26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow YOLSUZLUK EKONOMÄ°SÄ°
YOLSUZLUK EKONOMİSİ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 25
KötüÇok iyi 
Yazar Raci Durcan   
15-11-2007
YOLSUZLUK EKONOMÄ°SÄ°
                                                                                           
                                           Raci Durcan

     Malezya Devlet BaÅŸkanı’nın Kriter’de de yankı bulan ‘En büyük yolsuzluk Ä°slam Ülkelerinde oluyor’ sözünü hatırladınız mı?

     Dini kurallara halkın itibar ettiÄŸi, Batı'da olduÄŸu gibi insan vicdanına hapsedilmediÄŸi bu ülkelerde böyle bariz bir günahın yaygınlaÅŸması ilginç ve üzerinde düÅŸünmeye deÄŸerdir.

      Bu haberin medyada yer almasıyla aynı tarihlerde ziyaretinde bulunduÄŸum bir arkadaşımın üniversitede okuyan çocuÄŸunun 6 ay yurt dışında kaldığını öÄŸrendim. Staj yahut okul organizasyonu olarak deÄŸil, ÅŸimdilerde meÅŸhur olan Avrupa BirliÄŸi fonundan gitmiÅŸ. DöndüÄŸünde muhafazakar bir aileye mensup bir kız çocuÄŸu olarak diÄŸer kardeÅŸlerinden farklı duruyordu. Kültürel amaçlı olduÄŸu söylenen bu tür projelerin iÅŸe yaradığı(!) giyim tarzından anlaşılıyordu.
Son birkaç yıldır Avrupa BirliÄŸi fonları küçük iÅŸyerleri için popüler bir kaynak olmaya baÅŸladılar. Gerçi buna raÄŸbet eden daha çok piyasada yeterince yer bulamamış ve arayış içinde olan firmalardır. Fakat gün geçtikçe yaygınlaÅŸacakları anlaşılmaktadır. Muhtemeldir ki çalışma hayatını kökten deÄŸiÅŸtirecek, bozacaktır. DüÅŸününüz, geçenlerde Rize’de bir köyün almaya hak kazandığı fonu reddettiÄŸi haberi gazetelerde yankı bulmuÅŸ, köylüler alaya alınmıştı. Köylüler haklı olarak kimsenin kimseye bir karşılığı olmadan bu kadar büyük bir meblağı ödemeyeceÄŸini düÅŸünmüÅŸlerdi. Nedenini anlamayınca da tedbir olarak parayı red etmiÅŸlerdi.

     Åžimdilerde banka kredileri de küçük iÅŸletmelerin alabileceÄŸi ÅŸekilde düzenlenerek geniÅŸletilmiÅŸ bulunuyor. Her gün cep telefonlarınıza ‘filan bankada ÅŸu kadar kredi emrinize hazır’ kabili mesajlar geliyor olabilir. Biraz düzgün çalışan esnafın, yahut memurun ardından ayrılmıyor bankalar. Gün geçtikçe daha çok insan bankalarla, krediyle ve borçla muhatap olmaktadır, olacaktır.

     Bu; ticari konseptin deÄŸiÅŸtiÄŸi, deÄŸiÅŸtirilmesi hedeflendiÄŸi anlamına gelmektedir. Kısıtlı kaynaklarla iÅŸ yapan küçük müteÅŸebbisin önü belki iyi niyetlerle açılmak istenmektedir. Fakat bu konunun ülkemizde iyi etüt edilmediÄŸi kanaatini taşımaktayım. Biraz sonra anlatmaya çalışacağım mahzurları açıklayan baÅŸka bir düÅŸünceyle ben ÅŸimdiye kadar karşılaÅŸmadım.

