John Stuart Mill, eÄŸitime daha geniÅŸ sınırlar vermeÄŸe çalışan batılı öncülerdendir. O ÅŸöyle demiÅŸtir:
«EÄŸitim bizi tabiatımızın mükemmelliÄŸine yakıştırmak gayesiyle sarahaten bizim kendi kendimize yaptığımızla veya baÅŸkaları tarafından bizim için yapılanlarla kalmaz, en geniÅŸ anlamda daha fazlasını yapar. Asıl gayesi oldukça deÄŸiÅŸik olan hadiselerin dolaylı tesirlerinin beÅŸer karakter ve kabiliyetlerine olan etkilerini de ihtiva eder» (5)
John Milton eÄŸitimi ÅŸu ÅŸekilde tarif eder :
«Ben harpte ve sulhta bir adamı, ÅŸahsi ve bütün kamu görevlerini adilane, baÅŸarılı ve alicenaplıkla yerine getirmesi için yetiÅŸtirmiÅŸ olan eÄŸitime mükemmel ve verimli derim.» (6)
Bu eÄŸitimin muhtemel en geniÅŸ görüÅŸ açısıdır.
Amerikan filozofu John Dewey eÄŸitimi «tabiata ve insanlara karşı
gerek entellektüel gerek hissi temel tutumunun ÅŸekillendirilmesi iÅŸlemi»
addeder.(7) Dr. John Park ise «EÄŸitim bilgi ve alışkanlıkların öÄŸretme ve
öÄŸrenme yolu ile iletme veya elde etme iÅŸlem veya sanatıdır.» görüÅŸün
dedir. (8)
Bir baÅŸka eÄŸitimci, Profesör Herman H. Horne ÅŸöyle yazmaktadır:
«EÄŸitim bedenen ve aklen geliÅŸmiÅŸ, hür, ÅŸuurlu bir beÅŸerin fikri, hissi ve iradi çevresinde kendini gösteren Allah'a ebedi bir yaklaÅŸma iÅŸlemidir .»(9)
Profesör Niblett ÅŸöyle iddia ediyor :
«EÄŸitimin gayesi «mutluluk»tan ziyade doÄŸru hareketi tabii hale getirmek için uyanık olmak hususunda yetenek geliÅŸtirmek ve beÅŸer anlayışını -belki de çatışma, mücadele ve ıstırap çekerek- derinleÅŸtirmektir.» (10)
Demek ki eÄŸitim genç nesiller için ahlaki, akli ve bedeni talimin temin edildiÄŸi ve onların bu meyanda ideal ve kültürlerini kazandıkları devamlı bir iÅŸlemdir. EÄŸitimciler kelimeyi iki manada kullanırlar: geniÅŸ manasıyla eÄŸitim fert ve milletin hayat tarzını ÅŸekillendiren fiziki, biyolojik, ahlaki ve sosyal tesirlerin tamamına iÅŸaret ederken dar manasıyla sadece okul, üniversite ve diÄŸer eÄŸitim yerlerinde öÄŸretmenlerce tertip ve teÅŸkil olunan özel tesirlere iÅŸaret edilir. Her iki halde de eÄŸitim talebenin hayatının her veçhesine tesir eden çok yönlü bir iÅŸlemdir. Bu yüzdendir ki bir milletin hayat tarzı-onun eÄŸitimine baÄŸlıdır. Bir Çin atasözü bunu doÄŸru bir biçimde tespit ediyor:
«EÄŸer bir yıl ötesi için planlıyorsanız hububat ekin,
EÄŸer on yıl ötesi için planlıyorsanız, aÄŸaç dikin,
EÄŸer bin yıl ötesi için planlıyorsanız, insanlar ekin.»
iÅŸte eÄŸitim vasıtasıyladır ki insanlar «ekilir» ve asırlar inÅŸa edilir
EĞİTÄ°M VE KÜLTÜR
EÄŸitim bir halkın kültürünün esası ve kültürün temadisi için bir vasıtadır. Et ve kemiÄŸin birbirinden ayrılmadığı gibi bu ikisi de birbirlerinden ayrılamazlar. Bir halkın, herhangi bir ülke veya milletin eÄŸitim sistemini bir zarara sebebiyet vermeksizin taklid edebileceÄŸi ÅŸeklinde yaygın bir yanlış kanaat vardır. Bir halk kendi kültürünü hakaretle reddetmedikçe -ki bu milli bir intihar demektir- yabancı eÄŸitim sistemlerinden geliÅŸi güzel yararlanamazlar.
Her eÄŸitim, sistemi esas itibariyle muayyen birtakım sosyal idealler, norm ve deÄŸerlerden oluÅŸur ve hayat ile kültüre özel bir bakış açısına istinad eder. Bu manada eÄŸitim sisteminin taklidi intihardır. Öte yandan öÄŸretimin teknik ve metodu söz konusu olduÄŸunda bir ülke emniyetle diÄŸerlerinin tecrübelerinden yararlanabilir. Ancak deÄŸerler, prensipler ve idealler açısından büyük dikkat sarf etmelidir, zira onların ÅŸuurlu ve ÅŸuursuzca benimsenmesi bir milletin kültür bünyesinin bütününü mahvedebilir.
Ä°kbal bu konuda çok sarihtir.
«Arzu edilen ateÅŸ için kendi öz cevherine bak.
Bir baÅŸkasının ışığını elde etmek için uÄŸraÅŸmaya deÄŸmez.»
