Petrol fiyatları tarihi bir rekor kırarak varil başına 83 dolara ulaÅŸtı. Enerji üretimindeki en büyük paya sahip olan petrol fiyatlarında artış, hayatın daha pahalı yaÅŸanması anlamına geliyor. Fiyatlar niçin artmaktadır? ÇoÄŸunlukla sanayileÅŸmiÅŸ ülkelerin kullandığı bu ürün ÅŸimdi daha çok ABD kontrolünde olduÄŸu halde fiyatı her geçen gün yükselmektedir? Bu artışlar devam edecek midir? Alternatif enerji kaynaklarıyla ilgili yeni haberlerin duyulduÄŸu bir ortamda petrolün, rakipleriyle baÅŸa çıkmak için aksine ucuzlaması gerekmiyor mu?
Hemen söyleyelim gerekmiyor. Çünkü fiyatını belirleyen ÅŸey ekonomik deÄŸil, siyasidir. Hatta yazının başında, bir TV belgeselinde telaffuz edilen rakama kadar yükselmesi kuvvetle muhtemeldir. Önümüzdeki yılların kriz yılları olacağı, büyük güçlerin enerjiyi dışarıdan ithal eden devletleri mengenede iyice sıkacakları anlaşılmaktadır. Üstelik petrol üreticisi ülkelerin bu iÅŸten çok kazanmasının finansal ve siyasi oyunlarla önüne geçilmektedir. ÖrneÄŸin Suudi Arabistan, güvensiz hale gelen sınırları nedeniyle büyük askeri harcamalar yapmak zorundadır. Petrol fiyatlarındaki artış sadece büyük devletler iÅŸine yaramaktadır. Yüz yıldır sanayi mamulü satarak yüksek ekonomik kazanç elde eden ülkeler için ÅŸimdi bu alan daralmıştır. Teknolojinin taklid edilebilir hale gelmesi onları yeni arayışlara itmektedir.
Bu rakam geçen gün seyrettiÄŸim ‘’Tarih’’ kanalında karşıma çıktı. Senaristler geleceÄŸe iliÅŸkin tahminlerinde 2019 yılında petrolün varilinin 425 dolara çıkmasının muhtemel olduÄŸunu söylüyorlardı. Sınırlı petrol kaynakları tükenmek üzereyken eÄŸer yeni enerji kaynağı bulunmazsa fiyatların bu seviyeye çıkacağı öngörülmekteydi. Petrolün aktör olduÄŸu küresel ısınmanın getirdiÄŸi iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi felaketleri de sahneyi tamamlıyor; önümüze karanlık bir tablo sunuluyordu. Programı seyreden benim gibi birçok kiÅŸi gelecekle ilgili derin endiÅŸelere dalmış olsalar gerek. Ancak bu tür programların ne anlatmak istediklerini deÄŸiÅŸik bir teknikle okumak gerekiyor.
Programı basit bir TV belgeseli, yahut önemsiz bir yanılgı olarak görmek bizi sonuçtan uzaklaÅŸtırır. Medya sahiplerinin amaçsız parmak bile oynatmadıklarını siz de gözlemliyor musunuz? Böyle programlar belirli merkezlerde bir senaryonun parçası olarak hazırlanırlar. Ä°ki yıl öncesine kadar kimsenin farkına varmadığı küresel ısınma nasıl ÅŸimdi herkes tarafından endiÅŸeyle takip edilen bir konu haline geldiyse, bu da böyle olacaktır. ABD petrol kaynaklarını ele geçirdikçe fiyatlar yükselecek, çeÅŸitli nedenlerle petrol üretimi kısılacaktır. Irak iÅŸgalini hatırlayınız. Yanan petrol kuyularının görüntüleri ben net olarak hatırlayabiliyorum. Bu koca savaÅŸtan benim zihnimde kalan iki ÅŸeyden biri yanan petrol kuyularıdır. Saddam’ın sarayı duvarlarında mermi isabeti almadan ele geçirilmiÅŸ; fakat petrol kuyuları sabote edilmeden ele geçirilememiÅŸtir(!). DüÅŸen üretim kapasitesi fiyatlardaki artış olarak bizlere yansıdı. Varil başına petrole ödediÄŸimiz ücret bu savaÅŸtan beri hiç aÅŸağı inmedi. Üstelik bunlar, Kanada ve Rusya’da bulunduÄŸu söylenen yeni petrol yataklarına raÄŸmen olmaktadır.
SeyrettiÄŸim program, petrol alternatifi enerji kaynaklarını da inceliyordu. Kömür, rüzgâr, güneÅŸ ve hidrojen gibi bu alternatif kaynakların petrole rakip olmaktan çok uzakta olduklarının altını çiziyordu. Avrupa ÅŸu an tüm enerji tüketiminin %25’ini petrol dışı kaynaklardan saÄŸlıyormuÅŸ. 25 yıl içerisinde bunu iki katına çıkarması planlıyorlar. Hidrojen, temiz bir yakıt kaynağı olarak gözde bir teknolojidir. BildiÄŸimiz suya basitçe elektrik vererek elementlerine ayrıştırılmasıyla elde ediliyor. Ortaya çıkan Oksijeni tabiatta serbest bırakılıp Hidrojenin depoluyor ve yakıyorsunuz. Pahalı üretim yönteminden dolayı henüz petrolün rakibi deÄŸildir. Üretimindeki maliyet düÅŸüÅŸü, kendisini geleceÄŸin enerji kaynağı yapmaya yeterlidir. Günümüzde ancak zenginlerin kullanabileceÄŸi bir oyuncak hükmündedir (otomobilin ilk icadında olduÄŸu gibi). Hidrojenin yaygın olarak kullanılabilmesi için petrol fiyatlarının 200 doları geçmesi gerekmektedir. Hidrojenin daha düÅŸük maliyetle üretilmesi için gerekli Arge çalışmaları ancak bu yakıtın petrolün yerini almasından sonra mümkündür. Åžimdilik bu kadar büyük yatırımı kimse göze almamaktadır ve gerek yoktur. Uluslararası çevrelerin enerji dönüÅŸümü konusunda nihai kararlarını verdikleri, petrol yerine mutlaka yeni bir enerjiyi devreye sokacakları anlaşılmaktadır. Bu kararın üzeri ‘Küresel Isınma’ yaygarasıyla örtülmektedir. Bu arada küresel ısınmaya en çok karşı çıkan ülkenin Kanada ve Kanadalı bilim adamlarının olmasını anlayabilmekteyiz. Çünkü Kanada Dünyadaki en uzun süreli (80 yıldan fazla) petrol rezervlerine sahip ülkedir.
T.V Programından okuduklarımız böyleyken verilen bilgiler bu kadarla sınırlı deÄŸildi. Gelecekte Dünya’nın karşı karşıya olduÄŸu en büyük felaket olarak mülteciler sorununa iÅŸaret etmesini ben çok anlamlı buldum. Güya küresel ısınma sonucu Kuzey Avrupa buzlarla örtülüyor, BangladeÅŸ sular altında kalıyor ve Afrika’da tarım alanları yükselen deniz altında kalarak küresel kıtlık meydana geliyordu. Böylece yüz milyonlarca insan mülteci konumuna düÅŸüyordu. Küresel ısınmanın batı kaynaklı bir sömürü tezgâhı olduÄŸunu artık biliyoruz (Kriter’de yapılan ankete göre, onca propagandaya raÄŸmen halkın sadece yarısı buna inanıyor). Dolayısıyla bu noktayı farklı okumak gerekmektedir. Gelecekte, programda belirtildiÄŸi gibi mülteci sorunu olacaktır fakat bu, küresel ısınmanın etkilerinden dolayı deÄŸil. Petrolün kademeli olarak piyasadan çekilmesi neticesi ekonomik durumu bozulan petrol üreticisi ülkelerde ortaya çıkacak çalkantı nedeniyle olacaktır. Petrole bağımlı ekonominin hüküm sürdüÄŸü bu ülkelerde yaÅŸayan büyük kitleler mülteci olarak ülkelerini terk etmeye çabası içinde olacaklardır. Bu tezimizi destekler nitelikte diÄŸer bilgileri gazetelerin satır aralarından yakalamak mümkündür. Yeni Åžafak Gazetesi yazarlarından Ä°. Karagül Bey, Suudi Arabistan’ın Irak sınırına büyük duvar inÅŸa ettiÄŸini çoktan beri yazmaktadır. Aynı duvarlar Iraktaki Åžii ve Sünni bölgelerini de ayırmak üzere planlanmaktaymış. Mezhep savaşı ve terör yükseldikçe tüm OrtadoÄŸu’nun labirentler gibi çevrilmesi muhtemeldir. Bugün Irak’taki iÅŸgal güçlerinin en affedemeyeceÄŸi ÅŸey; mezhep savaşını önleyecek giriÅŸimlerdir. 26 Eylül tarihli gazeteler, böyle bir giriÅŸimde bulunanların iftar yemeÄŸinde topluca havaya uçuruldukları haberini vermektedirler. Terörle mücadele amacıyla duvar inÅŸa edenler, yarın yönetim deÄŸiÅŸikliklerinden sonra bu duvarların mülteci olarak ülkeden kaçmak isteyenlerin önüne hapishane duvarı olarak gördüklerinde ÅŸaşıracaklardır.
SoÄŸuk savaşın bitimiyle NATO düÅŸman rengini kırmızıdan yeÅŸile çevireli 10 yılı geçti. Ülkemizi ziyaret eden Papa’nın birincil amacı doÄŸu ve batı kiliseleri arasındaki tarihi anlaÅŸmazlığı ortadan kaldırmaktı. Bu tarihsel konunun günümüzde yeniden önemli hale gelmesi anlamlıdır. Sahnedeki oyunu sadece Rusya’nın itirazı bozabilir. Rusya’nın da plan içinde yer alması; en azından oyun bozanlık yapmaması için görev Katolik kilisesi papazına düÅŸmüÅŸtür. Ülkemizde de böylesine vahim bir olayı anlamazlıktan gelip, kendinden geçecek kadar sevinçle alkışlayanlar mevcuttur. Bu düÅŸüncenin ışığında Papanın Sultanahmet camiinde sürpriz ÅŸekilde ellerini açarak dua etmesini tekrar okumayı deneyiniz. Batı dünyası 20. yüzyıldan sarkmış göçler meselesini ve asırlardır en asli sorunu olan Ä°slam tehdidi sorununu kökten ve kesin ÅŸekilde halletmek için hareket halindedir.
Batı’yı buna sevk eden ÅŸeyin salt Ä°slam düÅŸmanlığı olduÄŸunu söylersek haksızlık yapmış oluruz. Bu kadar gözü kara düÅŸmanlıkları olsaydı, çok güçlü oldukları II. Dünya savaşı ve sonrasında bunu yapabilirlerdi. Onları buna sevk eden en önemli gerçek, enerjinin yakında bedava hale geleceÄŸidir. Enerjinin bedava olması sanılanın aksine Dünyayı cennet deÄŸil, bir cehenneme çevireceÄŸini düÅŸünmekteler. Enerji günümüzün vazgeçilmezidir. Onsuz bir dünya mümkün deÄŸildir. Fakat enerjinin bedava olduÄŸu bir dünya daha da mümkünsüzdür. Enerjinin bedava olduÄŸu dünyada devlet sistemlerinin, fabrikaların çökeceÄŸi yani günümüzdeki yaÅŸam ÅŸeklinden eser kalmayacağı öngörülmektedir. Devletler ve dolayısıyla büyük ÅŸirketler; oralarda çalışan milyarlarca insan enerji kullanımından elde edilen vergilerle nemalanmaktadır. Ä°nternette yapacağınız kısa bir araÅŸtırma sonucu sizi, enerjinin bedava olabileceÄŸi konusunda ikna etmeye yetecektir. Bu konuda o kadar çok iddia vardır. Ve hatta video sitelerinde yapmış oldukları makineleri çalışırken izlemeniz mümkündür.
Zaten program kapanışında bu noktaya da deÄŸinildi. ‘Enerjinin tükenmesinden daha tehlikeli ÅŸey, enerjinin bedava olmasıdır’’ sözü bir vecize gibi kulaklarımda kaldı.
Bu, asıl olarak neden korktuklarına iÅŸaret ediyordu. Yüzyıldır durdurmaya çalıştıkları bir gerçeÄŸin artık görünür hale gelmesinden ürkmüÅŸlerdir. Fizik kanunlarına (TermodinamiÄŸin III. Kanunu) tanrı buyruÄŸu gibi yerleÅŸtirdikleri ilkelerle dahi araÅŸtırmacıların önünü kesememiÅŸlerdir. Bedava enerjinin mümkün olduÄŸunu söyleyenler gün geçtikçe artmakta, hatta prototip makinelerini internet sitelerinde sergilemekteler. Öte yandan basit bir sırt çantası mekanizmasıyla baÅŸarılı uçuÅŸ denemeleri yapılmaktadır. Ä°kisini bir araya getirdiÄŸinizde Batı’nın kendini ne denli büyük bir göç tehdidi altında hissettiÄŸini anlamak zor olmayacaktır. Sırt çantasını alan, daha iyi bir yaÅŸam için havadan, sınırları delik deÅŸik edebilecektir.
Bu batının gelecek savaşıdır. Onlar için ölüm-kalım niteliÄŸindedir. Bush’un ifadesine göre 50 yıl sürecek bir savaÅŸtır (9/11 saldırından hemen sonraki açıklaması). Kazanırsa batı uygarlığı Ä°slam istilasına uÄŸramadan devam edecektir. Milyarlarca müslümanın hayatı pahasına kazanmak zorunda oldukları bir savaÅŸ bu.
Petrol fiyatlarında düÅŸüÅŸ ve ABD’nin Irak’tan çekilmesini bekleyenler yanılıyorlar. Ä°ÅŸgaller ve yeni savaÅŸlarla yok edilmesi gereken bir coÄŸrafya duruyor önlerinde.
Ülkemizdeki karar verme merciinde bulunanların, kazanan tarafta yer alma gayretleri bizi bu felaketten uzak tutmaya yetecek mi? Ben sanmıyorum. Sonunda sıranın size geleceÄŸini bilerek oynanması gereken bir oyun bu.
Oyunun adını baÅŸta söylemenin bir yararı olur mu acaba?
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.