     SanayileÅŸme günümüz konjonktüründe bigane kalamayacağınız bir olgudur. DiÄŸer uluslarla rekabet edecekseniz, hatta onların altında ezilmeden varlığınızı sürdürecekseniz bunu sanayileÅŸmeden yapamazsınız. SanayileÅŸmek diÄŸer ülkelerin üretim gücüyle rekabet etmek demektir de. ÜrettiÄŸiniz basit bir cıvatayı eÄŸer gereÄŸini yapmamışsanız yanınızdaki komÅŸunuza bile satamazsınız. Daha ucuzu ve daha kalitelisi hemen bir baÅŸka yerden gelir bu potansiyel müÅŸteriyi elinizden alır. Uluslararası düzenlemeler bu ÅŸekildedir. Ülkeyi kendi içine kapatıp dünya sisteminden bigane, bir kenarda durmanız da mümkün deÄŸildir. O halde yapacağınız tek ÅŸey, ülkeniz üreticisini uluslararası üreticilere rakip hale getirmektir. Bunu bazı siyasi düzenlemelerle yapmanız mümkündür. Zaten Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan buydu. Bazı koruma kanunlarıyla ülke içindeki kimi üreticilerin güç kazanması hedeflendi. Fakat bunun mahzurları çabuk ortaya çıktı. Kolay kazanmaya alışan üretici, dış pazarda rekabet etmek yerine koruma kanunlarını sahiplenerek konumunu devam ettirmeyi tercih ediyordu. Hatta bunu için ülkenin önünü açmayı hedefleyen düÅŸüncenin geliÅŸmesini engellemekten çekinmiyordu. Hazineye yapışıyor, baÅŸkalarının faydalanmasını engellemeye çalışıyordu. Günümüzde oyuna küresel sermaye de dahil olduÄŸundan bu zaten mümkün deÄŸildir. Mesela sizin Milli EÄŸitim Bakanlığınızın gücü, okullarda cep telefonunu yasaklamaya yetmez. Ders esnasında çocuÄŸun derse ilgisini azaltan ve zararlı olduÄŸu hem bu bakımdan hem de saÄŸlık açısından kesin olan bu aletlerin okula girmesini engelleyemezsiniz. engellemeye kalkışan bürokratın konumunu korumaya devam edeceÄŸine dair kimse garanti rdrmrz.
      SanayileÅŸme Ä°ngiltere’de baÅŸladı, Kuzey Amerika’da tekamülünü tamamladı. Kaynakların yetersiz olduÄŸu Ä°ngiltere’de sanayileÅŸmenin halka maliyeti büyük olmuÅŸtur. Maden ocaklarında ve fabrikalarda hamile kadınlar, çocuklar 16 saat çalışmışlardır. Onların yaÅŸadıkları dram birçok edebi esere konu teÅŸkil etmiÅŸtir. Amerika’da ise bunun bedelini Afrika’dan toplanan zenciler ve ülke topraklarının asıl sahibi yerliler ödemiÅŸtir. MüteÅŸebbisin birinci derecede ihtiyaç duyduÄŸu ÅŸey olan sermaye; kıtanın kaynakları talan edilerek temin edilmiÅŸtir. Binlerce yıl yerliler tarafından özenle korunmuÅŸ bizon sürüleri hesapsızca avlanarak derileri satılmıştır. Balta girmemiÅŸ ormanlar, kereste yapılmak için kesilmiÅŸler, arazi sahibi yerliler katledilerek topraklarına el konulmuÅŸtur. YaÄŸları için yüz binlerce balina avlanarak ekolojik sistem bozulmuÅŸtur. Ele geçen bu zenginliklerin(toprak, maden) iÅŸlenmesi için insan gücü yetmeyince (nüfus azlığı- daha düne kadar Almanya’ya iÅŸçi gönderiyorduk) makineleÅŸme gerçekleÅŸmiÅŸtir. Åžimdi makineler, otomasyon nedeniyle insana ihtiyaç duymadan, büyük miktarlarda üretim yapıyor. Ä°nsan, Osmanlı yıkılalı beri yeniden önemli hale gelmiÅŸtir. Hatta ondan öte kutsal bir konum kazanmıştır. Åžimdi insan alışveriÅŸ mabetlerinde adeta yarı tanrı gibi karşılanmaktadır. Modern tüketim merkezleri bir ibadethane edasıyla dekore dilmekte, müÅŸteriler gurur ve kibir içinde mal seçmektedirler. Bu nokta ayrı bir yazının mevzusudur.

