26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Mümtaz Bir Åžahsiyet TEVFÄ°K Ä°LERÄ°
Mümtaz Bir Şahsiyet TEVFİK İLERİ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 52
KötüÇok iyi 
Yazar Dr. Sami GÖREN   
25-12-2007
MÜMTAZ BÄ°R ÅžAHSÄ°YET:

AHMET TEVFÄ°K Ä°LERÄ° (1911 - 31 Aralık 1961)   

                              Dr. Sami Gören (Hukukçu)

Devlet ve siyaset adamı. Yaklaşık on yıl milletvekilliÄŸi ve bakanlık gibi önemli makamlarda bulundu. 27 Mayıs ihtilalinden sonra, haksız ithamlar karşısında Yassıada'da örnek bir savunma örneÄŸi sergiledi. Zulme boyun eÄŸmedi. Bakanlığı boyunca vatanı ve milleti için elinden geleni yapmaya çalıştı. Risale-i Nur'da "Ä°slamiyet'in kahramanı" (EmirdaÄŸ Lahikası, s. 449) olarak iltifatta bulunulmaktadır.

Hayatı:

Tevfik Ä°leri, 1911 yılında Rize'nin HemÅŸin kasabasında doÄŸdu. Hafız Celal Efendi ve Fatma Hanımın evladı olarak dünyaya gözlerini açtı. Ä°lk ve orta öÄŸrenimini Ä°stanbul'da dedesinin yanında yaptı. Gelenbevi Ortaokulunu bitirdikten sonra Ä°stanbul Teknik Üniversitesine girdi. TalebeliÄŸinin son senesinde Milli Türk Talebe BirliÄŸinin baÅŸkanlığına seçildi. 1933 yılında mezun oldu.

Talebelik yıllarından itibaren hareketli bir hayat süren Ä°leri, çeÅŸitli faaliyetlerde bulundu. Bulgar gençleri tarafından Razgrad Türk mezarlığının tahribinin protestosu, Türkçe'nin daha yaygın bir ÅŸekilde kullanılması, yerli malına gerekli önemin verilmesi gibi gayelerle miting ve gösterilerin yapılmasına öncülük etti.

Mezuniyetten sonra yurdun muhtelif yerlerinde hizmette bulundu. Erzurum'da karayolları kontrol mühendisi olarak çalıştı (1933-37), Çanakkale (1937-42) ve Samsun'da (1942-50) bayındırlık müdürlüklerinde bulundu. 1950 seçimlerinde Demokrat Parti Samsun milletvekili olarak Meclise girdi.

Ä°leri, vekilliÄŸin hemen akabinde ve uzun süre bakanlık yapan ender kiÅŸilerdendir. Meclisin aktif bir üyesi olarak çalıştı. Ä°lk DP hükümetinde UlaÅŸtırma Bakanı olarak yer aldı. Kısa bir süre sonra Milli EÄŸitim Bakanlığına getirildi (1950-53). Bunların dışında Meclis BaÅŸkan VekilliÄŸi (1953-55), ikinci kez Milli EÄŸitim Bakanlığı (1957), Devlet Bakanlığı ve BaÅŸbakan Yardımcılığı (1957-58), Bayındırlık Bakanlığı ve Milli EÄŸitim Bakan VekilliÄŸi (1958-60) gibi görevlerde bulundu.

1930-1948 yılları arasında dini eÄŸitimin ortadan kaldırıldığı dönemlerle ilgili ÅŸu tespitler dikkat çekicidir: “Ayda bugünkü parayla milyonlarca lira maaÅŸ alan hatip, vaiz gibi en büyük selâtin camilerin görevlileri, Cumhuriyet devrinde dilenmeye muhtaç hale gelmiÅŸlerdir.” (Yılmaz Öztuna, Büyük Türk Tarihi C.10, Ä°st. 1978, s.352)

“Din düÅŸmanlığının had safhaya ulaÅŸtırılmasının neticesinde uzun yıllar din görevlisi yetiÅŸmemiÅŸ, halk irÅŸattan mahrum kalmış, cehalet her tarafı kaplamış ve nihayet müslümanın “ölüsünü yıkayacak adam” bile bulunamamıştır.” (G. Jaschke, Yeni Türkiye’de Ä°slamlık, Ankara 1976, s. 76)

Tevfik Ä°leri’nin Milli EÄŸitim Bakanlığı döneminde, ilkokula dayalı birinci devresi dört, ikinci devresi üç yıllık olan toplam yedi yıllık Ä°mam Hatip Okulları yedi vilayette açıldı. 13 Ekim 1951 tarihinde açılan bu okullar ÅŸu yedi vilayette öÄŸretime baÅŸladı: Adana, Ankara, Isparta, Ä°stanbul, Kayseri, Konya ve MaraÅŸ. Bu okullarının sayısı 1958’de 18’e ulaÅŸtı. Ä°stanbul'da Yüksek Ä°slam Enstitüsünün kurulmasını saÄŸladı. Köy Enstitülerini yeniden düzenleyerek buradaki köy çocuÄŸu-ÅŸehir çocuÄŸu ayırımını ortadan kaldırmak maksadıyla öÄŸretmen okullarıyla birleÅŸtirdi.

Milli EÄŸitim Bakanı Tevfik Ä°leri’nin o günlerde söylediÄŸi ÅŸu sözler Anadolu’daki tabloyu ortaya koymaktadır: “Ä°mam-hatip okullarının açılması memlekette çok büyük bir sevinç ve alaka uyandırdı. Halk dernekler kurarak gayretlerini ve varlıklarını harcayarak bu okulları geliÅŸtirdi. Binalarını halk yaptı, ihtiyaçlarını karşıladı. Böylece memlekette büyük bir manevî atmosfer meydana geldi. ÖÄŸrencilerde de ailelerde olduÄŸu gibi büyük bir ÅŸevk, heyecan ve ideal vardı. Bu aileler, çocuklarının dindar yetiÅŸmesi için bu okulları tercih ediyordu. Her vilayetten okul açılması talepleri geliyordu.”

27 Mayıs 1960 yılında yapılan darbenin ardından diÄŸer arkadaÅŸları gibi Ä°leri de Yassıada Mahkemesinde yargılandı. Haksız ve desteksiz ithamlara karşı susmadı ancak, susturuldu. Vatan Cephesi kurmak, muhalefetin faaliyetlerine engel olup diktatörlük tesisinde bulunmak, Meclisin çalışmalarını engellemek, Anayasayı ihlal etmek gibi suçlarla itham edildi. En tabii hakkı olan savunmasını yapmasına bile tahammül edilmedi ve duruÅŸmanın birinde, salon dışına çıkarıldı. Savunmasını, “Ölüm belki de kurtuluÅŸtur. Memleketin huzuru benim ölümüme ve hapishanelerde çürümeme baÄŸlıysa kararınızı böyle verin. Memleketimin hayrı için buna da razıyım.” sözleriyle bitirdi. Ömür boyu hapis cezasıyla Kayseri bölge cezaevine yollandı. Burada hastalanması üzerine Ankara Hastanesine kaldırıldı. 31 Aralık 1961 yılında vefat etti. Cenazesi Ankara Cebeci Asri Mezarlığında topraÄŸa verildi.

Åžahsiyeti:

Ä°leri, Demokrat Parti idealine samimi bir ÅŸekilde baÄŸlı olmakla beraber fikirlerini açıklamaktan çekinmedi. GerektiÄŸinde çetin tartışmalara girdi. Kimseyi kırmadan doÄŸru bildiklerini beyan etti. Asıl büyük kiÅŸiliÄŸini felaket günlerinde ortaya koydu. Mahkemede dimdik ayaktaydı. Samet AÄŸaoÄŸlu, “... dimdik, baÅŸ eÄŸmeden ayakta durmuÅŸ karakter sütunları arasında daha da yükselen birkaç abideden biridir. Açın Yassıada Ä°htilal Mahkemesinin zabıtlarını, o yapraklar arasında Ä°leri'nin başı bir arslana benzer, sesi bir arslan kükreyiÅŸine. Bu kükreyiÅŸ Vatan Cephesi davasında öylesine yükselmiÅŸtir ki, savunmasını keserek duruÅŸma salonundan çıkarmışlardı” sözleriyle onu tanımlamaktadır. (Cahide (Ä°leri) Aksoy, Babam Tevfik Ä°leri, I. C., Ankara 1977, s. 431.)

Ä°ktidarlar, hükümetler, bakanlar deÄŸiÅŸir ama, dalkavuklarla kendi menfaatini temin etmek için baÅŸkalarını karalayanlar pek deÄŸiÅŸmez. Ä°leri, KomünistliÄŸin ahlaksızlık ve sefaletle beraber yürüdüÄŸüne inanıyordu. Ancak, kimsenin haksız yere töhmet altında kalmasını istemiyordu. Yeni Milli EÄŸitim Bakanı Ä°leri'ye; okul açılmadan komünist fikirli hocaların hemen görevlerinden atılmaları tavsiye edilir. Buna karşılık Bakan, konunun hassasiyetine binaen çok dikkatli çalışılması, iyice tetkik edilmesi, haksız yere hiçbir hocanın itham edilmemesi gerektiÄŸi cevabını verir. Yine, parti toplantılarından birinde Trabzon ve Samsun'da bölge müdürlüklerinde bulunmuÅŸ birisinin CHP'li olmakla suçlanması üzerine Ä°leri: “Beyefendi, ÅŸimdi aleyhinde konuÅŸtuÄŸunuz zat benim mühendislik okulundan arkadaşım ve karakterini, ahlakını çok iyi tanıdığım mert ve bilgili bir insandır. CHP'ye mensup olabilir. Fakat, resmi hizmet ve vazifesinde taraf tutmaz. DoÄŸruluktan ÅŸaÅŸmaz, deÄŸerli bir vatan evladıdır. Rica ederim, bir daha benim yanımda onun aleyhinde konuÅŸmanızı istemem” demek suretiyle partiliye kızgınlığını belirtmiÅŸtir.

Ä°leri'nin, mütedeyyin bir kiÅŸiydi. Batıl inanç ve itikatlara karşı olduÄŸu gibi, dindar insanlara karşı olan samimiyetini ve alakasını hiçbir zaman esirgemedi. Ä°nsanların en temel hakkı olan inancını öÄŸrenme ve yaÅŸamasına hep saygılı olunması gerektiÄŸini savundu. Özellikle Ä°slamiyet'e yönelik haksız eleÅŸtirilere karşı çıktı. Din ve vicdan özgürlüÄŸü anayasa ile teminat altına alınırken, fiiliyatta dini özgürlüklerin kısıtlanması ÅŸeklindeki tezatlara dikkat çekti.

20 Kasım 1959 yılında Yüksek Ä°slam Enstitüsü'nün açılış töreninde yaptığı konuÅŸmada dinin ilerlemeye engel teÅŸkil ettiÄŸini iddia edenlere cevap verdi. Bu iddianın milli tarihimizle çürütüldüÄŸünü, çok medeni olduÄŸu halde çok dindar milletlere en güzel örneÄŸin kendi toplumumuz olduÄŸunu belirtti. Müslüman toplumların geri kalmışlığı konusunda da en mütekamil din olan Ä°slamiyet'in hiçbir kusurunun olmadığını belirtti. Ona göre, Ä°slamiyet'i medeniyete zıt göstermek en büyük haksızlıktı.

CHP iktidarı boyunca gerek Bediüzzaman gerekse talebeleri büyük baskı ve tazyik altında tutuldular. Dine hürmetkar Demokratlar, nispeten da olsa bu sıkıntının hafiflemesine gayret gösterdiler. Bu gayreti gösterenlerden birisi de Tevfik Ä°leri'dir. Bediüzzaman, kendisi için “Ä°slamiyet'in kahramanı” ifadesini kullanmıştır. Ä°leri, Bediüzzaman'ın DoÄŸuda üniversite kurma düÅŸüncesini büyük bir memnuniyetle karşıladı. Bediüzzaman da ona “Tevfik Ä°leri'nin bu biçare Said'e bedel Risale-i Nur'a himayetkârâne sahip çıkmasını rahmet-i Ä°lâhîden niyaz ediyorum” (EmirdaÄŸ Lahikası, s. 403), ÅŸeklinde duada bulundu. Bediüzzaman, BaÅŸbakan ve Ä°leri'nin Risale-i Nurlar üzerindeki baskıların kaldırılması ve neÅŸredilmeleri konusunda yardımcı olacaklarını, talebelerine muhtelif zamanlarda haber vermiÅŸtir.

Demokrat Parti MuÅŸ Milletvekili olan Gıyaseddin Emre, Tevfik Ä°leri için, “Müslüman, mütedeyyin bir zat” ifadesini kullanmaktadır. (Son Åžahitler, III. C., s. 278-279.) Bayram Yüksel, Ä°stanbul Üniversitesi profesörlerinden birinin, -Anadolu'daki Nurcuları kastederek- din lehinde kuvvetli bir cereyanın olduÄŸunu ve onlara da solcular gibi meydan vermeyeceklerini söylemesi üzerine Milli EÄŸitim Bakanı Ä°leri'nin, "EÄŸer dediÄŸin o cereyan Nurcular ise, ne siz, ne de Avrupa onu maÄŸlup edemez" karşılığını verdiÄŸini bildirmektedir. (Son Åžahitler, III. C., s. 66.)

Ä°nsanların imanlarını kurtarmaya vesile olmaktan baÅŸka hiçbir gayeleri olmayan Bediüzzaman ve talebelerine karşı yapılan haksız muameleyi ortadan kaldırmak ve tabii haklarını kullanmalarına yardımcı olmak, Yassıada Mahkemelerinde Demokratların karşısına “Anayasa ihlali” suçu olarak çıkarıldı. Tevfik Ä°leri'nin, Anayasayı ihlal ettiÄŸi iddiasına delil olarak Bediüzzaman'ın, “Ankara'ya bu defa geldiÄŸimin mühim bir sebebi, Ä°slamiyet'e ciddi taraftar Dahiliye Vekili Namık Gedik'i görmek ve Ä°slamiyet'in kahramanı olan Adnan Beye ve Tevfik Ä°leri gibi mühim zatlara...” ÅŸeklinde devam eden mektubu gösterildi. (Cahide (Ä°leri) Aksoy, Babam Tevfik Ä°leri, I. C., Ankara 1977, s. 392-393.)

Allah (cc) rahmet eylesin…
Dr. Sami Gören (Hukukçu)

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 01-01-2008 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111697178 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net