 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net