20-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Spor arrow Böyle Buyurdu Futbol Ä°lahları: F.B Åžampiyon
Böyle Buyurdu Futbol İlahları: F.B Şampiyon PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 14
KötüÇok iyi 
Yazar Raci Durcan   
06-08-2005

Futbol sezonu baÅŸlarken yapmış olduÄŸum ‘ bu sene Galatasaray ÅŸampiyon olacak’ iddiam tutmadı. ‘Komplo teorilerinden vaz geçersin artık’ diye de tepki aldım. Futbol liglerinde önceden kimin ÅŸampiyon olacağının belirlenmiÅŸ olduÄŸu iddialarına komlo teorisi deniliyor.

 Uzun zaman ara vermiÅŸ olduÄŸum futbol seyirciliÄŸine geçen sezon tekrar baÅŸlamıştım. Bunda Lucescu yönetimindeki BeÅŸiktaÅŸ’ın Türkiye liglerinin üstünde bir performansla futbol oynuyor olması etkili oldu. Takım tam bir uyum içinde ve Avrupalı rakiplerinden farksız bir futbol sergiliyordu. Fakat çoÄŸu insanın da kabul ettiÄŸi bir ÅŸekilde komploya kurban gitti, takım bozuldu. Belki futbolun ilahları ligin erken koparak seyircisiz kalmasının önüne geçmek için yapmışlardı bunu. Ancak takım bu çelmeden sonra kendine olan güveni kaybedip performansını yitirdi. Bu saaten sonra ben de ligleri takip etmeyi yeniden bıraktım. Türkiye futbolda tam yükseliÅŸe geçmiÅŸken takılan bu çelme fena halde canımı sıktı. 

Futbol’un tepesindekiler gerçekten ilginç kiÅŸiler. Futbol çevrelerinin fazla zeki olmadığı, futbol oynayanların topa kafa ile vura vura beyin hücrelerini öldürdüklerine dair iddiaların geçersizliÄŸi gün gibi ortada. Öylesine muhteÅŸem kurgular yapıyorlar ki her türlü zeka gösterisine hayranlık duymaktan kendini alamayan ben, aÄŸzı açık kalıyorum. Onların yaptıklarını fark etmek, kenardan izlemek ayrı bir zevk tabii. Böylece fiilen santranç oynamaya bile gerek kalmıyor. Biliyorsunuz santraçta bütün iÅŸ, rakibin bir el sonra hangi hamleyi yapacağını sezip ona önlem alarak hücum etmektir. Komplo teorisi de böyledir. Ä°nsanların neyi beklemekte olduÄŸunu bilip bir baÅŸka planı sokarsınız devreye. Ben de oturup onların bundan sonra hangi hamleyi yapacaklarını tespite çalışıyor kendimce deÅŸifre ederek bir nevi intikam alıyorum. Bazen de iÅŸte böyle yanılıyor, mat oluyoruz. Ama olsun, heyacanlı bir müsabaka zevki de vermiyor deÄŸil. Bu da benim ekstra bir kazancım olsun.

  Futbol bir spor olarak Amerika dışında (orada da Amerikan futbolu var, bizdekinden çok daha mücadele gerektiriyor) bütün dünya ülkelerinde en çok ilgi gören spor dalı olarak dikkat çekiyor. Ülkemizde her ne kadar futbol yanında diÄŸer sporları mesela basketbol’u da sevdirip izleyici edinmeye çalışmışlarsa da bu proje baÅŸarılı olmadı. Basketbol seyircisini okumuÅŸ, entel diye öÄŸüp, böylece futbol seyircisini aÅŸağılamalarına raÄŸmen gerçekleÅŸmedi. Çünkü futbol gerek oyun tarzı gerek terminolojisiyle tam bir erkek ve savaÅŸ oyunudur. Kalabalık bir grup (bir ekip yaklaşık 20 kiÅŸi) tarafından oynanır. Oyun alanında diziliÅŸ yine bir savaÅŸ alanında askerlerin mevzi alması gibidir. Gol atmak için hücum yapılır, yememek için kale savunulur. Maç kazanılınca zafer kazanılmış olur. Deplasman maçları sanki yabancı bir ülke topraklarını fethe çıkmış havası yaratır. Evinde kazanmak normalken, deplasman galibiyetleri tam bir zafer havasında kutlanır. Ne kadar güçlü bir rakibi yenmiÅŸseniz galibiyetin deÄŸeri o kadar çoktur. Seyirci stada ölümüne kazanmaya gelir. Tüm bunlar bu oyundaki savaÅŸ seviyesindeki coÅŸkuyu ortaya koymaya yeter.

  SavaÅŸmak insanın genlerine yazılmış olup, vaz geçebileceÄŸi bir alışkanlık deÄŸildir. Bir yerde önünü tıkarsanız baÅŸka bir yerde patlak verir. SavaÅŸma özelliÄŸinizi kaybettiÄŸinizde insan olma vasfını da yitirirsiniz. Hatta bu hayvanlar için bile geçerlidir. Kafesine kapatılarak doÄŸal ortamından uzaklaÅŸtırılmış bir Aslan’ın sadece adı Aslandır. Onu hayvanat bahçesinde görmek sadece Aslan’ın neye benzediÄŸi konusunda fikir verir size. Bedava geçinmeye alışmış, böylece avlanma özelliÄŸini kaybetmiÅŸ bir kedi de sizin gözünüzde deÄŸerini yitirmiÅŸtir. Hayattan beklentisi kalmamış bir vaziyette bir köÅŸeye yerleÅŸip mırıldanması, kıpırdamadan yatması canınızı sıkar. Bunun yanında canlı, atak, gördüÄŸü her ÅŸeyi avlama isteÄŸiyle arkasından koÅŸan bir kedi size zevk verir. Bahçedeki horozunuz, komÅŸunun horozondan dayak yer ve kaçarsa tencerede piÅŸirilmeyi hak etmiÅŸ demektir. Hayat kazanmak üzere kurgulanmıştır. Tüm canlılarla beraber insan kazanmak için mücadele eder ve onu arzular. Futbol seyircisinin sürekli kazanma isteÄŸini bir fanatizm olarak deÄŸerlendirmek tabiattaki bu kurguyu anlamamaktır.

  Mesele sadece kazanmak; galip gelmek meselesi deÄŸildir. EÄŸer böyle olsaydı 200 kiloluk sumo güreÅŸçisi küçük bir çocuÄŸu yenmekten büyük keyif alabilirdi. Halbuki zafer kazanmak ancak denk kuvvetlerin mücedelesinde mevzu-bahistir. Kolay bir galibiyet kimsenin iÅŸtahını gidermez. Çünkü insan ancak zorluklar karşısında kendisini test edebilir. Kendi yeteneklerinizin, gücünüzün ancak o zaman farkına varırsınız. Büyük bir rakibi alt ettiÄŸinizde güçlü hissedersiniz. Güç size güven verir. Güven hayatın esasıdır. Canlı olmak, canlı kalmak mücadele etmekle olur. Mücadele ettiÄŸiniz sürece canlı olduÄŸunuzu hissedersiniz. Bu his sizi hayata baÄŸlar.

  Futbolcu büyük tezahürat altında golünü attığında seyirciye koÅŸar. Çünkü onca zorluÄŸa onlar için katlanmıştır. Sahada onlar için koÅŸmakta, mücadele etmektedir. Ben eminim ki bir çok maç daha baÅŸlarken bir çok isteksiz oyuncuyla baÅŸlar. Bazıları o gün havasında deÄŸildir. Bir an önce oradan ayrılmak, baÅŸka ÅŸeylerle meÅŸgul olmak isterler. Fakat seyircideki kazanma isteÄŸi, hırsı adeta arada bir elektrik teli varmış gibi futbolcuya geçer. Seyirci ile futbolcu bütünleÅŸir. Sahada futbolcu tek başına mücadele etmemektedir. Arkasındaki müthiÅŸ kitle onu en üst kapasitesine taşır. Bir oyun ancak böyle oynandığında taraftara keyif verir. Günümüz futbol ilahları sanki böyle bir ÅŸey yokmuÅŸ gibi davranmaktalar. Galatasaray’ın ezeli rakibine bir final maçında 5 gol atmasıyla bu zevke ereceklerini düÅŸünüyorlar. Ancak böyle olmadığını gördüler. Seyircinin böylesine bir tutkuyla bu galibiyeti sahiplenmediÄŸini fark ettiler. Çünkü sahada mücadele yoktu. Ä°ki tarafta tam kapasitlerini ortaya koyarak müthiÅŸ bir kazanma hırsıyla çaba sarf etmemiÅŸlerdi. Futbolun, savaşın yada herhangi bir mücadelenin ancak böylesine bir hırsla olduÄŸunda anlam kazanacağını bilmiyorlar. ‘Siz kazandınız, sizin taraf ÅŸampiyon’ demenin yeteceÄŸini sanıyorlar. Kazanmak elbette önemli ancak önce kendi yeteneklerinin sonuna kadar test edildiÄŸi bir mücadeleden sonra.

