Ä°çerim Yanıyor Dışarım Serin Sevilay YÜKSELÄ°R/Sabah ... Neyse... Zor ve meÅŸakkatli yolun sonuna geldik artık. Bugün herkes susacak sandıklar konuÅŸacak! Her birey yurttaÅŸlık hakkı gereÄŸi oy hakkını kullanacak. Memleketimiz için, çocuklarımızın geleceÄŸi için hayırlı ve uÄŸurlu bir seçim olmasını temenni ediyorum. Tabii bu arada seçim yasakları kapsamında olduÄŸundan seçime etki edecek bir yazı yazmamız mümkün deÄŸil. Siyaset dışı, bir ÅŸeyler yazmam gerekiyor. Dün tüm gün ne yazabilirim diye düÅŸündüm ama bulamadım. Siyaset öylesi teslim almış ki ruhumu.. Bulamadım hiçbiÅŸi... Sonunda bu kısa giriÅŸi yapıp çok sevdiÄŸim içinde doÄŸduÄŸum toprakların da adı geçen bir ÅŸiirle baÅŸ baÅŸa bırakmak istedim sizleri. Usta ÅŸair Nazım Hikmet'in neredeyse oÄŸlu gibi sevdiÄŸi Kemal Tahir'e yazdığı mektuptan sadece biri.
HoÅŸça kalın... SaÄŸlıcakla kalın...
"Malatya" diyorum, senin çatık kaÅŸlarından baÅŸka bir ÅŸey gelmiyor aklıma. Bursa'da kaplıcalar Amasya'da elma Diyarbakır'da karpuz ve akrep. fakat senin oranın, Malatya'nın nesi meÅŸhurdur, yemiÅŸlerinden ve böceklerinden hangisi, suyu mu, havası mı? DüÅŸün ki hapisanesi hakkında bile fikrim yok. Yalnız : bir oda, bir tek penceresi var : çok yüksek olan tavana yakın. Sen ordasın dar ve uzun bir kavanozda küçük bir balık gibi... TeÅŸbihim hoÅŸuna gitmeyebilir. Hele bu günlerde kendini kafeste arslana benzetiyorsundur. Haklısın Kemal Tahir, emin ol ben de öyle, muhakkak ki arslanız, ÅŸaka etmiyorum hattâ daha dehÅŸetli bir ÅŸey : insanız... Hem de hangi tarihte, hangi sınıftan, malum... Lâkin demir kafesle kavanoz bahsinde iÅŸ deÄŸiÅŸmiyor, ikisi de bir, hele bu günlerde... - Bunu içerde rahat ve masun yatan bilir - ... Hele bu günlerde, Sarıyerli Emin Beyin fıkralarına gülmek, sevgili kitapların ve domatesin lezzeti, tahtakurularına raÄŸmen uyku - günde üç tatlı kaşığı Adonille de olsa - ve Tahir'in oÄŸlu Kemal hattâ mektup gelmesi senden ve hattâ ses duymak, dokunmak, görebilmek havanın ışığını, karıma olan aÅŸkımdan baÅŸka nefsimin herhangi bir rahatlığını affedemiyorum... Fartı-hassasiyet? DeÄŸil. DöÄŸüÅŸememek, bir mavzer kurÅŸunu kadar olsun bilfiil doÄŸrudan doÄŸruya... Ancak kavgada vurulan acı duymaz ve kavga edebilmek hürriyetidir en mühimi hürriyetlerin. Ä°çerim yanıyor, Kemal, dışarım serin... Anlıyorsun ya, zaten ettiÄŸim lâf bizim lâflarımızın herhangi biri : çok konuÅŸulmuÅŸ, ve konuÅŸulmakta olan... Åžimdi kim bilir kaç yerde, kaç insan dizlerinde âtıl ve çaresiz yatan ellerine küfredip acıyarak bu lâfları ediyor... Anlıyorsun ya, zarar yok, ben anlatacağım yine!... Elden hiçbir ÅŸey gelmediÄŸi zaman konuÅŸup anlatmanın alçak tesellisi? Belki evet, belki hayır... Hayır öyle deÄŸil. Hangi teselli bırak be dinini seversen bırak... Bu, düpedüz, başın önde, olduÄŸun yerde dolanarak kükremek, böÄŸürüp bağırmak, Kemal...
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |