Bu kaynaklar için yurt dışına bilimsel, teknik ve tıp yayıncılık pazarının yıllık hacmi yaklaşık 16-20 milyar dolar civarından olduÄŸu belirtiliyor.
Türkiye’deki 186 Üniversitedeki Kitap Sayısı Harvard Üniversitesindeki Kitap Sayısından 1 Milyon Daha Az
Türkiye’deki kaynak kitap sayısı yönünden de dünya ile kıyaslanmayacak düzeyde yetersizdir. Dünyanın en büyük kütüphanesi olan Amerikan Kongre Kütüphanesi’nde yaklaşık 30 milyon cilt kitap bulunmaktayken Harvard Üniversitesi’nde yaklaşık 16.3 milyon civarında kitap bulunuyor (https://www.google.com.tr/search?sourceid=navclient&hl=tr&ie=UTF-8&rlz=1T4RVEA_trTR625TR628&q=liybiry+of+harverd). Türkiye’deki 186 üniversitede yaklaşık son rakamlara göre 15.3 milyon kitap bulunuyor. Benzer ÅŸekilde Ä°ngiltere’nin Cambridge Üniversitesi’nde 12 milyon ve Oxford Üniversitesi kütüphanesinde de yaklaşık 9 milyon kitap bulunmaktadır. Bu rakamlar Türkiye’nin bilgiye eriÅŸmede ne denli yetersiz olduÄŸunun göstergesi olarak kabul edilebilir.
Günlük olarak üretilen bilginin oluÅŸtulması, payalşımı, organize edilmesi ve bilgiye kolay yoldan ulaşılması baÅŸlı başına bir bilimsel faaliyet. Bilim ve teknolojinin yaratığı WEB ortamı üzerinden bir biri ile bütünleÅŸmiÅŸ programlar üzerinden bilgiye eriÅŸim saÄŸlanmaktadır. Günümüz çağında bilgiye eriÅŸiminde bir teknik ve yetiÅŸmiÅŸ insan alt yapısı gerksinimi bulunmaktadır. Bu baÄŸlamda bilgiye eriÅŸim maliyetli ve ülkelerin GSMH üzerinden önemli bir yüzdelik dilimini ayrıması gerkmektedir.
Bugün üniversitenin gücü ve etkinliÄŸi yayınlara eriÅŸmesi ile doÄŸrudan iliÅŸkilendirilmektedir. Harved üniversaitesinin bilimsel baÅŸarısı ile on küsür milyonluk kütüphane kitaplığı arasında ciddi bir iliÅŸki bulunduÄŸunu rahatlıkla söyleye biliriz. Tersinden bilimsel bilgi ve öncelikle de bilimsel makalelere eriÅŸilemediÄŸi ölçüde bilim kuruluÅŸları potansiyel etkilerini kaybediyorlar.
Bu bilgi ve bilinçle bilim yapmak kadar bilgiye eriÅŸimide ciddiyetle izlemek ve önem vermek gerkiyor. Bilim kurluÅŸlarının kaynak kitap temini, alanın bütün dergilerini temin etmek, hızlı internet eriÅŸim ağı yapısal alt yapı gerktiriyor. Bilginin erden olduÄŸu ve ona nasıl ve hangi araçlar ile erÅŸilebileceÄŸni bilmek bilgi ve organizayon gerktiren alt yapılardır. Günümüzde WEB, WOS, EndNote, redearchgate gibi programalrı kulanamayan, bunalrın mantığını bilmeyen, kendi elektronik kütüphansesini kuramayan bilim insanı da bilimden kopar.
Bilgi iletiÅŸim teknolojileri çağında yaÅŸam biçimi olarak da artık “Bilgi toplumu” kavramı kullanılmaktadır. Bilgi toplumunda, üretilen bilginin geniÅŸ kitlelere ulaÅŸtırılması ve paylaşımı çağın gereÄŸi durumuna gelmiÅŸtir. Dün olduÄŸu gibi küçük elit bir grup bilgi üretirken, geniÅŸ bir kesimin de üretilen bilgiyi tüketmesi beklenmektedir. Günümüzün bilgi kaynakları farklılaÅŸarak artmıştır. Bir zamanlar sözlü ve görsel malzeme ile bilgi paylaşılırken sonraları el yazmaları, matbaa ile yanlınızca basılı kaynaklardan eriÅŸim saÄŸlanıyordu. GeçmiÅŸte bilgiye eriÅŸim ile günümüzde bilgiye eriÅŸim ÅŸekli ve anlayışı deÄŸiÅŸmiÅŸ bulunmaktadır. Günümüzde çok çeÅŸitli kaynaklardan bilgiye ulaÅŸma ÅŸansı bulunmaktadır. Kitap, dergi, Internet, cep telefonu, facebook, watsapp, Twitter, ResearchGate, LinkedIn vs. Bilgi geçmiÅŸte üniversite kürsülerinde ve sınırlı kaynaÄŸa eriÅŸen yetenekli kiÅŸilere tarafından öÄŸretilirdi. Günümüz iletiÅŸim çağında biliye her yerde ulaşılabilmektedir. En basiti ile yer yüzeyinin veya uzay derinliklerinde herhangi bir yerde mobil telefon ve internet saÄŸlayıcılarının uydu vericileri üzerinden bilgiye ulaşılmakta ve bilgi yayılabilmektedir.
Ä°nsanlığın sözlü kültürden yazılı kültüre geçilmesi olarak tanımlanan maÄŸaraların dış yüzeylerine çizdikleri semboller, deri ve kil üzerine yazılan yazılardan günümüz bilgisayarlı ve lazerli yazıma kadar geçen yaklaşık 15 bin yıllık kısa insanlık tarihinde hızla ilerlediÄŸimiz görülmektedir. Çin, Pers, Arap, Helen, Roma, kültürlerinin en parlak dönemlerinde hep bilgi ve bilim bulunmaktadır. Bilginin insanlık yaÅŸamında artan hızla ilerleyiÅŸinin ilk iÅŸaretleri Rönesans ile baÅŸlamakta, sanayi devrimi ile hızlanmakta ve günümüzde de iletiÅŸim çağında doruÄŸa ulaÅŸmış durumdadır. Dün sanayi devrimini fizik, matematik bilimleri ile yakalayan toplumlar bugün bilgi iÅŸleme ile sürdürerek geliÅŸmiÅŸ toplum olma özelliÄŸini kazanmış bulunmaktadır.
Üretilen Bilgi Hızla EskidiÄŸi Üçün Sürekli Üretmek Gerekiyor
Bilgi o kadar hızla üretilmektedir ki tüketimi ve eskimesi de o kadar hızlı olmaktadır. En azından bilimsel alanda bunun böyle olduÄŸunu alanın içinde bulunan ve geliÅŸmeleri yakından takip eden bilim ve sanat insanları yaÅŸayarak görmektedirler. Eskiyen bilginin güncellenmesi ve yeni bilgi üretimi için sürekli bilginin üretilmesi gerekmektedir. Bilgi üretimi ve tüketimi konusunun farkına varabilen ülkeler bugün geliÅŸmiÅŸ ülkeler sınıfında bulunmaktadır.
ÖrneÄŸin ilk araba motor buhar gücü ile çalışıyordu, sonra gaz ile çalışmaya baÅŸladı, sonra sitem ve aksamlar elektronik olarak kontrol edilebildi, günümüzde elektrikli ve yazılma dayalı biliÅŸim teknolojileri ile üretim yapılmaktadır. On beÅŸ yıl öncesi yayınlarda motorlarda içten yanmalı güç kaynağı yerine bugün elektrik üreten ve elektriÄŸin tasarrufunu yapan makalelerden bahsediliyor. Dünün bilgisi önemli ancak kullanılması verimli deÄŸil.
Bilgi Toplumunun İşleyiş Mantığını İyi Anlamak Zorundayız
Son çeyrek yüzyılda bilgisayar ve Internet yardımı ile ciddi bir bilgi patlamasının yaÅŸandığı görülmektedir. YoÄŸun ve hızlı bilgi üretiminin hızına ulaÅŸmanın artık neredeyse imkânsız olduÄŸu bir konuma gelinmiÅŸ durumdadır. YoÄŸun bilgi üreten ve konunun önemini kavramış ülkeler son yıllarda eÄŸitim sistemleri temelden deÄŸiÅŸtirerek yeni paradigmalar yaratmaya çalışmaktadır. Bugün dünyadaki en önemli üstünlük kaynağı ekonomiden çok bilgi yoÄŸunluÄŸuna sahip olmak olduÄŸu kabul edilmektedir.
Bilgi toplumu çağının gereÄŸi olan bilginin akış hızını ve yoÄŸunluÄŸunu doÄŸru algılamak ve doÄŸru kullanmak artık bir beceri durumuna da gelmiÅŸtir. YoÄŸun olarak üretilen ve dağıtılan bilgiyi yakalamak ve dönüÅŸtürme becerisini gösteren ülkeler teknoloji üretebilen ülkeler olarak, ekonomik olarak geliÅŸmiÅŸ ülkeler konumundadırlar.
Bu baÄŸlamda bilgi çağının bir parçası olmak için geçmiÅŸten günümüze üretilmiÅŸ bilgiyi ve bilginin elde ediliÅŸ mekanizmasını yani yöntemini bilmemiz gerekir. Yöntem bilimi ülkemizde en az konuÅŸulan konudur. BirçoÄŸumuz yayın yaparken uluslararası dergilerde gelen en ciddi eleÅŸtiri yayının metot kısmı ile ilgilidir. Metot bilimin esasını oluÅŸturmaktadır. Konunun geçmiÅŸini bilmek yani bilim tarihini bilmek konunun kavranması ve bilginin özü olan hipotezin ortaya konması için önemli. Bilgi üretmek için ne arandığını bilmek ve neyin aranmadığının da bilinmesi için ilgili konunun geçmiÅŸ ve yapılan çalışmaların bilinmesi durumunda geleceÄŸe yönelik daha saÄŸlıklı soru sorulur ve ona göre de bilgi üretilir.
Bilgi Üretmek Ä°çin Alt Yapı Åžart
Bilgili insan ile iÅŸgücünün niteliÄŸinin artabileceÄŸi, iletiÅŸim altyapısının geliÅŸeceÄŸi ve teknolojinin yaratılacağı artık yaÅŸanarak tecrübe edilmektedir. KiÅŸi başına milli gelirleri aynı olan Almanya ve Kuveyt’in teknoloji yaratma veya sorun çözme yöntemlerinin farklılılığı birere önemli örnektir. Almanya ikinci dünya savaşı sonrası taÅŸ üstünde taşın kalmadığı ortamdan yetiÅŸmiÅŸ bilim insanı ve teknoloji üretme bilgisi ile bugün geldiÄŸi konum ile Kuveyt’in bilim ve teknoloji üretmeden elindeki petrol gelirini sürekli tüketime yönelmesi en açık örnektir. Bu örnek geliÅŸmekte olan ülkelerin geleceÄŸine en büyük katkıyı yapacak olanın yetiÅŸmiÅŸ insan kaynağı ve buna yapılan yatırım olduÄŸunu unutmayalım. Temel bilimler bilgi üretmede istenilen ölçüde etkili olmasalar bile uzak doÄŸu ülkeleri bilgiye ulaÅŸma ve deÄŸerlendirmede önemli mesafe kazanmış toplumlar olarak geliÅŸmiÅŸ ülkeler konumuna gelmiÅŸlerdir. Bugün Japonya, Güney Kore, Çin, Tayvan, Singapur bilime ciddi ölüde GSMH’de kaynak ayıran ülkelerdirler.
