ULAÅžIMDA DEVRÄ°M, YENÄ° BÄ°R DÜNYA
RACÄ° DURCAN
‘Dünya dönüyor’ dediÄŸi için engizisyon mahkemesinin Galileo hakkında idam kararı aldığını öÄŸrendiÄŸimde ÅŸaşırmıştım. Uhrevi papazlık kurumunun dünyevi bir mesele için bu kadar öfkelenmesi ve ellerini kana bulamasını tuhaf bulmuÅŸtum. Dünyanın dönmesinin yahut durmasının papazlara ne zararı olabilirdi? Bu konudaki bir açıklamayı niçin bu kadar önemsemiÅŸ olabilirlerdi? Tabii ki zihnime takılan bu soruları kimseye soramadım. Cevap alma ihtimali olmaması bir yana; tuhaf sorulardan dolayı arkadaÅŸlarım nazarında gülünç duruma düÅŸmek söz konusuydu. O yaÅŸta kimsenin böyle bir durumun üstesinden gelmeyi becereceÄŸini sanmıyorum. Susmak ve beklemek bazen en iyi çözümdür.
Okul hayatım boyunca akla takılabilecek onca soru, sanki hiç böyle bir ihtimal söz konusu deÄŸilmiÅŸ gibi anlatıldı. Böyle bir ortamda o tuhaf soruyu sorduÄŸunuzda alaycı bakışları anında üzerinizde yakalardınız. Åžahsen ben bu konuda hiç cesaretli olmadım. Cesaret edebilenlerin karşılaÅŸtığı durumdan ürkmüÅŸtüm.
Soru sormamak, imtihan kâğıtlarına hocaların anlattıklarını yazmak hadiseyi bitirmiyor elbet. Bir soru zihninize takılmaya görsün. Cevabını bulmak bir ömür bile alsa sizi meÅŸgul eder.
CoÄŸrafya hocamız eski insanların dünyayı düz telakki ettiklerini, fakat yuvarlak olduÄŸu yorumunu yapan Avrupalı denizcilerin Büyük Okyanusu geçerek, yeni ticaret yollarını keÅŸfettiklerini; böylece Avrupa’nın zenginleÅŸtiÄŸini anlatmıştı. Bu dersten kısa süre sonra karşılaÅŸtığım bir olay zihnimin karışmasına neden olmuÅŸtu. Ä°ncecik bir dala tırmanan karınca en uca varınca geri dönüp aynı yoldan gelmek zorunda diye düÅŸünmüÅŸ ve takibe koyulmuÅŸtum. Karınca uca vardığında geri dönmemiÅŸ; dalın arka kısmını kullanarak tekrar baÅŸlangıç noktasına varmıştı. Dünya düz olsa bile insanlar niçin arka tarafını kullanmayı ve hep batıya giderek dünyayı dolaÅŸmayı düÅŸünememiÅŸlerdi? Bir karıncanın aklına gelen ÅŸey tabiattaki en akıllı yaratığın yüzyıllarca aklına gelmemesi tuhaftı.
Bu tuhaflıklar sonra da devam etti. Gözüme çarpan bazı ÅŸeyleri yazıyor ve yayınlıyorum, sizler de okuyorsunuz. Bazı ÅŸeyler var ki insan hakikaten cesaretli olamıyor. Bu sadece benim için böyle deÄŸil. Geçenlerde, yazılarını takip etmeye özen gösterdiÄŸim bir gazeteciyi aynı endiÅŸeler içinde gördüÄŸümde, böylesi durumlarda titiz davranmanın ne kadar doÄŸru olduÄŸunu bir kere daha hatırladım. Dikkat ediniz komplo kurmuyorsunuz fakat kurulmuÅŸ olan bir komployu deÅŸifre ettiÄŸiniz halde inandırıcılığınızı yitirebiliyorsunuz.
BaÅŸa dönersek; günümüzde ne engizisyon mahkemeleri vardır, ne de papazlar o kadar güçlüdürler. Böylesi olayların artık tarihte kalmış olduÄŸunu, insanlığın ve düÅŸüncelerinin hürleÅŸtiÄŸine inanmamanız için bir neden yoktur. Papazlar ve engizisyon mahkemeleri ortadan kalktığına göre yeni düÅŸüncelerin üzerine kimse sünger çekemez. Zaten ders kitaplarında bu konuların ele alınması böyle düÅŸünmeniz içindir.
Ne yazık ki durum hiç zannettiÄŸiniz gibi olmayabilir. Günümüzde engizisyon mahkemeleri yoktur fakat onu aratmayacak kurumlar vardır. Papazlar ortaçağın egemenleriydi ve o nedenle bilgiyi kontrol altında tutuyorlardı. Åžimdi o konumda baÅŸka sınıflar bulunmaktadır. Dünya dönüyor demenize ses çıkarmazlar ama egemenliklerine halel getirecek baÅŸka bir bilgi karşılığında sizi ölüme mahkûm etmekten çekinmezler. Üstelik bunu; eskiden olduÄŸu gibi giyotinlerle yapmaları ÅŸart deÄŸildir. Görmezden gelerek, varlığınızı ve düÅŸüncelerinizi hiçe sayarak, yani daha feci yöntemler geliÅŸtirmiÅŸlerdir. Bedeninizin diri olması ve orada burada dolaÅŸması ne anlam ifade eder ki? Yok sayılmak da bir ölüm deÄŸil midir? Papazlar hiç deÄŸilse sizi görmezden gelmiyorlardı. En azından bir süre sonra, Galile gibi hakkınız teslim edilme ihtimali vardı. Sözünüze, fikrinize tepki gösterme ihtiyacı hissediyorlardı. Åžimdiki ölüm fermanları kalabalıkların içinde uygulanmakta; fakat feryatları kimseler duymamaktadır.
Bu giriÅŸten sonra modern ulaşımda niçin hava yolunun tercih edilmediÄŸini konuÅŸabiliriz. Günümüzde bir keÅŸmekeÅŸe dönüÅŸen metropol yaÅŸamı, eÄŸer ulaşımda hava yolu tercih edilseydi asla olmayacaktı. Trafik problemi söz konusu olduÄŸunda sanki böyle bir seçenek yokmuÅŸ gibi davranmak olaÄŸandır. Peki böyle bir ÅŸey mümkün olabilir mi?
Uçağın icadı ve yaygın olarak kullanıma girdiÄŸi II. Dünya savaşı sonrası Amerikan halkının beklentisi bu yöndeydi. GeleceÄŸin ulaşımının havadan olacağına inanan Amerikalılar yeni yaptırdıkları binaların üstünü uçan cisimlerin konabileceÄŸi ÅŸekilde hazırlıyorlardı. Fakat bu gerçekleÅŸmedi. Bunun yerine raylı taşıma ve oto yolları geliÅŸti. Hava yolu günümüzde elbette mevcuttur fakat sınırlandırılmış ÅŸekilde. Toplu ulaşımda havayolu ileri bir tarihe ertelenmiÅŸ görünüyor. Böyle bir ÅŸey gündeme geldiÄŸinde buna teknolojinin imkan vermediÄŸini söyleyeceklerdir. Fakat böyle olmadığını sizler de tahmin edebilir, hatta görebilirsiniz. Benim yaptığımı yapar ve Youtube’da havalanan arabaları, basit aletlerle uçan insanları izleyebilirsiniz. Otomobil ve demiryoluna yapılan bunca yatırım hava yolu için yapılsaydı ÅŸimdiye kadar çoktan insanlık hava yoluyla kitlesel ulaşımı gerçekleÅŸtirmiÅŸ olacaktı. Demek istediÄŸim ÅŸu ki, Galata Kulesinden uçmayı hedefleyen Hazerfan Ahmet Çelebi gibiler sadece o çaÄŸda engellenmiyorlar. Günümüzün sivil havacılık kuruluÅŸları modern hazerfanların hakkından gelmek için beklemektedirler.
Olayın teknik yönünü ve ayrıntılarını izah edecek deÄŸilim. Fakat ÅŸunu bilmeniz yeterlidir: Ne tüm bilimsel kuruluÅŸlar insanlığı refah ve mutluluÄŸa ulaÅŸtıracak icatlar peÅŸindedirler, ne de devletler kendi egemenliklerini zedeleyecek geliÅŸmeleri insanlı yararına göz ardı ederler.
DüÅŸününüz, insan uçan bir otomobile sahip olsaydı ve yakıt ikmali için yere bu kadar bağımlı olmasaydı Dünya nasıl deÄŸiÅŸirdi? O zaman bunca sınırı insanlığın karşısına dikebilir miydiniz? Dünyanın zenginliklerini bir yerden aparıp baÅŸka bir köÅŸesine hapsedebilir ve diÄŸerlerine yasaklayabilir miydiniz? Metropollerde arazi fiyatlarını ÅŸiÅŸirerek bir insanı ömrünün sonuna kadar bir ev sahibi olmak için bankalar adına çalıştırabilir miydiniz? Ä°nsanın barınma hakkına bu kadar tecavüz edebilir, sömürebilir miydiniz?
Ne yazık ki kapitalizmin elindeki modern bilim insanlığın tutsaklığını pekiÅŸtirmede kullanılmaktadır. Biz olması gerekenle deÄŸil, geçmiÅŸte olanla ÅŸimdikini karşılaÅŸtırdığımızdan elimizdekini ilerleme olarak deÄŸerlendiriyoruz. Çünkü Müslümanlık 150 yıldır ne siyaset sahnesindedir, ne bilim üretebilmektedirler. Entelektüellerimiz henüz batının deÄŸerler sistemini keÅŸfedip Ä°slam adına onaylamakla meÅŸguller. Yeni bir dünya tasavvurları bulunmamaktadır.
Batı, sürdürülemeyen ekonomik ilerlemeden dolayı girdiÄŸi krizi aÅŸmak için suni savaÅŸlar çıkarmaya koyulmuÅŸtur. Hadise bütünüyle önümüzde cereyan ederken olaya sadece seyirci kalmak ve haklanmak için sıramızın geç gelmesi için dua etmekten baÅŸka çare yokmuÅŸ gibi görünmektedir. KeÅŸke bu coÄŸrafyaya ait bazı devletler nükleer silah sahibi olup onlarla baÅŸa çıkabileceklerini düÅŸüneceklerine bu konu üzerine yoÄŸunlaÅŸsalardı. KiÅŸilerin rahatça yer deÄŸiÅŸtirebilecek imkana sahip olduÄŸu bir insanlığı, uzaydan dahi olsa silahla tehdit edip teslim almak bu kadar kolay olur muydu?
Ulaşımda demiryolu diktatoryal rejimlere; karayolu ise kapitalizme yakıştırılmaktadır. Diktatörlüklerde bireyin deÄŸeri yoktur. Onlar ya iÅŸçidirler fabrikaya gitmeleri gereken; ya da askerdir cepheye gidecek. Demiryolu en uygun çözümdür bu duruma. Kapitalizmde ise tüketicidir birey. Otomobiline atlayıp bir alışveriÅŸ merkezine ulaÅŸabilmeli, tatil yörelerine eriÅŸebilmelidir. Havayolu bu ikisinden farklıdır. Bireysel uçuÅŸ imkanına sahip biri ne tüketici olmak ne de cephede asker olmak zorunda deÄŸildir. Zalim yönetimlere ağır vergiler ödemek, hapishaneden farksız sınırlara mahkûm olmak zorunda da deÄŸildir. Ulaşımda yapılacak bir tercih deÄŸiÅŸikliÄŸi dünyanın yepyeni bir ÅŸekil almasına yetecektir.
Peki, bunu kim yapabilir?
Unutmayınız, her yeni çağı baÅŸlatan, yeni bir silah, belki yeni bir buluÅŸtur. TekerleÄŸin icadı insanoÄŸlunun hızını artırdı, Dünyayı deÄŸiÅŸtirdi. Åžimdi tekerlek yerine pervaneye dönüÅŸün zamanıdır. Bu gerçekleÅŸtiÄŸinde Dünya hiç tanıyamacağımız kadar deÄŸiÅŸecektir. GloballeÅŸmeyi önümüze getirenler, eÄŸer gerçekten isteselerdi bu geliÅŸmeyi desteklerlerdi. Fakat onların globalleÅŸmeden anladıkları Dünyanın her tarafını daha özgürce sömürebilmektir. Havadan bireysel ulaşım eninde sonunda gerçekleÅŸecektir. Batının bunu yapmayacağı, böyle bir ÅŸeyin önünü açmayacağı aÅŸikârdır. Önünü açmak bir yana, böyle bir ÅŸeyi kontrol altında tutmak için herÅŸeyi yapacaklardır.
Peki diÄŸerlerine ne oluyor? Niçin bu oyunun bir parçası olmayı tercih ediyorlar? Bu zorunluluk mu? Yoksa tercih midir?
|
Tebrikler... Yazar Sanih açık 2008-03-16 13:53:35 Ufuk açıcı bir yazı; tebrikler... | Tek bir şeyi anlayamadım! Yazar kubha açık 2008-03-16 23:59:24 Raci Bey, Bu yazınız da üniversitelerde kürsülerde okutulması gereken bir yazı. Küresel ısınma da dahil olmak üzere her konuda haklı çıktınız. Ama şu önceki cumhurbaşkanı ile ilgili teorileriniz sanki tutmadı. Saygılarımla,
|
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |