25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow GeçmiÅŸten arrow GeçmiÅŸten arrow SEVDAMIZ DAVAMIZDI II (Bilge Terzi)
SEVDAMIZ DAVAMIZDI II (Bilge Terzi) PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 10
KötüÇok iyi 
Yazar Metin Önal MengüşoÄŸlu   
07-05-2008
SEVDAMIZ DAVAMIZDI
                 II.                                                    
Metin Önal MengüÅŸoÄŸlu

BÄ°LGE BÄ°R TERZÄ°

Ben bir Müslüman çocuÄŸuydum. Namaz kılıyor, yüzünden Kur’an okuyor, izlediÄŸim mecmualardaki yazılardan hareketle Ä°slâm’ı seviyordum. Haylazlığa, yaramazlığa, delikanlı yaşımın gereÄŸi toyluk ve hafifliklere kapılarımı kapatmıştım. Dedim ya erken büyümüÅŸtüm. Malatya Fikir Kulübü sanki benim gibiler için hazırlanmış, bir benzeri bulunmayan harika bir platformdu. Herkesin birbirini kıyasıya tenkit edebildiÄŸi, ardından yine de kardeÅŸçe ayrılıp gidebildiÄŸi bir düÅŸünce kulübü. Ä°ÅŸte ben düÄŸünümü, ÅŸölenimi, törenimi, oyun sahamı bulmuÅŸtum.

Kimdi M. Said Çekmegil? Bir terzi. Bir ÅŸair. Bir mütefekkir ve bir Müslüman. Malatyalı bir münevver, üstelik mektepli deÄŸil alaylı bir münevver. Memleketin en mümtaz ÅŸahsiyetleri ile tanışık. Kimilerinin terzisi ama hepsinin muhatabı, sohbet arkadaşı. Ä°nandıklarının yılmaz, usanmaz savaÅŸçısı. Sahici bir bilge. Turgut Özal’ın arkadaşı. Süleyman Demirel’in terzisi. Alparslan TürkeÅŸ’in askerlik arkadaşı ve irÅŸatçısı. Bülent Ecevit’e yepyeni pencereler açan, sadece bedeni taÅŸralı ama ruhu merkezi de aÅŸmış bir yol gösterici.

Malumdur ki Malatya ÅŸehir ahalisi umumiyetle, Ä°smet PaÅŸa’nın anne tarafının bu ÅŸehir ile münasebetinden ötürü, C.H.Partilidir. Bülent Ecevit, yıldızının ilk parladığı yıllarda, bakan sıfatıyla Malatya’yı ziyaret eder. Fikri diyaloglarda bir türlü baÅŸ edemedikleri Çekmegil’e karşı hasmane tutumlar besleyen kimi C.H.Partililer, onu Ecevit’in karşısına çıkartıp mat etmeyi planlayarak, terzi dükkânına güya ziyarete getirirler.

Ecevit Çekmegil ile uzun görüÅŸme, konuÅŸma ve tartışmaların ardından, beklenmedik bir biçimde etkilenir. Umulanın tersine bir sonuç çıkar bu buluÅŸmadan. Malatya sonrası galiba Adana’da miting düzenleyen Ecevit, ilk defa o mitingde “Ortanın solu Muhammed’in yolu” diye bir slogan geliÅŸtirir. Hadiseler öyle geliÅŸir ki bu slogandan rahatsız olan Ä°smet PaÅŸa sonunda Ecevit’i azleder ve partiden ihraç talebiyle parti yönetimine baÅŸvurur. Åžu garip cilveye bakınız ki bu didiÅŸmeden Ecevit galip çıkar, iÅŸ tersine döner ve Ecevit Ä°nönü’yü diskalifiye ederek, “Kara oÄŸlan” namıyla Türk siyasi hayatına daha aktif ve etkin bir ÅŸekilde katılır. Bu tür bir istikamet alışta Çekmegil’in de rolünün bulunduÄŸunu bilenler bilir.

M. Said Çekmegil ilk gençlik yıllarında memleketin belli baÅŸlı merkez mecmualarında yazı ve ÅŸiirleri yayınlanmış bir mütefekkirdir. Malatya’da yaÅŸamasına raÄŸmen memleketin bütün Müslüman çevreleri tarafından bilinmekte ve tanınmaktadır. Necip Fazıl’ın Büyük DoÄŸu mecmuasında yazdığı gibi, Büyük DoÄŸu Cemiyeti’nin de kurucu azasıdır ve Malatya ÅŸubesini açmıştır. Ä°lk tanıştığım yıl ÅŸehirde bir Necip Fazıl konferansı düzenlenmiÅŸti. Beni Necip Fazıl’la tanıştıran da Çekmegil oldu. Necip Fazıl gece Çekmegil’in evinde kalıyordu. Sabahlara kadar konuÅŸuyor, tartışıyor ve satranç oynuyorlardı. Çekmegil bir iki el yenildikten sonra, sürekli Necip Fazıl’ı yenerek onu adeta Çile’den çıkartıyordu.

Åžehrin Çekmegil’den hazzetmeyen kimi softaları, hazır Necip Fazıl’ı bulmuÅŸken, ÅŸikâyet ediyorlardı. Bir seferinde Çekmegil için “mezhepsiz” demiÅŸlerdi. Necip Fazıl azarlayan üslubu ile Çekmegil’e döndü ve “doÄŸru mu” diye sordu. Çekmegil “hayır, kimse mezhepsiz olmaz; ben hanif’im” dedi. Elbet Necip Fazıl bunu “hanifiyim” ÅŸeklinde anladı ve bu kez ÅŸikâyetçileri azarladı. Lakin Malatya’daki üstün diyalektiÄŸin esprisini kapmış etraftaki üç beÅŸ kiÅŸi ile ben, esasen söylenmek istenileni doÄŸru anlamış ve açıkçası Necip Fazıl’ın haline de doÄŸrusu acımıştık.

Malatya Fikir Kulübü, Çekmegil’in ÅŸehir merkezinde Asri Fırın’ın karşısındaki dükkânının arka bahçesinde, küçük bir mekânda faaliyette idi. Resmi dernek statüsünü yitirmiÅŸti ama üstadın hususi gayret ve fedakârlığı ile iÅŸlevini sürdürüyordu. Sohbete katıldığım günden itibaren meclisin en genç üyesi sıfatıyla, bir daha ayrılmamak üzere müdavimi olmuÅŸtum. Orada ilk defa Ä°slâm’a duygu boyutundan deÄŸil, düÅŸünce ekseninden yaklaÅŸan bir ekip görmüÅŸtüm. Sahiden Müslümanlık o güne kadar benim için miras aldığım bir duygusallıktan öte, çok derin bir anlam taşımıyordu. Yani benim geleneÄŸim, kültürüm, hassasiyetim belki o istikamette idi.  Ä°ÅŸin çocuksu ve masum bir yanı vardı. Çok fazla sorgulama ihtiyacı duymaksızın bir baÄŸlanma idi benimki de. Çünkü atalarımın yoluydu ve illa ki doÄŸru olmalıydı. Oysa kritikçi bir nazarla bakmaya baÅŸladıktan sonra karşımdaki tablo tamamıyla deÄŸiÅŸiyordu. Ä°çim dışım alabora olmuÅŸtu. EÅŸya ve olayların adeta boyutları deÄŸiÅŸiyordu. Etrafınızı, o güne kadarki bağımlılıkları hesaba katarsanız, kendinizi müthiÅŸ acımasız bir yalnızlığın ortasında buluyordunuz. En yakınlarınızın gözünde eski köye yeni adet getiren bir türedi, bir sapık, bir dinsiz, mezhepsizsiniz artık. Herkes size mesafeli yaklaşıyor ve mesela “kız” vermiyorlar. VermiÅŸlerse de onu geri almak istiyorlar.

