TARKAN Ya Da BÄ°R ULUS DEVLETÄ°N Ä°NÅžAI Raci DURCAN Çocukluk dönemimin en büyük lükslerinden biri evimize her gün giren iki gazete idi. Tercüman ve Hürriyet alıyorduk. Bir süre sonra Hürriyet almayı bıraktık. Gazetede basılan fotoÄŸraflardan dolayı gençlerin yetiÅŸtiÄŸi aile ortamına girmesi uygun bulunmamıştı. Tercüman’ın evimize uzun süre girmeye devam ettiÄŸini hatırlıyorum. Bu gazetenin bitmeyen pehlivan tefrikaları ve 'Horasanlı EBU Müslim' misali tefrika romanları varken Hürriyet’te Tarkan ve karikatür dizisi olan 'bizimkiler' dikkat çekiyordu. Bizimkiler dizisi Ogün henüz Türkiye’de görülmeyen, belki Almanya ve Fransa gibi ülkelerde yerleÅŸik modern hayatı tanıtıp özendirme telaşındaydı. BaÅŸarılı oldu. Ogün uçuk gelen her ÅŸey günümüzde gayet sıradan ve hatta muhafazakâr bir kültür haline gelip yerleÅŸti.
Ben asıl 'Tarkan' çizgi romanından bahsetmek amacındayım. Tarihin, tanıdığım bu en eski Türk' ü Tarkan; biz çocukların hayallerini süsleyen eÅŸsiz bir yiÄŸitti. Onun kılıcı ve yayı gibi yapmak için komÅŸumuzun bahçesinden kaç fındık aÄŸacı kesmiÅŸ ve ne kadar çaba sarf etmiÅŸimdir!
Tarkan çizgi romanında insanın doÄŸar doÄŸmaz zihnine takılan 'ben nereden geldim' sorusunun cevabını mı bulmuÅŸtum? Türk çocuÄŸuydum ve bu heybetli, keskin kılıçlı, mazlumların yanına koÅŸup hakları için mücadele eden Türk benim ilk kahramanımdı. Onunla birlikte TürklüÄŸümden gurur duyuyor, onun karakterini ediniyor ve belki her olayı onun gibi çözme yoluna giriyordum. En büyük hayalim, Tarkan'ı beyaz perdede görmekti; gerçekleÅŸti. Batı standartlarında bir film çıkmamıştı ortaya fakat adı dahi ilgi görmesine yetmiÅŸti.
Tarkan karakterinin amaçlı olarak niçin yaratıldığını çok sonra fark edecektim. Bir çizgi film karakterinin bir toplumu nasıl ÅŸekillendirip etkili olduÄŸunu G. Kore’ye yaptığım son yolculukta anladım. Koreli yardımcım ile konuÅŸurken ırklarının nereden geldiÄŸini sordum; ÅŸöyle dedi: Biz daha önce Koreli olduÄŸumuz bilincinde deÄŸildik. MoÄŸol ya da Japon olduÄŸumuz söyleniyordu. Yeni yeni yapılan araÅŸtırmalar, onlardan farklı olduÄŸumuzu ortaya çıkardı. G. Kore geçmiÅŸini anımsatan TV dizileri bu bilinci daha çok yerleÅŸtiriyor vs.
Bunu duyunca aklıma Ziya Gökalp’in önce Kürtçülük faaliyetlerine giriÅŸtiÄŸi, baÅŸarılı olamayınca Türkçülük için çaba sergilediÄŸini ve Hürriyet’in Tarkan'ını hatırladım. Aynı senaryo orada da devredeydi. Asya’da hâkim unsur olan Japon ya da Çin’in kıtadaki yayılmasını engellemek ve Ä°ngiltere’nin açık denizlerde karşısına çıkmasının önüne geçmek için onlara rakip yeni bir ulus yaratıyorlardı. Nitekim Koreliler Japon’ları hiç sevmiyorlardı. Bu nefretin kökleri Kore savaşından önce atılmıştı. Muhtemelen Ä°ngiltere Japonların Kore yarımadasını iÅŸgaline göz kırpmış, ardından da Kore ulusal direniÅŸ güçlerini örgütleyerek bağımsızlıklarını kazanmalarını saÄŸlamıştı.
Yüz elli yıl önce dünyada Türk diye bir kavram yokken, ulus ve ulus devlet mucitleri böyle bir kavramı milyonlarca insanın ana fikri haline getirmeyi baÅŸardılar. Bir yandan en popüler gazetelerde Türkün atası Tarkan arzı endam ederken, ders kitapları da kimin bulup okuduÄŸu belirsiz Göktürk ya da Orhun yazıtlarını belletmekle meÅŸguldü. Bu yazıtların, Ä°ngilizlerin ulus devletler yaratma siyasetiyle dünyayı parçaladıkları bir dönemde bulunması tesadüf mü? Binlerce yıldır kullanılmayan Türk ve Türkiye kavramı üzerinden bir ırk bilinci oluÅŸturma çabalarının aynı topraklarda yaÅŸayan diÄŸerlerini, misal Kürtleri de devreye sokacağını görmemek mümkün mü?
Çok masum görünen ve çocukların hayal dünyasını zenginleÅŸtiren bir çizgi romanın bile bu kadar art niyetli ve planlı bir senaryoda yer alması ürkütücü deÄŸil mi? Önceden planlanmadan bir çizgi roman kahramanı bile yaratılmayan dünyada yaÅŸamak herkesi daha temkinli düÅŸünmeye sevk etmelidir...
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |