Öteden beri adet olduÄŸu üzere, iktidara sahip olan güçler, kendi hakimiyetleri altında bulunan ülkede, mensup oldukları düÅŸünce ve inanç sistemlerinin oluÅŸturduÄŸu prensipler ve ilkeler doÄŸrultusunda bir yönetim icra ederler. Onların bu düÅŸünce ve inanç sistemleri, doÄŸal ve sosyal kurallara mutabakat saÄŸladığı oranda baÅŸarılı olurlar. Aksi halde gerek doÄŸada ve gerekse sosyal hayatta, inkırazlar meydana gelir. Bu inkırazların üst seviyelere çıktığı oranlarda, rahatsızlıklar artar ve alternatif iktidar gurupları ve modelleri aranır.
Toplumumuzun kahir ekseriyetinin mensup olduÄŸu inanç ve ahlaki deÄŸerler istikametinde oluÅŸan iktidarlar, baÅŸarılı ve iktidarları da uzun olur. Bunlarla çeliÅŸen iktidarlar ise, temadiyetlerini uzun süre devam ettiremezler.
Tabii bir kuraldır ki, yönetenler de toplumun içinden çıkacağına göre, toplumların oluÅŸturduÄŸu ahlaki seviye, siyasetçileri üzerinde de birebir etkili olmaktadır. Bu nedenledir ki toplumlar nasılsalar, kendilerine layık bir yönetim altında bulunurlar.
BaÅŸlangıçta toplumun temel deÄŸerleriyle mutabakat halinde bulunan iktidar mensupları, iktidar imkanlarının kendilerine verdikleri avantajları, sürekli bir objektif otokontrol ile, inanç ve ahlaki deÄŸerler kritiÄŸinden geçirerek deÄŸerlendirmeli, hizmetlerinde ilah-i bariyi ve toplumun genelinin hoÅŸnutluÄŸunu esas almalıdırlar.
Ancak ne var ki, gerek zamanımız iktidarında ve gerekse önceki iktidarlarda, zaman zaman ciddi sapmaların bulunduÄŸuna, hep tanık ola gelmekteyiz.
Ä°nsanlar için bir imtihan aracı, milletin kendilerine verdiÄŸi bir emanet olan bu güç, bu gücü elinde bulunduranların, imtihanları kaybetmelerine sebep olmamalı. Ancak “Ä°KTÄ°DAR ZEHÄ°RLENMESÄ°, GÜÇ ZEHÄ°RLENMESÄ°” gibi deyimlerle ifade edebileceÄŸimiz bir ciddi problem, özellikle uzun süre iktidarı elinde bulunduranların hastalıkları olabiliyor. Bu zehirlenmeye musab olanlar ise, beklenmedik ciddi hatalar yapıyor ve bu hataların maliyeti de topluma çok ağırlaÅŸabiliyor.
Bu arada iktidara yakın dernek, vakıf, ÅŸirket vs. gibi kuruluÅŸlar, her ne kadar iyi niyetle kurulsalar bile, zaman içinde sapma gösterip, iktidar mensuplarıyla beraber olmanın verdiÄŸi avantajları çıkarsal bir sonuca dönüÅŸtürmek gibi, lanetlenen ve dini literatürümüzde “haram” olarak algılanan pek çok yanlışlıkları yapıyorlar ve adeta bu yanlışlıkları da, olaÄŸanmış gibi kabulleniyorlar. Bunların bir kısmı, iktidar mensuplarıyla ortak olabileceÄŸi gibi, bir kısmı da iktidarın haberi olmadan suiistimallerle vuku buluyor.
Kişi ve kurumlar, inandıkları gibi yaşamamaya başlayınca, yaşadıkları gibi inanmaya başlıyorlar ve işte o zaman her şey allak bullak oluyor.
Uzunca bir müddettir, iktidarda bulunan bu zevat-ı kiram ve çevresindeki dernek ve vakıflar gibi kurumlar, lütfen güç zehirlenmesinin tesiriyle, layüs’el hareket etmeyiniz. Farklı farklı inanç ve ideolojilerin sahibi olsalar bile, çeÅŸitli menfaatlerle bir takım insanların bir araya gelerek oluÅŸturduÄŸu iktidar ideolojisinin yanlışlıklarını derhal bırakın. Emanetinize verilen görevlere hakkıyla layık olunuz. Ä°ktidara gelmeden sizin de dillendirdiÄŸiniz, asil milletimizin yüce deÄŸerlerinden sapma göstermeyiniz. Yoksa akıbetiniz feci olur.
Ä°nsanların her ÅŸeyleriyle kendilerini ciddi bir imtihana çekmeleri gerektiÄŸi ÅŸu mubarek ramazan gününde, sizler de kendinizi gerçekçi bir sigaya çekiniz ve yapılan hataları da derhal telafi ediniz.
Ramazan ve yaklaşan bayramlarınızı tebrikle, saygılar!... 15.06.2016
Mehmet Yaman
AraÅŸtırmacı-Hukukçu
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.