12-12-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Çeviriler arrow Genel arrow STALÄ°N'Ä°N MÄ°RASI
STALİN'İN MİRASI PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 14
KötüÇok iyi 
Yazar MÄ°LOVAN DJILAS - Nuri BÄ°RTEK   
13-01-2008

STALÄ°N’Ä°N MÄ°RASI

                                                                                             MÄ°LOVAN DJILAS 
                                                                                       Tercüme:Nuri BÄ°RTEK
                                                                                             

     EÄŸer muvaffakiyeti politikanın tek kriteri olarak kabul edersek, STALÄ°N muhtemelen zamanının en baÅŸarılı politikacısıdır. Stalin otuz yıl süre ile hüküm sürdü. Rejiminin ve ülkesinin sanayileÅŸmesini emniyete aldı. Lenin’den miras aldığı sosyal yapıyı güçlendirdi, devraldığı Sovyet devletini milletlerarası politikaya soktu, sınırlarını önemli ölçüde geniÅŸletti.
Öte yandan, eÄŸer beÅŸer münasebetleri ve beÅŸer hürriyetlerinin geliÅŸtirilmesi politika kriteri olarak alınacak olursa Stalin muhakkak gelmiÅŸ geçmiÅŸ en randımanlı zalim idi. Ä°deolojik saplantılar ve ÅŸahsi iktidar hırsı için milyonlarca insanı ortadan kaldırdı. Kurbanlarının sayısı hala tartışılmakla beraber 20-60 milyon Sovyet Vatandaşının öldüÄŸü tahmin edilmektedir. Büyük kültürlerden birini (Rus Kültürü) apolojetikler ve puta tapıcılar seviyesine indirdi. Bütün insanlıkta bir korku ve nefret uyandırdı.
        Ve eÄŸer bir devlet adamının ehemmiyetini eserlerinin kalınlığı ile ölçmeyi tasarlıyorsak, o zaman, haklı olarak bugün ÅŸöyle diyebiliriz: Stalin’in eserleri ve Stalin’in cinayetleri hala müessir olmaya devam etmektedir. Ve “bilimsel ideoloji” için çaba sarf etme fikri, yani “yeni bir cemiyet” ve “yeni bir insan” yaratmak için iktidarın ele geçirilmesi fikri geçerli olduÄŸu sürece de müessir olmaya devam edecektir. Pek çok yönleriyle çağımız bir STALÄ°N devri olmaya devam etmektedir. Stalin’in mirası el’an insanlık üzerindeki ağırlığını sürdürmektedir. Muhtelif ırklardan oluÅŸan Rus devletinin ihtilal önde gelenlerinden hiçbiri Stalin gibi cemiyetin derinliklerinden gelmemiÅŸti. Gürcistan’ın küçük Gori kasabasının sefaleti ve yoksulluÄŸu içinden gelmiÅŸ sarhoÅŸ iken dövülerek öldürülmüÅŸ bir iÅŸçi -ayakkabı tamircisi- nin oÄŸludur. Stalin iktidar merdivenini tırmanmaÄŸa baÅŸladığında sadece sabır ve metanetiyle belirmeye baÅŸladı. BolÅŸevik riyasetinde kendinden daha ÅŸöhretli ve entelektüel açıdan daha yetenekli rakiplerini elimine etmek ve kendi ÅŸahsiyet çığırını açmak zorundaydı.
        Lenin, böyle bir ÅŸey yapmaya zorlanmamıştı. Zira o, iktidara gelinmeden önce itirazsız lider durumundaydı. Stalinde, Lenin dışında hiçbir BolÅŸevik liderinde rastlamadığımız bir devlet adamı irade ve anlayışı görüyoruz. Tabiatıyla bu ikisini aynı seviyede mütalaa edemeyiz. Lenin, her konuda daha zarif, daha idrakli daha derinlemesine düÅŸünebilendir. Ancak Stalin’in iradesi daha realistliktir.  Ä°natçılık ve hainlikte ihtilalcilerden onun eline su dökecek bulunmazdı. Ä°htilalcilerde ya idealizme yada Makyavelizm’e rastlarsınız. Bazen de bu ikisi aynı ÅŸahısta birleÅŸir – ki bunlar en muvaffak ihtilalcilerdir. Lenin ve Stalin her ikisini, ideoloji ve iktidarı bünyelerinde toplamışlardı. Lenin, hareketinin, iktidara yükselmesine ilham teÅŸkil etmek üzere ideolojisini geliÅŸtirdi. Stalin ise taa baÅŸlangıçta ideolojiyi sistemleÅŸtirdi. Çok genç yaÅŸlarda yazdığı ilk ideolojik makalelerinde Stalin, yeni Marksist ihtilalci partinin ön ÅŸartı olarak “ideolojik birlik” üzerinde ısrar ediyordu; Sonra Leninizm’i sistemleÅŸtiren ilk ÅŸahıs oldu. 1924’ de Lenin’in ölümünden iki ay sonra Stalin “Leninizm’in prensipleri üzerine” adlı eserini yayınlayarak kanaatimizce Leninizm’in pekiÅŸtirilmesinde önemli bir rol oynadı. Stalin, herkes den daha önce ve açık bir biçim Komünist Partisi’nin zaptettiÄŸi her ülkede cemiyette imtiyazlı olma arzusunu tespit etti. Arkasından da kendisini bu “imtiyazların” başına getirdi. DiÄŸer herkes ona tabî oldu yada uymak zorunda kaldı. Çünkü bütün yetkiler zaten emniyete alınmıştı. Ä°ÅŸte en kanlı ve en müthiÅŸ hadise de buydu. Stalin eski sınıfları ve sosyal münasebetleri yıkarak kendini kabul ettirmek zorundaydı. Ve kendi pozisyonunu teyit etmek için de kendi saflarındaki baÄŸlılarını ortadan kaldırıyordu. 
     Lenin ve Stalin’in yan yana koymak manasız ve aptalca bir hareket olur; Ama öte yandan da onları ayırmaya çalışmak gülünçtür ve sadece bir hayaldir. Lenin ve Stalin aynı deÄŸillerdir ama birbirlerinin zıddı olacak kadarda farklı deÄŸillerdir. Temerküz kamplarından “ideolojik birlik” e, sanatçılara baskıdan geniÅŸleme politikasına kadar Stalin’in geliÅŸtirdiÄŸi veya tahrip ettiÄŸi hiçbir ÅŸey yoktur ki Lenin daha önceden kurumlaÅŸtırmamış ve ikmal etmemiÅŸ olsun.
     Nasıl kendinden önce Lenin, Kautsky ve Marks birer  safha idiyse Stalin’ de Komünizm’in bir safhasıdır. Stalinist terörün cinnetiyle karşılaÅŸan ve Sovyet Cemiyeti ile “bilimsel” teori arasındaki farkı gören Batılı Komünistler Lenin’i Stalin’den ayırırlar. Bu, ideoloji ile bütünleÅŸmiÅŸ bilincin gerçekle karşılaÅŸtığı zaman ki paniÄŸidir ve hiç de gerçekçi olmayan bir tutumla Stalin’i ve Stalinizm’in bilgi teorisi ve metodolojisini görmezlikten gelmektedir.
    Bugünkü Lenin çığırı, ilga olunmuÅŸ Stalin çığırının sadece biraz deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ bir ÅŸeklidir. Sovyet teorisi Stalin’i Lenin’den ayırmamakta sadece onun “hataları” n dan ve “sapmaların” n dan dem vurmaktadır. Bunun bir sebebi vardır. (Her ne kadar pek çoÄŸu saçma olsa da) Sovyetler BirliÄŸinde Stalinizm’in top yekûn kanunsuzluÄŸuna karşı mücadele edilmekte veya en azından, kontrol altına alınmasına çalışılmaktadır. Bunlardan baÅŸka parti bürokratik makamlarına karşı top yekûn bir terör sürdürülmektedir.
   Stalin çığırının sona ermesi yönetici zümre tarafından baÅŸlatıldı ve bu zümrenin keyfi güç kullanmasının önlenmesi ve parti içinde parti için ”Leninist Normlar” ın tesis edilmesinden öteye gitmedi. Önemsiz olmamakla beraber bu geliÅŸme çok azdır. EÄŸer idareci zümre hukuk ve adaletin kendileri için de tecelli etmesine hazır deÄŸilse, hukuk ve adaletin kırıntılarının bile halka ulaÅŸması mümkün deÄŸildir.
    Mutlak yetki ve onun gizli polis tarafından keyfi olarak kullanışı ortadan kalkmış deÄŸildir ama bunlar artık çılgın ve iktidar delisi bir ÅŸahsiyetin oyuncağı olmaktan çıkmıştır. Sovyet BirliÄŸi oligarÅŸinin  “otoriter” kontrolüne dönüÅŸmüÅŸ ve bunu yaparken de en önemli, en hayati sahalardaki totaliter yetkilerini korumuÅŸtur: Åžuurun ve ekonominin tekeli. Ama bu sahalarda bile imajı donuklaÅŸmıştır. 
     Ä°deoloji yine bir sindirme aracı ve bir akideler sistemi olmakla beraber itikad olarak ortadan kaldırılmıştır. Ancak karmaşık ihtiyaçlarla karşılaşıldığı zaman “Sosyalist” ekonomi o kadar düÅŸük randımanlıdır ki onun aracılığı ile elde olunan siyasi iktidarın tekeli ferdin isyanı ve buna paralel ekonomik faaliyet ile tehdit olunur. Sovyetler BirliÄŸinde her ÅŸeyden ziyade, bir aşırılık addedilerek parti üst kademelerinden tavrı icabı sindirilir. Yine de BolÅŸevik siyasi öz büyük ölçüde Stalinist ve Stalin de Lenin’in mirasçısı olduÄŸuna göre Leninisttir.
   Stalinizm’in mirası ve külfeti bugün entelektüel adalet ve iktisadi baÅŸarısızlıkla birlikte saf fiziki askeri gücün birikmesinde kendini göstermektedir. Bunun böyle oluÅŸunun en büyük sebebi ÅŸudur. Ä°dareci zümre o kadar katılaÅŸmış ve kendine güveni o derece yitirmiÅŸtir ki Stalinist Leninist realiteleri mantıki olarak ele almaya kapasitesi müsait deÄŸildir.
     Ancak Stalinist mirasın engelleyici biçimdeki etkisinin Sovyet Dış münasebetleri kadar faal ve müessir olduÄŸu baÅŸka bir saha yoktur. Stalin, baÅŸlangıçtaki enternasyonalizmin Sovyet biçimini Sovyet devletinin top yekûn emperyalizmine dönüÅŸtürdü. Bunu yaparken de Rus MilliyetçiliÄŸinin karanlık sömürücü yanını kullandı. Sovyet bürokrasisi Rus Åžovenizmi ile birleÅŸti kendine faal ve tükenmez bir dayanak noktası temin etti. Ä°deoloji, DoÄŸu Avrupalı “komÅŸular” ın tebaalaÅŸtırma ÅŸartının “devamlı” olmasına cevaz veriyordu. Åžimdi ise yüksek Sovyet askeri gücün bütün yeryüzüne yayılmaya baÅŸlıyor.
    Bununla beraber Stalinizm Ä°mparatorluÄŸu kendi içinden parçalanmaya baÅŸlıyor. DoÄŸu Avrupa ülkeleri bugün artık fikren bağımsızdır ve bu gerçeÄŸin siyasi meyvelerini vermesi sadece milletlerarası güç dengesine baÄŸlıdır. Sovyet yanlısı enternasyonalizm, Komünizm’in milliyetçi ÅŸekillerine dönüÅŸmüÅŸtür; Sovyet Leninist ideoloji ise bugün askeri diktatörlerle sempati uyandırmaktadır. Dünya ise Sovyet emperyalizmin korku ve endiÅŸesi ile yaÅŸamaktadır.
   Tenakuzlar ve mantıksızlar bünyede ve bünye dışında birikmektedir. Ama Sovyet içtimai yapısı bunların üstesinden gelmeye ve buna ilaveten bütün demokratik ve rasyonel alternatifleri sindirmeye müsaittir. Böylece kendi başına çağın hayati ihtiyacına uyum yapma kabiliyetine sahip deÄŸilse de en azından teoride kuvvetli bir “VOHZD” ya da ani bir kargaÅŸa mümkün görülmektedir.
    Bugün, bilhassa Batı’da pragmatik –hatta ticari- sebeplerle Sovyetler BirliÄŸinde ki ÅŸartları kaçınılmaz bir ÅŸey kabul etmek modaya uygun görülmektedir. Zira bu halde sözde Rus karakteri ve Rus tarihinin hususiyetleri söz konusudur. Bu tavır, Sovyet Emperyalizmine direniÅŸ imkanı arayan kuvvetlerin güvenlerini zayıflatarak pasifize olmalarına yol açtığı gibi Sovyet LiderliÄŸini dahili tansiyonları harici politika manevralarıyla düÅŸürmeye teÅŸvik eder. Bu tavır aynı zamanda Rus halkına ve Rus demokrasisine ihanettir.
    SSCB deki cari düzen geleneksel Rus “DoÄŸu Despostism” inin bürokratik ve emperyalist özelliklerine dayanmaktadır. Ancak Rusları ve Rus tarihinin sadece bu tek unsura irca etmek basit olduÄŸu kadar adaletsizliktir. Rus insanı diÄŸer bütün insanlar gibi hürriyet ve insan hakları mücadelesi vermektedir.

     Rusya’da, baÅŸka memleketlerde olduÄŸu gibi, otoriter ve liberal temayüller devamlı olarak birbiriyle çatışma halinde olmuÅŸlardır. Rusya’nın kötü talihi dün olduÄŸu gibi bugün de, kaçınılmaz teknolojik geliÅŸmelerin despot güçlerce getirilmiÅŸ olması ve bu teknoloji aracılığı ile despotizmin kök salıp geliÅŸmesi olmuÅŸtur. Stalin dahi sosyalizm’in Avrupai ÅŸekillerini ve “Batılı” temayüllerini boÄŸamamıştır; bugün bunlar yeniden hayat bulmaktadırlar. Ruslar, diÄŸer insanlar gibi – sadece çektikleri ızdırap veya sahip oldukları bedii yeteneklerden deÄŸil hürriyet için bitmez tükenmez fedakarlıklarından dolayı da- ÅŸefkat ve saygıya layıktırlar. Ä°ÅŸte bu yüzdendir ki Ruslara- fikir ve siyasi nüfus yönünden – hala kasavetli hayatlarına hükmeden mantıksız, zalim ve fetihle yanıp tutuÅŸan kuvvetlere karşı yardım etmeliyiz.
   Bir baÅŸka haksızlık, Leninizm’i (yani Stalnizim’i) sosyalizm, hatta çoÄŸulcu sosyal demokrasi ile baÄŸlantılı gösteren aşırı uca mensup gericiler tarafından yapılmaktadır. Stalinist tedhiÅŸin böylesi miyopik istismarı Stalinizm’e karşı cephenin daralmasına ve zayıflamasına yol açmaktadır. Bir ideoloji olarak “Anti komünizm” veya tek kelime ile Weltanshaunng Stalinist madalyonun öte yüzünden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.
   Sovyetler BirliÄŸi’nde sosyalizm’in olup olmaması meselesi doktriner bir meseledir. Sovyet realitesi hiçbir ÅŸekilde herhangi bir sosyalist teorisine uymamaktadır. Buna ilaveten, sosyalizm veya sınıfsız toplumun bir ütopya mı yoksa gerçek bir ihtimal mi olduÄŸunu sormanın da doktriner olduÄŸunu hissediyorum. Åžüphesiz insanda doÄŸuÅŸtan eÅŸitlik arzusu vardır ve cemiyetin eÅŸitsizlikleri altında gizlenmiÅŸ olarak eÅŸitlik idealinin özlemi çekilir.
   Kanaatimce muhtelif demokratik sosyalist unsurlar kendilerini Avrupa’nın doÄŸu kısmının realitelerine sokmuÅŸ bulunmaktadır. – Çekoslovakya, Macaristan, Yugoslavya ve diÄŸer yerlerde olduÄŸu gibi ve daha önemlisi ihtilal ve harplere pratik bir “Alternatif getirilmiÅŸtir. Stalnizm, tebdil edilmiÅŸ Leninist maske altında da olsa gölgesini düÅŸürmektedir. EÄŸer insanoÄŸlu körü körüne taklidin zorbalığından korunacak ise buna karşı gözünü kırpmadan mücadele kaçınılmazdır.

                                                                                               MÄ°LOVAN DJILAS
                                                                                                Tercüme:Nuri BÄ°RTEK
(kriter'den)


Yorum
Önemli katkı!...
Yazar Sanih açık 2008-01-13 12:12:33
Ä°nternetin aktif uyarıcısı Malcolm X'den yazı konusuyla dolaylı ilgili bir mesaj aldım: aÅŸağıda sunuyorum: 
Hayvan çiftliÄŸinde bir devrim hikayesi anlatılıyor; bir çiftlikte insanların idaresi altında yaÅŸayan hayvanların çiftliÄŸi ele geçirme mücadelesi, ölmek üzere olan bilge bir domuzun diÄŸerlerine özgürlük arzusunu aşılamasıyla baÅŸlıyor. Bir halk devriminde olması gereken her ÅŸey bir bir sahne alıyor hikayede; domuzlar bu iÅŸin teorisyenliÄŸine talip oluyorlar, sonra devrime giden yolda atlar, inekler, koyunlar, bilumum kümes hayvanları devrimin emekçileri olarak hizmet ediyorlar. Derken büyük gün geliyor, diÅŸe diÅŸ bir savaÅŸtan sonra çiftliÄŸin yeni sahipleri uzun zamandır özgürlük hülyaları kuran hayvanlar oluyor.. Ä°lk iÅŸ olarak hayvanların dikkat etmeleri gereken hususları belirlemek için hazırlanan kanunnamede, insan kıyafetleri giymek, yatakta yatmak, içki içmek gibi insanı hatırlatacak ÅŸeyler yasaklanıyor. Asıl olaylar da bundan sonra baÅŸlıyor.  
Devrimin idamesi için görev dağılımı yapılınca ister istemez sınıflar da oluÅŸuyor, beyin takımı domuzlar kendilerinin çok önemli iÅŸler yaptıkları gerekçesiyle, önceden koyulan yasaları çiÄŸniyorlar, insanların kaçarken bıraktıkları kıyafetleri giymeye, içki içmeye, insanların yataklarında yatmaya baÅŸlıyorlar. Her devrimde olması gerektiÄŸi üzere, yönetici sınıfı aralarından birini mutlaklaÅŸtırıyor. Bir söze itiraz edilmemesi için onun liderin aÄŸzından çıkmış olması yetiyor..  
Tebaya, lidere itaatin gereklilikleri üzerine uzun nutuklar çekiliyor, çalışmayı ve itaati öven ÅŸarkılar söyleniyor. Bu arada tabii ki düşmansız devrim olmayacağından, önceleri tek düşman olan insanla sonraları karşılıklı menfaat iliÅŸkileri kurulunca, bir iç düşmana ihtiyaç duyuluyor. Bunun için daha önce birkaç defa herkesin önünde lidere sert çıkışlar yapan, devrime emeÄŸi geçmesine ve ikinci adam olmasına raÄŸmen liderin pek hazzetmediÄŸi biri, düşman olarak seçilip çiftlikten kovuluyor. Ardından yaÅŸanan her sıkıntı ona mâl ediliyor.  
Hasılı kelam, insanların patronluÄŸundan ÅŸikayet eden hayvanları örgütleyip devrim yapan domuzlar, çiftliÄŸin yeni patronları oluyor. Ancak hayvanları yönetebilmek için çiftliÄŸin ele geçiriliÅŸinden beri devam eden devrim romantizmi asla sona ermiyor. Zafer kutlamaları, devrim yıldönümleri ÅŸaÅŸaalı törenlere sahne oluyor. Orwell romanda kiÅŸilik tasvirleri de yapıyor, yaÅŸanan her sıkıntıyı kendinden bilen ve daha çok çalışması gerektiÄŸine inanan bir atı, sahibinin taktığı kurdelayı ve onun avucundan yediÄŸi ÅŸekerleri özleyip komÅŸu çiftliÄŸe kaçan baÅŸka bir atı, liderin söylediklerini çiftlik sakinlerine iletmekle görevli güvercinleri, lideri korumakla görevli dokuz adet köpeÄŸi, ve iÅŸi iyice yüzsüzlüğe vurup, yaptığı düzinelerce çocuÄŸuyla çiftliÄŸi mülkü gibi kullanan, komÅŸu çiftliklerin sahipleriyle kumar partileri düzenleyen lider domuz Napoleon'un ÅŸahsında baskıcı yöneticilerin gerçek yüzlerini okuyucunun zihnine kazıyor. 
 
George Orwell - Hayvan ÇiftliÄŸi kitabının tanıtımı 
 
 

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 19-07-2009 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
124388741 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net