Ä°nsana Yapılan Yatırım Öncelikli Olmalıdır
Bilim tarihi serüveni içinde her dönemin kendine göre geliÅŸmiÅŸliÄŸi ile bilgi ve bilime verdikleri önem arasında yüksek bir paralellik bulunmaktadır. Bacasız fabrikaların harıl harıl bilgi ürettiÄŸi geliÅŸmiÅŸ ülkelerde artık yetiÅŸmiÅŸ insan gücüne ciddi yatırım yapılmaktadır. Konuyu gelecekleri için olmazsa olmaz gören, Almanya, Finlandiya, ABD, Çin hemen eÄŸitim sitemlerini ona göre ÅŸekillendirmeye baÅŸladılar. GeliÅŸmiÅŸ ülkeler ve Ä°letiÅŸim çağının en pahalı hizmeti bugün bilgi pazarlanması olmuÅŸ durumdadır. Birçok ülke “yatırımların en anlamlısı insana yapılan yatırımdır” sözünü hayata geçirmeye çalışmaktadırlar. GeleceÄŸin iyi eÄŸitilmiÅŸ, yabancı dil bilen, bilgiyi tanıyan, belgiye nerede ve nasıl ulaÅŸabileceÄŸini bilen, kendi kendisini geliÅŸtirebilen, üstünlük alabilen, problem çözebilen ve teknolojiyi kullanabilen beyinlerin elinde olduÄŸunu görerek gereÄŸini yapmaya çalışıyorlar. Kendi kendine öÄŸrenmeyi öÄŸrenen ve kullanabilen yasam boyu öÄŸrenme becerisine sahip bireylerin yetiÅŸmesi için eÄŸitim yeniden ÅŸekillenmelidir. Bugün küreselleÅŸen dünyanın geliÅŸmiÅŸlik gücünün neredeyse en büyük unsuru, yaratıcı, yenilikçi ve üretim becerisine sahip olan nitelikli insanlarına baÄŸlıdır. Tabii bu iÅŸlem artık daha güçlü bir nitelikli, donanımlı ve yaratıcılık ve analitik düÅŸünme kapasitesi yüksek insan kaynağına gereksinim duyulmaktadır. Nitelikli insan kaynağı ancak evrensel ölçekte kaliteli ve bütünlükçü bir sürekli eÄŸitime ve bilgiye nasıl ulaşılacağının bilinmesine baÄŸlıdır.
Ä°nsana yapılacak yatırım bugün için deÄŸil yarını da düÅŸünerek yapılması gerekir aksi takdirde çoÄŸumuz çağın dışında da kalabiliriz. Önümüzdeki dönemlerde genetik mühendisliÄŸi, nanoteknoloji, uzay teknolojiler ve beyin-bilgisayar ara yüzleri yazışım programları ile kiÅŸisel bilgiler, hastalıklar ve aktiviteler hatta yaÅŸam kalitesi belirleyecek. Bu teknolojiyi üreten ve bilenler bilmeyenlerden farklılaÅŸacak. GeleceÄŸim bilimi ve teknolojisi bu yönde olacağı için bu konulara yatırım yapmak gerekiyor. Günümüzde hızla yaygınlaÅŸan yapay zekâ insanları teknolojide kullanımı attıkça, gelecekte her ÅŸeye hükmeden bilgisayar programlarını kontrol eden durma Endüstri 4.0 ile geçilirse ekonominin dümeni çok dar bir elit çevrenin eline geçecek. Ve buda yeni sosyal sorunların oluÅŸmasına neden olacaktır. Sapiens kitabının yazarı Yunal Noah Harari, yapay zekânın eÅŸitsizliÄŸi artıracağını savunarak, "Birkaç 10 yıl içinde birçok insan iÅŸe yaramaz hale gelecek" ifadesi ile yeni bir tartışma alanı daha yaratmış oldu. Tarih boyunca üretim araçları deÄŸiÅŸtikçe sosyal hayatında deÄŸiÅŸtiÄŸi gerçeÄŸi ile biliÅŸim teknolojileri, Endüstri 4.0 ile gelecekte sosyal yaÅŸamında deÄŸiÅŸeceÄŸini beklemek zorundayız. Öncelikle insan fizyolojisinin zayıflayacağı, daha az hareket eden insanın saÄŸlık sorunları farklılaÅŸacak, daha çok kapalı anlarda yapılan üretim ve gıda tüketim alışkanlıkları ile birlikte insan yaÅŸamı daha da farklılaÅŸacak. DoÄŸal olarak bunun insan ruh saÄŸlığı ve düÅŸünce sistematiÄŸi üzerinde de farklılıklar olacağını beklemek gerekir.
