14-10-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow 33 Yıllık YÖK Sistemi:...
33 Yıllık YÖK Sistemi:... PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 0
KötüÇok iyi 
Yazar Prof. Dr. Ä°brahim ORTAÅž   
07-11-2015

33 Yıllık YÖK Sistemi: Bilimde Ä°lerleme veya Gerileme

                                                      Prof. Dr. Ä°brahim ORTAÅž(*)
1982 yılında YÖK’ün kuruluÅŸu ile ülkemiz biliminin ve yükseköÄŸretiminin olumsuz yönde etkilendiÄŸi konusunda çok sayıda görüÅŸ oluÅŸtu. O dönemde YÖK’ün uzun sürede Türkiye için olumsuzluklar oluÅŸturacağı konusundaki endiÅŸeler yılar içinde gerçekleÅŸti.
Zaman içinde yaÅŸanan birçok sorunun YÖK’ün kendi iÅŸleyiÅŸ ve sisteminden kaynaklandığı görüldü. Ä°lgili kesimler üniversite onun bileÅŸenlerinden hatta toplumun ilgili kesimlerinden yapılan bütün eleÅŸtiriler göz ardı edildi. Bir önceki YÖK baÅŸkanlarımız Prof. Dr. ErdoÄŸan Teziç ve  Prof. Dr. 
Gökhan Çetinsaya artık YÖK sisteminde reformun yapılmasının kaçınılmaz olduÄŸunu belirttiler.  Bütün siyasi partiler deÄŸiÅŸimin önemini programlarında belirtiler ancak ÅŸu ana kadar olumlu yönde bir deÄŸiÅŸim gerçekleÅŸmedi. YÖK’ün artık 'yönetilemez' hale geldiÄŸi gerçeÄŸi artık gün gibi ortada. YÖK yasası ile yaşıt üniversite hayatı olan bir akademisyen olarak bütün yaÅŸananlardan öÄŸrendiÄŸim yeni bir yükseköÄŸretim yasasının veya reformunun zorunlu olduÄŸunu gösteriyor.

YÖK ile birlikte yapılan eski veya güncel eleÅŸtiriler
*Üniversite ortamı kendini ifade etmekten alıkondu ve özerk yapısı sınırlandırıldı ve adeta bir devlet dairesi konumuna indirgendi.
* Akademik, idari ve mali özerklik yok edildi
*Üniversiteler adeta tek merkezden ortaöÄŸretim okulları gibi tek tip hale getirildi. EÄŸitim programları bile YÖK ’tarafından belirlenir oldu ki bu evrensel üniversite ilkeleri ile tezatlık oluÅŸtururdu.
*HiyerarÅŸik olarak yukarıdan aÅŸağıya bir yapı oluÅŸtu ve üniversiteler kendilerini gerçekleÅŸtiremediler.
*Üniversite üst yönetimleri YÖK yapılanasından dolayı dolaylı olarak iktidarların siyasi eÄŸilimlerine göre ÅŸekillendi ve yavaÅŸ yavaÅŸ üniversitelerde siyasi klikler ve huzursuzluklar olmaya baÅŸladı. Zaman zaman siyasetin doÄŸrudan ve dolaylı telkinleri üniversite yaÅŸamını zorlamaktadır.
*Üniversitelerde akademik kadro oluÅŸturmasında bilimsel liyakatten çok tarafgirlikler, yönetici belirlemede oy kaygıları dikkate alındı. Üniversite üst yönetimi yöneticiliÄŸe giderek oy almak için “her yol mubahtır” eksenine kadar geldiÄŸi için üniversitelerde akademik kalite ve deÄŸerlendirmeler rafa kaldırılmış. Adam sendecilik kıymete geçmiÅŸtir. Salt oy verecek diye akademik yeterliliÄŸi olmayan insanlara kadronun verildiÄŸi dedikodusunun üniversitede konuÅŸulması bile yanlış.
*Üniversite üst yönetimleri rektör ve dekan atanmalarında halen belirlenmiÅŸ bilimsel kriterler olmadığı için koltuklar sübjektif (ben böyle uygun gördüm) denilebilecek durama göre belirleniyor olması liyakatsizlikten dolayı üniversitelerin bilimsel iÅŸleyiÅŸi büyük yara almış ve akademik çevrelerde büyük rahatsızlık yaratmaktadır.
*Siyasi iktidarların talebi ile akademik ve laboratuvar alt yapısı oluÅŸturmadan hesapsız kitapsız çok sayıda yeni üniversite, fakülte ve yüksekokul açıldı. Üniversite ortamı olmadığı için çok sayıda iyi donatılmamış diplomalı insan iÅŸlevsiz konumda.
*Ülkemizin bilimsel bilgi üretkenlik kâğıt üzerinde iyi (ilk 19. Sıradayız). Ancak bilimsel makalelere yapılan atıf, üretilen makalelerin toplum hizmetine, teknolojiye ve ulusal kalkınmaya katkısı yok denecek kadar sınırlı (OrtaÅŸ, 2015a). Daha önce CBT dergisinde yayınladığım “Türkiye Bilim Dünyasından Kopuyor mu” makalemde (OrtaÅŸ, 2015b) belirtiÄŸim gibi niceliksel büyüme ÅŸu ana kadar kaliteye yansımadı. Ayrıca Türkiye’de halen bilim yapmak için çırpınan ve dünyadaki geliÅŸmeleri ülkemize kazandırmaya çalışan belirli sayıda deÄŸerli bilim insanı ve sınırlı sayıda üniversite ve teknoparklarımızda var. Ancak halen tek bir konuda bile kendimize özgü bir yaratıcılığımız ve modelimiz maalesef oluÅŸmadı.
 
Hükümetlerin gölgesinde bir YÖK ve Üniversite görüntüsü güven kaybettiriyor
Çok sayıda vakıf üniversitesi kontrolsüz olarak açıldı ve büyük çoÄŸunluÄŸu öÄŸrenci bulmakta zorlanmakta ve bazıları ileride ciddi sorun oluÅŸturacaÄŸa benziyor.
Üniversitelerde gelenekler bozuldu, etik ilkeler, intihaller ve kalitesizlik basına yansıyanında ötesinde geliÅŸtiÄŸi konuÅŸulur oldu. Özel hizmet, danışmanlık, ikinci iÅŸ arayışı, ek ders beklentisi giderek yaygınlaşıyor.
Üniversite yönetimlerinin doÄŸrudan veya dolaylı olarak üniversite, YÖK, CumhurbaÅŸkanı makamı tarafından belirlenmiÅŸ ölçülebilir liyakate dayalı ölçütlerden ziyade kiÅŸisel iliÅŸkilere baÄŸlı olarak atanması sistemi üniversitelerde zaman zaman yönetilememe durumunu doÄŸurmuÅŸ. Bugün üniversiteler üniversite gerçekleri yerine atama makamlarının etkisinde iÅŸlevsiz duruma gelmiÅŸ durumadırlar. Üniversite ve kamuoyuna liyakate dayalı üst yönetici belirleme sistemin oluÅŸturması üniversitelere güven verecektir.  
Gazeteci Taha Akyol 9 Åžubat 2008 tarihli köÅŸesinde “YÖK BaÅŸkanı'na açık mektup” da YÖK baÅŸkanına açıkça “Fakat Hocam, ÅŸunu bütün samimiyetimle belirteyim, YÖK'ün hükümetten talimat aldığı izlenimi yayılıyor!” diyor. Ayrıca bir baÅŸka uyarıda da “Elbette YÖK "Ä°sterse konuÅŸmasın" diye bakılabilecek bir genel müdürlük deÄŸildir; bağımsız bir kuruluÅŸtur. Ama bu izlenim YÖK'e de reforma da çok zarar verir! Eski YÖK yönetimlerinin hükümetle zıtlaÅŸması yanlıştı; hükümetin gölgesinde bir YÖK görüntüsü de aynı derece yanlıştır” diyor.
 
GeleceÄŸin bilim insanı yetiÅŸtirme programı hızla gözden geçirilmeli
Asistan yetiÅŸtirme, doktoralı insan yetiÅŸtirmek, bilime yeni canlılık kazandırmak nerdeyse ihmal edilmiÅŸtir. Üniversite eÄŸitim sistemimiz sorun çözmeye endeksli olmadığı için çoÄŸunlukla teorik bilgiden öteye geçemediÄŸimiz için bir fiil üretmek ve bu konuda üniversitelerin öz güvene sahip olması önemlidir. Bu ancak özek üniversitede bilim insanın merakını özgürce gerçekleÅŸmesi ile saÄŸlanır.
Üniversiteler hızla akademisyen yetiÅŸtirme programları baÅŸlatmalı, mevcut hali ile akademisyen yetiÅŸtirme programı üretken olmadığı gibi evrensel ölçekte bilim insanı yetiÅŸtirmekten çok uzaklaÅŸmış görülüyor. 2015 Nobel Kimya Ödüllü Prof. Aziz Sancar, 1970’li yıllarda Türkiye’de aldığım üniversite eÄŸitimi beni Nobel almaya hazırladı demiÅŸtir. Ülkemiz yükseköÄŸretimi tekrar nitelikli yükseköÄŸretim sistemine ve özerkliÄŸe kavuÅŸması ÅŸart.
 
Türkiye’nin sorunları özerk üniversite ortamında üretilecek proje ve fikirler ile aşılır
Türkiye'de uzun zamandır bir bir iç ve dış tehdit olgusu yaÅŸadığı için, sorunun kaynağı üniversite ve gençliÄŸi gösterilerek üniversitelerin kontrol altına alınması ile baÅŸlayan YÖK oluÅŸumu ve benzer anlayışın halen devem ediyor olması üniversiteleri helen korkulan bir güç olarak görülmesine neden oluyor. Üniversiteleri özgürce bilgi üretmeyen hiçbir ülke karşılaÅŸtığı sorunların üstesinden gelemeyeceÄŸi bilimsel gerçeklerdendir. Türkiye’nin yaÅŸadığı devasa sorunlarını çözmesi mevcut anlayışla deÄŸil, paradigmasını deÄŸiÅŸtirmiÅŸ, özgürlükçü ve özgür bilgi üretimi ile daha kolay aÅŸacağını düÅŸünüyorum.
 
Türkiye’nin 21.yy da dünyada hak ettiÄŸi yeri alması için bilim ve üniversitelerin özgürlüklerden yana olması için mutlaka özerk kuruluÅŸlar olarak varlıklarını devam etmesine kapı aralanmalıdır. Merkez Bankasının özerkliÄŸini kabul eden devletimiz, doÄŸası gereÄŸi üniversite özerkliÄŸini hayli hayli kabul etmelidir diye düÅŸünürüm. Özerk kuruluÅŸlar üzerinden yeni geliÅŸen nesiller ancak özgürlüÄŸü daha rahat ifade edilirler. Üniversitelerin artık üst yönetimlerinin tepeden sübjektif olarak atanmak yerine, bilimsel liyakate uygun, üniversite dinamikleri içinden belirli bir süreliÄŸine bir defa olacak ÅŸekilde selekte edilerek belirlenmesi ve hemen atanması en uygun çıkış yolu olarak görülüyor.
 
Türkiye Atatürk’ün kurduÄŸu cumhuriyet toptan batmamış ve halen bazı kurumlar ayakta. Bazı üniversiteler halen sorumluklarını yerine getirmeye çabalıyor. Türkiye 70 milyon nüfusu olan dünyanın 20. büyük ekonomisine sahip bir ülke. Ülkemizde kamunun dışında ciddi dinamik ve giriÅŸimci bir kesimin olduÄŸu aÅŸikâr. Kamu üniversiteleri ve araÅŸtırama geliÅŸtirme kurmaları içinde yürütülen bütün çabalarda yine oradaki diri dinamik araÅŸtırıcıların çabaları ile yürütülmektedir. Ancak görebildiÄŸi kadarı ile insanların hevesleri artık azalmış ve rutin sorumlulukları olan ders verme, bir iki öÄŸrenci tezleri ile uÄŸraÅŸmanın ötesinde sürükleyici, dönüÅŸtürücü istekleri kaybolma noktasındadır.
 
YÖK’ün Üniversite yönetim anlayışı ile Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretmediÄŸi 33 yıllık pratik ile anlaşılmıştır.
Sonuç olarak bugün üniversiteler toplumun en çok eleÅŸtiri aldığı kurumların başında geliyor. Üniversitelerin üretkenliÄŸi düÅŸük olduÄŸu gibi akademik kadroların motivasyonu ve heyecanı da kaybolmuÅŸ durumdadır. Son 30 yıldır öÄŸrendiklerim, binlerce insandan aldığım bilgiler ve somut ölçülebilir veriler ülkemiz bilimsel üretkenliÄŸinin sayısal büyüklüÄŸüne yakışır ölçüde olmadığı izlenimini veriyor. Ülkemiz bilim ve akademik hayatı günden güne üretkenliÄŸini kaybetmektedir. ÜretkenliÄŸi saÄŸlayan potansiyel yetiÅŸmiÅŸ insan faktörüne baÄŸlıdır. Maalesef üniversitelerde yaÅŸanan liyakate baÄŸlı olmayan yapılanma ve kadrolaÅŸma, üniversiteleri ilerletemez durma getirmiÅŸtir.
En kötüsü bilim çevrelerinde ciddi bir yılgınlık ve yorgunluk var. Sanki üzerine ölü toprak serpilmiÅŸ gibi kimisi çok zorunlu deÄŸilse kendinden beklenenin ötesinde bir çabanın içine girmek istemediÄŸi izlenimi oluÅŸmaya baÅŸlamış gibime geliyor. ÇoÄŸu akademisyen bilimsel haz yerine kendilerini gerçekleÅŸtirme ortamı olarak idareciliÄŸe/yöneticiliÄŸe yönelmesi giderek yaygınlaşıyor.
 
Öneri:
ACÄ°LEN üniversiteler ve diÄŸer bilim kuruluÅŸlarının (TÜBÄ°TAK, TÜBA) özerkliÄŸe kavuÅŸturulmalı ve üzerlerinde otoritelerin etkisinden uzak olmalı ki özgürce iÅŸ yapabilsinler. GeçmiÅŸte çok sayıda rektör arkadaşımızın ”ne yapacağımızı bilemez durumdayız” diye serzeniÅŸte bulunduÄŸunu hatırlıyorum. Üniversiteler hızla özerk olmalı ve kendine ve topluma karşı sorumluluk oluÅŸturmalıdır.
Ülkenin siyaset üstü bir bilim politikasının oluÅŸturması ve izlenmesi gerekiyor. Bütçeden GSMH’nin % 2.5- 3 kadarı bilime ve araÅŸtırmaya ayrılmalı.
Üniversitelerin kaliteli eÄŸitim sitemine hızla dönmesi, öÄŸretim üyesi yetiÅŸtirmede daha etkili yol ve yöntemler oluÅŸturmalı ve çağın gereklerine uygun bir yükseköÄŸretim yapılanmasına acilen geçiÅŸ yapılması gerekiyor.
Türkiye’nin bugün içinde bulunduÄŸu sorunlar ancak bilimin üreteceÄŸi bilgi ve yol göstericiliÄŸi ile aşılacaktır. Bunun için temel ÅŸart özerk üniversite ve araÅŸtırma kurmalarıdır.
Bu baÄŸlamda YÖK artık Türkiye’nin sorunlarının çözümüne katkıda bulunacak ortamı ve motivasyonu saÄŸlayamadığı için deÄŸiÅŸimi/veya köklü reform ÅŸart.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 07-11-2015 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
120867772 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net