«Batının cam üfleyicilerinin ihsanı peÅŸinde koÅŸma
Kendi dünyanı Hindistan'ın çamurundan kur»
«EkmeÄŸini baÅŸkasının ihsanından bekleme
GüneÅŸ kaynağından su dalgaları bekleme…»
«BaÅŸkalarının kanatları altında daha ne kadar barınacaksın.
Bahçenin esintisinde kanatlarınla hürce uçmasını öÄŸren»
Belki de en vazıh ifade Ä°kbal'in yabancı eÄŸitim ile yetiÅŸtirilmiÅŸ bir nesli tenkidinde ortaya çıkmaktadır.. Bu eÄŸitim, kültürümüze karşı, medeniyetimizce makbul olmayan, örflerimize saygısız, tarihimize hakaret edicidir. Der ki :
«BaÅŸkalarının bilgilerini öÄŸrendin ve biriktirdin
Yüzünü baÅŸkalarından ödünç alınmış rujla parlattın
Başkalarının tavrını taklitte şeref arıyorsun
Bilmiyorum sen kendin misin yoksa bir baÅŸkasının «ben»imi?
Senin idrakin baÅŸkalarının düÅŸüncelerine zincirle baÄŸlanmıştır.
BoÄŸazından çıkan nefes' baÅŸkalarının ses tellerinden kaynaklanmıştır,
Dilinde ödünç nutuklar;
Kalbinde ödünç arzular; .
Kanaryaların ödünç ÅŸarkılar söyler.
Selvilerin ödünç örtülere bürünmüÅŸtür.
Kadehindeki şarap başkalarından alınmıştır.
Kadehini onu da baÅŸkalarından ödünç almışsındır.
Sen bir GüneÅŸsin, bir kerecik kendi benliÄŸine bak.
Işığını başkalarının yıldızlarından alma
Mumun etrafında daha ne kadar dansedeceksin.
Yürekliysen kendi ışığını yak.»
Böylece ikbalin ödünç alınmış eÄŸitime karşı olduÄŸu ve örf ve ideallerimizle aynı paralelde, tarih ve kültürümüzün bir ürünü olan eÄŸitim sisteminin benimsenmesini hararetle tavsiye ettiÄŸi açıktır. Günümüzün önde gelen eÄŸitimcilerinin savundukları yaklaşım tarzı da aynen budur. John Dewey diyor ki: «EÄŸitim sosyal bir hadise olduÄŸuna ve pek çok çeÅŸitli cemiyetler bulunduÄŸuna göre eÄŸitimin kritiÄŸi ve yorumu için konulacak bir kriter muayyen bir sosyal ideali zımneder.»(11)
Prof. Niblett «O (eÄŸitim) doÄŸuÅŸumuzdan önceki dokuz ayda fiziki olarak husule gelen prosesin tam bir insan oluÅŸumuna kadar devamıdır. Bu defa cemiyetin kültürü ana rahmi, hamile olunan ise vücut deÄŸil ruhtur.» (12) derken konuyu güzel bir ÅŸekilde dile getiriyor.
Prof. Clark ÅŸu önemli müÅŸahedede bulunmaktadır. «BaÅŸka ne manaya gelirse gelsin öncelikle eÄŸitim kabul edilmiÅŸ bir kültürün kendi kendisine idamesi anlamına gelmelidir. Bu kültür kararlı bir cemiyetin hayatı demektir.» (13)
Amerikalı EÄŸitimci Dr. J.B. Conant bu hususu bir baÅŸka anlamlı biçimde gündeme getirir. «EÄŸitim tecrübesinin ihraç olunabilir bir emtia olduÄŸunu zannetmiyorum. Korkarım II. Dünya Savaşından beri Almanya ve Japonya ile olan münasebetlerimizde bunun tersi bir faraziye ima edilmiÅŸtir. Tarihimizin muhtelif devirlerinde bir Ä°ngiliz veya Avrupa telakkisini ithal teÅŸebbüsleri faydadan ziyade zarar getirmiÅŸtir». (14)
Buraya kadar yaptığımız tartışmalar eÄŸitimin halkın kültür ve sosyal ideallerinden ayrılamayacak ÅŸekilde baÄŸlı olduÄŸunu ve bu ikisinin ayrılmasına teÅŸebbüsün eÄŸitimi asli gayesinden uzaklaÅŸtıracağını ortaya koymuÅŸtur. EÄŸitim halkın kültürünü temsil etmek ve onu gelecek nesiller için saklamak zorundadır. Kültüre ve cemiyete bigane kalan bir eÄŸitim parçalayıcı bir güç olarak faaliyet gösterecek ve cemiyetin sosyal bünyesini imha edecektir. Bir cemiyetin kültürünü temsil etmeyen ve onu ihata etmeyen bir eÄŸitim faydadan çok zarar getirir.
(kriter dergisi, Kasım 983, C.4; s.37’den)
(Gelecek Sayıda Liberal Eğitimin Başarısızlığı)
Kaynaklar ;
Shipley, Joseph T, Dictionary of Word Origin, Ames Iowa 1957. p, 114
Mili John Stuart, Inaugural Address as Rector of St, Andrews Uni-versity 1.867 vide Smith W.t>. Lesser, Education Pelican 1958. p, 9
Milton, John Areopagitica and other Prose Works Everyman's Lib-rary,. p, 46
Dewey, John, Democracy and Educatioıı Quoted by
Hugl.es A.G. and Hugles E.H., Education : Some Fundamentâl Problems, Long-mans, London, 1960, p. 81
Park Dr. Joe «Introduction», Selected Eeadings in the Philosphy of Education Macmillan, New York, 1958 p. 83 9
Horne, Herman, I- «The Philosophical Aspcets of Education Ibid.»p. 176 (Devamı Sh. 7 de)
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.