26-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Bir Klasik:EZANSIZ SEMTLER
Bir Klasik:EZANSIZ SEMTLER PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 30
KötüÇok iyi 
Yazar YAHYA KEMAL   
31-10-2007
EZANSIZ SEMTLER

                                                             YAHYA KEMAL

Kendi kendime diyorum ki: ÅžiÅŸli, Kadıköy, Moda gibi semtlerde doÄŸan, büyüyen, oynayan Türk çocukları milliyetlerinden tam bir derecede nasip alabiliyorlar mı? O semtlerdeki minareler görülmez, ezanlar iÅŸitilmez, Ramazan ve Kandil günleri hissedilmez. Çocuklar Müslümanlığın çocukluk rüyasını nasıl görürler.

Ä°ÅŸte bu rüya, çocukluk dediÄŸimiz bu Müslüman rüyasıdır ki bizi henüz bir millet halinde tutuyor. Bugünkü Türk babaları havası ve toprağı Müslümanlık rüyası ile dolu semtlerde doÄŸdular, doÄŸarken kulaklarına ezan okundu, evlerinin odalarında namaza durmuÅŸ ihtiyar nineler gördüler, mübarek günlerin akÅŸamları bir minderin köÅŸesinden okunan Kur-an'ın sesini iÅŸittiler; bir raf üzerinde duran Kitabullah'ı indirdiler, küçücük elleriyle açtılar, gülyağı gibi bir ruh olan sarı sahifelerini kokladılar. Ä°lk ders olarak besmeleyi öÄŸrendiler; kandil günlerinin kandilleri yanarken, Ramazanların, bayramların topları atılırken sevindiler. Bayram namazlarına babalarının yanında gittiler, camiler içinde ÅŸafak sökerken Tekbirleri dinlediler, dinin böyle bir merhalesinden geçtiler, hayata girdiler. Türk oldular.

Bugünün çocukları büyük bir ekseriyetler yine Müslüman semtlerde doÄŸuyorlar, büyüyorlar, eskisi kadar derin bir tahassüs ile deÄŸilse bile yine Müslümanlığı hissediyorlar. Fakat fazla medenileÅŸen üst tabakanın çocukları ezansız semtlerde, yani alafranga terbiye ile yetiÅŸirken, Türk çocukluÄŸunun en güzel rüyasını göremiyorlar. Bu çocukların sütü çok temiz, hilkatleri çok metin olmalı ki ileride alafranga hayat TürklüÄŸü büsbütün sardıktan sonra milliyetlerine baÄŸlı kalabilsinler, yoksa ne muhit, ne yaÅŸayış, ne semt hiçbirÅŸey bu yavrulara TürklüÄŸü hissettiremez.

Ah! Büyük cedlerimiz! Onlar da Galata, BeyoÄŸlu gibi frenk semtlerine yerleÅŸirlerdi, fakat yerleÅŸtikleri mahallede Müslümanlığın nuru belirir, beÅŸ vakitte ezan iÅŸitilir, asmalı minare, gölgeli mescid peyda olur; sokak köÅŸesinde bir türbenin kandili uyanır, hasılı o toproğın o köÅŸesi imana gelirdi. BeyoÄŸlunu ve Galatayı saran yeni yapıların yığını arasında o mescidlerden, o türbelerden bir ikisi kaldı da gördük ki cedlerimiz kefere frenk mahallelerinin toprağına böyle nüfuz ederlerdi. Biz bugünün Türkleri bilakis ÅžiÅŸli, NiÅŸantaşı, Kadıköy, Moda gibi küçücük bir ÅŸehri andıran yerlere yerleÅŸtik, fakat o yerler Müslüman ruhundan ari, çorak ve kurudur. Bir Üsküdar'a bakınınz bir de Kadıköyü'ne. Üsküdarın yanında Kadıköy Tatavla (KurtuluÅŸ)'yı andırır. Eski Türklerin ruhları ile yeni Türklerin ruhları arasındaki farkı anlamak isterseniz, bu son asırda peyda olan semtlerle, Ä°stanbul içlerini mukayese ediniz. MedenileÅŸtikçe Müslümanlıktan çıktığımızı tabi ve hoÅŸ gören eblehler uzaÄŸa deÄŸil, Balkan Devletlerinin ÅŸehirlerine kadar gitsinler. Görürler ki baÅŸtan baÅŸa yenilÅŸen o ÅŸehirlerin her tarafında çan kuleleri yükselir. Pazar ve yortu günleri çan sesleri iÅŸitilir. Manzara halkın dinini ve milliyetini hatırlatır. O ÅŸehirler bizim yeni semtlerimiz gibi milli ruhtan ari deÄŸildirler. Artık Türk milletinin ruhu bir rayiha gibi uçtu mu? Hayır büyük bir kütlede yine o ruh var, fakat biz son nesil bir sürü gibi, büyük kafileden uzaklaÅŸtık, kaybolduk, fakat daha uzaÄŸa gitmeyeceÄŸiz, yeni tarzda yaÅŸayışla cedlerimizin diyanetini meczedip (bir araya getirip) bizi bu çoraklıktan, bu karanlıktan, bu ufunetten (pis kokudan) kurtaracak mürÅŸidler, ÅŸairler, edipler, hatibler, yetiÅŸmedi, fakat gayet tabii bir reviÅŸle (gidiÅŸle) büyük kafileye, kendi kendimize döneceÄŸiz.