  Bir savaÅŸ oyunu olarak futbol, savaÅŸ gibi asildir de. SavaÅŸta amaç karşı tarafa üstünlüÄŸünü kabul ettirmektir; yok etmek deÄŸil. Öyle olmasaydı Türklerin en büyük rakibi Ruslar, esir düÅŸen Gazi Osman PaÅŸaya bunca saygı göstermezlerdi. Dürüst geçen bir karşşılaÅŸmadan sonra yenilen taraf içten gelen bir samimiyetle karşısındaki kutlayabilir. Galip gelenler de yenilenleri içten tebrik ederler. Çünkü iyi mücadele etmiÅŸler ve kendilerine büyük keyif yaÅŸatmışlardır. Bunu anlayamayanlar, seyircinin maÄŸlubiyeti kabul etmediÄŸinden ve böylece medeni bir davranış göstermediÄŸinden dem vurmakktalar. Seyirci yenilgiye isyan etmez. Seyirci kendisinde var olan kapasiteyi sahaya yansıtmayan kendi futbolcusuna, oyundaki aksaklıkları tespit edemeyen antrenöre ve kasıtlı hata yapan hakeme kızar. Hakem kasıtlı olmadığında ise bağışlayıcıdır. Türkiye liglerinde maÄŸlubiyetlerde olay çıkması, maÄŸlubiyetin kabul edilmemesinden deÄŸil, takımlarına karşı haksız davranıldığının düÅŸünülmesindendir. Bunu anlamamış futbol federasyonu boÅŸuna sokaklara centilmenliÄŸe çağıran afiÅŸler asmaktadır. Adalete inanıldığında seyircinin farklı davrandığını da göreceksiniz.

  Büyük paraların döndüÄŸü futbol gün geçtikçe amatör ruhtan uzaklaÅŸmakta ve kirlenmektedir. Kirlendikçe çökeceÄŸi kesindir. Seyircinin sadece kazanmak için stadları doldurduÄŸunu zannedenler yanıldıklarını yakında boÅŸ tribünlere oynadıklarında anlayacaklardır.

  Zamanının süper gücü Roma imparatorluÄŸunda da ÅŸehir hayatı ÅŸimdiki gibi yagınlaÅŸmış ve savaÅŸların önemi azalmıştı. Bu dönemde halkın arenalarda gladyatörleri seyrettiÄŸini, maviler ve yeÅŸiller arasında geçen atlı araba yarışlarına merak sardıklarını tarih kitaplarından okuyoruz.. Günümüzün insanları da uzun bir dönemdir savaÅŸmamaktadırlar. Genlerinde taşıdıkları savaÅŸçı ruhlarını, ona en çok benzeyen oyunlarla teskin etmeye çalışıyorlar. Ä°nsanlara bunu çok görüp, müsabakaları sadece kazanma- kaybetme noktasına indirgeyen anlayıştan kurtulmadıkça gençliÄŸin bunu daha farklı ve zararlı alanlarda gidereceklerinden emin olabilirsiniz.

  ÇoÄŸu aymaz entellektüel savaÅŸların düÅŸmanlık dolayısıyla yıkım amaçlı olduÄŸunu düÅŸünüyor. Aslında savaÅŸlar da bir çok ÅŸey gibi insanın bir arayışıdır. Bazen toplum önünün tıkandığını, bir ÅŸeyin önünü kestiÄŸini düÅŸünür. O zaman bendin arkasında biriken baraj suyu gibi dolar. Sonra bulduÄŸu küçük bir delikten müthiÅŸ biz hızla akmaya baÅŸlar. Önüne gelen ÅŸeyi yıkar geçer. Bu öfke patlaması, önünü tıkadığı zannedilen her ÅŸeye yönelebilir. Bazı toplumların tarihlerinin bir döneminde savaÅŸa yönelmeleri bundandır.

  Her insan içinde bir Napolyon, bir Hitler veya Amstrong taşır. Hatta Musa’yı ve bazen Firavun’u.  Her insanın ben varım ve buradayım diye haykırmak, bunu en azından kendine ispat etmek için zaferlere ihtiyacı vardır. SavaÅŸlar baÅŸkalarına kızıp onları öldürmek, yok etmek için yapılmazlar. SavaÅŸ insanın kendisini ifade etmesinin bir yoludur. Onun zafer kazanmak, fetih yapmak arzusunun bir tezahürüdür.

  Futbol sahalarında kendinden geçercesine takımını destekleyen seyirciyi ayıplayıp aÅŸağılayanlar onu anlamak istemiyorlar. Zafer isteÄŸinin böylesine basit ve marjinal ÅŸekilde boÅŸaltılmasını yanlış bulanlar olabilir. Ancak buna daha iyi bir çözüm önerimiz var mı? Yoksa kitleleri zafer duygusu tatsınlar diye Amerikanın yaptığı gibi baÅŸka toprakları iÅŸgale mi yönlendirseydik?

  Futbolun ilahları duyarlı ve zeki insanlar. Öyle olmasaydı bunca gürültüye raÄŸmen yine de Galatasaray’ın ÅŸampiyonluÄŸuna yol verebilirlerdi. Halbuki onlar ortama uyum saÄŸlamayı becerebiliyorlar.

  Bizleri kırmayacaklarını, bundan sonra kıran kırana müsabaka izleme zevkini elimizden almayarak futbolun geleceÄŸini kurtaracaklarını düÅŸünüyorum.
Son Güncelleme ( 02-01-2012 )
< Önceki


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111414257 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net