Bir terzi bir ÅŸehri nasıl böylesine güçlü silkeleyebiliyordu; neydi bundaki sihir, büyü; yahut baÅŸka bir kudret?

Malatya Fikir Kulübü ÇarÅŸamba ve Cumartesi günleri haftada iki defa toplanıyordu o yıllarda. Müdavimleri her kesimden ama bir avuç insandı. BaÅŸta Çekmegil olmak üzere, terzihanenin bütün personeli otomatik olarak katılımcılardı. Erdem Åžentürk ve Alaattin Gürün aÄŸabeyler zaten hem üstadın kalfaları hem de damatlarıydılar. Bir de Fevzi Özer aÄŸabey vardı. Malatya Hadisesinin kahramanlarından, mübarek bir insan. Hepsi resmi mekteplerde okumamış olmalarına raÄŸmen çok iyi yetiÅŸmiÅŸlerdi. Yüksek bir diyalektikleri vardı. Üstadın vazgeçilmez destekçileri ve dayanaklarıydılar. Onlar çoÄŸu kere ellerindeki terzilik iÅŸleri sürdürürken, aynı zamanda kulübün dinleyici ve konuÅŸmacıları olarak hep aramızdaydılar.

Bir avuç insandık. BaÅŸka kimler vardı? Sosyalistken Çekmegil ile tanıştıktan sonra Ä°slâm’ı seçmiÅŸ birkaç havacı astsubay, bir binbaşı, bir emekli yüzbaşı, bir banka müdürü, bir fabrika müdürü, birkaç öÄŸretmen, saÄŸlık, maliye ve tapudan bir iki küçük memur, belki bir iki kunduracı esnafı, tuhafiyeci, üç beÅŸ de namaz kıldırma memuru… Evet, “Ä°mam” deÄŸil biz o tarihlerden itibaren mabetlerdeki görevlileri böyle bir isimle anmakta idik. Bizzat kendileri de pek ÅŸikâyetçi deÄŸillerdi bundan.

Fikir kulübü sohbetinin ertesi gününde ÅŸehrin belirli merkezlerinde çok ciddi bir fikri hareketlilik baÅŸlardı. Bir gece önce kulüpte konuÅŸulanlar muhalif ve muvafık her muhitin gündemini oluÅŸtururdu. Öyle ki bu çalkalanma yeni kavgalar, yeni çatışma alanları ve mevzuları açılmasına sebep olurdu. Elbet kulaktan kulaÄŸa eksiltilip artırılarak aktarılan bu ÅŸifahi sözler, ana mihverinden çıkar ve dairenin yalpalaması sonucunu doÄŸururdu. Dedikodular, iftiralar artar, “bunu da mı yaptılar, bunu da mı dediler” tarzındaki koca karı söylemlerine dönüÅŸürdü. Yeni fikirlerin, farklı söylemlerin oldum olası aşırı bir ihtiyatla karşılandığı bir toplumda, bu tutum çok da yadırgatıcı olmasa gerekti. Çekmegil’in çoÄŸu kere ÅŸehirde, bu türden yanlış anlama ve eksik duyumları tashih maksadıyla dolaÅŸtığına tanık olmuÅŸumdur. Sanki bir ödevi de dedikoduları önlemek, insanların kendisini doÄŸru anlamaları için çalışıp çırpınmaktı.

Yorum
Yazar Revahak açık 2008-05-06 23:56:13
Zaten 3 tane bilge terzi tanıyorum. 
1- Said Çekmegil 
2- Alaaddin Kürün 
3- Erdem Şentürk
Haydaaaa!...
Yazar Sanih açık 2008-05-07 08:26:59
Revaha neredeyse babasını da ekleyecek bilge kişiler arasına. ama galiba o terzi değil. Olsaydı mutlaka onu da yazardı bilge kişi olarak...

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 10-06-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111611570 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net