GüneÅŸ her yıl ufukta, hafifçe deÄŸiÅŸen noktalardan hep aynı düzen içinde sabahları DoÄŸu’dan  doÄŸuyor, akÅŸamları Batı’dan batıyor. Ama kimse onu -bütün maharetini kullansa da- Batı’dan doÄŸduramıyor. Ay da öyle; dünya yaratılalıberi kendine çizilen yörüngede hep dönüp dolaşıyor. Peki  ya Dünya?.. 24 saatte kendi ekseni etrafında hızla dönerken, duragan beyinler 

gece ile gündüzü gördükleri halde onun bu hareketinin farkına varamıyorlar.

Elma dalından kopunca yere düÅŸüyor. Bu binlerce yıl önce böyle idi, yaÅŸanırsa binlerce yıl sonra da böyle olacak... Su, kendine teslim edilen cismi hacmının yoÄŸunluÄŸuna oranı nisbetinde yukarı kaldıracak, gemiler aynı kanunla deniz üstünde mesafe katetmeye devam edecek, sömürü insanları ezdirecek, dizginlenemeyen ÅŸehvet tecavüze yeltenecek, nasihat kabul etmeyen terbiyesizler tedip edilmedikçe ÅŸirretleÅŸecek, ideal deÄŸerlerden yoksun kimseler yedikçe semirecek ve behimileÅŸecek... Hayat sürecek, fertler ve yaptıkları ahirete intikal edecek, sesler, nefesler ve görüntüler gaipte bir yerlerde gizlenecek; internet dalgaları onları oralardan bulup önünüze getirecek.... Allah'a deÄŸil de kendine, kendi gibilere, kendi eserlerine ve kendinden aÅŸağılara tapınma itiyadından vazgeçmeyen yaklaşımlar aÅŸağılanacak, tezyif edilecek ve gerçek nazarlarda küçülecekler... Bahar gelince aÄŸaçlar yeÅŸerecek, 100 derece ısıya ulaÅŸan sular kaynayacak, gökyüzü yolcuları uçuÅŸ kanununa ters bir durum olmadıkça uçmaya devam edecekler...

Bunlar Allah'ın ayetleridirler. Bunlar doÄŸa yasası diye de bilinirler. Fizik ve metafizik her ÅŸey Allah'ın koyduÄŸu bu yasalar çerçevesinde dönüp durmaya devam ederler. Bu yasaların bazılarını belki biz bilemeyebiliriz. Ama onlar -biz bilmesek de- hükümlerini icra etmeye devam ederler. Onlara muhalefet büyük zarar da getirebilir. Bunları bilmemek, bilememek olabilir de, öÄŸrenmemek, öÄŸrenmeye yönelmemek pek övülesi bir tavır olmasa gerek. Hele de, önümüze açıldığı, bizi kuÅŸattığı zaman bile bunlara arka dönüp düÅŸünmemek, onları görmezden gelmek ne kadar sersemce bir ÅŸey. Bu yasaları kale almayarak toplumu aksine ÅŸartlandırmak, bilimsel gerçekleri gözardı ederek hurafeye meyletmek, meylettirmek ne kötü bir ÅŸey. Hele böyle bir kötülükten utanmamak daha da kötü: fasıklık... Fısk belki de insanlığın kendine yapabileceÄŸi en büyük kötülüklerden biri… Ä°yilikleri, gerçekleri, doÄŸruları baÅŸka insanlardan gizleyerek, kötülüklerle, ayıplarla, sahteliklerle övünmek ne adi bir fısk...

Evet, bazı gerçekler, bazı doÄŸrular, henüz bazı beyinlere gizli de olabilir. Ama açılınca, apaçık hale gelince, ona karşı çıkarak hala onları reddetmek ve arka dönmek iÅŸte böylesi bir hamakat, bir fısk olsa gerek.. Onun için Cenab-ı Allah ÅŸanlı Kur'anda bunu iÅŸaret ederek diyor ki: "biz sana apaçık ayetler indirdik. Onları ancak fasık olanlar (pislik ve sapıklığa bulaÅŸmış olmaktan utanmayanlar) inkar ederler." Ä°nsanın ar damarı bir kere çatlamaya görsün; utanmaz artık en ayıp ÅŸeylerden bile... Gerçekleri göre göre gözardı edenler artık neleri gözardı etmezler ki... Utanacaklar mı ki sanki... Siyahı beyaz, kızılı mavi gösterenler baÅŸka hangi yanlışı doÄŸru göstermezler ki?..Yasası Allah'a ait olan ve bugün kullanımı yanlışa ÅŸartlanmışlar elinde süfli ÅŸekle de dönüÅŸebilen eÄŸitim araçlarını ÅŸeytan icadı diye hayatlarından tardetmeye yönelebilen mantıklar, ya da bu aracı, aksine bir yaklaşımla, insanları sefilleÅŸtirmeye kullanan anlayışlar baÅŸka hangi yanlışlıktan masun kalabilirler ki?.. Yanlış yapmaktan endiÅŸe etmeksizin keyiflerince toplum içine çıkan yaklaşımların, utanma duvarını aşınca daha sonra fasık olması, yani yaptıkları kötülüklerle övünmesi iÅŸten bile deÄŸildir artık... Kötülükle övünenlerin yapamayacakları kötülük kalmamış gibidir artık. Onlar kendi taahhütlerine bile sadık kalmaz ihlal ederler. Ä°nsanların, kefaletimiz altında dedikleri en temel haklarını, öÄŸrenim imkanlarını dahi gasb etmekten geri durmaz; eski taahhütlerini umursamazlar. Fertlerde böyle olduÄŸu gibi bu, fasık toplumlarda da böyledir iÅŸte. Onun için Kur'an bir ayetinde bu tipleri tarif için diyor ki: "Ne zaman onlar bir antlaÅŸma yaptılarsa, yine kendilerinden bir grup onu bozmadı mı?" Böylelerine nasıl güvenilir de gelecek nasıl bu güven üzerine inÅŸa edilir? Ä°nanılmaz bunlara diyor sanki Cenab-ı Allah: "Zaten onların çoÄŸu iman etmezler..."

Esasen bunlar kasıtlıdırlar; kötü kasıtlı... Ä°yiyi, bile bile reddeder; güzeli, bile bile tardederler. Fasık diye tanımlanmaları da bundandır zaten:
"Ehli Kitaptan bir grup, Allah tarafından kendi bildiklerini tasdik edici bir elçi gelince, Allah'ın kitabını arkalarına attılar; sanki hiç bilmiyorlarmış gibi..."

***
Bütün bunlar geçmiÅŸtekiler üstünden söylenmiÅŸ... Ne var ki, yaratılış yasaları hiç deÄŸiÅŸmiyor...