26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Ä°SLAM VE ÃœTOPYA
İSLAM VE ÜTOPYA PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 13
KötüÇok iyi 
Yazar Raci Durcan   
16-09-2005
Image

Nasıl olupta doÄŸuÅŸunda büyük mukavametlerle karşılaÅŸan fikirlerin sonradan bu direniÅŸle kıyaslanmayacak ÅŸekilde büyüyebildiklerini kendi kendime hep sormuÅŸumdur.

 Son Peygamber gelmeden önceki Arap yarımadası tam bir siyasi ve kültürel yozluk içerisinde debelenmekteydi. Arap toplumu kabilelere bölünmüÅŸ ve aralarında yıllardır devam eden kan davalarından dolayı husumet vardı. Yanlarındaki Pers ve biraz daha uzaktaki Roma imparatorluÄŸu dönemin iki büyük süper gücüydüler. Kabileler ise bunlarla kurdukları ÅŸahsi iliÅŸkilerle hayattta kalabiliyor, ticaret kervanlarını onların hakim oldukları bölgelerden geçirebiliyorlardı. Koca bir Arap yarıması halkının siyasal güvencesi yoktu. Böyle bir ortamada son Peygamber tebliÄŸe baÅŸladı. Ä°çinden çıktığı topluluk tarafından büyük bir dirençle karşılaÅŸtı. Baskıdan dolayı HabeÅŸ’e ve Medine’ye göç ettiler. Peygamber ve arkadaÅŸları sayısız ölüm ve yok olma tehlikesiyle burun buruna geldiler. Bütün bunlardan 20 yıl sonra Ä°slam’ın en çok tehdit edildiÄŸi merkez; Mekke fethedilmiÅŸti. Ardından daha Peygamber hayatta iken tüm Arap yarımadası Müslüman olmuÅŸ, siyasal birliÄŸini saÄŸlamıştı. Bunlar için geçen süre sadece 23 yıldır.

Vefatından sonraki 25 yıl içinde ise komÅŸu devlet ve süper güç Pers imparatorluÄŸu yutulmuÅŸ, diÄŸer gücün (Roma Ä°mp.) baÅŸkenti muhasara altına alınmıştı. Dikkalice bakıldığında müthiÅŸ bir sosyal deÄŸiÅŸme ve geliÅŸmedir bu. DüÅŸünün; bir tek insan geliyor ve yüzlerce yılın birikimi olan toplumsal yapıyı deÄŸiÅŸtirmek üzere yola koyuluyor. Üstelik hiç bir güvencesi yoktur. Yani toplumun yönetiminde söz sahibi olarak, güç sahibi deÄŸildir Ne kendisini ne de baÄŸlılarını koruma imkanı yoktur. Sadece içinde bulunduÄŸu toplumun insafı ve örfüdür onun sığındığı ÅŸemsiye... Aradan geçen bir insan ömrü için bile kısa sayılacak sürede ise koca yarımadayı tesiri altına almış, onun siyasi hakimi olmuÅŸtur.

 Tarafgir davranmazsak bunun tek örnek olmadığını söylemek durumundayız. Mesela tarihin en büyük kara imparatorluÄŸunu kurmuÅŸ olan MoÄŸol baÅŸbuÄŸu Cengiz Han’ı da aynı kategoriye koyabiliriz. Kabiler halindeki göçebe topluluÄŸunu bir birlik haline getirerek yanındaki Çin’i ve uzaktaki güçlü devletleri tehdit etmiÅŸ, neredeyse bütün Avrupayı yutacak konuma gelmiÅŸtir. Halbuki baÅŸlangıçta Camoka adında ve ÅŸimdi kimsenin hatırlamadığı bir kabile ÅŸefinin koruması altındaydı. Yine yakın tarihteki Rus ihtilalini aynı örnekleme içinde kullanmak mümkündür. Sürgünde yaÅŸayan Lenin, Troçki gibi entelektüeller, Rusya’ya geri dönerek, önce orada hakim oldular ve kısa zamanda dünyanın yarısına sözlerini geçirttiler...

 Bu madalyonun bir yüzüdür. DiÄŸer yüzünde ise kaybedebler vardır. Mesela Hz. Ä°sa son peygamberin yaptığını baÅŸaramamış, tebliÄŸ sırasında yakalanarak katledilmiÅŸtir. Kendisinden ancak yüzyıllar sonra gelen baÄŸlıları dünyaya hükümran olmuÅŸlardır. Aradaki fark nereden kaynaklanmaktadır? Hz. Ä°sa’nın getirdiÄŸi ile Son Peygamberin getirdiÄŸi arasında esasta bir ayrım yoktur. Niçin bir tanesi daha ömrünü bile tamamlamadan; kısa sürede büyük bir güç haline gelirken diÄŸeri Yahudilerin kışkırtması yüzünden katliamla yüz yüze gelebiliyordu?

  Bu soru aslında Tarih felsefecilerinin ve Tarih sosyolojiyle uÄŸaraÅŸanların ardında oldukları bir sorudur. Bazıları bunu tesadüf olarak izah etmiÅŸler, diÄŸerleri ise tüm tabiata hükmeden ilahi gücün seçimine yormuÅŸlardır.

  Ä°nsanlar her ne kadar tabiatı inceleyerek onun sırlarını öÄŸrenmeye ve böylece elde ettikleri genel- geçer kuralları uygulayarak hayatlarını geliÅŸtirmeye yön tutmuÅŸ olsalar da bazı ÅŸeyleri bu yöntemi izlemeden de baÅŸarabilmektedirler. Bilim insanlığın hayatında büyük bir inkiÅŸafa sebep olurken, bilimin ÅŸimdiki konumundan çok uzakta olunan dönemdeki insan nesli büsbütün çaresiz deÄŸildir. DoÄŸumdan ölüme kadar elde ettiÄŸimiz her bilginin temellerini, doÄŸru olup olmadığını araÅŸtırmak zorunda kalsaydık; ömrümüz yetmez, bunun için ikinci bir hayat gerekirdi. Ancak yüce Allah, insanlığı çaresiz bırakmamıştır. Bilimsel inceleme için yeterli zamanın olmadığı durumlarda çözüm için içimize bir sezgi ve içgüdüsel davranış yeteneÄŸi aşılamıştır. Halk kitlelerini bilgisizlikle aÅŸağılayan Batı ve onun uzantısı yarı aydınımız bunun farkında deÄŸildir ve olmaya da hiç niyeti yoktur. Ä°ÅŸte bu sezgidir ki inasanları araÅŸtırmaktan aciz oldukları durumlarda bile doÄŸruya iletebilmektedir. Her seçim döneminde Halk, kendisine yönelik bunca aldatma çabalarına raÄŸmen doÄŸruya en yakın olanı görüp yönelirken, bilimsel bilgi dışında bir ÅŸeye itibar etmediÄŸini söyleyen Batı tedrisatlı aydın ise sürekli yanılmaktadır. SaÄŸduyu tabir edilen ÅŸey bu olsa gerektir.

  Genlerimize yerleÅŸtirilen diÄŸer önemli ÅŸey ise bir güç etrafında toplanabilme yeteneÄŸidir. Her ne kadar batılı bir filozof bunu halkın güçlü olanı bir fahiÅŸe gibi üstüne alması olarak tarif ederek aÅŸağılamak istese de insanoÄŸlu bir otorite ile muhatap olduÄŸunda sebebini bilmeden onun etrafında kümelenme, ona baÄŸlanma eÄŸilimine girmektedir. Bu insanın sosyalleÅŸmesi için gerekli bir kuraldır. DüÅŸünülerek yapılmaz. Ancak düÅŸünüldüÄŸünde de davranışın tersinin doÄŸru olduÄŸuna dair bir sonuca ulaÅŸmazsınız. Modern, devlet karşıtı anarÅŸist felsefecilerinin iddiaları aksine topluluk halinde yaÅŸamanın, bir otorite altında birlikte hareket etmenin sayısız yararı vardır. Burada Devlet fikrinin doÄŸuÅŸunu ve gerekliliÄŸini inceleyecek deÄŸiliz. Fakat insanoÄŸlu, tıpkı diÄŸer canlılardaki gibi gibi bir arada olma ve bir otorite altında ve grup olarak bulunma eÄŸilimi göstermektedir. Bunu güçlü olana yakınlaÅŸarak yapar.

 Güç ve iktidar sahiplerinin çevresinin her zaman dolu olması basitçe bir menfaat beklentisine baÄŸlamak yanlıştır. Yani bunun altında bilinçle, düÅŸünülmüÅŸ bir beklenti olmayabilir. Ancak insanoÄŸlu hiç düÅŸünmeden, bir sevki tabiiyle de güç ve iktidar sahiplerine yakın olma eÄŸilimi duyar. Bunun bir tek istisnası, o güç ve iktidar mevkiinde kendisinin bulunması gerektiÄŸini düÅŸünenler yani alternatif kiÅŸi veya gruplardır.

  Çevremizdeki zengin, güçlü ve iktidar sahibi olan insanların sevilip sayılması; herkesin onlara yakın durmaya çalışması iÅŸte bu igüdünün eseridir. Bu prensip bazan zengin ve güçlüye entellektüel konumuyla ters bir kazanç saÄŸlayabilir. Fakat insanlığın büyük topluluklar haline gelerek  geliÅŸmesine ve ilerlemesine de yol açar. Tıpkı Peygamberin kurmuÅŸ olduÄŸu Devletin kısa zamanda büyük bir güce dönüÅŸmesi ve dünyayı sarması gibi. Ä°lk ÅŸiddetli tepkileri atlatıp, hayatta kalmayı baÅŸaran fikirler sonradan büyük bir otorite merkezi haline gelebilirler. Büyük bir aÄŸaç, henüz hayatının ilk evresinde küçük ve zayıf bir fidandır. Onca tehlikeyi salimen atlattıktan sonra büyük ve yıkılmaz bir aÄŸaç olabilir.

 Bu sosyal olayı doÄŸru tanımlayamazsak ütopik düÅŸlerin ardına koyuluruz. Fikirlerinizi muhalefetten merkeze; merkezdeki otoriteye yerleÅŸtiremezseniz dağılıp gidersiniz. Bir kere buraya gelmeyi baÅŸardınız mı ancak çok farklı bir sosyal doku uzaklaÅŸtırabilir sizi oradan. Ä°nsanlar ayrılmak, dağılmak ve otoriteye baÅŸkaldırmak eÄŸiliminde deÄŸil, güçlü ve adil çatılar altında birleÅŸme, geniÅŸleme eÄŸilimi taşımaktadırlar. Tüm canlılar gibi kendini rahatsız etmeyen, zalim adaletsiz ve hayatını tehdit etmeyen ÅŸemsiyeler altında birikirler. Onları baÅŸka bir arayış içerine sokan ÅŸey: tehdit hissetmeleri ya da daha iyi ÅŸartlara eriÅŸme istemidir. Peygamberden sonra çok uzun bir dönem boyunca Ä°slam’ın dünyaya hakim olması bundandır. Ä°slam fikri merkeze yerleÅŸmiÅŸ:  bir siyasi otorite olarak halka karşı bir tehdit unsuru olmadığı gibi tehditleri ortadan kaldırarak onları hürleÅŸtirmiÅŸtir de. Böylece aynı sosyal çatı altındaki baÅŸka fikir, din ve inanç sahipleri bile o yüce fikrin yayılıp geniÅŸlemesine ve güçlenmesine katkıda bulunurlar. Aslen hiç bir fikir, düÅŸünce iktidara geldiÄŸinde baÅŸka yerden insan ithal etmez. Eski bozuk sistemin yerine yeni ve parlak medeniyeti kuranlar eski sistemdeki insanlardır. Yeni sistem, yeni bir nesil getirmez. Hatta bazı inanç sahiplerinin tersine; eÄŸer yeni bir nesil mümkün olsaydı bahse konu baÅŸarıyı gösteremezdi. Cehaletin kötülüÄŸünü, kız çocukları öldürmenin vicdan azabını görmeyen bir nesil, Ä°slam’ın o parlak dönemini de yaratamazdı. Çarlık Rusyanın egemen, baskıcı ve sömürücü yönetiminden köylüler bu kadar bunalmasa, Komünizme yeni bir fikir olarak bu kadar baÄŸlanamazlardı. Gerçek ÅŸu ki, bir medeniyetin tam tersini bu medeniyetin kötülüÄŸünü görmüÅŸ insanlar meydana çıkarabilirler. Yeni bir nesil oluÅŸturarak yeni bir düzen kurma iddiaları sosyal gerçekleri görmemek, anlamamaktır. Bunu anlayamayanlar, uÄŸradıkları her yenilgide inananların inaçlarını sorgulayıp onları daha softa tavır içine itmeye devam edeceklerdir.

 Ä°slam’ı ve insanı tanımayanlar kendi hayal dünyalarının çaÄŸrışımlarına verirler bu isimleri. Ä°slam ve Ä°nsan hayatın en katı gerçeÄŸidir. Ä°nsan denilince melek; Ä°slam denilince de dünyevi cenneti anlayan düÅŸünce sistemleri her zaman sukutu hayale uÄŸramaya mahkumdurlar. Allah insanın insan, Dünyan’ın da Dünya kalmasını istemiÅŸtir. Ä°slam Komünizm ve Kapitalizmin yaptığı gibi bir dünya cenneti vaad etmez. Böyle emeller ardında koÅŸanlar hangi ütopya peÅŸinde olduklarını her duvara tosladıklarında göreceklerdir.

Ä°slam düÅŸüncesinin zaafa uÄŸraması, Dünya sisteminde hakettiÄŸi konumda bulunamamasının nedeni, müminlerin siyaseti bırakıp hastalıkları baÅŸka alanlarda aramalarından kaynaklanmaktadır. Siyasette -yani toplum yönetiminde- çaÄŸdaÅŸ rakiplerimizden geride olduÄŸumuz sürece yarışta da geriye düÅŸeceÄŸimizi bilmemiz gerekir.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 27-08-2013 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111701300 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net