11-05-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow ÇEKMEGÄ°L OKULU
ÇEKMEGİL OKULU PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 31
KötüÇok iyi 
Yazar Faruk PALULUOÄžLU   
01-10-2007
ÇEKMEGÄ°L OKULU, MALATYA EKOLÜ                                   
                                                                  Faruk PALULUOÄžLU
         Said AÄŸabey hayatta iken söz ve davranışları ile etrafını aydınlatıyordu. Vefatından sonra da kitapları ve yetiÅŸmelerinde büyük emeÄŸi olduÄŸu yakınlarının aynı gayret üzerinde olduklarını sevinerek görüyoruz. Yakınları olarak O’nun metodunu takdir edip, O’nunla yürüyenleri kastediyorum. Said AÄŸabey hiçbir zaman bir grup, cemaat oluÅŸturma düÅŸüncesinde olmadı. GeçmiÅŸte Büyük DoÄŸu Cemiyeti’nin kurucu üyesi ve Malatya baÅŸkanlığı görevlerinde bulunduÄŸunu anlatırdı. Yeterince tecrübe etmiÅŸ olacak ki “biz” denildiÄŸinde kızardı. “Biz deÄŸil tek tek fertleriz” derdi. “Biz” in suni dayatmalarla olamayacağını ancak “biz” olmaya layık insanların tezahürü halinde, Ä°lahî takdir de olursa sonucun kendiliÄŸinden ortaya geleceÄŸini söylerdi ki son yaÅŸananlar bu görüÅŸün doÄŸru olduÄŸunu ortaya çıkarmıştır.

        Said AÄŸabey saÄŸlığında ne öÄŸretti? Vefatında da bizlere neyi miras bıraktı? Diye sorarsak derim ki; tevhidi düÅŸünce, kaynakları hurafelerden, Ä°srailiyat’tan arındırma gayreti, taklidi red ve tahkike yönelme, mücadelede nebevi metod, tenkid usulü, diyalektik, dik duruÅŸ gibi çok önemli mevzularda öncü idi, saÄŸlığında bunları yaÅŸadı, yaÅŸatmaya çalıştı. Vefatında da bu mevzuları anlayan birçok kiÅŸinin yanında kırka yakın kitap bıraktı. Ayrıca çeÅŸitli olaylar karşısında takındığı tavırlar yıllar boyu kuÅŸaktan kuÅŸaÄŸa darb-ı mesel olarak aktarılacaktır. Ä°ÅŸte tüm bunlar Malatya Ekolü’nü meydana getirmiÅŸtir. Said AÄŸabey tevazu sahibi olduÄŸu için Çekmegil Ekolü demezdi. Ä°ÅŸte miras; bir ekol, bir okul. Ne mutlu talip olanlara…

        Tevhid-i düÅŸüncenin, deÄŸil Malatya da tüm yurt çapında en büyük müdafilerinden biri Said AÄŸabey olmuÅŸtur. Hem de oldukça zor ÅŸartlarda. 1970’lerde hurafeler, bidatlar ortalığı kasıp kavuruyordu. Ä°nsanlar çoÄŸunlukla bir ÅŸeyhe tabi olmaya çaÄŸrılıyordu. Åžeyhi olmayanın ÅŸeyhi ÅŸeytandır denerek ÅŸeyhlerin sözleri din telakki edilirdi. Herkes Kuran’ı anlayamaz, aman açıp okumayın, ÅŸeyhiniz ne dediyse onu yapın, o size yeter denilirdi. Anlayış böyleydi. O ÅŸeyhler ki o günün koca bakanları, vekilleri, iÅŸadamları onların müritlerindendi. BaÄŸlıları yüz binlerle ifade ediliyordu. Ne diyordu ÅŸeyh efendi; “Åžeyhin izni olmadan dalından bir yaprak düÅŸemez, bir kedi bir fareyi yiyemez.” Bu cümle ÅŸirk deÄŸil de ne idi? Ama gelin görün ki bu yanlışı, bu zulmü kim suratlarına çarpacak? Hocalar mı? Onları geçin, pek azı hariç, ne geçmiÅŸte, ne dün, ne bugün bunlardan pek bir ÅŸey beklemeyin. Mazilerindeki suskunluk genetik olarak mı nedir bugün de aynen devam etmektedir. Peki, kim karşı koyacaktı? N. Fazıl’ın dediÄŸi gibi doÄŸunun cesur sesi Çekmegil tabii. Bakınız “vahye göre büyük zulüm” kitabına, kimler yok ki kritik etmediÄŸi. Ne kadar büyük hizmet anlayan için. Said AÄŸabey bu davada çok sevdiÄŸi yol arkadaşı N. Fazıl Kısakürek’i dahi tenkidden çekinmemiÅŸti. Ne diyordu Kısakürek:
             Sonsuzluk kervanı ardınızda ben,
             Tek ayakla seken topal köpeÄŸim
.
      Birisi de çıkıp “Köpek nefsim diye bir makale yazmıştı. Durur mu Çekmegil. Kriter dergisinde “Nefis nedir?”konulu bir yazı yazdı.  Sene 1978 Malatya kaynadı. O dönemde M.T.T.B, Akıncılar adlı gençlik teÅŸkilatları vardı. Rahmetli Turan Akyol’un sahibi olduÄŸu Akyol Pasajı’nda BoÄŸaziçi Çay Ocağı vardı., Kendi çapında ilim ocağı idi. Oraya gittiÄŸimde onlarca kiÅŸi hararetle bu mevzuyu tartışıyordu. Nefse köpek denir mi denmez mi?  Hadi Kuran’a bakalım, Buhari’yi getirin. DüÅŸünebiliyor musunuz, ne kadar güzel bir manzara.

