M. Selami Çekmegil
Dün yemeklerimizi "su damı"nda saklamaya çalışırdık, bugün buzdolabı kullanıyoruz. Dün çamaşırı elde; soda, sabun ve kül kullanarak yıkardık, bugün çamaşır makinelerimizde deterjan yıkıyor onları. Dün yatsı olunca namazı kılar yataÄŸa girerdik, bugün gece namazı kılanlarımız bile gece yarılarına kadar televizyonda canlı yayın izleyerek dünyanın ahvalini anında öÄŸrenmek sevdasında yaşıyor. Dün elde süpürge, evleri süpürerek temizlerken bugün elektrikle "Hover"liyoruz. Bütün bu deÄŸiÅŸiklikler içinde güzel olanları da yok deÄŸil.
Ama ÅŸunu da görelim: dün insanlar arasında kardeÅŸlik vardı, mü'minler birbirini sever, iyilik yolunda iÅŸbirliÄŸi yapardı. Bugün insanlar adeta birbirine düÅŸman, birbirleri ile boÄŸuÅŸuyorlar, yedi milyon iÅŸsizin kol gezdiÄŸi ülkede insanlar nerede ise Türk-Kürt diye birbirlerini kırmaya yönlendiriliyorlar. Dün kullandığımız sabun, kül ve soda çevreyi kirletmezdi. Bugün plastik torbalar ve sentetik deterjanlar tabiat katlediliyor. Dün iyi- kötü , namuslu- namussuz , dürüst- hırsız , çalışkan- tenbel, hayalı-utanmaz farkı vardı; bugün herÅŸey birbirine karıştı, namusun ölçüsü kalktı. Dün ülkemize ülkeler katar, adaletimizi ve güzelliklerimizi baÅŸka ülkelere ihraç ederdik.; bugün ülkemizde yeni bölünmeler olmasın diye cehdimiz bile yok., adeta baÅŸka ülkelerin pisliklerini ithal ediyoruz. Dün insanlığa yardım elini uzatır, cihanı ihya ederdik; bugün elin gavurundan, günümüzü kurtarmak için yardım ve borç dileniyoruz, çocuklarımızın yarınlarını ipotek altına koyuyoruz. Dün içimizde iyiliÄŸi emredip kötülükten alıkoyan bir grup bulunurdu.; bugün ,iyiliÄŸi- çalışmayı engelleyip, kötülüÄŸe, çalışmadan kazanmaya teÅŸvik veren mekanizmalar çalışıyor. Dünkü "efendilerimiz"(!) "kölelerine" (!) yediÄŸinden yedirir, giydiÄŸinden giydirirdi, ücretlerini alınlarının teri kurumadan hakkıyla öderdi; bugün iÅŸçilerimiz hakkını alabilmek için, periyodik fasılalarla, adeta toplumsal savaÅŸ veriyorlar.
Bu manzara hoÅŸ deÄŸil. Bugünümüz, dünün Ä°spanyası'ndaki Endülüs'ü hatırlatıyor. Tarihin bir eÅŸini görmediÄŸi ö muazzam medeniyeti kuran Müslümanların çocuk ve torunları bir dönem gelmiÅŸ, çok kötü ruhlu, zalim ve gaddar ama dinamik ve çalışkan Katolik Avrupalılar'ın baskınlarına uÄŸrayarak ülkelerini, medeniyetlerini, camilerini, ÅŸereflerini ve hayatlarını kaybetmiÅŸlerdi. Bunun sebebi Endülüs halkının, içinde bulundukları refah sebebiyle , gayretsiz, tembel ve umursamaz bir hava içinde yanlış politikalar sonucu (çeÅŸitli grupların) birbirine düÅŸmeleriydi. Bugün Endülüs'ten bize fazla bir hatıra kalmamış, Endülüs barbar Katolikler tarafından hak ile yeksan edilmiÅŸtir. Åžimdi yine, bu sefer de Anadolu'da, yüzelli yıldır taarruz altındayız. Ülkelerimizi; Bosna-Hersek'i, Makedonya'yı Yunanistan'ı, Azerbeycan'ı, Türkistan'ı, kısaca dünyamızı kaybettik. Anadolu'muzda, Trakya'mızda, ahlakı, dayanışmayı, adaleti, sevgiyi, kardeÅŸliÄŸimizi, bilincimizi, onurumuzu, kaybettik; kaybettirdiler. Hırsızları bile tahkir edemiyoruz. Bir simit çalan aç ve bi-ilaç yavrunun üstüne hışımla saldırabiliyoruz, ama o çocuÄŸun kanını emen yakışıklı vampirlere ses çıkarmayan politikaları eleÅŸtirmiyoruz, o politikaların sistemleÅŸtirdiÄŸi uygulamaları analiz edemiyoruz. Ya sövüyoruz, ya alkışlıyoruz. Tarihte bir bütün olan milletimizi on parçaya böldüler; bir milletimizden on çeÅŸit millet ürettiler. Bunu bile fark edemiyoruz. Sanırım bu durum hayra alamet deÄŸil. Bu durum "Artık sona mı yaklaÅŸtık ne?" diye düÅŸündürmüyor bile. Bu durum ister istemez bana Ä°stiklal Åžairimiz, Safahat adlı eseri her evde ilmihal gibi saklanıp devamlı okunası Mehmet Akif'in ÅŸu mısralarını çaÄŸrıştırıyor: "Endülüs tacı elinden alınan bahtı kara, SavuÅŸurken o güzel mülkü verip aÄŸyara, Tırmanır bir tepenin üstüne etrafa bakar, Bırakıp çıktığı cennet gibi zümrüt ovalar, BaÅŸlar aÄŸlatmaya biçareyi hüngür hüngür, Karşıdan valide sultan bunu pek haklı görür, Der ki, çarpışmadın erkek gibi düÅŸmanlarla, Bari hiç yoksa kadınlar gibi olsun aÄŸla!..."
Dünden devraldıkları yanlış politikaları bugün düzeltmeye uÄŸraÅŸmayan toplumların yarın aÄŸlamaları kaçınılmazdır demek istiyorum. Bize gelince, biz ahiret hesabımızın temiz çıkması için sadece iyi kimselere sahip çıkıp, iyi politikaları alkışlayalım; kötüye çanak tutmayalım. BaÅŸkasına zaten gücümüz yetmez ki.. |
Acaba Yazar Misafir açık 2006-11-24 11:58:08 Düşünüyorum da sayın yazar beş sene önce gidişin daha kötü olduğunu neden hatırlamak istemiyor. sanırım beş sene önceden daha kötü durumda değiliz | Geçmişe özlem Yazar Misafir açık 2006-11-25 15:37:14 Geçmişe özlem yani nostalji, tahlil edilmesi gereken bir duygudur. İnsan beğendiği herşeyi geçmişe yakıştırmayı seviyor. Belki geleceğin belirsiz, bugününse yarın özlemiyle dolu olmasındandır. Herşey bugünde yaşanıyor olmasına rağmen kimse benimsemiyor. Yarın belirsizdir, geçmiş ise geçmiştir. O halde 'tad' ı bugünde arayalım. Belki hayat daha güzelleşir... Raci D. | İŞİMİZ ZOR Yazar Misafir açık 2006-11-25 21:23:52 Abi sen ne anlatıyorsun,misafir yorumcu ne anlıyor.İşimiz çok zor,ALLAH yar ve yardımcın olsun.M.Nedim Şahingil | İŞİMİZ ZOR Yazar Misafir açık 2006-11-25 21:24:56 Abi sen ne anlatıyorsun,misafir yorumcu ne anlıyor.İşimiz çok zor,ALLAH yar ve yardımcın olsun.M.Nedim Şahingil | fazla söze ne gerek.... Yazar Misafir açık 2006-11-25 23:32:22 SENE 1967 Yıllar var ki Ne kral yurduna hakim Ne kumandan führer Ne meclis milletine tercüman Ne nazır hükumet eder... Gördüm ki müminler saf saf, Ama namazda birer birer, Ne cami toplayıcı artık Ne imam lider Böyle olunca manzara Her ferde teker teker Farz-ı ayn olur emri bil maruf Ve nehyi anil münker.... M. Said Çekmegil (Yarabbi Rahmetini esirgeme ondan)M N Şahingil
| Teşekkür. Yazar Misafir açık 2006-11-27 20:37:28 Nedim kardeşimi burada ve beni sahiplenen bir uslupla görmek müthiş sevindirici. Katkısı için yürekten teşekkür sunuyorum. M. Selami Çekmegil | Raci beye Yazar Misafir açık 2006-11-27 20:46:51 Raci Kardeşimizin mülahaları tahlilci ve açıklayıcı; ruhumuzdaki bir gizemi ortaya koyuyor gibi. İlk eleştirici misafir kardeşimiz meseleyi güncellemek istiyor ve başka bir perspektifden meseleyi ele alıyor, irdeleyici... Ancak gerçekten sıradan geçici politikaya inmek değil amacım benim; genele yönelmek istiyorum. Bana katkıda bulunan bütün dostlara yürekten teşekkürler... | Yazar Misafir açık 2006-11-28 09:43:29 Merhabalar Selami by Ben NURAN yazınızı tekrar tekrar okudum dünden bu güne ne çok şeyler değişimiş değişmeyen bazı şeyler ters etmiş iyilik azanmış kötülük günden güne artıyor tıpkı yüreğimizdeki sevgi duygılarının azandığı gibi üzücü ama gerçek ama sizin gibi insanların varlığı tesenli oluyor inan tüm içtenliğimle söylüyorum yazılarınızı severek okuyorum HOŞÇAKALIN | Yazar Misafir açık 2006-11-28 19:12:04 Sağolun Nuran hanım, takdiriniz bana teşvik oluyor. Eminim Milletimiz kendini kuşatan batıl zincirleri bir şekilde kıracak; boynuna atılı kementlerden kurtulacaktır. Yeniden dünyaya adaletin ne olduğunu tanıtacağız. O zaman "insanlık teslim olacak teslim olduğumuza" Selam ve saygı size... Selami Çekmegil. |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |