26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Ä°stanbul, Türkiye ve Basiretli Tüccar.!
İstanbul, Türkiye ve Basiretli Tüccar.! PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 13
KötüÇok iyi 
Yazar Fahri Yurtsever   
19-01-2008
Ä°STANBUL, Türkiye ve Basiretli Tüccar.!
                                                                 Fahri Yurtsever
Ä°stanbul'a tüp geçit yapılıyor. Åžimdi birde, 3. köprü ve daha birincisi bitmeden, 2. karayolu tüp geçidi gündeme getirildi.
"Oh oh ne güzel, trafik çilesi bitecek, Ä°stanbul dünyanın en büyük ÅŸehirleri arasına girecek."
"Yahu ÅŸu trafik çilesi bitsinde, boÄŸazın üzerindeki köprü kirliliÄŸi falan çok önemli deÄŸil. Zaten, bunu ileri
sürenler, tuzu kurular, burjuvalar, rüküÅŸ çevreciler, her iÅŸe itiraz eden mimarlar..
Hangisi daha önemli, göz kirliliÄŸi mi, trafik çilesi mi? Onlar bizim otobüslerde neler çektiÄŸimizi, kaç saatte iÅŸe gidip geldiÄŸimizi bilemezler..
Ayrıca, bu trafik çilesinin ekonomiye yıllık artı yükü de çabası..
Hem doÄŸum oranı, göçler vasıtasıyla artan nüfusu, geleceÄŸi de düÅŸünmek gerek.."
VatandaÅŸ olarak bu görüÅŸlere bende katılıyorum. Benim acil sorunum trafik, ulaşım.
Sanıyorum, esnaflar, iÅŸadamları da böyle düÅŸünüyordur. Onlarda, hem ulaşımda rahatlayacak ve tasarrufta bulunacaklar, hem de geliÅŸen-büyüyen ÅŸehir, yeni iÅŸ sahaları açacak, pazarı geniÅŸletecektir.
Tabii ki, yeni yollar yeni arsa-inÅŸaat rantları yaratacağı için, bu iÅŸle iÅŸtigal edenlerde çok istekli olmalılar.
Hatta, muhakkaktır, arsa ve inÅŸaat iÅŸiyle iÅŸtigal edenlerin kodamanları ve partiye yakın olanları, çoktan pafta-haritaları sermiÅŸ, belediyelerin ilgili memurlarına 'yardım etmeye' baÅŸlamışlardır.!
Ama onlardan bana ne!
Onlar her devirde zaten vardı!
Åžu trafik sorununu biran önce çözsünler, bizleri kurtarsınlar da, ne yaparlarsa yapsınlar!
Bu gündelik ve acil sorunumuzu halletsinler de, yerlerse yesinler.!
Ben halk olarak, birey olarak, böyle düÅŸünmekte ve istemekte haklıyım.
Peki, bizi yönetenler, belediyeler ve hükümet de böyle mi düÅŸünmeli?
Trafik sorunu var, o halde köprü yapalım, tüp geçit yapalım, yolu geniÅŸletelim perspektifi akılcı mıdır?
DeÄŸildir. Bu yaklaşım, gecekondu kondurma çözüm anlayışından farksızdır. Ä°ki göz eve, 'oÄŸlanı evlendirdik, sığmıyoruz, hadi bir oda daha ilave edelim' demekle aynıdır. Gecekonducu mantıktır. Köyünden göçüp gelen insanın, zaruretle başını sokacak iki göz oda dikmesini anlamak mümkündür. Ama bir ÅŸehri dizayn etmekle mükellef olanları, mantıken anlamak pek mümkün deÄŸildir.!
Yönetimlere düÅŸen görev, sorun çıkmasını önleyecek tedbirleri önceden almak olmalıdır. Önceden görmek, planlamak, programlamak, yön vermek marifeti ile sorun yaratmamak, arızi olarak meydana gelenleri çözmektir. Bu tabiî ki, bir gelecek vizyonunu, planlamada-iÅŸlerde devamlılığı, devamlılığı saÄŸlayacak mekanizmaları gerektirir.