      Sadi AÄŸabey insanları araÅŸtırmaya yöneltirdi. Bir takım insanların hoÅŸuna gitmese de iddiaları ile ilgili delil sorardı. Åžairin dediÄŸi gibi ayetsiz geleni ayetle vururdu. Özellikle din adına ifade edilen her sözün delilsiz, kaynaksız ifadesine razı olmazdı. Öyle ki artık Malatya’ya gelen konuÅŸmacılar espri ile burası Malatya aman dikkat edelim derlerdi. 1986’da Ulvi Alacakaptan bir piyesin başında bir fıkra anlatayım dedi.

      Malatyalının biri o tarihlerde Afganistan’a gitmiÅŸ. Hikmetyar “Sen nerelisin?” diye sormuÅŸ. Bizim ki Malatyalıyım deyince, kardeÅŸim sen bize yaramazsın. Ben diyeceÄŸim ki ÅŸu tepenin arkasında düÅŸman var. Sen diyeceksin ki delilini getir. Hadi senin iÅŸin rast gelsin demiÅŸ. Bu fıkra o zaman izleyicileri hem neÅŸelendirmiÅŸ hem de gururlandırmıştı. Kısacası “Malatya Ekolü” delil sorardı.

      1970’lerde Erbakan ve arkadaÅŸları parti kuruluÅŸ çalışmalarına Said aÄŸabeyi de davet eder, görüÅŸürler. Said AÄŸabey sistemden icazet alarak, onun dayattığı yasaları kabul ve ikrar ederek Ä°slami bir mücadelenin mümkün olamayacağını anlatmaya çalışır. Fakat muhatapları kabule yanaÅŸmazlar. Neticede particiliÄŸin getirisi! Anlaşılır ancak boÅŸa harcanan zaman ne kadar üzücüdür.   Bu hususta Said aÄŸabeye duayı bir borç biliyorum. Belki o günlerde o havaya katılsaydı vekillik elde edilebilirdi. Belki vaad dahi edildi. Ancak Çekmegil dünyayı tekmelemiÅŸ bir kiÅŸi idi. Tenezzül etmedi. Makam, mevki hevesi olmadığına ÅŸahit olanlardanım.

       Diyalektik üzerine bizim camiada Sadi aÄŸabeyden baÅŸka kitabı olan var mı? Ben bulamadım. Diyalektik anlayışımız adlı eseri gerçekten büyük bir hizmettir. Said aÄŸabey muhataplarının düÅŸüncelerini sorularla açmaya çalışırdı. Muarızlarını kendi ifadelerindeki hatalarla, noksanlarla vururdu. O’nun diyalektiÄŸinin bir cephesi de budur. O’nu çok sert mizaçlı bulanlar da oluyordu. AÄŸabey biraz yumuÅŸak olsan derlerdi. Ne mümkün, o tabiatı ile sertti. Sözleri tokat gibidir zaman zaman. Yıllarca uykuda kalanlar, beyinleri pas tutanlar ancak ÅŸok bir yöntemle doÄŸruya çekilebilir diyordu ki çoÄŸunlukla bu metod olumlu sonuçlar vermiÅŸtir.

       Said aÄŸabey maruf örfün de savunucusu idi. Bugün bizlere anlamsız gelebilir ancak milletler örfleriyle yaÅŸar. Dinimiz maruf örfü reddetmemiÅŸtir hatta ona sahip çıkmıştır.

       Said aÄŸabey Ankara’da bir arkadaşının bürosuna çıkacaktır. Asansöre biner, bir bayan da koÅŸa koÅŸa gelerek ben de bineyim der. Said aÄŸabey dışarı çıkar, buyurun siz çıkın der. Sonuçta Said aÄŸabey tek olarak çıkar. Arkasından o hanım da aÄŸlayarak gelir. Neden benimle çıkmadınız, siz yaÅŸlı birsiniz vs. der. Said aÄŸabey bu olayı anlatırken; böyle bir vakanın meydana gelmesi etrafında oluÅŸan, oluÅŸacak düÅŸünceler bizlere çok ÅŸey öÄŸretebilir demiÅŸti. O insanları lakaytlıktan, ihmallerden, ne olur ki deyip fitnelerin önünü açacak hallerden sakındırmaya çalışıyordu. Özellikle bu hususta Said aÄŸabey övgüye layık biriydi. Mekânı cennet olsun.

      Said aÄŸabey tasavvuf ehlini kıskandıracak kadar dikkatli yaÅŸardı. Varlıklı idi fakat dünyalık peÅŸinde deÄŸildi. Evini ziyaret edenler ÅŸahit olmuÅŸlardır. Tenkit edilecek kadar kısıtlı harcardı. Ama kitap-dergi-gazete denildi mi orada durun. Zannediyorum giderinin en önemli kısmını matbuata harcardı. O hakiki gelirin nerden olduÄŸunu iyi biliyordu. Ä°kramı severdi anlatmaya gerek yoktur.

      Said aÄŸabeyin bir diÄŸer güzel yanı da ailesi ile uyumu idi. Beklide dünyanın en çok sevilen ve sayılan “Efendibabası” idi, çocukları, torunları, torun çocukları etrafında yer kapmak için yarışırlardı. YaÅŸlı bir adamı bu kadar sevimli kılan ÅŸey ne olabilirdi diye sorarsanız; O’nun ilme olan saygısı, kendisini de saygıdeÄŸer hale getirmiÅŸtir derim. Her yıl torunları arasında ödüllü bilgi yarışması tertip eder onların yetiÅŸmesi için gayret gösterirdi.

      Fikir sohbetleri O’nun oluÅŸturduÄŸu bir etkinlik idi ki bir eÅŸini bilmiyorum. Bu gün hala sürdürülen ve sürdürülecek olan fikir sohbetleri nice insanımızın yetiÅŸmesine katkıda bulunmuÅŸtur. O üç kiÅŸi bulsa hemen fikir sohbeti yapalım derdi. Bu güzel âdeti bıraktığı en güzel miraslarından biridir diyebilirim.    

      Said aÄŸabey’in bunca güzel yönler yanında tenkid edilecek yönü yok muydu? O da bir beÅŸerdi hatası yok deÄŸildi ancak büyük vebal iÅŸlemediÄŸini söylerdi. ÇoÄŸunlukla mesud yaÅŸadı. Etrafına neÅŸe saçardı.  O geldiÄŸinde memnun edenlerdendi. Sohbetinde maleyaniye rastlamadım. Ondan çok ÅŸey öÄŸrendim. Åžahsım için söylediÄŸi “senden razıyım” sözünü hatırladıkça huzur bulurum. Yıllarca hasta yattı ÅŸikayetlenme duymadım. “Ben Allah’tan razıyım” derdi.  Allah da ondan razıdır inÅŸallah. (Malatya’da MünteÅŸir, Açık sayfadan alıntıdır.)

Yorum
tenkit...
Yazar kubha açık 2007-10-01 23:46:56
tasavvuf ehli yemeye ve içmeye çok önem verir. efendi babanınsa bu konuda seçici davrandığını hiç görmedim. selamlarımla,

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 01-10-2007 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
112184863 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net