24-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow EFENDÄ°BABA
EFENDİBABA PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 24
KötüÇok iyi 
Yazar ÅžEFÄ°KA LEYLA   
08-09-2007
SAÄ°D ÇEKMEGÄ°L;
‘EFENDÄ°BABA’

                                                                             Åžefika  LEYLA
                                                                             (Açık Sayfa'dan) 
             Yirmi dört torunundan beÅŸincisiyim ben, ona söyleyecek çok ÅŸeyim var. Adına methiye mi dersiniz, takdirkâr ifadeler mi bilemem, takdir okuyanın. Hani derler ya; “Dünya bir yana, sevdiÄŸim bir yana”... Bendeki ‘efendibaba’ muhabbeti de öyle bir bakıma. Gülünce gözlerinin içi gülen, varlığı torununun çocuklarına da neÅŸe kaynağı olan bir efendibaba. Muhabbetimizde bir aşırılık hissetmeye görsün, hemen bunu hayra çevirip Allah ve Resulü’nden baÅŸkasını severkenki ölçüyü öÄŸretmeye ne güzel vesile kılardı. Etrafındakilerin sevgisine lâyık olmaya çalışırkenki mütevazı hali onu ne mâsum bir çocuk ÅŸirinliÄŸine büründürürdü.



              Nelerden bahsedebilirim büyükbabam hakkında diye düÅŸünürken, bu hitaptan hoÅŸnut olmadığını hatırladım. Bizi ‘Büyükbaba’ demeye iten sebep neydi pek hatırlamıyorum ama onun hoÅŸnut olmayışı, yenilikçilerin özentilerine bir mesel olması sebebiyle olabilir. O efendi bir babadır. Örflerine olan baÄŸlılığının izlerini efendiliÄŸiyle taşımıştır üzerinde. “Biz neden size dede demiyoruz?” ÅŸeklindeki çocukluk suâlime karşılık, gayrimüslim bir cemaatin ulularına böyle hitap edildiÄŸi için hoÅŸlanmadığını ifade etmiÅŸti bana. Bâtıla kaÅŸ çatan bu ÅŸuurlu duruÅŸa gıpta etmemek mümkün mü?
             Mûnis, sevecen, ÅŸefkatli insan. Onun sinirli, celâlli olduÄŸunu söyleyenlere “Gür hisli, gür imanlı beyinler coÅŸar ancak” diyerek, HekimoÄŸlu Ä°smail  ne nezih bir cevap vermiÅŸtir. Hakeza; kızdığı, celâllendiÄŸi durumlarda bir iman asabiyesinin söz konusu olmadığını kim iddia edebilir?
           “Benim yaramazlığım ablamın suçudur, ablamınki annemin. Annemin hataları ise, hep benim suçum kızım” derken müÅŸfik bir baba ve öÄŸretici. Evvelâ çoban, yani bilen mesuldür. Önce çoban hesap vermelidir. Hz. Musa da kardeÅŸi Harun’un başından tutup,  “Ey anamın oÄŸlu!” diye duyularına hitab ederek silkerken, bu terbiyeye mi tâbi olmuÅŸtu?... ÖÄŸreticiyi sorgulamadan, suçluyu yargılamamak… ÖÄŸretirken düÅŸün-dürebilen ender insanlardan biri idi. Müslümanın meselelerinin birçoÄŸunun tefekkürsüzlükten, fıkıhsızlıktan kaynaklandığını söyleyerek çareler arıyordu. Meselâ Ä°slâm’ın ÅŸartı beÅŸ diyenlere ilmin, cihadın, tefekkürün v.s. de farz olduÄŸunu, ÅŸartları sayı ile sınırlamanın yanlış olduÄŸunu anlatıyordu.
           Körü körüne taklitçilikle, çok mücadele etti. Mukallit bir beynin insan bünyesinde büyük bir araz olduÄŸundan bahisle tedavi metodları aradı. YaÅŸadığı çağın en büyük hastalıklarından birinin de hurâfe olduÄŸunu, vahyî kaynaktan uzak kalışın sonucu bunun beyinlerde müzminleÅŸtiÄŸini söylüyordu.
           BulunduÄŸu meclislerde gündelik meselelere dalınamadan fikrî bir atmosfer oluÅŸur, kendine has üslûbu ile bir meseleyi gündeme getirir, çözerdi zihinlerde. Belagatini, siyaset, diyalektik, münazara zemininde saÄŸlama alır, yerinde ve zamanında vakit kaybetmeden sürerdi tezini ortaya. Haklı olmadığı bir meselede tartıştığına hiç ÅŸahit olmadım. Tartışa tartışa, tarta tarta, beraberce, doÄŸruya ulaÅŸmaya… 
           Adına ‘Fikir Kulübü’ dediÄŸi orijinal uygulaması ile fikir jimnastiÄŸi yaptırarak ÅŸahsiyet geliÅŸimini ön plana çıkarır, düÅŸündürürdü. Derler ki; bu yüzden farklıdır Malatya’dan geçenler. Ä°lmî bir konuda kolay kolay delilsiz konuÅŸmaz, vebalini bilir, konuÅŸanı da sorgulardı.
          Anlatmaya çalıştığı bir ‘kelime’ idi… Davet ederdi tüm tanıdıklarını, haber gönderirdi tanımadıklarına, ortak bir kelimeye gelin diye. Kelime-i tevhidi anlamanın önündeki engelleri bir bir kaldırmaya çabalardı. Bunu yapmayan, yapamayan kardeÅŸlerini hesaba çekerdi; ‘tavuÄŸunun yumurtası kadar sahipleneceÄŸin bir dinin yok mu senin?’ diye.
           Seni çok özlüyorum efendibaba!
           Davranışlarımızı tedip eden bakışlarınızı!
           MüÅŸküle düÅŸtüÄŸümde çehrenizdeki ifadeye bakıp anlam arayamıyorum artık, çok uzun bir zamandır. Hangi gülüÅŸünüz Mü’mine muhabbet, hangi kaÅŸ çatışınız münkire nefret; “Müstesna” Anlayışınızda arıyorum.  Siz, “Biz külüstür adamlarız, ben külüstür bir adamım” deseniz de, eskimeyen yeniye tabi oluÅŸunuz,  ömür boyu süren talebeliÄŸinizde ve nurlu simanızda ışıldadı. 
           Bir insanı tanımak ve onu sevmek ulvî bir mesnede dayanmazsa mânâsız ve bencilce olur. Tâ ki söz konu-su ÅŸahıs, beÅŸerî zaaflarını Ä°slamî hassasiyetlerinin önü-ne geçirmiyorsa, bedevice tavırlara dahi ÅŸefkatle mukabelede sebat ediyorsa, rahat ve müreffeh bir kültürün mensubu olmasına raÄŸmen, gösteriÅŸ yerine vakar ve asâlet taşıyorsa, en ince zevklere vâkıf olduÄŸu hal-de bunların ardında koÅŸmuyorsa, kendisi ile Allah’ın hatırlandığı bir Müslüman olması referanslarından bazıları ise, onu sevmek mükellefiyet deÄŸil midir? Bu iyi hallerinin günahlarını bağışlatmasına duâcı, Rabbimden bol rahmet dileyebilmekle müteselliyim. 
           Efendibabam söz konusu olunca söyleyecek sözüm çok, engin ÅŸefkatiyle gıybetini yapanlara, iftira atanlara “onların bilmediklerini” söylerken bir Resûl talebesi örneÄŸi oldu. Dostlardan gelen dikenli güllere alışık daima salah diliyordu. Ä°nci misali dizdiÄŸi eserleri bize miras kaldı. Dünyada Allah’ın bir lütfu olarak yakınlığın, beraberliÄŸin hazzını tattım. Ä°stifadelenmeye gayret ettim. Ä°çimde ukde kaldı, ona hakkıyla hizmet etmek nasip olmadı. Ebedî hayatta onunla, resullerle, sıddıklarla olmak nasip olur inÅŸallah.