     Ülke olarak talan edilecek bir kaynaÄŸa sahip deÄŸilseniz, Amerika gibi sanayileÅŸmeniz de mümkün deÄŸildir. Onlarla aynı kulvara girmeniz, ancak onların yapmaktan imtina ettikleri ÅŸeyler olabilir. Nitekim dünyada ÅŸu anki sanayileÅŸme bu minval üzeredir. Åžimdi sizin üretmeyi baÅŸardım dediÄŸiniz ÅŸeyler, karlılığının azalması nedeniyle batının yıllar önce size terk ettiÄŸi ÅŸeylerdir. Bunu bile yapabilmek için müteÅŸebbis bulamayabilirsiniz. Binlerce yıl insanın genine iÅŸlemiÅŸ olan tarım ve hayvancılığı terk ettirerek, sanayi mamulü üreticisine dönüÅŸtürmek kolay deÄŸildir. Bu her ÅŸeyden önce kültürel bir hadisedir. TeÅŸvikler  bu amaçlıdır. MüteÅŸebbisi yeni bir hayata yeni bir düzene alıştırmak istemektedir. Bu yeniliÄŸin tadını alması için ona imkan sunulmasıdır. Dünyanın sanayileÅŸmek isteyen ulusları bu yöntemi izlerler yahut izlemek zorunda hissederler.

    Peki, insanı müteÅŸebbisw dönüÅŸtürecek bu kaynak; sermatye nereden bulunacaktır? Bu kaynak çalışan, gerçekte bir iÅŸ baÅŸaran, üreten insanların verdiÄŸi vergiden baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir. Devlet bunları çeÅŸitli isimler altında .. fonu diye toplayarak diÄŸerlerine dağıtır. DiÄŸerleri dediÄŸimiz içinde, bir ÅŸey baÅŸarıp iÅŸini geliÅŸtirmek isteyenler olduÄŸu kadar; hiçbir becerisi olmayanlar da olabilir. Bu nokta çok önemlidir. Dağıtımdan aslanlar kadar sırtlanlar (parazit beslenenler) da pay kapabilirler. Sırtlanların daha çok pay aldığı bir dağıtım, amacına ulaÅŸmış sayılmaz. Çünkü bu sırtlanlığı teÅŸvik olur. Avrupa BirliÄŸi vs. fonları sanki bana bunun içinmiÅŸ gibi geliyor. GerçekliÄŸi su götürür ve sadece kağıt üzerindeki fikirlere yüksek meblaÄŸlı paralar ödenmektedir. Üstelik bunların uygulanıp uygulanmadığını denetleyen bir mercii de yoktur. Fonu alanlar bunu Avrupa BirliÄŸinden aldıklarını düÅŸünüyorlar. Ä°smi böyle olunca ben de öyle zannetmiÅŸtim. MeÄŸer hükümetimiz, Avrupa birliÄŸine mecbur olduÄŸu miktarı ödüyor ve sonra Avrupa birliÄŸi kotasından tekrar bize, proje karşılığı ödeniyormuÅŸ. Bizim paramızın kimlere ödeneceÄŸine Avrupa BirliÄŸi karar veriyor. Bu da haraççılığın modern versiyonu olsa gerek.

    Bankalar ÅŸu sıralar güvenilir müÅŸterilerine imza karşılığı kredi vermeyi yaygınlaÅŸtırmakla meÅŸguller. Belki iyi niyetli düÅŸüncelerle müteÅŸebbisin önünü açmak istiyorlardır. SanayileÅŸeceksek müteÅŸebbise kaynak yaratmak zorunludur. Fakat bu kaynağın direkt olarak müteÅŸebbisin eline verilmesinin çok uygun olmayacağını düÅŸünüyorum. Bunun yerine üretimde kullandığı girdilerin azaltılmasında yarar vardır. Bunlar iÅŸçi maliyetleri, kira girdileri, enerji gibi ÅŸeyler olabilir. Çalıştırılan iÅŸçilerin sigorta masrafı alınmaması yahut asgari ücret tutarının devlet tarafından karşılanması, bazı bürokratik iÅŸlemlerin maliyetlerinin devlet tarafından karşılanması da olabilir.

     Geçenlerde bir arkadaşım anlattı, Almanya’ya 2.000 dolarlık bir mal ihraç etmesi gerekmiÅŸ. Bunun için ihracatçılar birliÄŸine üye olmak gerekiyormuÅŸ. Ä°hracatçılar birliÄŸi yıllık 100 YTL aidat alıyormuÅŸ. Vaktinde ödemediÄŸiniz zaman bir sürü ceza biniyor. Hele küçük ihracatçıysanız bu kaçınılmaz, çünkü üye olduÄŸunuz dahi unutursunuz. Sonra bu kadar küçük bir mal için gümrükçünüz sizden en az 150 YTL talep ediyor. Avrupa BirliÄŸi sizden ATR talep eder. Bunun için ticaret odası üyeliÄŸiniz gerekiyor. Onların aidatları yıllık minimum 300YTL den baÅŸlıyor. ATR boÅŸ evrakından dahi para alınıyor. Üretim bölgesinden uzakta bulunan bürolarına gitmek gelmek için benzin ve adam tahsisi gerekiyor. Bütün bunları birleÅŸtirdiÄŸinizde zaten küçük olan üreticinin dünya pazarına mal vermesi zorlaşıyor. Zaten sanayiniz küçük çapta üretimler için teÅŸkilatlanmıştır.  Bürokrasi sanki bunu da elinizden almak, rekabet ÅŸansınızı yok etmek için yapılanmış gibidir.

    Üretici desteklenecekse daha gerçekçi yaklaşımlarla yapılmalıdır bu. Mesela yukarıda bahsettiÄŸim bütün masrafları devlet üstlense daha iyi deÄŸil mi? Aksi takdirde sırtlanları besleyerek aslanların hayat ÅŸansını yok edeceÄŸiz. Rize’deki köylüler çok haksız sayılmazlar. Åžu anki haliyle fonlar zaten bozuk olan iÅŸ hayatının adalet terazisini eÄŸerek daha da bozmayı amaçlıyor gibi.

    Ä°slam ülkelerindeki yolsuzluk daha uzun süre gündemde olacak. Ä°slam’la hiç alakası olmayan bürokratik kurallar, bu bariz günahı bizlere normalmiÅŸ gibi gösterecek.

    Yolsuzluk ekonomisi, dünya konjonktürü bu ÅŸekilde seyrettiÄŸi sürece gerek Ä°slam ülkelerinin, gerekse kalkınmak isteyen diÄŸer geri ülkelerinin kaçınılmaz bir gerçeÄŸi olarak önünde durmayı sürdürecek. Ta ki kökten bir deÄŸiÅŸim gelene kadar.

     Böylesine köklü deÄŸiÅŸimleri insan kendi eliyle gerçekleÅŸtiremez.

Yorum
katkım olabilir mi?
Yazar kubha açık 2007-11-15 23:25:19
1. teminatsız kredi olmaz ki. sözleÅŸmeye atılan imza da bir teminattır. bankalar imza teminatı ile kredi verdikleri zaman muhataplarının ticaret ünvanının lekelenmemesi endiÅŸesinin düzeyini ölçerler ve bu düzeye göre risk analizi yaparlar. 
 
2. bankalar para ile oynar ve karlılık esastır. iyi niyet diye bir olgu bankacılıkta söz konusu deÄŸildir. 
 
3. ruslar kazakistanda senelerce bedava votka dağıtarak bağımlı bir jenerasyon yetiÅŸtirmiÅŸler. ÅŸu anda bankalar yoluyla tüm toplum faize bulaÅŸtırılıyor. ve ekonomik olarak bağımlı hale getiriliyor. 
 
yazara teşekkürler
Düzeltme
Yazar girisim açık 2007-11-16 17:14:22
Sn. Yorumcunun katkısına teÅŸekkür ederim. Bankayla çok içli dışlı olmadığımdan terimleri yanlış kullanmış olabilirim. Düzeltme yaptım zaten. 
Benim kasdettiÄŸim, teminat olarak imzanın yeterli görülmemesi durumuydu. 
Bankaların kar amaçlaması kadar normal birÅŸey olamaz. Ancak kar dediÄŸimiz ÅŸeyin tanımı deÄŸiÅŸebiliyor. Mesela bazıları bunu, müşterisinin kanını son damlasına kadar emmek olarak anlayabiliyor. Bankalar sanki böyle bir amaçtan kaçınıp, kar hedeflerini makul seviyeye çekmiÅŸler gibi geldi. Belki de baÅŸka seçenekleri kalmamıştır. Faziler düşünce piyasa üretime yöneliyor otomatikman. 
Kolay kredi alınıyor olmasının ekonomiyi geliÅŸtireceÄŸinin düşünüldüğü ortamda olayın farklı boyutuna dikkat çekmek istedim sadece. 
Raci D

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 16-11-2007 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111689205 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net