Hatta denilmektedir ki artık eÄŸitim sistemi de deÄŸiÅŸmiÅŸtir. Artık klasik sınıf, öÄŸrenci ve eÄŸitmen sistemi neredeyse kalkmakta, bunun yerine interaktif eÄŸitime geçilmektedir. Bilgiyi yük olarak taşımak yerine bilginin nerede olduÄŸunun bilinmesi ve nasıl ulaşılacağının bilinmesi daha çok önemsenmektedir. Tabii ulaşılan bilginin etkin kullanımı becerisine sahip olmak da ayrıca önem kazanmaktadır. Edinilen bilgiyi zamanında deÄŸerlendirmek ve dönüÅŸtürmek bundan bireysel ve toplumsal fayda oluÅŸturmak ayrıca önemlidir. Bilgi üretmek ve üretilen bilgiyi tüketme bir bilgi okuryazarlığı sorunu olup en çok eÄŸitim kurumlarının olduÄŸu alanlarda söz konusu olmaktadır. Özellikle de üniversite ve yükseköÄŸretim kurumlarının olduÄŸu alanlarda iÅŸlev görmesi beklenmektedir. ÖÄŸrencisi ile öÄŸretim üyesi ile diÄŸer kesimlere göre bilgi okuryazarlığı konusunda farklı olması beklenilmektedir.
BaÅŸta AB ülkeleri, ABD, Japonya vb. milli gelirlerinin önemli bir kasımını temel eÄŸitim ve bilimsel araÅŸtırmaya ayırtmaktadırlar. Artık üniversite eÄŸitimi de yeterli görülmemektedir. YoÄŸun bilginin takip edilmesi için yaÅŸam boyu öÄŸrenme dönemine girilmiÅŸtir. Günümüzün eÄŸitim ve öÄŸretiminde en önemli unsur öÄŸrenmeyi öÄŸrenme üzerine yoÄŸunlaÅŸmıştır. Bireylerin yeni geliÅŸmelere ve bilgilere ilgi duyarak veya merak ederek yaÅŸam boyu sürdürmeleridir. ÖÄŸrenmeyi öÄŸrenmek teknikleri artık üniversitelerde bir beceri dersi olarak okutulmaktadır. Teknoloji yaÅŸamın her alanında kendisini hissettirdiÄŸi için teknoloji kullanımının öÄŸretilmesi artık çağımızın gereÄŸi durumuna gelmiÅŸtir. Ülkemizde de baÅŸta özel sektör olmak üzere yavaÅŸ yavaÅŸ bu konuya ilgi duyulmaktadır. Ancak sürecin yavaÅŸ ilerlediÄŸi görülmektedir.
Bilgiye Üretmk ve Bilgiye EriÅŸim Ancak Özerk Ortamda SaÄŸlanır
Tarihsel olarak tarım, sanayi ve iletiÅŸim teknolojileri devrimleri sahip oldukları üretim iliÅŸkileri toplumların ekonomik ve sosyal yapısını dönüÅŸtürmektedir. Aynı zamanda üretim iliÅŸkilerine baÄŸlı da yeni eÄŸitim paradigmaları doÄŸurmaktadır. Bilgi teknolojileri ve onun bir üst aÅŸması olan Endüstri 4.0 çağının anlaşılması ve hayta geçirilmesi için ona uygun eÄŸitim ve teknoloji kullanımına sahip olan ciddi bir insan sermayesi gerekmektedir. DiÄŸer bir ifade ile bilginin hızla üretildiÄŸi ve tüketildiÄŸi çaÄŸda yeni iletiÅŸim teknolojileri bilgisi üretmek, teknolojileri kullanabilmek teknolojiyi bilen ve hızla bilgiyi anlayan ve kullanabilen nitelikli insan gücüne baÄŸlı geliÅŸme saÄŸlanıyor. Nitelikli eÄŸitim gücüde bağımsız düÅŸünme, tem bilimlerin kavranması ve yaratıcı eÄŸitim ile saÄŸlanmaktadır. Aksi takdirde çağının gerisinde kalmak ve belki de bir daha yakalama ÅŸansıda olmayabilir.
Bilgi Çağında EleÅŸtirel DüÅŸünce Önem Kazanmaktadır
Bilginin hızla yenilendiÄŸi ve günlük deÄŸiÅŸimlerin yaÅŸandığı günümüzde eÄŸitimin kiÅŸiye esneklik, duygusal zenginlik yanında sorgulayıcılık, araÅŸtırıcılık, yaratıcılık özelliÄŸi kazandırması büyük önem taÅŸmaktadır. Bu ÅŸekilde yetiÅŸen bir bireyin ancak sorumluluk ile yaÅŸam boyu öÄŸrenme alışkanlığı kazanarak yararlı konuma gelebilir. Bu eÄŸitimin mutlaka üniversite öncesi ve sonrasındaki programlarda olması gerekir.
Bilgi toplumunda artan bilgi fazlalığı ve çeÅŸitliliÄŸi içinde artan bilgi kirliliÄŸinin ayıklanması veya sınıflandırılması için okuyucunun öncelikle kritik düÅŸünme ve eleÅŸtirel düÅŸünme yeteneÄŸine sahip olması da ayrıca önem kazanan bir olgudur. Hepsinden önemlisi sorgulama ve eleÅŸtirel düÅŸünceye sahip olmadan yaratıcılık saÄŸlanmadığı dünyanın bilimsel geçmiÅŸinin en açık destekleyicisi ve gıdasıdır. Bilim insanlarının bu anlamdaki biricik gıdası özgür ve eleÅŸtirel çalışma ortamı olmasa solmazdır. Bugün yaratılan bütün sahip olduÄŸumuz bilgi teknolojileri ve bilgiye eriÅŸim sorgulama sonucunda kazanılmıştır.
Ne Yapmalıyız?
Bilgiye eriÅŸme ihtyacının öncelikle doÄŸması gerekir. Bilim yapmayan bir toplumun veya kiÅŸinin bilgiye ariÅŸim arayışına girmesi pek beklenemez. Toplum olarak eÄŸitim, bilim ve teknoloji yaratma konusunda nasıl bir konumda olmalıyız sorusunun cevabı toplum olarak aynı zamanda bilimsel kimliÄŸimizide ortaya koymaktadır. Bu kimliÄŸin gereÄŸini yerine getirmediÄŸiniz durumda mutuz olur ve üretemezsiniz.
Bugünki konumda ekonomik durumumuz, içinde bulunduÄŸumuz coÄŸrafyanın önümüze koyduÄŸu karmaşık sorunlar ve bütün bunları sosysal yansımlarının yaradığı bir dizi sorun bulunuyor. Sorunları görmemzlikten gelinemeyecek kadar yapısalaÅŸmış konumdadır. Sorun çözmenin tek yolu bilimin yol göstericiliÄŸidir. Ülkemizin sorunları bilimsel yöntemler ve arayışlar ile çözmesi için bilim kurluÅŸlarının önemcilike bağımsız ve öezek olması gerekir.
Türkiye'nin zaman kaybetmeden eÄŸitim ve bilimde çağı yakalayacak somut adımları atması gerekir. Buna toplumun öncelikle de siyasetin inanması gerekir. Devletin her kademesinin nitelikli eÄŸitim, bilim ve teknoloji yaratmanın önemini iliklerine kadar benliÄŸinde hissetmesi gerekir. Sanayi, iletiÅŸim teknolojileri ve Endüstri 4.0 gibi çağına bilimsel olarak pek katkısı olmayan bir toplum olarak kendimizi hızla hem bu çaÄŸa hazırlamalıyız hem de çağın ilerisine geçmek için çabalamalıyız. Bu alanda geliÅŸmiÅŸ toplumların geçmiÅŸte geçtikleri köprü olarak bilgiye eriÅŸmek için öncelikle özerk bilim ortamı hazırlanmalı ve devletimiz siyaset kurumu bilimin özgür ortamda yaptığına inanması ve/ya ikna edilmesi gerekir. Bilgiye eriÅŸim için gerekli alt yapı ve mali kaynak saÄŸlanmalı Kütüphane ve dokümantasyon merkezleri güçlendirilmelidir. Bilime yapılan katkı geliÅŸmiÅŸ ülkeler düzeyine hemen çıkarılmalı hatta G. Kore gibi GSMH’nin % 3-3.5 kadarı bile ayrılmalıdır.
Bugün ki eÄŸitim, bilim ve teknoloji yaratma anlayışımız ve potansiyelimizle korkarım iletiÅŸim teknolojileri çağı ve onun bir üst versiyonu olan Endüstri 4.0 vb. gibi geliÅŸmeleri (çağını) yakalayamayız. Türkiye bilim yarışı maratonuna çok geç baÅŸladığı veya baÅŸlamasını ÅŸu veya bu ÅŸekilde geciktirdiÄŸini geriye bakınca net olarak görüyoruz. Mevcut YÖK yasası ve 1982 anayasasının oluÅŸturduÄŸu yapının etkisi ile çağın bilimini ve teknolojisini yakalayacak yetiÅŸmiÅŸ insan potansiyelini oluÅŸturama konumundan çok uzak olduÄŸumuz 35 yıllık tecrübe ile açık. Ancak zaman kaybetmeden siyaset üstü bir anlayışla bilgi toplumunun gereklerinin yerine getirebilmesi için kısa sürede yeni paradigmalar yaratmak zorundadır. Yoksa belki hiçbir zaman yakalamayacağı fırsatı kaçırmış olur.
Öneri olarak
Günümüzde hızla üretilen ve tüketilen bilginin kavranması ve var olan bilgiye eriÅŸim bilgi birikimi ve sistematikliÄŸi gerektiriyor. YoÄŸun bilgi birikimi içinde bilgi kirliliÄŸinden arınmak, bilgiye eriÅŸim, bilgiyi amaca uygun kullanımı için analitik düÅŸünceye dayalı, kritik düÅŸünen ve sorgulayan bir yapıya sahip olmak gerekir. Bu baÄŸlamda üniversite özerkliÄŸi ve akademik özgürlük bu baÄŸlamda kaçınılmaz öneme sahiptir. Bu baÄŸlamda baÅŸta üniversiteler olmak üzere bilim kuruluÅŸlarının özgürce bilim yapması ve bilgiye eriÅŸimi çok önemlidir.
Ülkenin ve özelde de üniversitelerin belirlenmiÅŸ bilim politikalarının oluÅŸturması. Amaç ve hedeflerin netleÅŸtirilmesi ve hedeflerin gerçekleÅŸme düzeyinin izlenmesi önemli.
Çağın gerisinde kalmamak için Bilgi ve Ä°letiÅŸim Teknolojileri konusunda belirlenmiÅŸ bir bilim politika ve stratejinin oluÅŸturması gerekir.
Üniversitelerde kütüphanecilik ve veri saÄŸlama hizmetleri öncelikli olmalı.
Bilgi iÅŸlem hizmetleri üzerinden veriye ulaşıldığı için, bilgi iÅŸlem merkezleri ve teknolojileri yanından program ve kaynak teminine öncelik verilmeli. Son yıllarda veri saÄŸlama ve yayınlar konusunda ciddi ilerleme saÄŸlandı ve ülkemiz üniversitelerinin konuya öncelik vermesi zorunlu.
Üniversite bütçelerinin bu baÄŸlamda belirli bir oranın (en azından % 10 ve üstünde) mutlaka kütüphane ve dokümantasyona ayırması,
Akademik verilere açık eriÅŸim saÄŸlama konusunda farkınavarılabilirlik saÄŸlamak amacı ile eÄŸitsel faaliyetlere gidilmeli,
Bilgi kaynağına eriÅŸim ve kaynak kullanımı dersi mutlaka lisansüstünde ders olarak okutulmalıdır.
Kaynak:
Ertürk, K. L. (2008). Türkiye’de Bilimsel Ä°letiÅŸim: Bir Açık EriÅŸim Modeli Önerisi. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ankara
Fen ve Ä°nsan Bilim
https://www.google.com.tr/search?sourceid=navclient&hl=tr&ie=UTF-8&rlz=1T4RVEA_trTR625TR628&q=liybiry+of+harverd
NOT: Konu kısmen 11-12 Kasım 2016 tarihlerinde Çukurova Üniversitesinde düzenlenen
Anadolu Üniversite Kütüphaneleri Konsorsiyumu (ANKOS) IV. Ulusal Akademik Kaynak Paylaşım Çalıştayında “Bilim ve Bilimsel Bilgiye EriÅŸim” konulu açılÅŸ konuÅŸmasında sunulmuÅŸtur.
12 Kasım 2016 Adana