                                                 (Malatya'da münteÅŸir Açık Sayfa mecmuasından alıntıdır.)


Yorum
Yazar kubha açık 2007-09-09 10:57:48
Tam bir duygu seli... Duygusuz adamlar bu duygu seline kapılamazlar.
Yazar haticeselva açık 2007-09-15 21:48:54
Babam çok ÅŸanslıydı demeyeceÄŸim. Çünkü ÅŸans hakedilmeden kazanılmış durumlar için de kullanılabiliyor. O Allah'ın lütfuna mazhar olmuÅŸ, Rabb'inden razı, inÅŸallah Rabb'i de ondan razı, mesut biriydi. Bunu kendisi de her fırsatta şükürle ifade eder, 'Ben yavrularımın hakkını nasıl öderim?' diye de ilave ederdi.  
Canım Leyla'm varlığınız ve yaÅŸantınızla onun dünyada cenneti yaÅŸamasına vesile oldunuz, onu mesut ettiniz. Allah inÅŸallah sizleri de aynı ÅŸekilde güldürür.  
Yazın her yönüyle hakikaten öyle baÅŸarılı ki, onu takdir etmede yetersiz kalıyorum. Ellerine ve gönlüne saÄŸlık. 
Selam ve sevgiler. 

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 08-09-2007 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111561258 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net