20-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Ä°KÄ° KERE Ä°KÄ° DÖRT EDER MÄ°?
İKİ KERE İKİ DÖRT EDER Mİ? PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 9
KötüÇok iyi 
Yazar Raci Durcan   
26-05-2008
                          Ä°KÄ° KERE Ä°KÄ° DÖRT EDER MÄ°?          
YA DA "TANRI RAKAMLARIN NERESÄ°NDE"?


                                           Raci Durcan

    Bir insana eziyet etmenin tek yolu fiziksel ÅŸiddet deÄŸildir. Hatta bu; diÄŸer yöntemlerin yanında pek masum kalır. Mesela Dede korkut masallarında bu durumu tasvir için atın önüne et, itin önüne ot konulduÄŸu anlatılır. Burada eziyet; vermemek deÄŸil; doÄŸru olanı vermemektir.

ÖÄŸrenen bir insana bir yanlışı en temel gerçekmiÅŸ gibi öÄŸretmenin ne türden acılara yol açacağını fark ediliyor mudur? Bizleri onca yıl eÄŸitimden geçiren öÄŸretmenleri ve Milli EÄŸitimi, yol açtıkları zulümden dolayı mahkemeye verseniz ceza alacaklarını düÅŸünür müsünüz? Üstelik bu yanlış, tersi ispatlanamaz en büyük gerçekmiÅŸ gibi öÄŸretilmiÅŸse.

    Matematikten bahsediyorum. Ä°ki kere ikinin dört ettiÄŸini en katı gerçek olarak önümüze süren matematikten…

    ÖÄŸrenciliÄŸimizde öÄŸretmen matematik dersinde basit toplama- çıkarma iÅŸlemleri sorardı. Pazarda bir dana beÅŸ liraya satılıyorsa, 6 dana kaç lira eder? gibi. Bazılarına çok basit gelen bu sorular, özellikle köy kökenli çocukların içinden çıkmakta zorlandığı sorulardı. Bir keresinde tahtaya kalkan çocuk; ‘peki öÄŸretmenin danalar kaç yaşında? Ä°çlerinde süt danası mı?’ diye sormuÅŸtu. DiÄŸer çocukların gülmesine yol açan bu sorunun matematiÄŸin temel  handikabı olduÄŸunu henüz bilmiyordum. ÖÄŸretmenin ‘bunun bir önemi yok’ demesi çocuÄŸu tatmin etmedi. Hala kafası karışık görünüyordu. Çünkü muhtemelen hayvan alıp satan bir ailenin çocuÄŸu olarak, her dananın fiyatının farklı olduÄŸunu, yaşına ve özelliklerine göre deÄŸiÅŸtiÄŸini biliyor; fark etmez sözünün içeriÄŸini kavramakta zorlanıyordu.

    Bu kiÅŸinin daha sonra tahsil hayatına devam edip etmediÄŸini bilmiyorum. Ben ettim. Yukarıdaki sorun bende farklı ÅŸekilde tezahür etti. Zihnimi uzun süre meÅŸgul edip acı hissetmem neden oldu. Rakamların içinde Tanrıyı arıyor, fakat bulamıyordum. Bu arayış uzun yıllarımı aldı. Bu noktayı kavranmayınca hayatı çözmede kullandığınız ÅŸablon iÅŸinizi görmüyor. Åžöyle özetlenebilir çözmeye çalıştığım ÅŸey: Tabiat lakayt ve tarafsızdı. Mesela aslan ile geyiÄŸin savaşında bir tarafta yer almıyordu. Aslan geyikten hızlı ve çevikse onu yenip yakalıyordu. EÄŸer geyik hızlıysa kaybeden aslan oluyordu. Bir silah yapmış ve hesaplarını mükemmele yaklaÅŸtırmışsanız, hedefi bulmamanız mümkün deÄŸildi. Bir bölgeyi ele geçirmek için kaç kilo patlayıcıyı hangi açıyla o hedefe göndereceÄŸinizi hesaplamak yeterliydi. EÄŸer uçağınız düÅŸmanınkinden hızlı ve tesir gücü daha etkinse savaşı kimin kazanacağı da belli oluyordu. O halde Tanrı dünyayı yaratıp bir kenara mı çekilmiÅŸtir? Bu inanç kutsal dinlerin öÄŸretisine tersti, olamazdı. Peki, bazıların sezgiyle bildikleri, derinden hissettikleri ve korkuyla titredikleri Tanrı’nın müdahalesi, rakamların neresinde yer almaktadır?

      Zihnime takılan ve çözemediÄŸim bu soruların cevabını ancak matematiÄŸin sanal dünyasından kurtulduÄŸumda bulabildim. Matematik soyut bir kavram ve zihinsel bir iÅŸlemdi;  faraziyeye dayanıyordu. Soyut dünyanın hakikatini, gerçekler dünyasında kullandığınızda hatalı sonuçlar varmanız kaçınılmazdır. Matematik bir sayma biçimidir ve 1,2 gibi ÅŸeyler aslında yoktur. Gerçekte, yalnız başına var olmayan bu rakamlar hakikatler dünyasında ancak bir nesneyle birlikte kullanıldıklarında anlam ifade ederler. Birisi size (1) dese bu söz hakikatte hiçbir ÅŸey ifade etmez. Ama (1) otomobil veya (1) kadın dediÄŸinde zihnimizde bazı çaÄŸrışımlar oluÅŸur. Mesela bunun iki otomobilden az olduÄŸunu, bir kadının çocuktan daha büyük olduÄŸunu biliriz. MatematiÄŸin dünyasındaki rakamlar kusursuz, hepsi birbirine eÅŸit ve birbiri arasında en ufak fark olmayan ÅŸeylerdir. Fizikte ise böyle bir ÅŸey mevcut deÄŸildir. MatematiÄŸin dünyasında nasıl birbirinden farklı rakamlar yoksa fizik dünyada da birbirinin tamamen aynı iki ÅŸey yoktur. Mesela iki tane insan, iki tane taÅŸ, iki tane yaprak yoktur. Sadece bir rakamıdır ki, hem matematikte hem gerçek dünyada kendini ifade eder. Matematikte gerçek dünyayla örtüÅŸen sadece (1) vardır. Her ÅŸey ondan türemiÅŸtir, onun katıdır. Gerçekte ise hem matematiksel (1), hem de fizik olarak (1) mevcuttur, (2) yoktur. Bir ile birin toplamı gerçekte asla iki deÄŸildir. Sonuç küsuratlı ve bu küsuratın sonsuza gittiÄŸi bir iÅŸlemdir bu. Allah’ın eÅŸsiz olduÄŸunu bu basit gerçekle bile anlamak mümkündür. Yarattığı hiçbir ÅŸeyin eÅŸi olmayan Allah, kendisi de benzersizdir.

    Peki bunu bilmenin pratikte bize faydası var mı? Yoksa bunlar tamamen felsefi tartışma konuları mıdır? EÄŸer böyle olsaydı ÅŸüphesiz ortada filozoflardan baÅŸkasının ilgisini çekecek bir ÅŸey olmazdı. Fakat matematiÄŸin ÅŸu kesin gerçeÄŸi, hayatın en yalın yanlışı olarak birçok kaosa neden olmaktadır. Mesela bir toplantıya 10 kiÅŸi katıldı diyoruz. 10 kiÅŸi tamamen birbirinin aynı kiÅŸiler olarak deÄŸerlendiriyoruz ve bizde azlık-çokluk düÅŸüncesi uyandırıyor. Hâlbuki bu 10 kiÅŸi asla birbirinin aynı deÄŸildir. Mesela içlerinden birisi Ä°ngiltere Kraliçesiyse, sonucun ne kadar deÄŸiÅŸeceÄŸini tahmin edersiniz. Daha somut bir olayla örneklendirmek mümkündür. Geçenlerde katıldığım bir toplantıda Yazarlar birliÄŸi baÅŸkanı D. Mehmet DoÄŸan, elindeki bir takım rakamları okuyarak Türkiye’nin en az kitap okuyan ülkelerden biri olduÄŸunu söylemesi dikkatimi çekti. Bu rakamlarla halkımızı kültürsüz görmesi zoruma gitti. Ä°çimden dedim ki bu rakamların içinde mutlaka Kuran yer almıyordur. Ülkemizde içinde Kuran olmayan ev yok denecek kadar azdır. Zaman zaman O’nu okumayan da… Mesela halkın önemli bir kesimi haftada bir Cuma namazına gider ve orada bu kitaptan pasajlar dinler. Ancak bunlar istatistik olarak deÄŸerlendirildiÄŸinde kale alınmazlar. Cinayet romanları okuyup kusursuz cinayet iÅŸlemeyi öÄŸrenen batılıya göre daha az kitap okuduÄŸumuzdan, daha geri bir kültür sahibi olduÄŸumuz kanaatine varılır. Hadiselere rakamlar diliyle bakmanın tipik yanlışlığını gösterir bir örnektir bu. Bir tarafta dinlediÄŸi kitaptan belki de tek satır anlamadan iyi insan olmaya koyulan biri vardır; diÄŸer yanda onlarca kitabın kötülüÄŸe yönelttiÄŸi bir baÅŸka ruh hali. Az okuyan, okuduÄŸu kutsal metni bile anlamdan iyi ve erdemli olmaya yönelen bir insan… Karşısındaki rakamların diliyle çokluk ifade eden fakat bu çokluÄŸun iyiliÄŸe yönlendirmeye kabil olmadığı bir diÄŸeri. MatematiÄŸin gerçeÄŸini tek gerçek kabul edenler bu gerçekten ikincisini seçiyor, benimsiyorlar.

    Eskiden mahalle aralarında çığırtkanlık yaparak yazılı sayfalar satan satıcılar olurdu. AÄŸlamaklı bir sesle başına felaket gelmiÅŸ bir insanın dramı biraz da ÅŸiirsel olarak hikâye edilirdi. Halk arasında destan tabir edilen bu dramlar ilgimizi çeker, harçlığımızın önemli kısmını bu kâğıt parçalarına yatırdığımız olurdu. Ya trafik kazasında ya da doÄŸal bir felaket sonucu maÄŸdur olmuÅŸ bu insanın dramını okurken adeta kendiniz de yaÅŸardınız. Åžimdi böyle ÅŸeyler yok. Çünkü bir dramın büyüklüÄŸü artık matematiksel büyüklüktür. Matematik diliyle yer alır haber organlarında. Mesela bir depremde 3 kiÅŸi ölmüÅŸse bunda üzülecek bir yan yoktur, hatta bazıları için sevinilecek bir durum bile olabilir. Ama bir depremde yüz bin insan ölmüÅŸse büyük bir felakettir. Peki, kimin için? EÄŸer ölenlerden biri sizin eÅŸinizse geriye kalanlar size ne anlam ifade edecektir? Yok, eÄŸer hiçbir yakınızı kaybetmediyseniz bu olaydaki büyüklükler rakam kalabalıklarından baÅŸak anlam taşımayacaklardır.

