26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow EŞİTLÄ°K MÄ°, ADALET MÄ°?
EŞİTLİK Mİ, ADALET Mİ? PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 20
KötüÇok iyi 
Yazar Raci Durcan   
27-09-2005
Image

Adalet Bakanlığına suikast giriÅŸiminde bulunan canlı bombanın gazetelerde aktarılan hayat hikayesinde; kafasını gelir farklılaÅŸmasına taktığı, bazı insanların diÄŸerlerinden daha zengin, daha iyi ÅŸartlarda yaÅŸamasını hazmedemediÄŸi yazıyordu. Bunu düzeltmek, dünyayı daha eÅŸit ve yaÅŸanabilir kılmak için köyünü terk ederek örgüte katılmış, malum eylemlere iÅŸtirak etmiÅŸ.

 Gelir farklılaÅŸması sadece bu türden üç-beÅŸ militaristin kafasına takılmıyor. Mesela artık yaşını alarak kemale ermiÅŸ olarak görmek istediÄŸimiz Çetin Altan gibi yılların yazarının da fikrini bozuyor. Milliyet Gazetesindeki köÅŸesinde (7 Temmeuz 2005) bir zamanların çok moda olan materyalist esaslı düÅŸüncesini yeniden gündeme getirmekte bir sakınca görmüyor. Ä°nsanların dünyada elde edemedikleri iyi ÅŸartlarda yaÅŸama istemini tevekkül ederek ahirete ertelemelerini eleÅŸtirmek bir yana; anlamsız bulduÄŸunu ifade ediyor. Bir çok farklı dinden insanın dünyada bunu yapmak varken, öteki dünya kazancı için dinlerinin kurallarına uygun hayat sürmelerini küçümser edayla karşılıyor. 

 Genç insanları bir ölçüde anlamak mümkündür. Hakikaten insanın yaÅŸadığı dünya gerçeklerini algılaması, kavrayabilmesi için belli bir ömür harcaması gerekiyor. Ancak yaşınız olgunlaÅŸmışsa hayat size bir çok ÅŸeyin kendi elinizde olmadığını anlatır. Bilim ne kadar ilerlerse ilerlesin insanlar yine önemli ölçüde kendi dışında geliÅŸen ÅŸeylerin tesirindedirler. Dünyanın neresinde, ne zaman doÄŸduÄŸunuzdan; elinize verilmiÅŸ olan kiÅŸisel yeteneklere kadar bir çok ÅŸeyin belirleyicisi sizin dışınızdadır. Böylece daha doÄŸuÅŸtan pek çok noktada diÄŸerlerine göre avantaj ya 
da dezavantaj olarak tanımlanabilecek farklılaÅŸmalarla yüz yüzesinizdir. Kadın ya da erkek olarak doÄŸmaktan, zengin ya da fakir bir ebebeyne sahip olmak, güçlü ya da zayıf bir ülkenin vatandaşı olmaya uzanan nice konuda bir seçim ÅŸansınız yoktur. Hatta çalışma alanınızı bile belirlerken içinize daha doÄŸuÅŸtan yerleÅŸmiÅŸ olan sese kulak vermek zorundasınızdır. 

Yeteneklerinizi kontrol etmek ve uygun olanını içinizdeki sesle buluÅŸturmak baÅŸarılı olmanızın ön koÅŸulu niteliÄŸindedir. Bütün bunlardan sonra yaptığınız çalışmalara bir karşılık alırsınız hayattan. Bu; bazan sizin gösterdiÄŸiniz gayretle doÄŸru orantılı olmayabilir. Siz çok çaba sarfettiÄŸiniz halde hiç bir zaman üç kuÅŸaktır sanayicilik yapan bir ailenin yatırım imkanlarına kavuÅŸamayabilirsiniz. Ya da yaptığınız hatalarla zirveden bir anda aÅŸağıya yuvarlanabilir ve bir daha ayaÄŸa kalkamayabilirsiniz. Böylesi durumlarda servet sahiplerine düÅŸmanlık etmek, onların ellerindekini alıp diÄŸerlerine dağıtmanın çözüm olmadığı yıllarca süren sosyalizm tecrübelerinden de anlaşılmıştır. Zenginlerin toplumu kemiren bir düÅŸman gibi deÄŸil; ellerindeki serveti yatırıma dönüÅŸtürdüklerinde istihdama yol açtıklarından bir kurtarıcı gibi algılanması gerektiÄŸi artık kabul edilmiÅŸ bir gerçekdir. Ä°nsanlar onlar gibi yaÅŸama hayalleri kurabilir, onlar gibi yaÅŸamak için çaba sarf edebilirler. Ancak onlara eriÅŸemediklerinde düÅŸmanlık etmeye, onları kıskanarak kendi seviyelerine çekmeye hakları yoktur.

