ÇÖZÜM SÜRECÄ° MÄ°, ÇÖZÜLME SÜRECÄ° MÄ°

                                                        Halid ÖZDÜZEN

"Barış/çözüm" sürecinde PKK'yı dolaylı olarak muhatap almak ne kadar yanlışsa, Kürt sivil toplum kuruluÅŸları ve Kürt kanaat önderlerini de muhatap almamak o kadar yanlıştı... Sonradan bu yanlışın farkına varılarak telafi edilmeye çalışılsa da iÅŸ iÅŸten geçmiÅŸti...

PKK ve Hadep bu süreçte kendi ideolojosi dışındaki kürtleri yok sayarak, silah ve tehditlerle ya sindirdi, ya da kendi safına çekerek, devlet düÅŸmanı haline getirdi.

PKK'nın ÅŸehir yapılanması KCK ve Hadep bu dönemde Kürtlere hep ÅŸunu empoze etti : "Kürt meselesini bizim dışımızda kimse çözemez, eÄŸer baÅŸkaları çözebilseydi T.C.onu muhatap kabul ederdi, bizi destekleyin güçlenelim ki istediklerimizden daha fazla ÅŸeyler koparalım".

Hatta daha da ileri giderek CHP ve AKPye oy veren kürtleri "hain ve uÅŸak“ ilan etti, diÄŸer partilerden milletvekili ve mahalli yönetim adayı olanları da "satılmış" olmakla suçladı. Onlara göre kendilerini desteklemeyen tüm sivil toplum kuruluÅŸları ve kanaat önderleri de "CahÅŸ/satılmıştı"

Silahların gölgesinde yapılan propagandanın, hele GüneydoÄŸu ve DoÄŸu Anadolu gibi yoÄŸunluÄŸu kırsal bir coÄŸrafyada tutması imkansızdı. DiÄŸer bölgelere de eriÅŸmek için Türk kominist solonu payanda olarak kullandılar.

Bu propaganda ve sol komünist destek mahalli seçimlerde ilk meyvelerini göstermeye baÅŸladı.. PerÅŸembenin geliÅŸi ÇarÅŸambadan belliydi fakat,akıllı siyasetçiler ya bu durumun geçici olduÄŸunu sandı ya da PKK'nın siyasallaÅŸması olarak algıladı. Bu algıda Türk kominist solu'nun da önemli katkısı olmuÅŸtur.

Bazı sol ve kendini Ä°slamcı olarak göstermiÅŸ menfaat grubu da RTE'ye antipatisinden DEHAP'a destek verince barajın çok üstünde bir oy ve temsil oranı ile meclisi karıştırdı. Kominist ve Kürt milletvekilleri alınan oyların bir bölümünün emanet olduÄŸunu dile getirdiler... Fakat PKK yöneticileri, "bu oyları kendilerinin çabalarıyla elde ettiklerini belirterek" gölgelerindeki parti sözcülerini yalanladılar....

Gelinen bu siyasi tablo, en baÅŸta akÅŸam baÅŸkanlık hayalleri ile yatıp, sabah daha güçlü hayallerle uyanan birilerinin kendisine çok önemli misyonlar yüklediÄŸi ve kendisinin de ceketini o sevdanın dallarına asan bir lideri mutsuz ettti...
Bunun rövanşını almalıydı ama nasıl ?

Akildaneleri kendisine "eÄŸer meclis baÅŸkanlığını kaybedersek her ÅŸeyi kaybederiz" dediler. Ä°lk iÅŸi kendisini daha önce kuyudan çıkaran bir partinin güçlü ismi ile görüÅŸmek oldu. Parti liderinden izin almadan ve sonradan haber vererek toplantıya giden politikacı, yıllar önce yaptığı görüÅŸmeden memnun ve mutlu olduÄŸu gibi bu görüÅŸmeden de mutlu döndü...

Toplantıda konuÅŸulanlar Devlet sırrı olarak kalacaktı... KöÅŸk, daha sonra da eski Gaziantep Belediye BaÅŸkanı olan yeni DEHAP milletvekili ile ve rivayete göre MHP’den önemli bir kiÅŸiyle de görüÅŸtü... Bunlarda devlet sırrı - ya da menfaat vaadi olarak- gizliliklerini korumaya devam etti.. Neticede.öyle oldu böyle oldu, ne olduysa oldu ama sonunda% 40'ın %60 tan büyük olduÄŸuna tarih tanık oldu...

.........................

Sonrasını hep beraber biliyoruz, daha sonra ise neler olacağını tahmin etmek zor deÄŸil, ama biz düÅŸüncelerimizi bilgi ve belge üzerine kurmaya çalıştığımız için, yazımızı burada nokta koyarak, bir temenni ve bir dua ile bitirmek istiyoruz.

Ä°nÅŸallah çözüm süreci, çözülme ve ayrışma ile sonuçlanmaz..."  Ä°çimizdeki ahmaklar yüzünden yıllardır bir arada yaÅŸayarak, bir çok cephede ve Çanakkale’de beraber kan akıtarak ÅŸehitler vermiÅŸ, iki toplumu birbirine düÅŸman ederek ülkeyi iç savaÅŸ eÅŸiÄŸine getirmek isteyen hainlere fırsat verme Ya Rabbi"...AMÄ°N...