Ä°NSANIN ÜSTÜN KONUMU
M. Selami ÇEKMEGÄ°L
ÇoÄŸumuz melekliÄŸe özeniriz. ÇocuÄŸumuzun melek gibi olmasını arzu eder, melek gibi bir eÅŸ düÅŸleriz. Bu, tahakkuku mümkün olmayan bir özlem, murad-ı ilahiye ters düÅŸen bir takdir zaafıdır ki, biraz yanıltıcıdır.
Allah bizi insan yaratmışken biz onun bu takdirine karşı mı geleceÄŸiz? Bu yaratışını beÄŸenmeyecek miyiz? Allah'ın yeryüzünde bize lutfettiÄŸi 'halife' sıfatını hor görüp, daha farklı bir konuma mı ineceÄŸiz? Ademin yaratılışı sebebiyle secde ile emredilen meleklerin konumuna mı imreneceÄŸiz? Allah'ın bizi takibe, bize hizmete memur ettiÄŸi meleklere mi özeneceÄŸiz?
Elbette meleÄŸin, murad-ı ilahiye inkıyad etme yönünden bir üstün vasfı vardır. O Allah'ın takdirini beÄŸenmeyen, Allah'ın iradesine karşı böbürlenen ÅŸeytanın kötü vasıflarından münezzehtir. O'nun insanı yanıltmak gibi adi ve kinci bir yaklaşımı, bir niyeti yoktur. O Hak'tan ve doÄŸrudan yüz çevirmez, büyüklük taslamaz ÅŸeytan gibi... O'nun küfrü, nankörlüÄŸü yoktur. O Allah'a seçeneksiz ÅŸekilde itaatin simgesidir. Allah ona secde etmeyi emrettiÄŸinde, nereye emred ilmiÅŸ olursa olsun oraya, secde eder. O itiraz etmez yüce Mevlaya... Åžeytan gibi ahmaklığı yoktur onun. O mevkiini ve konumunu bilir. Emredilince radyo-televizyon dalgaları olur haber uçurur; termo dinamik, yerçekimi yasaları halinde insana hizmet eder. Yeri gelir Namus-u Ekber olur, Cibril-i Emin olur; insanlığın en ÅŸereflisine Allah'ın mesajını iletir. Ölüm meleÄŸi olur, ahirete geçiÅŸi saÄŸlar. Ama asla ve asla ÅŸeytanca bir saptırma misyonunun sahibi olarak görevli deÄŸildir o. Onun misyonu Allah'ın emrine inkıyaden Ademe hizmet (secde) etmektir Fakat bütün bu üstün niteliklerine raÄŸmen onun için 'halife' sıfatı kullanılmamıştır. Çünkü onun kendine özgü bir tasarrufu, kendine özgü bir ilmi ve kendine özgü bir iradesi yoktur. O eÅŸyanın hakikatini bilmez. Ona eÅŸyanın ismi, olayların mahiyeti öÄŸretilmemiÅŸtir. Onun seçim hakkı, tercih yeteneÄŸi yoktur. Onun Allah'tan öÄŸrendiklerinin dışında keÅŸif yapma, icad etme kabiliyeti mevcut deÄŸildir. Ona kendi iradesiyle eylem yapabilme gücü verilmemiÅŸtir. O, sorusunun cevabını alınca teslim olur; itiraz etmez. O Allah'a hesap da vermez. BaÅŸkalarının hesabını taşımaya memurdur. AÅŸka düÅŸmez, nefret etmez... Buna iyilikte mükemmellik de diyebilirsiniz. Ama onlar verilmeyeni bilmezler; kompitür gibidirler... Allah onları öyle yaratmış. Onun için onlar Allah tarafından 'halife' sıfatıyla taltif edilmemiÅŸ, bu dereceye yükseltilmemiÅŸlerdir. Allah, yeryüzünde önderlik etme, yönetme yeteneÄŸini sadece ve sadece insana bahÅŸetmiÅŸtir. Çünkü insandır sevme sevmeme, intikam alma, nefret etme, yön belirleme, akletme, bir ÅŸeyi murad etme, eÅŸyanın hakikatine nüfuz etme kabiliyetinin sahibi. Bu kapasite, eÅŸyanın hakikatine iÅŸin mahiyetine nüfuz etme kabiliyeti bir varlık için çok önemlidir. Bu bilgi, iyiliklerin de, kötülüklerin de kapısı olur. Melekler, insandaki kötülük yapma kabiliyetini öne getirip hayretle soruyorlar, yeryüzünde bir halife yaratacağını bildiren Cenab-ı Hakka: "Biz seni hamd ile tesbih edip duruyorken, biz senin ÅŸanını yüceliyorken, sen orada bozgunculuk yapacak, kanlar dökecek birini mi yaratacaksın?" Allah onlara: "sizin bilmediÄŸinizi ben bilirim" diyor ve sonra Kur'an ilave ediyor: "...Ve ademe bütün isimleri (eÅŸyanın hakikatini - iÅŸin mahiyetini) öÄŸretti. Sonra da onları meleklerin önüne koyup, 'hadi, söyleyin bana ÅŸunların adını, eÄŸer doÄŸru iseniz' dedi. Melekler, 'seni yüceleriz ki, senin öÄŸrettiÄŸinin dışında bir bilgimiz yoktur bizim' . Ä°lmi ve hikmeti tam bilen ancak sensin' dediler" "Halife Kur'anda iki ayette tekil, yedi ayette ise çoÄŸul olarak geçiyor" yanılmıyorsam ve "bu anlatımların tümünde sanki, insanın evrensel misyonuna iÅŸaret ediliyor." KiÅŸiden, ırktan, mevki ve mertebeden ari ve ayrı olarak insanın misyonuna. Ä°ÅŸte, bu misyondur ki, insanı Allah indinde meleklerin üzerinde bir pozisyonda tutup, onu imtihan baÅŸaracak bir muhatap, arza hükmedecek bir halife yapıyor. Demek oluyor ki, Allah, insana verdiÄŸi payeyi ve ayrıcalığı ilimle, bilmekle izah ediyor. Ve diyor ki, dönerek Adem'e: "Ey Adem! EÅŸyanın adlarını onlara bildir!.." Adem eÅŸyanın adlarını söyleyince de "DememiÅŸ miydim size herÅŸeyi ben bilirim diye!.." Ä°ÅŸte insanı yeryüzünde halifelik makamına yücelten budur... Onun bilme ve öÄŸrenme kapasitesi ile eÅŸyanın hakikatine nüfuz ederek bir ölçüde olaylar meydana getirme, sevme ve anlama yeteneÄŸi ile plan yapma ve insiyatif kullanma kabiliyetidir. Åžu halde ben bilmem ÅŸeyhim bilir diyenler, insanı katlediyorlar. Demem o ki, budistin, mistiÄŸin, hristiyanın zühd ve takva iddiasıyla insani vasıfları yok etme telkinleri bir yanlış; bir aldanmadır. Bir büyük Ä°slam düÅŸünürünün deyiÅŸiyle, "körün harama bakmamasında bir mana yok; marifet bakabilecek gözü olup da haramdan sakınmakta..." O halde, tahtı-tacı bırakarak elindeki tası da atıp daÄŸlarda davarlar gibi su içip ot yiyerek yaÅŸama ÅŸeklindeki evliyalık telkinleri, müslümanları melekleÅŸtirme ve ehlileÅŸtirme giriÅŸimleri merdut görülmelidir. Ä°nsan Kur'anda açıklanan meziyetleriyle melekler üzerinde bir konum ihraz etmiÅŸ, Allah'a muhatap olmuÅŸ ve melekler ona secde (hizmet) ile emrolunmuÅŸlardır. Nitekim Cenab-ı Hak yukarıda dercolunan diyaloglardan sonra tekrar meleklere dönerek: " secde edin" diye emrediyor. Melekler secde ediyor, itaat ediyor; ama Ä°blis etmiyor; yan çiziyor... O Allah'a karşı kibirleniyor, burnunu havaya dikiyor. Çünkü o, kendi yanlışına ÅŸartlanmıştı; kafirdi... | M. Selami ÇEKMEGÄ°L |
Çoban Tefsiri'nden
Yorumumuza temel teÅŸkil eden ayet mealleri ÅŸöyle verilmektedir:
Bakara/ 30-34: "Hani Rabbin meleklere, 'ben yeryüzünde bir halife yaratacağım' demiÅŸti. Melekler, 'Biz seni hamd ile tesbih edip duruyorken, biz senin ÅŸanını yüceliyorken, sen orada bozgunculuk yapacak, kanlar dökecek birini mi yaratacaksın?' dediler. Allah, 'ssizin bilmediÄŸinizi ben bilirim' dedi.
"...Ve ademe bütün isimleri (eÅŸyanın hakikatini - iÅŸin mahiyetini) öÄŸretti. Sonra da onları meleklerin önüne koyup, 'hadi, söyleyin bana ÅŸunların adını, eÄŸer doÄŸru iseniz' dedi.
"Melekler, 'seni yüceleriz ki, senin öÄŸrettiÄŸinin dışında bir bilgimiz yoktur bizim . Ä°lmi ve hikmeti tam bilen ancak sensin' dediler"
Adem bildirince bunları, (dönerek meleklere) Allah, “Ey Adem! EÅŸyanın adlarını onlara bildir!' buyurdu. Adem eÅŸyanın adlarını söyleyince, Allah: 'dememiÅŸ miydim ben size, göklerin ve yerin esrarını (gaybını) ben bilirim. Açıkladığınız ve gizlediÄŸiniz her ÅŸeyi ben bilirim!' diye…
-Ve Allah Meleklere,' Adem'e secde edin'demiÅŸtik de, Ä°blis dışında tümü secde etmiÅŸti. Ä°blis, secdeden kaçındı, (büyüklendi); (çünkü) o, kafirdi..."
|
Çoban Tefsiri Yazar kubha açık 2008-04-12 13:14:23 Ancak imanlı ve neyi ne kadar bildiğine vakıf olan bir çoban, Allah'ın ayetlerini bu kadar güzel tefsir edebilir. Hayran kaldım. Elinize sağlık... | Yazar Fahri açık 2008-04-12 21:38:09 selami beyefendi, tefsiriniz adeta tabuları yıkıyor. ekstreme kaçmadan, farklı bakabilmenin çok güzel bir örneği, sağolunuz. * yolunuzdan devam ederek, hoşgörüye sığınarak, bu durumda sormak isterim: tefsirinizle, "benim kabe'm insandır" nidasına haklılık katmış, doğrulamış olmuyor musunuz?
| Yazar haticeselva açık 2008-04-17 07:59:30 Yaradılış gayesine uygun olunamayacaksa hiç olmazsa melekler gibi saf ve temiz olmayı özlemek yanlış mı? Teşbih hep olagelmiştir. | bir soru Yazar bahar açık 2008-04-18 17:33:06 Selami bey, Yazınızdan etkilendim. "Eşyanın dili" benim duyduğum ama tam olarak anlayamadığım bir terim. Açıklayabilir misiniz? teşekkürler, | "Eşyanın Dili" Yazar Selami Çekmegil açık 2008-05-01 05:11:04 Cevapta geciktim özür dilerim. sorduğunuz "eşyanın dili" konusunda özellikle bir bilgim yok; Acaba eşya ve hadiselerin aklımıza ilham ve ithal ettiği düşünceler olabilir mi? selam ve saygı size... |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |