Köln, Almanya'nın dördüncü, Kuzey Ren-Vestfalya Eyaleti´nin en büyük ÅŸehri, Kozmopolit bir yapıya sahip olan ÅŸehirde çok sayıda yabancı ikamet etmektedir.

Ren Nehri, kentin tam ortasından geçmektedir. Nehrin her iki yakası sekiz köprüyle baÄŸlanmıştır, bunlardan ikisi demiryolu köprüsüdür.
Kentin en ünlü yapısı, inÅŸaatı tam 632 (1248-1880) yılda tamamlanmış gotik tarzdaki çift kuleli Köln Katedrali (Kölner Dom)'dir ve 7 bin m² alanda, 157 metreyi bulan yüksekliÄŸi ile UNESCO Kültür Mirası listesinde yer alır.

Köln M.Ö. 50 yılında Roma Ä°mparatoru Claudius tarafından, AÅŸağı Ren Bölgesi'ni Cermen Kabileleri'nin saldırılarından korumak için bir koloni ÅŸeklinde kurulmuÅŸtur. Ä°mparator Claudius kente eÅŸi Ä°mparatoriçe Agrippina'nın adını vermiÅŸ, böylece koloni M.S. 425 yılına dek Colonia Claudia Ara Agrippinensium (kısaca CCAA) olarak anılmıştır. Daha sonra buraya Latince Koloni anlamını taşıyan Colonia denmiÅŸtir.

Åžehir, Orta ÇaÄŸ'da hızla büyüyerek Avrupa'nın en büyük merkezlerinden biri haline gelmiÅŸti. 12. yüzyıldan itibaren Köln, Hırıstiyan Alemi'nde; Kudüs, Ä°stanbul ve Roma'nın ardından kutsal ÅŸehir olarak ilan edildi. Sancta Colonia (Kutsal Köln) olarak da anılan ÅŸehirde 1248 yılında Köln Katedrali'nin temeli atıldı. Yapımı tam 632 yıl süren bu gotik tarzdaki katedral Kuzey Avrupa´nın en büyük kilisesidir.. 1794 yılından itibaren Fransız egemenliÄŸine giren ÅŸehrin sakinleri Napolyon´a sadık kalacaklarını ilan etmiÅŸlerdi. Daha sonra Prusya egemenliÄŸine giren Köln´de büyümeye engel olan ÅŸehir duvarları yıkılmış ve hızla büyümeye baÅŸlamış.
I. Dünya Savaşı´nda pek zarar görmeyen ÅŸehir, II. Dünya Savaşı´nda büyük yıkıntıya uÄŸradı. 1945´te savaÅŸ sona erdiÄŸinde Köln´ün % 90´Ä± yıkılmış haldeydi. SavaÅŸ öncesi 800 bin olan nüfus, 104 bine düÅŸtü. Savaşın ardından özellikle Ä°ngiltere ve ABD kaynaklı yardımlarla hızla yaralarını sarmaya baÅŸlayan ÅŸehir, tekrar hızla büyümeye baÅŸladı.
Hohenzollern Köprüsü Almanya'nın Köln ÅŸehrinde Ren Nehri'nin üzerinden geçen köprü.
BaÅŸlangıçta demiryolu ile karayolu için kullanılan köprü 1945 yılından sonra günümüze kadar sadece demiryolu köprüsü ve yaya geçidi olarak kullanılmaktadır.
II. Dünya Savaşı dönemindeki en önemli köprülerden biri olan Hohenzollern Köprüsü hava bombardımanlarına raÄŸmen ağır hasar görmedi. Ancak Müttefik Kuvvetler'in Köln ÅŸehrinin batı kıyısını iÅŸgal etmeye baÅŸladığı 6 Mart 1945'te Alman istihkam birimi tarafından havaya uçuruldu. Savaşın bittiÄŸi 8 Mayıs 1945 tarihine kadar yeniden yapılandı ve yaya geçidi açıldı.

Åžimdi Köprü genç sevgililerin sözleÅŸmeleri sonucu her tarafa kilit vurmuÅŸlar. II Dünya Savaşında havaya uçurulduÄŸu halde I Dünya Harbini çıkarak Kayser Wilhem'in 4 büyük heykelini dikmiÅŸler.
Su Alman Köln sokaklarını, GüneÅŸ batıktan sonra bir görseniz her tarafa sızmış uzanmış yatan ÅŸarapçı, biracı takımı dolu. Burada devlet halkın serhoÅŸ olmasını yemesini içmesini istiyor siyasetle uÄŸraÅŸmasını istemiyor, dünyalık islerle meÅŸgul olmasını istiyorlar ve o sorunu çözmüÅŸler
Osmanlı ilerleyiÅŸini durdurmak için papazlar Köln en büyük katedralinde (Dom kilisesi) toplanmışlar. Fatih Sultan Mehmed o kilisede Allah’a dua etmek size nasip olmasın diye bedua etmiÅŸ. Zaten sürekli bir tarafının çökmesi sürekli resterasyon 2 dünya harbinde tahrip olması Fatih duası kabul olmuÅŸ diye yorumlanıyor.
 Köln Katedrali duvarında kabartma bir heykel var. Ancak anıtta hiçbir açıklama yok. Ä°ki papaz, birinin elinde Hilal ve hilali bir ucu içe yıldızla birlikte çökertilmiÅŸ.Hilal ve yıldız içe dönmüÅŸ onun ileriye bakan yüzü Haç saplı biÄŸr kılıçla kapatılmış. Bunu yanımdakilere söyledim, Åžark meselesini anlatıyor dedim. Zorlama yorum dediler. Hayır hayır bu katedral Haçlı ittifakının yapıldığı yer.

Protestanlık kotolik kilisesini yerle bir etmiÅŸ tek istisna Tür düÅŸmanlığı daha baki kalmış! Köln katedrali yüksek sivri uçlar Gotik mimari anlayışı ile yapılmış camiden çalıntı minareden çalıntı.

Köln'de yüzlerce evimiz var bunlar Türk lokantaları ve Türk iÅŸletmeleri. Bunlar içme suyunu dahi Türkiye'den getiriyorlar. Köln'de Alman lokantaları da dahil, mutfak kısmının % 90 Türkiyeli aÅŸçılardan oluÅŸuyormuÅŸ. Bu lonatayı Mardinli Havacım (babası Kütahya'da havacı askerken dünyaya geldiÄŸi için annesi o ismi koymuÅŸ) ve MaraÅŸlı Åževket iÅŸletiyor. En büyük amaçları iÅŸletmede kendilerini ispat etmek, bulgur pilavını dahi Almanlara kabul ettirmiÅŸler. Güler yüzlü esnaf insanlarımız iÅŸte!