    Benzer ÅŸeyi ekonomi için de söylemek mümkündür. Bir trilyon dolar ile bir dolar arasında ne kadar fark vardır? Buna sahip olması mümkün olmayan sizin için bu sonsuzluk anlamına  gelebilir. Peki, bu rakam herkes için aynı ÅŸey mi demektir? Merkez bankası baÅŸkanı için ne ifade eder? O bu rakam için muhtemelen 1 ton kâğıt diye düÅŸünecektir. Oturup para basmaya karar verdiklerinde iÅŸ 1 ton kâğıdın bulunup boyanmasıyla neticelenir çünkü.

    Matematik gerçekle fizik gerçeÄŸin farklılığının keÅŸfi, Makine mühendisliÄŸinde önemli bir teknoloji olarak yer almıştır. Bir rulman yatağına mikroskopla baktığınızda bize pek düzgün gibi gelen yüzeyin adeta çakıl taÅŸlarıyla dolu ÅŸose yola benzediÄŸini görebilirsiniz. Yüzeydeki bu pürüzler yatağın üzerinde gezinen çekirdeÄŸin çabuk aşınmasına neden olarak ömrünü kısaltır. Çok hassas taÅŸlama tezgâhlarıyla bu pürüzleri ne kadar küçültebilirseniz, iki yüzey o kadar daha geniÅŸ tabanda temas eder ve aşınma azalır. Son zamanlarda bu nedenle çok hassas taÅŸlama tezgâhları geliÅŸtirilmektedir.

     Onun için iki kere ikinin tartışmasız dört ettiÄŸini söyleyenlere itiraz ediyor; ‘farazi olarak dört eder fakat bunun ne önemi var ki? Diyorum. Lakayt gibi görünen tabiat, matematiÄŸin kusursuz rakamları arasına deÄŸil; gerçeÄŸin küsuratlı rakamları arasından olayları yönetiyor. Ä°ki kere ikinin gerçekte kaç ettiÄŸini Allah’tan baÅŸkası bilmiyor.

Yorum
Bu bir KURAN MUCÄ°ZESÄ° mi?
Yazar semazen açık 2008-05-28 13:18:53
"1" 'in varlığı matematiksel ve fiziksel olarak mevcut... 
 
"Birr, yüzünüzü doÄŸu ve batı yönüne çevirmeniz deÄŸildir fakat birr Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve nebilere iman eden, sevdiÄŸi halde malı yakınlara, yetimlere, miskinlere, yolda kalmışa, dilenenlere ve boyunduruk altındakilere infak eden, namazı kılan ve zekâtı veren, ahidleÅŸtiklerinde ahdini yerine getirenler, zorluk hali, zarar anları ve güçlük zamanında sabredenlerdir. Onlardır sâdık olanlar; ve onlardır müttaki olanlar" (el-Bakara, 2/117). 
 
"Bir"e ulaÅŸmak...
Yazar semazen açık 2008-05-28 13:39:30
"SevdiÄŸinizden infak etmedikçe birr'e eriÅŸemezsiniz.." (Âli Ä°mrân, 3/92). 
 
Yazar Fahri açık 2008-05-29 05:25:56
Sevgili Raci Bey, matematiÄŸe biraz haksızlık mı etmiÅŸsiniz.? 
Matematikte 2 diye bir sayı var mıdır ki, 4 olsun.? 2 eÅŸittir 1+1. 4 eÅŸittir (1+1)+(1+1).  
10, 1 üzeri 10 deÄŸil midir? 
1x1 eÅŸittir 1 dir. Çünkü, kendisidir. 
Çizgi, yan yana dizilmiÅŸ noktalardan oluÅŸmaz mı.? 
Bilgisayar yazılımları, 1 ve/veya 0, 1 lerle kurgulanmaz mı? Sadece 1 ve 0. Var ve yok. 
Bir dana 5 lira ise önermesi, her biri 5 lira ise demek deÄŸil midir.? Veya yanlış soru biçimi. 
 
2x2 matematikte her zaman 4 tür. Fizik veya kimyada veya sinerjide baÅŸka bir ÅŸey olması, bu gerçekliÄŸi deÄŸiÅŸtirir mi.? 
Matematik, hayatın-gerçekliÄŸin soyut ifadesinden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir diye sizde ifade etmiÅŸsiniz ve buna raÄŸmen, sanırım istatistikle matematiÄŸi biraz karıştırmış ve fizikle toplamış olmuyor musunuz.?  
1 su molekülü, 2 h 1 o elementinden ibaret deÄŸil midir?  
Yine, kulağımızın duyduÄŸu frekans aralığı hariç seslerin tabiatta var olduÄŸunu.. 
GörmediÄŸimiz ve iÅŸitmediÄŸimiz yani -ampirik- algılamadığımız dalga boylarından pek çok radyo ve televizyonun yayın yaptığını.. 
Fizik haricinde, kimya DA yok mu? 
Ä°nsan, tek bir embriyodan insan haline dönüşmüyor mu? Tek bir kök hücrede, bütün bir insan saklı deÄŸil mi? 
Belki, tek bir atomda da bütün bir evren.? 

Ben mi anlayamadım, anlatmak istediÄŸinizi, bilemiyorum.  

Gönderme yaptığınız felsefe; soyutlayabilme, soyut düşünebilme sanatıdır ve bu baÄŸlamda matematikle yakın akrabadır. Tanrı'yada -ister tümden gelin, ister tüme varın- bu yoldan ulaşırsınız. Bilinçle ulaÅŸmanın yolu budur kanaatindeyim. Tersi, ya sadece -salt- inanmadır yada algılayamadığınız varlığa dair şüpheye, redde götürür. 
*  
Yıllarca önce NevÅŸehir'de bir proÄŸrama katılmıştım, rulman üzerine. Tek bir toz parçacığının verebileceÄŸi zararın, elektron mikroskobuyla çekilmiÅŸ görüntüleri oldukça ÅŸaşırtıcıydı. Rulman bilyelerini yerçekimsiz ortamda, yani uzayda üretmek için çalışmalar yapıldığını belki bilmiyorsunuzdur diye, paylaÅŸmak isterim. Daha önemlisi, sanırım rulmanlarda tarih olacak bu çalışma hayatiyet bulamadan. Çünkü, sürtünmesiz elektro-manyetik yataklamalar, directdrive teknolojiler son hızla geliÅŸmekte. 
Saygılarımla. 
Yazar Fahri açık 2008-05-30 23:32:28
sevgili raci bey, oÄŸlum size hitaben yazdıklarımdan hiç bir ÅŸey anlamadığını ve kendi içinde çeliÅŸkili bulduÄŸunu söyledi bana. çorba yapmışım deyimiyle, nitelik-nicelik-felsefe.. birbirine girmiÅŸ.! 

matematik, faraziye- varsayım- dan ibaret olsa ve kalsaymış, salt düşünsel bir uğraş olsaymış, phonix marsa kadar gidip iniş yapamazmış.
cevap
Yazar girisim açık 2008-05-31 10:40:56
 
 
Semazen’e cevap: Bahse konu ayeti dediÄŸiniz ÅŸekilde yorumlayacak olursak, Kuranla çeliÅŸkili olmadığı kanaatine varabiliriz. Bu da 1400 yıl önce inmiÅŸ kitabın yanlışsızlığını ifade etme açısından önem taşısa gerek. Ben mucize arayıcısı deÄŸilim. Çünkü hayatın kendisi bir mucizedir. Bize normalmiÅŸ gibi gelen insanın dik yürümesinin dahi ne kadar zor hadise olduÄŸunu, robot imalatı çalışmalarında görmek mümkündür. Onca teknolojiye raÄŸmen bir robot asla insan gibi yürüyemiyor. Bunu ve buna benzer ÅŸeyleri görünce baÅŸka mucize aramaya gerek kalmıyor. 
Sevgili Fahri Bey! Katkılarınız gerçekten kriter sayfalarına kalite katıyor. MatematiÄŸe haksızlık ettiÄŸimi ifade ediyorsunuz. Fakat MatematiÄŸin bana yaptıklarını niye göz ardı ediyorsunuz? Kusursuz ve birbirinin tıpkısı rakamlarını önümüze koyarak hayatı tam olarak kavramamıza engel teÅŸkil ettiÄŸini sadece ben söylemiyorum. Yine Euclid’in kusursuz ÅŸekilleriyle birlikte geleneksel matematik 20. yüzyılın ihtiyaçlarına cevap vermekten gün geçtikçe uzaklaÅŸmaktadır. Matematikteki tüm rakamların birbirinin aynı olduÄŸunu ne güzel ifade etmiÅŸsiniz. BirÅŸey ya yoktur ve sıfırla ifade edilir. Varsa (Birdir). DiÄŸer tüm rakamlar onun katlarıdır. Åžimdi bu rakamları sadece matematikte kullansaydık hiç sorun teÅŸkil etmezdi. Zihnimizde kalır ve onun geliÅŸimine yardımcı olurdu. Bu kusursuz rakamları Fizik’te kullandığınızda problem de baÅŸlıyor. Fizikte her ÅŸey (bir) ve onun katı deÄŸil. Ama her ÅŸeyi ayrı ayrı hesaplarsak sonuç almamız da mümkün deÄŸil. BulduÄŸumuz sonuçlar yaklaşıktır. Bütün sonuçların yanına yaklaşık iÅŸareti, koyarak ve ifade ederek bu eksiklik kapatılabilir. Ben bunu öneri olarak sunuyorum. 2*2 iÅŸleminin karşısına yaklaşık 4 denilmeli, böyle öğretilmelidir. Çünkü bu ifadeye en yaklaşık rakam 4 dür. 3 ve 5 den daha yaklaşıktır. Bunun kabul edilmesi bile Matematikte bir baÅŸlangıç olacaktır. 
OÄŸlunuz çok haklı. Matematik hesaplar nedeniyle uzay aracı Mars’a varıyor. Bunu inkar etmek, sonuçlarını kabul etmemek mümkün mü? Ama aynı matematiÄŸin iÅŸe yaramadığı, çözüm bulamadığı noktalar da var. Mesela binanın 8. katından ben düşersem kurtulma ihtimalim yok gibidir. Ama bir bebek düşerse burnu bile kanamayabilir. 
Ya da daha açık bir ifadeyle KAOS teorisinin ortaya çıktığı hava durumunu ele alalım. Åžimdi Ankara’da 2 sene sonra 31 Mayısta havanın nasıl olacağını bilmek mümkün mü? Belki mümkündür. Ama yeryüzüne ve atmosfer tabakasının her santimine bir sensor yerleÅŸtirip deÄŸerleri okumanız gerekmektedir. Bu da yetmez, aletler öyle hassas ölçmeli ki tam sayıdan sonra belki 10, belki 20 haneli rakamları tespit etmeliler. Bunu ne kadar ileri götürseniz alacağınız sonuç o kadar gerçeÄŸe yakın olacaktır. Fakat bu da yeterli deÄŸildir. Tam siz bu kadar önemle olaya yaklaşırken babaannenizin hapşırığı tutarsa hesaplar karışacaktır. Onun yanında bulunan barometre sensörü ÅŸaÅŸacak ve bilgisayar çıktısından alacağınız tahmin raporunu görünce ÅŸok olabileceksiniz. Åžimdi hava tahmin raporları önemsizdir diyebilir misiniz? Her ÅŸeyi inceden ince hesaplayabilen matematik bu ve buna benzer konularda yetersiz kalmakta, çözüm üretememektedir. Bütün bunlar ‘o halde bilimden, matematikten vazgeçelim’ demek için deÄŸildir. Tam aksine yetersiz kaldığımız noktaları görmek, takviye etmek içindir. 
Allah’ın iÅŸleri ilimledir. Onun için Müslümanlık, mucize arayıcılığını hoÅŸ karşılamaz. Müşrikler peygamberden mucize istediklerinde terslendiler. Hayatın her safhasının bir mucize olduÄŸunu anlayamayan kafaya neyi mucize diye gösterseniz boÅŸtur. Bakınız Semazen’in iÅŸaret ettiÄŸi ayet her ÅŸeyin BÄ°R den türediÄŸi ÅŸeklinde yorumlanabiliyor. Sadece BÄ°R olduÄŸu 1400 yıl önceden söylenmiÅŸ oluyor. Åžimdi bunları görünce inkârcılar secdeye mi kapanacaklar? 
Selamlarımla 
Raci D. 
Yazar Fahri açık 2008-06-02 04:35:27
raci bey, cevap veremeyeceÄŸim. çünkü, biraz araÅŸtırmaya yeltenince, hiç yeterli olmadığımı gördüm. mantıken itiraz edebileceÄŸim noktaların, arkasını besleyebilecek bilgilere vakıf olmadığımı anladım. öte yandan, sizinle sanırım aynı düzeyde ve düzlemde deÄŸilim ve size saygısızlık olsun istemem, epey kafa yormuÅŸsunuz belli. 
eleÅŸtiri konusu ettiÄŸiniz matematiksel yaklaşım, matematik olguculuk -posivitisme mathematigue- olarak adlandırılmakta, ulaÅŸabildiÄŸim kadarı ile. fransız Aron, amerikan Dodd.  
öte yandan, size benzer, 16 nın 16 tane 1 olmadığını, 2 nin 4 üncü kuvveti ve 4 ün karesi olduÄŸunu savlayan bir baÅŸka görüş de bulunmakta. nicelik nitelik farkı.. deskartes, lobaçevski, engels ve haldun.. matematiksel olarak 2= 1+1 dir demekle birlikte, bu yaklaşıma da sıcaklık gösteriyorum, ancak kavrayabildiÄŸimi söylersem yalan olur.  
baÅŸka birtakım görüşler, leibniz, boole ve hume'nin itiraz ve katkıları olan farklı yaklaşımlara rastladım. ussal kanıtlama.. mantıksal çözümleme..diÄŸerleri.  
özetle ve açıkça, felsefi itirazlarım olsada, daha çoook çalışmam lazım.  
ÅŸimdilik vardığım sonuç, matematik soyutlama olduÄŸuna göre, kullanılış biçimine göre, gerçekten ve doÄŸrudan -pekala- koparılabilir.! kendisi, bizatihi kopuk mudur.? yada, önerdiÄŸiniz gibi virgül koyarak gerçekle özdeÅŸleÅŸebilir mi, ne kadar yaklaşır tartışması beni aşıyor..  

ben, 1 derken ve tek bir atomda evrenin sırları -kodları- belki saklıdır derken, birr'i kastetmemiÅŸtim. bu konuda hemfikirim. eÄŸer tanrı, bu tür dar-mekanik sınırlara ve mucizelere hapsedilirse, pek mümkündür bir zaman sonra bilimsel olarak yalanlanabilir.  
 
Abdullah Efendi nerede
Yazar Melitenli açık 2008-06-02 07:47:30
Bu tartışmayı başlatan Abdullah efendi nerede; pes mi etti?
Anlamasam ve faydasız bulsam da...
Yazar kubha açık 2008-06-03 23:58:27
Raci Abi yazdığına göre vardır bir hikmeti derim. Başka da bir şey demem.
Cevap
Yazar girisim açık 2008-06-04 12:39:19
20. Yüzyıl bilimin hayata damgasını vurduÄŸu, dışındaki her ÅŸeye tepeden baktığı bir çaÄŸdır. GeçmiÅŸte din ve felsefenin gördüğü ilgiyi üzerine toplamıştır. Matematikse bu despotluÄŸun tabir caizse astığı astık kestiÄŸi kestik derebeyidir. Söyledikleri (Rakamları) itiraz edilemezdir. Her ÅŸeyi bildiÄŸi ve doÄŸru hesapladığı iddiası vardır. Buna inanan geniÅŸ bir kitle ortaya çıkmıştır. EfsaneleÅŸen bu söylem büyük ölçüde bilimin teknolojiye dönüşmesinden dolayıdır. Ä°nsanlar çevrelerinde bilim yoluyla makineleÅŸmeye dönüşümü gördükçe ona daha çok inanmaya durdular. Bilim neredeyse geçmiÅŸteki dinin yerini aldı. EleÅŸtiriler hep oldu. Fakat bilim bu eleÅŸtirileri büyük ölçüde matematik ve fizik kanalıyla püskürttü. Özellikle matematik, rakamlarıyla insanlara yanılmazlık edası sunuyordu. Özellikle atom-altı fiziÄŸinde yetersizliÄŸi görülen fizik formüller yanında Euclid geometrisinin ve matematiÄŸin yetersizliÄŸi de anlaşılınca bilime olan inanç sarsıldı. Ä°yi de oldu. Her ÅŸey hesaplıysa bu dünyada Tanrı’nın yeri neresidir? Tabiat, harici müdahaleye kapalı ve üzerinde olup bitene karşı lakayt mıdır? Gerçekte 1+1 ‘in dahi net cevabını veremeyen matematik’in her ÅŸeyi çözeceÄŸine inanmak, insana dair birçok sorunun cevabını sadece ondan beklemek doÄŸru olur mu? 
Bütün bunlar bilim karşıtlığı için deÄŸildir. Bilimin ne olduÄŸunu ve neyi ne kadar kesinlikle bilebileceÄŸini anlamak içindir. 
Kubha’ya katılmıyorum. Bu mevzuu faydasız deÄŸildir. ÇoÄŸu zaman insanlar bir sorun olduÄŸunu fark etseler bile, onu tanımlamakta zorluk çekerler. Beni uÄŸraÅŸtıran bu problemin baÅŸkalarının da kafasını kurcaladığına- kurcalayacağına eminim. Çözmek baÅŸka bir meseledir. Fakat ‘sorunu ortaya doÄŸru koymak, problemi çözmenin yarısıdır’ diye öğretmiÅŸti matematik hocam. 
Raci D.
Yazar Fahri açık 2008-06-05 07:51:09
"Her ÅŸey hesaplıysa bu dünyada Tanrı’nın yeri neresidir? Tabiat, harici müdahaleye kapalı ve üzerinde olup bitene karşı lakayt mıdır?" 
Bu sorunuzu, tersine çevirerek sormak isterim: Her ÅŸey hesaplı deÄŸilse, rastlantısal ise, o halde bir yüce yaratıcı, Tanrı yoktur.?  
Yada tersi, tabiat harici müdahaleye açıksa, "üçüncü el" arada karışıyor ise; tabiat yasaları yoktur, her ÅŸey bir bakıma rastlantısaldır.? Hesaplı deÄŸildir.? Yine, Tanrı yoktur.?  

EÄŸer seviyesizlik ediyorsam hoÅŸgörünüz Raci bey ama ya siz bariz bir yanlışlık içindesiniz yada böylece ben sizi anlamaya yaklaÅŸacağım. 
Tabiata dışarıdan müdahalenin mümkün olmadığı savı -sizin kastınızın farkındayım- kime aittir? Bilime mi, din adına bazı inanışlara mı? GüneÅŸin etrafında dönen bir dünyayı, güneÅŸ ışınlarının can verdiÄŸi bir gezegeni, yıldırım ve ÅŸimÅŸeklerin dahi atmosfer dışında oluÅŸtuÄŸunu ve onlarsız bu hayatın devam edemeyeceÄŸini ortaya koyan, rakamları 0,1,2 den baÅŸlatıp sonunu getirmeyen, sonsuz olasılıkları dile getiren bilim-ler bu suçlamaya muhatap olamazlar. 
Bilimlerinde zaman zaman tutuculaÅŸtığı, doÄŸmacılığa sürüklendiÄŸi pektabii vakidir. Atomun parçalanamayacağı iddiası gibi. Ancak, parçalayıp kendisini aÅŸan yine bilimdir.  
Laboratuar yani kontrollu bir ortamda, bir ÅŸeyin kesin sonucu bilinebilir ve alınabilir. Girdiler kesin belli ise, çıktıda kesindir. 
Fark, tabiatta her olasılığın kesin olarak bilinememesi, hesap edilememesidir, aynen söylediÄŸiniz gibi. Bırakınız tabiatı, daha santraçta bile hesap edilememekte, muhteÅŸem bilgisayarlar insan beynine yenilebilmektedir. Hapşırık örneÄŸinizde olduÄŸu gibi, 6.5 milyar insandan sadece bir tanesinin hapşırmayacağını kimse garanti edemez. Beraberinde, baÅŸlangıçta tesadüf gibi görünenin, olup bittikten sonra, kavranabilir sürecin zarureti olduÄŸu tartışma götürmez bir gerçekliktir. Bu anlamda matematiksel iddia, teorik olarak doÄŸru, fakat pratikte geçersizdir. DoÄŸrulanması mümkün olmayan bir teoriden ileri gidemeyeceÄŸi gibi, yanlışlanamayacaktır da. Bu durumu, niçin eleÅŸtiri konusu ettiÄŸinizi anlamlandırmakta çok güçlük çekmekteyim. Åžey dediÄŸimiz, ÅŸey olan bir varlık yoktur tartışmasına döndü biraz.! 
Kanımca, kimi bilim adamlarının kimi zaman düştüğü bir yanılgı içindesiniz. DoÄŸrulanamıyorsa, yanlıştır, yoktur, redederiz. Oysa bir süredir trend tam tersi diye biliyorum: Yanlışlanamamışsa, doÄŸru olabilir. Yada, yeterki hayal et, mümkündür.! 
Bizler, doÄŸayı- dünyayı- evreni, insanı-toplumu ve dahi minnacık atom altını bildikçe, bilinmeyenler azalmamakta, bilakis artmaktadır. Buradan yola çıkarsak, sonsuz rakamlardan ve olasılıklardan yola çıkarsak, hiçbir aklı başında matematikçi, sosyal geliÅŸmelere kesin matematiksel formül uydurmak peÅŸinde koÅŸamaz. Böyle bir çaba varda, itirazınız buna mı.?  
EÄŸer konuyu külli irade, cuzi irade, kadercilik ile baÄŸdaÅŸtırabilirseniz, belki bizlerinde geniÅŸ katılabileceÄŸi bir zemin oluÅŸturabilir. Ä°lahi kader yerine, matematiksel kader veya merkantilizm, determinizm.. Bilmem doÄŸrudan ilgisi var mı.? Veya, mutlaklık diye bir ÅŸey yoktur. Bir ÅŸey hem kendisidir, hemde aynı anda kendisi deÄŸildir, baÅŸka bir ÅŸeydir diyen diyalektik.! 
 
1+1 deki 1 ler, birbirinin eÅŸidir, teorik olarak. Kabaca 2 damla sudur. Ancak, 2 damla suyu toplarsanız, 1 (büyük) damla su veya nicelik olarak, 2 katı olur. Peki, tabiatta birbirinin bir eÅŸi olan iki ÅŸey var mıdır.? Yoktur. Her ÅŸey benzersizdir. Hatta, kendisi olan bile, aynı anda kendisi deÄŸildir, baÅŸka bir ÅŸeye dönüşmekte, yaÅŸlanmaktadır vb.. Rulman örneÄŸinizdeki, pürüzsüz gördüğümüz yüzeylerin, girinti çıkıntılarla döşeli olması gibi. 100 mm ölçü aldığımız bir eÅŸyanın bile, geometrik ölçümle daha uzun olduÄŸu gibi.  
Elma ile armut toplanmaz deriz hep. Ama, ÅŸimdi "karışık" meyve suyu denilen kokteyl içiyoruz diye, toplanabileceÄŸini iddia edebilir miyiz.?  
 
Bu mesele bana, Geleceğe Dönüş filmini hatırlattı. Hani, çocuk geçmişe gider, annesi ve babası kendisinin sebep olduğu "bir küçük aksilik" sonucu yıl sonu okul davetinde buluşamaz ve kendisi yok olmaya başlar.. bu buluşamama, evlenememelerine sebep olmuştur. Dolayısıyla gelecek değişmiştir. İlgisi yok mu?
Fahri Bey'e
Yazar girisim açık 2008-06-06 10:53:38
Sevgili Fahri Bey 
 
Sorunun mantıksal devamını da yazarak hadiseyi tümüyle ortaya koymuÅŸsunuz. Her ÅŸey hesaplı (bir düzen içinde) deÄŸilse karşıt olarak rastlantısal olması gerekiyor. Böyle durumları kaba tabirle ‘Tanrı zar mı atıyor’ sorusuyla özetlemeyi tercih ediyor bazıları. Bir insana yakıştırılamayan bir durumun Tanrıyla birlikte anılmaması gerektiÄŸini bilerek... Tabiattaki muazzam düzeni görenler, çözmeye çalıştığımız, henüz anlayamadığımız konularda da bir kural olması gerektiÄŸini hissediyor ve onun peÅŸine düşüyorlar. 
Suya bir taÅŸ attığınızda oluÅŸan halkaların hangi ÅŸiddetle ve hangi tarafa yöneleceÄŸini bilemiyorsunuz. Bahçenize diktiÄŸiniz aÄŸacın dallarından bir sonrakinin hangi istikamete yöneleceÄŸini bilemiyorsunuz. Ya da sigara dumanın tamamen kapalı bir ortamda yükselirken hangi yönlere kıvrılacağını bilemiyorsunuz. Gökten yaÄŸan kar tanelerini incelediÄŸinizde hiçbirinin diÄŸerine benzemediÄŸini görüyorsunuz. Su buharının soÄŸuktan dolayı kristalleÅŸmesi esnasında oluÅŸan bu ÅŸeklin nasıl olabileceÄŸi hakkında hiçbir öngörünüz olmuyor. Aslan bir geyiÄŸi kovalarken yakalamayı baÅŸaracak mı yoksa son hamlesini yaparken nefesi kesilip onu bırakacak mı bilemiyorsunuz. Peki, bütün bu olaylar neye göre oluÅŸmaktadır? Tanrı bütün bunlara nasıl müdahale etmektedir? Bir taşı suya attığınızda batıp batmamasına Tanrının nasıl karar vereceÄŸini biliyorsunuz. ArÅŸimed kuralına göre özgül ağırlığı sudan fazlaysa batar, deÄŸilse batmaz. Tabiat yasalarını kabul etmeyip hadiselerin rastlantısal olduÄŸunu kabul etseydik bazı taÅŸların kurala raÄŸmen batmaması gerekirdi. Yeryüzündeki bütün taÅŸları teker teker deneseniz bunun dışında bir sonuç çıkacağını sanmam. Tanrının karar vermesine bilim diyoruz, tabiat kuralı diyoruz. Elbette tabiat kuralları var ve geçerli. Peki, ÅŸimdiye kadar bildiklerimiz yukarıda sıraladığım olayları açıklamaya yetiyor mu? Yetmiyor. O halde bilimi inkâr edelim, beyhude yorulmayalım demiyorum. Bilimin geldiÄŸi bu noktada yeni açılıma ihtiyaç vardır. Åžimdiye kadar iki kere ikinin dört etmesinde, böyle öğrenmemizde bir sorun yoktu. Fakat ÅŸimdi bu sonuç, aradığımızı ifade etmekten gün geçtikçe uzaklaÅŸmaktadır. Bunca teknolojiye raÄŸmen 1 sene sonra Ankara’da havanın sisli mi yoksa açık mı olacağını bilememekteyiz. Bu bilemeyiÅŸ, baÄŸlı olarak birçok alanda belirsizliÄŸi getirmektedir. O tarihte uçak seyahati yapacak kiÅŸilerin programının aksaması bir yana; bu seferle baÄŸlantılı diÄŸer hava yolculukları tehlikeye girmekte ve neredeyse küçük bir kaosa yol açmaktadır. Benim ve bazılarının tam olarak sorduÄŸu soru budur: 1 sene sonra 28 Åžubat gününde Ankara’da havanın sisli mi yoksa açık mı olacağı nasıl belirlenmektedir? Bunun, suya atılan taşın batmasında olduÄŸu gibi bir kuralı yok mu? Ä°ki kere ikinin kesinlikle dört sonucunu verdiÄŸini söyleyen matematik bu sorunun cevabına yardımcı olmamaktadır. 
Tabiata dışarıdan müdahalenin olmadığı savı; özel isim vermeyeceÄŸim, herkese ait bir önermedir. Tabiatla çakırdikeni gibi kayıtsız bir edayla karşılaÅŸan herkesin kendine sorduÄŸu bir soru, aynı zamanda bir iddiadır bu. Kurallar o kadar katıdır ki, harici müdahale yok diye düşünmeye baÅŸlarsınız. Acz içindeki çırpınışlarınız, kayıtsızlıkla karşılık bulur. Sonra hiç ummadığınız bir anda bu kayıtsızlığın yerini tanımlayamadığınız bir deÄŸiÅŸimin aldığını görürsünüz. O zaman müdahalenin farkına varır; boÅŸ yere baÅŸka yerlere bakındığınızı anlarsınız. 
 
Siz ‘öğrendikçe ne kadar çok ÅŸey bilmediÄŸimizi fark ediyoruz’ diyerek bir gerçeÄŸi ifade etmiÅŸsiniz. Ancak herkes böyle düşünmüyor. Amerika’da ‘Tarihin Sonu’ iddialı ifadelerle makaleler yazılabiliyor. Bu iddialar her çapta insan tarafından kabullenilip dillendiriliyor. Bu yazı bir anlamda bu iddiaların ne kadar yersiz olduÄŸunu ifade etmek içindir de. Sizin de ifade ettiÄŸiniz gibi; insan bilimde ilerledikçe kudreti artarken öte yandan ilim adamları acziyetlerinin farkına varırlar. Büyük dinler insanın ruhuna Tanrınınkinden üflendiÄŸini söylerler. Onun iç dinamiÄŸine hitap edip ruhen yüceltmeye, Tanrı katına çıkarmaya çabalarlar. Bilimse onun kudretini artırarak yeryüzü Tanrısı yapmanın peÅŸindedir. Bilime inanan geniÅŸ kitlelerin biraz sarsılarak ne olup bittiÄŸini fark etmeleri gerekiyor. Bilim; insanı tanrılaÅŸtırmanın deÄŸil; Tanrı’nın kudretini anlamanın bir yolu, yöntemi ve insan hayatını kolaylaÅŸtırmanın aracı olabilir kanaatindeyim. 
Selamlarımla 
Raci D. 
Yazar Fahri açık 2008-06-07 06:32:33
"Bu çocuk" biraz kalın kafalı çıktı ff:)  
Sabırlı, uzun açıklamalarınız için teÅŸekkür ederim, üstadım. SaÄŸlıcakla kalınız. 
selam
Yazar selahaddin açık 2008-06-14 11:46:34
Valla sus pus oldum. Hiç bişe deyemiyom. Raci abi bu kadar yüksek konulara girme biraz aşağıya in ya!
Yukseklik?
Yazar girisim açık 2008-06-16 13:28:17
Selahattin bey; bazıları iki kere iki kesinlikle dört eder diyor, ben etmez diyorum. Bunun yukarı çıkıp aÅŸağı inmekle alakası nedir ben anlayamadım. 
Selamlar 
Raci D.

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 27-05-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111405754 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net