 Bir kartal yuvasındaki üç yavru aynı anda doÄŸarlar. Anneleri aralarında hiç ayırım gözetmediÄŸi halde bir tanesi diÄŸerlerine göre daha güçlüdür. Böylece anneden gelen her yemi daha atak davranarak kapar ve daha çok semirir. Sonuçta aç kalan diÄŸer iki yavru ölür. Tabiat sadece bir yavrunun yaÅŸamasına, en güçlünün hayatta kalmasına müsaade etmiÅŸtir. Bunun gibi bir çok olay insanların hayatında da vuku buluyor. Ä°yi ve zengin bir müÅŸteri komÅŸunun deÄŸil, sizin de iÅŸ yerinize gelebilir ve o kıymetli sipariÅŸi siz alabilirdiniz. Yahut o hiç beÄŸenmediÄŸiniz, hatta çok çirkin bulduÄŸunuz kızın yerine o aileye siz gelin olabilirdiniz. Yanınızdan geçip önünüzdeki kalabalığa dalan freni patlamış kamyon sizi de öldürebilirdi. Veya yıllar önce onca yeteneÄŸinize raÄŸmen basketbol oynamayı bırakmasaydınız ÅŸimdi siz de meÅŸhur ve ünlü olabilirdiniz. Bütün bunların kontrolündeki rolümüz sınırlıdır. Biz kendimiz için bir çok iyilik istememize ve onların ardından koÅŸmamıza raÄŸmen bunların bazıları gerçekleÅŸir ve bazılarından ebediyete kadar ayrı kalırız. Mesela yetim kalmış bir insanın bir aile sıcaklığını, annesinin kolunda kulağına ninni söylenerek uyuma özlemini giderebilecek bir yöntem var mıdır? Bu insan çok zengin birisi olabilir ancak hiç bir ÅŸekilde bu özlemini gideremeyecektir. Åžimdi bu özlemini, bu isteÄŸini bastırıp, başına gelenlere tevekkül mü etmelidir? Yoksa Çetin Altan ve onun gibi düÅŸünen Materyalistler gibi bütün çabasını olmayacak bir ütopya arkasında koÅŸarak heba mı etmelidir? Bu belki size uç bir örnek olarak gelecektir ancak tabiatın doÄŸasını anlamamış, hayatın manasını kavrayamamış zihniyet, elindeki bir çok nimeti teperek böylesine ulaşılmaz ÅŸeylerin ardına düÅŸebilmektedirler. Materyalist öte dünyaya inanmadığından dünyayı cennet haline getirmek sevdasındadır. Onun anlamak istemediÄŸi, dünyanın dünya olduÄŸudur. Dünya ve cennet farklı mekanlardır. Materyalist dünyayı sevmemektedir. Müminler ise zorluklarına raÄŸmen dünyayı severler. Onu benimser ve onun cennet olmadığının bilincindedirler. Dünyayı cennetleÅŸtirme ütopyasına hiç kapılmazlar. Asil ruhlarıyla kendilerine verilenlere rıza gösterirler. VerilmiÅŸ ve verilen her ÅŸeye ÅŸükreder, verilmeyenden dolayı içlerinde kin beslemezler. Materyalist insan kendini her ÅŸeye hak sahibi olarak görür. O her ÅŸeye sahip olmalıdır. VerilmediÄŸinde ise engel olanı; Tanrı bile olsa suçlamaya hazırdır. Bu haleti ruhiyeyle baÅŸkalarına verilmiÅŸ olanı da sanki kendinikinden verilmiÅŸ gibi algılayıp onlara saldırmaktan, onlarla çatışmaktan geri kalmaz.

 Çalışmak elde etmek için temel bir ÅŸart olmasına raÄŸmen tek yeter ÅŸart deÄŸildir. Her çalışan aynı sonucu elde etmez. Bu materyaliste anlaşılmaz gelir. Onun zihni sadece matemetiksel denklemlere ÅŸartlıdır. Bu denklemde yer bulmayan kazanımlara kin besler.

  Ä°nsanlar arasındaki yaÅŸam standardı farklılaÅŸması bir çok kiÅŸinin zihnini karıştırmaya devam ediyor. Yazının başında bahsettiÄŸim militandan tutun da bir çok ünlü sosyal kuramcıya kadar çok kiÅŸi insanlığı tek bir kategoriye indirecek yol arıyor. Hayatın o zaman ne kadar çekilmez olacağını fark etmek istemiyorlar. Kendi yaptıkları filmlerde, kendi yazdıkları romanlarda bile kahramanlarına farklı sosyal statüler verdiklerini görmüyorlar. Halbuki bu romanlarda bile kahramanlarını bir çok kez zorlu badireden atlatarak mutlu sona ulaÅŸtırmaktalar. Kendilerinin yarattıkları sanal dünyada bile gerçek dünyayı talkit ettiklerini, ancak o zaman okuyucunun bundan mutlu olduÄŸunu anlamış görünmüyorlar. Hayatın bu  ÅŸekliyle; ÅŸimdiki haliyle daha renkli ve yaÅŸanabilir olduÄŸunu kabul etmiÅŸ olduklarının bile farkında deÄŸiller. Böyleyken eÅŸitlik konusuna takılmak, her insanın eÅŸit olmasını ve aynı ÅŸatlarda yaÅŸamasını istemek fikri bir sapkınlık, bir aymazlıktır.

  EÅŸitlik Fransız ihtilinin dünyanın başına bela ettiÄŸi bir kavramdır. Ondan sonradır ki benimsenmiÅŸ, dillendirilmeye baÅŸlanmıştır. Tabiata baktığınızda eÅŸitlik deÄŸil, adalet görürsünüz. ÇoÄŸu insan ve yarı aydınlarımız ikisinin farklı ÅŸeyler olduÄŸunu görmemektedirler. EÅŸitlik diye bağırdıklarında sanki adalet istediklerini sanıyorlar. EÅŸitlik fikri adalete engel olur. Çünkü tabiatta birbirinin tamamen aynı olan bırakın canlı, cansız varlık bile yoktur. Birbirinin aynı olmayan ÅŸeylere eÅŸit davranmak adalet deÄŸildir.  

  Tabiattaki denge eÅŸitlikle deÄŸil adaletle saÄŸlanmıştır. Birbirinin düÅŸmanı olan hayvanlar birbirine eÅŸit deÄŸil fakat muadil ve adil silahlarla donanmışlardır. Aslan güçlüdür ancak bizonun da boynuzları vardır. Fare küçük ve kediden zayıftır ancak bu onun kolay saklanmasına yarar. Yine yeryüzü birbirinden farklı fakat adil bir zenginlikle donatılmıştır. Bir bölgede petrol varsa, baÅŸka bir yerde aÄŸaç ve su vardır. Bir bölgenin insanı kalabalıksa onlar sosyal ÅŸartlardan dolayı savaÅŸçılıklarını yititir, saldırganlıktan uzaklaşırlar (Çin, Hindistan). Bir bölge halkı az nüfusludur ancak savÅŸçı özellikleri nedeniyle diÄŸer kalabalık toplumlara kafa tutmaya cesaret edip onları yenebilirler.

  Gençler belki, ancak belli bir yaÅŸa gelmiÅŸ olan insanların eÅŸitlik saçmalığının çözüm olmadığını, tabiatın ruhuna aykırı olduÄŸunu çoktan kavramış olması gerekirdi.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 07-03-2015 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111705662 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net