DinsizliÄŸin, kayıtsızlığın aksülameli baÅŸladı bile. Çocuklutan beri diyanet yolundan ayrılmamı olan kardeÅŸlerimiz, bizim gibi rücu hislerini itiraf edenlere henüz inanmıyorlar. Onlara tamamiyle iltica edeceÄŸimiz zaman da bizi birden tanımayacaklar. Çünkü onlardan çok ayrı ve uzak düÅŸtük.

Dört sene evvel büyük adada oturuyordum, bayramda bayram namazına gitmeye niyetlendim, fakat frenk hayatının gecesinde sabah namazına kalkılır mı? Sabah erkenden uyanamamak korkusu ile o gece hiç uyumadım. Vakit gelince abdest aldım, Büyükada'nın mahlle içindeki sakit (sessiz) yollarından kendi başıma Camie doÄŸru gittim. Vaiz kürsüde va'az ediyordu. Ben kapıdan girince bütün cemaatın gözleri bana çevrildi. Beni daha doÄŸrusu bizim nesilden birini, camiide gördüklerine ÅŸaşıyorlardı. Orada o saatte toplanan Ümmet-i Muhammed, içine bir yabancının geldiÄŸini zannediyordu. Ben içim hüzünle dolu yavaÅŸ yavaÅŸ gittim. Va'zı diz çöküp dinleyen iki hamalın arasına oturdum. KardeÅŸlerim Müslümanlar bütün cemaatin arasında yalnız benim vücudumu hissediyorlardı. Ben de onların nazarlarını hissediyordum. Vaazdan sonra namazda ve hutbede onların içine karışıp Muhammed sesi kulağıma geldiÄŸi zamangözlerim yaÅŸla doldu. Onlarla kendimi yek-dil, yek-vücut olarak gördüm. O sabah o Müslümanlığa az aÅŸina Büyükada'nın o küçücük camii içinde, ÅŸafakta aynı milletin ruhlu bir cemeaati idik. Namazdan çıkarken kapıda ayandan ReÅŸid Akif PaÅŸa durdu. BayramlaÅŸmayı unutarak elimi tuttu: "Bu bayram namazında iki defa mes'udum. Hamdolsun sizlerden birini kendi başına Camie gelmiÅŸ gördüm! Berhudar ol oÄŸlum, gözlerimi kapamadan evvel bunu görmek beni müteselli etti!" dedi.

Hem geldiÄŸimi hem de Bayramımı tebrik etti. Yanındaki eski adamlar da onun gibi tebrik etti. bu basit hadiseden pek samimi olarak mahzuzdular. O sabah gönlüm her sabahtan fazla açıktı.

Biz ki minareler ve aÄŸaçlar arasında ezan seslerini iÅŸiterek büyüdük. O mübarek muhitten çok sonra ayrıldık. biz böyle bir Sabah Namazında anne millete dönebiliriz. fakat minaresiz ve ezansız semtlerde doÄŸan, frenk terbiyesiyle yetiÅŸen Türk çocukları dönecekleri yeri HATIRLAYAMAYACAKLAR!


YAHYA KEMAL

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 11-11-2007 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111698913 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net