Bu durum, bu yönetimin suçu deÄŸil denebilir. DoÄŸrudur, ancak hiç olmazsa bundan sonra yeni sorunlar çıkmasını veya mevcutların daha da büyümesini engellemek bu yönetimin görevidir.
Olayın, biri hükümetler düzeyinde genel, biri Ä°stanbul özelinde iki boyutu vardır.
Genel boyut, Ä°stanbul veya bir baÅŸka ÅŸehrin, ülkemizin -ve özellikle ekonominin- bir parçası olduÄŸudur. Ä°stanbul’un nüfusu, ülkemiz nüfusunun ortalama % 20 sidir. GSYH'ya katkısı 133 milyar dolardır. Toplam vergi gelirlerinin, % 42 si Ä°stanbul'dan saÄŸlanmaktadır.
1-KendiliÄŸine bırakılırsa, Ä°stanbul nüfus olarak nereye, daha ne kadar gider?
2-Tek bir ÅŸehrin, ülkemiz ekonomisindeki hayati, canalıcı büyüklüÄŸü ciddi risk oluÅŸturmuyor mu?
KendiliÄŸine bırakmayalım da, vize mi koyalım? Ä°stanbul’un geliÅŸmesine engel mi olalım? Tabii hayır..!
Ancak, devleti "tüccar zihniyetiyle" bile yönetecekseniz, basiretli tüccar gibi davranın. Serbest piyasa, liberal ekonomi, piyasa kendi dengesini kurar mantığı, basiretli tüccara uymaz. Basiretli tüccar, akan suya bakıp, kendi halinde aksın yada sel olsun sağı solu götürsün demez. Ä°slah eder, deÄŸirmen yapar, gölet yapar, baraj yapar, santral kurar. Yani hem kontrol altına alır, hemde fayda saÄŸlar. 
EÄŸer güneyde, turistik ÅŸehirlerimizde geliÅŸme olmasaydı, önemli miktarlarda daha göç, Ä°stanbul’a gelmeyecek miydi? Demekki, Ä°stanbul'u bir çekim merkezi olmaktan çıkarmak, baÅŸka çekim merkezleri oluÅŸturmak; bundan öncede, mümkün olabilecek çok sayıda insana, doÄŸdukları ÅŸehirlerde yaÅŸayabilecek ortamı saÄŸlamak gerekiyor. Elbette, özellikle Ä°stanbul baÅŸta olmak üzere büyük ÅŸehirler yine göç alacaktır ama ciddi sorunlar ve maliyetler oluÅŸturmayacaktır.
Göçler dolayısıyla, büyük ÅŸehirlere ayrılan bütçeler, göç olmadan önce kendi mahallinde kullanılabilir. Böylece, bir taÅŸla çok kuÅŸ vurulur ve bölgesel eÅŸitsizlikler de giderilmiÅŸ olur. Yada olurdu demek daha doÄŸrudur. BaÅŸtan öyle yapılmalıydı. Bugün, hem büyük ÅŸehirlerin sorunlarına çözüm üretmek, hem de ileriyi düÅŸünerek, diÄŸer ÅŸehirlere yatırım yapmak gerekiyor.
Bu durum, çok daha fazla para-kaynak demektir. Ancak, bu parayı bugün bulup harcamaz iseniz, 5-10 yıl sonra, büyük ÅŸehirlerin yeni sorunları için, çok daha fazlasını harcamak durumunda kalacağınız kesindir.
Üstelik harcanan paraların çoÄŸu boÅŸa gidecektir. Bugünden geriye baktığımızda, son elli yıldır gecekondu bölgelerine yapılan bütün altyapı yatırımlarının, yeni imar planları sonucu boÅŸa gittiÄŸini gördüÄŸümüz gibi.
Günlük, palyatif çözümlerle yapılan yatırımların, suya yazı yazmaktan farkı olmamıştır.
EÄŸer, o kadar parayı bulup harcayamaz iseniz, büyük ÅŸehirler hepten yaÅŸanmaz hale gelecektir. Sosyal sorunlardan hiç bahsetmiyoruz bile!
Bu noktada, ÅŸu sorular sorulmalı ve yöneticiler-uzmanlarca cevaplanmalıdır:
Ä°stanbul’a yapılacak yeni köprü, yollar ve geçitler çözüm getirecek mi yada ne kadar süre ile getirecektir?
Bir taraftan, bu ÅŸehrin sorunları çözmek için devlet bütçesini ciddi etkileyecek, borç yükünü ve dışa bağımlılığı daha da artıracak harcamalar yapılırken; diÄŸer taraftan yeni sorunlar, yeni yükler getirecek gökdelenler, kuleler, portlar vb. projeleri nasıl baÄŸdaÅŸtıracağız? GeliÅŸecek, büyüyecek isek, buna katlanmalı mıyız?
Bu projeler bittiÄŸinde, kent yeni göçler alır mı, nüfus ve trafik nerelerde yoÄŸunlaşır? Bunun sonucunda, 4. köprü, 3. tüp geçit yapmak zarureti doÄŸar mı? Bu tip projelerin ekonomik getirisi varsa ki, mutlak vardır, Ä°stanbul dışında baÅŸka ÅŸehirlerde gerçekleÅŸtirilmesi söz konusu olamaz mı? Yönlendirilemez mi? Ä°stanbul'da olması illaki isteniyorsa, daha rantbl-uygun yerler seçilemez mi?
Parantez içinde, ben vatandaÅŸ olarak bu soruları sormam. Ben isterim ki, kuleler-portlar hepsi yapılsın, böylece yeni iÅŸ alanları açılsın. Trafik daha büyük sorun olursa, yöneticiler düÅŸünsün ve çözsün.
DiÄŸer konu, ekonomide canalıcı büyüklük meselesidir. Ä°stanbul'da yaÅŸayanlar için avantaj gibi görünen bu olgu, esasen yöneticilerin önündeki en önemli sorun olmalı ve uykularını kaçırmalıdır. Bu duruma, askerde karşı çıkmalıdır. BaÅŸkaca nedenleri bir tarafa bıraksak bile, bir savaÅŸ durumunda Ä°stanbul’un vurulması, genel ekonominin çökmesi anlamına gelmektedir. Bu nasıl dikkate alınmaz?
Büyük deprem de bekleyen Ä°stanbul’un, ekonomik önemini artırmak bir yana, bilakis süratle azaltılmalıdır. Ä°stanbul ve çevresindeki sanayi tesisleri, ülkemizin deÄŸiÅŸik bölgelerine ivedilikle taşınmalıdır. Bu iÅŸin maliyeti, savaÅŸ olasılığını gözardı etsek bile, olası depremin yol açacağı ve havaya uçacak maliyete sayılmalıdır.
           
GörüldüÄŸü üzere, birinci ve ikinci sorunun cevapları birbiri ile örtüÅŸmektedir. Ä°ster mutlak, yani taşınma yolu ile; ister nispi, yani diÄŸer ÅŸehirlerin kalkındırılması yolu ile olsun, Ä°stanbul’un nüfusu ve önemi azaltılmalıdır. Ä°stanbul çekim merkezi olmaktan çıkarılmalı, paralar köprüye-geçide deÄŸil, hem ekonomiyi, hem binlerce insanımızın hayatını kurtarmak için harcanmalıdır.
*
Ä°stanbul benzeri ÅŸehirler, kendi haline bırakılırsa, büyüdükçe büyüyor, bitmeyen sorunlarıyla, sonu gelmeyen yatırımlarıyla beraber büyüyor. ABD'de Manhattan, Hindistan'da Bombay gibi bariz örnekler var. Bu ÅŸehirlerde, sorunlar çözüldükçe, göçün arttığı da ayrı bir vaka. Göç aldıkça geniÅŸletilen yollar, yeni köprüler, yeni geçitler, metrolar, metroların daha altından geçen ikinci metrolar, köprü yolların üstünden geçen yeni köprü yollar, yeni havaalanları, büyütülen limanlar, bitmeyen sorunlar, bitmeyen altyapı yatırımları ve çilesi bir türlü çözülemeyen trafik.. Yani sonu yok.
Demek ki, kendi haline bırakmayacak, öncelikle insanlara doÄŸdukları ÅŸehirde yaÅŸama ortamı saÄŸlayacaksınız. Bu hükümetlerin iÅŸi. Ama, cazibe merkezi olmaktan çıkarmak hususunda belediyelerinde yapabilecekleri var.
1- Åžehrin toprağını bedava altın olmaktan çıkaracak, imarsız yapılaÅŸmaya izin vermeyeceksiniz. Keyfi, kiÅŸisel, günü birlik, rantiye imar düzenlemeleri yapmayacaksınız. Bir imar planı, hiç olmazsa yirmi yıl deÄŸiÅŸmemelidir. Ana yolların açılması-geniÅŸletilmesi gibi kamu yararının mevzu bahis olduÄŸu durumlarda, 'kimsenin gözünün yaşına bakmayan' kararlar alacaksınız.
2- Åžehri dikine büyütmeyeceksiniz. Hem yüksek binalardan kaçacak, hem de ticaret merkezlerini ÅŸehrin merkezinden çevresine kaydıracaksınız. Sanayiyi, tümüyle ÅŸehrin oldukça dışına çıkaracaksınız. Åžehrin merkezine bırakın kuleler, gökdelenler yapmayı, mevcuttan fazlasını aklınızdan bile geçirmeyeceksiniz. En iÅŸlek caddelerine, büyük alışveriÅŸ merkezleri, genel müdürlükler, oteller vb.leri yapılmasına asla müsaade etmeyeceksiniz. 
3- Toplu taşıma araçlarına yatırım yapacak, kullanımını teÅŸvik edeceksiniz. ÖrneÄŸin, raylı sistemlere ve denizyoluna yatırım yapacak, yoÄŸun güzergahlara iÅŸ saatlerinde özel otoların giriÅŸini yasaklayacaksınız.
4-Åžehrin iki yakası arasında trafiÄŸe sebep olan, iÅŸe geliÅŸ-gidiÅŸ gibi hareketleri azaltmanın çarelerini arayacaksınız.
5-Uluslararası karayolu taşımacılığını, ya Ä°stanbul’un en kuzeyinden yada Ä°zmit-Silivri arası feribota kaydıracaksınız. Köprü geçiÅŸini, 22-06 saatleri ile sınırlayacaksınız.
6- Stadyumları ve yataklı hastahaneleri ÅŸehir dışına çıkaracak, semt polikliniklerini artıracaksınız. 
7- Şehir merkezinde, okul ve işyeri servis taşımacılığını kaldıracaksınız.
8- Yeni ve yeterli otopark inÅŸa edecek, yol kenarlarına park etmeye izin vermeyecek, taksilere durak ve cepler düzenleyecek, minibüsleri peyderpey devre dışı bırakacaksınız.
Anlaşılacağı üzere, bu öneriler neredeyse hiç fazladan para gerektirmemektedir.
Esasen, bunların hepsine ve daha baÅŸka düzenlemelere, ÅŸehir planlamacıları, çevre mühendisleri, mimarlar, sosyologlar, tarihçiler, ilgili su-elektrik-kanalizasyon-telefon, polis, asker, üniversite vb kuruluÅŸların ortaklaÅŸa oluÅŸturduÄŸu bir ÅŸehir komisyonu, halkında katılımıyla-görüÅŸü alınarak karar vermelidir. 
Aksi halde, yapılması gerekeni yerel yöneticilerde bilir. Bilirler ama iÅŸlerine gelmez yapmazlar. Dürüst olanları da yapamazlar, çevrelerini öyle alıcı kuÅŸlar sarmıştır ki, yaptırmazlar.
Görünen ve bilinen odur ki, her imar affı, her imar tadilatı, her yol yapımı, her köprü-geçit, her port-kule vb proje, hatta her kaldırım düzenlemesi birilerine siyasi rant veya doÄŸrudan maddi kazanç saÄŸlamaktadır. Biz vatandaÅŸlarda, 'yesinler ama bir ÅŸeylerde yapsınlar' kanıksamışlığıyla onlara çanak tutarken, birbirimize ÅŸikayet ederiz. Onlar bildiklerini okurken, bazılarımıza da bir kat müsaadesi daha verirler, tahsis belgesi verirler, kömür-yiyecek yardımı yaparlar, karşılıklı geçinir gideriz. Onlar kepçe, biz kaşık sallarız.!
Ancak birileri çıkar ve derse, bu köprü-tüp geçit iÅŸlerinin maliyeti çok yüksek, bu kulelerin, bu gökdelenlerin gerektireceÄŸi milyarca lira alt-yapı yatırımları sizlerin cebinden çıkacak, borç daha da katlanacak, 5-10 yıl sonra ülkeyi krize sürükleyebilir, iÅŸte orada biraz düÅŸünmemiz icap eder. Sanırım pek çoÄŸumuz, bir 2001 krizi daha yaÅŸamak istemeyiz.  
Fahri Yurtsever
26.Ekim.2005
Not 1: Bu yazıyı hazırlarken Malatya Çocuk Yuvasında olanlar patlak verdi. Köprüler, gökdelenler bir ülkenin belki kalkınmışlık göstergesi olabilir ama kesinlikle geliÅŸmiÅŸlik göstergesi olamaz. GeliÅŸme, tümüyle insan iliÅŸkilerinde saklı. Çocuklarına, yaÅŸlılarına bunları layık gören bir ülke, nasıl geliÅŸmiÅŸ olur? Köprülere, tüp geçitlere milyar dolarlar harcamayı göze alan bir ülke, nasıl olurda tasarruf tedbirleri dolayısıyla, kimsesiz çocuklarına "eÄŸitimli bakıcı kadroları" açamaz, uzman eleman alamaz? Hangisi bizi geliÅŸmiÅŸ yapar? Köprüler gökdelenler mi, yoksa mutlu çocuklar-yaÅŸlılar, huzurlu-mutlu ve birbirine hoÅŸgörülü-saygılı toplum mu? Varsın gökdelenlerimiz olmasın, ADAM OLALIM YETER.
Not 2: Basiretli Tüccar, hukuki bir kavramdır.
***
"KIYAMET SENARYOSU
Prof. A. Vefik Alp, yazısında olası bir depremde Ä°stanbul da beklenen korkunç tabloya iliÅŸkin de rakamlar verdi.
Söz konusu rakamlar ÅŸöyle:

-60 bin ağır hasarlı bina.
-115 bin orta hasarlı bina.
-250 bin hafif hasarlı bina.
-600 bin evsiz aile.
-100 bin ölü.
-450 bin hafif yaralı.
-135 bin ağır yaralı.
-2 bin noktada su kaçağı.
-30 bin kutudan doğalgaz sızıntısı.
-3 bin yangın.
-140 milyon ton enkaz.
-50 milyar dolar birincil maddi kayıp.
-100 milyar dolar toplam maddi kayıp." (Anka. 24 Ekim 2006)

Yorum
Hey Yüce Allahım!!! diyorum
Yazar kubha açık 2008-01-19 13:03:27
Koca Osmanlı, Topkapı Sarayı'ndan 3 kıta 7 denizi adaletle idare etmiş. Keçiören Belediyesi hizmet binasının önünden her geçişimde bunu hatırlar; o halde bu binadan tüm dünya idare edilir diyor, hayıflanıyorum.

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 19-01-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111685151 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net