25-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa
İRAN'IN DOLAR KUMARI YA DA "PAPAZ KİMDE" PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 13
KötüÇok iyi 
Yazar Tüm gazeteler sitesinden alınmıştır   
16-09-2006
İran`ın dolar kumarı ya da "papaz kimde"

      (tüm gazeteler sitesinden alınmıştır)

     Image Ä°ran`ın tüm uluslararası baskıya raÄŸmen nükleer enerjiden (ve aslında nükleer silahtan) vazgeçmek istememesi akla ister istemez bu kadar riski neden aldığı ve tüm bu olan bitenin ardında nelerin yattığı sorusunu getiriyor. Dünyanın en eski devlet geleneklerinden birine sahip bu ülkenin hiçbir hesap yapmadan tüm “Batı medeniyeti” ülkelerini karşısına alacak böylesi bir hamleyi gerçekleÅŸtirmesi bize olanak dışı görünüyor. Basınımızda bir kaç gazete dışında ele alınmayan Nükleer Ä°ran dosyasının stratejik-ekonomik perde arkasını mercek altına almak istedik.

      Sorunu derinlemesine incelediÄŸimizde, Ä°ran`ın aslında, 1960`lardan beri pek çok ülke ve diktatörün oynamaya çalışıp kaybettiÄŸi bir kumar masasının son oyuncusu olduÄŸunu görüyoruz: Dolar kumarı.

      Ä°kinci Dünya Savaşı Avrupa`sı günümüz Irak`ından pek farklı deÄŸildi. Birinci SavaÅŸ sonrasında olduÄŸu gibi, Ä°kinci Dünya Savaşı sonrasında da, elinde hiçbir ÅŸey satın alamadığı deste deste banknotlar ile oynayan çocuk görüntüleri pek çok Avrupa ülkesinde olaÄŸan hale gelmiÅŸti. Kendi paralarına güvenemeyen Avrupa ülkeleri için, getirilen dolar karşılığı belirli bir miktar altın ödemeyi vaat eden Batı dünyasının tek efendisi Amerika`nın para birimini kullanmak en güvenilir yol idi.

      SavaÅŸtan sonraki yirmi beÅŸ yıl, dünyada, karşılığı altın olarak garanti edilen dolar kullanımı üzerine kurulu Bretton Woods finansal sistemi hakim idi. Ta ki, dolar kumar masasının ilk global oyuncusu Charles De Gaulle`ün büyük miktarda doları bir uçaÄŸa atarak Amerika`ya götürüp altın karşılığını istemesine kadar: 1965 yılında, Amerika, dolara karşı altın ödeyemeyeceÄŸini ilan etti. Hemen ardından, 1968 yılında zirvesine ulaÅŸan, nerdeyse Avrupa`nın göbeÄŸinde sosyalist bir devrime yol açabilecek hale gelen öÄŸrenci olayları Fransa`da hayatı felç etti. Orada burada yazılan, CIA`in De Gaulle`e karşı üç baÅŸarısız suikast düzenlediÄŸi iddiaları da cabası. Dolar kumarının ilk oyuncusu masaya büyük bir miktar sürmüÅŸ fakat karşı tarafın blöften ibaret olan restini görmeye cesaret edemeyerek masayı terketmek zorunda kalmıştı. Yeni basılan dolarların üzerine ise, tüm dünya ile dalga geçer gibi Allah`a güveniriz yazıldı. Amerikan kendini beÄŸenmiÅŸliÄŸi paranın üzerine de yansmıştı. Daha sonrasında iÅŸlerin iyice kontrolden çıkacağı ve Allah ile konuÅŸtuÄŸunu iddia eden Amerikan baÅŸkanlarının da görülebileceÄŸi o günlerde belli olmuÅŸtu.  

      Tahmin edileceÄŸi üzre, Bretton Woods Sistemi çöktü ama, doların egemenliÄŸi, Amerika`ya dünya tarihinde eÅŸi görülmemiÅŸ bir avantaj saÄŸlayacak ÅŸekilde artarak devam etti: Amerika artık karşılıksız dolar basıyor ve tüm dünyaya dağıtıyordu. Bastığı ve kağıt dışında hiçbir deÄŸeri olmayan dolar, tüm dünya merkez bankalarında rezerv para olarak tutulur oldu. Günümüzde de devam eden bu olgu sayesinde gemi azıya alan Amerikan Yönetimleri BeÅŸ yüz elli milyar dolarlık bütçe açığı verir oldular. Dünyada devletler gelirlerinin büyük bölümünü; milli para birimine güvenemeyen tüm halklar ise, kiÅŸisel birikimlerini dolara çevirerek inatla Amerika`ya karşılıksız borç vermeye devam ettiler. Dolarizasyon terimi ekonomi terminolojisine girdi.

      Burada bir parantez açarak, dolar kumarının her zaman, direkt oyunda olmayan ama masanın olmazsa olmazı olan bir faktörü daha olduÄŸunun altını çizmek istiyoruz. Ara sıra mızıkçılık çıkarmasına raÄŸmen, eski adı ile SSCB, Yalta AntlaÅŸması`ndan çöktüÄŸü güne dek, Amerika`nın gelmiÅŸ geçmiÅŸ en iyi partneri oldu. Ä°ki ortak, Yalta`da yaptıkları paylaşıma her zaman sadık kaldı. Amerika, Fransa gibi problem çıkaran ufaklıkları SSCB ve komünizm öcüsü ile korkutmaktan son derece memnun, karşılıksız dolar basarken, SSCB kendi payına düÅŸen ülkeleri çok daha despot yöntemlerle sömürdü.

      Bin dokuz yüz doksanlara geldiÄŸimizde iki hadise Amerika`nın keyfini kaçırdı. Bunlardan birincisi, Avrupa`nın ortak para birimi Avro`nun doÄŸuÅŸu, ikincisi ise, blöf yapmaktan ve görmekten hiç çekinmeyecek ikinci kumarbazın masaya oturması oldu.

      Amerika`nın OrtadoÄŸu`daki kadim müttefiki Ä°ran`ın sukoyverip rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi gitmesi üzerine tüm dengelerin deÄŸiÅŸebileceÄŸinden endiÅŸelenen ABD-Ä°srail tarafından desteklenerek yıllar boyunca Ä°ran`a musallat edilen Saddam, Kuveyt`e girerek dünya dengelerini altüst etmekle kalmadı, bir de üzerine, dünyanın en büyük üç petrol üreticisinden biri olarak(Kuveyt elinde olsa idi, dünyanın en büyük üreticisi oluyordu) petrolü artık Avro ile satacağını ilan etti. Kumarbaz blöf yapmıştı. Amerika birinci blöfünü gördü. Birinci Körfez Savaşı`nda Saddam`ı masadan kalkıp borç harç bulup tekrar dönmeye ikna etti. Nedense, Turgut Özal`ın ısrarlarına raÄŸmen, bir seferde bitirilmedi iÅŸi. Saddam borç bulup kumar masasına döndüÄŸünde, herkes Ä°kinci Körfez Savaşı`na neden ihtiyaç duyulduÄŸunu anlamıştı. Aradan geçen yıllarda Irak`ın Kuzeyinde tüm bölgeye musallat edilecek yeni bir müttefik ülke peydahlanmıştı. Blöften gereÄŸinden fazla hoÅŸlanan Saddam, ikinci kez otur(tul)duÄŸu kumar masasında tüm varlığını kaybetti.

      Bu arada, herkesin merakını, aslında pek de fakir olmamasına raÄŸmen, yaptığı aşırı hovardalıklara ve kumar masalarına para dayandıramayan Amerika`nın asıl finansörünün kim olduÄŸu cezbediyordu. Çok geçmeden o da ortaya çıktı: Çin.

      Çin ve Japonya`nın başını çektiÄŸi Asya ülkelerinin günümüzdeki dolar rezervleri Bir Buçuk Trilyon Doları geçmiÅŸ durumda. Bugüne kadar dolar biriktirmek dışında yapabilecekleri birÅŸey yoktu. Zira, kazandıkları paranın büyük bölümü, kazandığından fazla harcamaya ve lüks standartlara alışmış Amerikan Halkı`nın şımarıklığından ileri geliyordu. Ä°hracatlarının büyük bölümünü Amerika`ya yapıyorlar, karşılığını dolar olarak alıyorlardı. Enerji kaynakları sınırlı idi. Amerika son estirdiÄŸi özgürlük terörü sayesinde UzakdoÄŸu`dan OrtadoÄŸu`ya dünyanın pek çok önemli enerji bölgesini kontrol altına almış, Demokles`in kılıcı gibi tepelerine asmıştı. Enerjisi ve doÄŸal kaynakları yeterli olmayan ülkeler neyi nereye kadar üretebilirlerdi ki?

      Fakat, ellerinde tuttukları toplam miktar en nihayetinde karşılıksız kağıttan ibaretti ve Amerikan bütçe açığı yarım milyar doları aÅŸtığında pek yakında bir gün bu rezervin gerçekten de hiçbir deÄŸeri olmayan kağıt haline gelme tehlikesi iyice belirgin hale gelmiÅŸti. Böyle bir tehlikenin olmaması demek de, Amerika`nın tüm dünyanın petrol kaynaklarını kontrol ederek gücünü artırması ve dilediÄŸi zaman kılıcı kafalarına geçirmesi anlamına geliyordu. Kısaca kırk katır ile kırk satır arasında kalmışlardı.

      Günümüze geldiÄŸimizde ise, kumar masasına iki farklı yeni oyuncunun oturmak üzre harekete geçtiÄŸini görüyoruz: Latin Amerika`daki oyuncu Chavez, oyunculuktan çok yancılık yapmak ve büyük oyuncu Ä°ran`ı desteklemek üzre masada. Arkalarında, onları bir ÅŸekilde takip etmeye epey niyetli irili ufaklı sürpriz oyuncular da var.

      Her zaman masada olan ama hiçbir zaman büyük oyunlara dalmadan saÄŸlamcı giden Ä°ran, restini çekti: Bu ayın sonunda kendi petrol borasısını kuracağını ve bu borsada Euro`yu para birimi olarak kullanacağını ilan etti. Bugüne kadar saÄŸlamcılığı ve riski sevmemesi ile tanınan bir kumarbaz olan Ä°ran`ın böylesine büyük bir oyuna oturması, Amerika`nın “ya büyük oyna ya da seni masadan atacağım” demesinden kaynaklanıyor.

      Ä°ran, böyle bir giriÅŸimin ardından, Amerika`nın kendisini vurmaktan baÅŸka hiçbir ÅŸansı olmadığını biliyor. Zira, Ä°ran`ın bu giriÅŸimi tutarsa, dolar gerçekten bir kağıt halini alacak. Amerika`nın kendisine saldırmaktan çekinmesinin tek yolu ise nükleer silah. Nükleer silahın da Amerika`ya karşı kullanılacağı sanılmasın. Amerika`nın gerçek efendisinin Ä°srail olduÄŸunu biliyor ve vurursan Ä°srail`i haritadan silerim demek istiyor. Bu arada, Ä°srail`in yedi kocadan arta kalmış Hürmüz olduÄŸunu, Ä°srail`in siyonist perde gerisi efendilerinin gerektiÄŸinde Amerika`yı da gözden çıkarabileceklerini bildiÄŸinden, Ä°srail`e de, “Amerika`yı terketmenin zamanı geldi. Amerika`yı gözden çıkaracaksın, benim de güç olduÄŸumu kabul ederek benimle barış içinde yaÅŸamayı öÄŸreneceksin” mesajı veriyor.

      Olay sadece Amerika, Ä°ran, Ä°srail, Çin hatta Türkiye için deÄŸil, dünyadaki tüm ülkeler için arap saçına dönmüÅŸ durumda. Herkes için “kırk katır kırk satır” ikilemi mevcut. Dünyadaki bütün finansal sistem bu kaostan etkilenecek.

      Amerika Ä°ran`ın petrol borsası manevrasına izin verirse, uzun vadede kesinlikle ama kesinlikle çökeceÄŸini biliyor. Bu arada, çöküÅŸten kastın bir süper-hegemon devletin çöküÅŸü olduÄŸunu belirtelim. Böyle devletler ha deyince çökmüyor, çöktüÄŸünde yok olmuyor. DiÄŸer yandan, Çin ve Rusya`nın BM Güvenlik Konseyi daimi üyeleri olduÄŸu göz önünde bulundurulduÄŸunda, Amerika`nın Ä°ran`ı vurması, Nazi Almanya`sından bugüne kadar yüzleÅŸmediÄŸi büyüklükte bir düÅŸmanı karşısına, yanında hiçbir müttefiki olmadan -Ä°ngiltere dahil- alması anlamına geliyor.

      Ä°ran, dolar kumarını oynamazsa Amerika ile uzun süre komÅŸu kalamayacağını ve eninde sonunda yok edileceÄŸini biliyor. Bunun tek yolu da nükleer silah resti. Bunun da bir bedeli elbette var, ama baÅŸka çare yok.

      Japonya, herÅŸeyini Amerika`ya teslim etmiÅŸ durumda. Büyük dolar rezervi var. Amerika`da çok büyük yatırımları var. DiÄŸer yandan ne enerjisi ne doÄŸal kaynağı. Bu kaynaklar Amerika`nın elinde olduÄŸu sürece de kumar masasında varını yoÄŸunu Amerika`ya teslim etmekten baÅŸka çaresi yok.

      Çin, tüm bu denklemin anahtarı ve tam bir ikilemde. EÄŸer Ä°ran`ı feda ederse, herÅŸeyini aynen Japonya`nın yaptığı gibi Amerika`nın eline teslim etmek zorunda kalacak. Yeterli enerji olmadan ne üretebilecek, ne de Arjantin ve Brezilya gibi rahat sömürebileceÄŸi doÄŸal kaynaklar üzerinde at koÅŸturabilmek için gerekli prestiji kalacak. Ä°hracata dayalı ekonomisi zamanla küçülecek ve ÅŸu an için kontrol altında tutup, mahkumları çalıştırmak gibi uyanıklıklar ile kara bile çevirebildiÄŸi rejim sorunları başını yiyecek. Ama eÄŸer Ä°ran`ı desteklerse dolar rezervinin elinde patlaması riskini üstlenmek zorunda kalacak.

      DiÄŸer yandan Rusya, kesin bir ÅŸekilde Amerika`ya tavır almayacak olsa da, bu kumarda Ä°ran`ı el altından desteklemeye teÅŸne görünüyor. Özellikle Ukrayna olayları sonrasında Amerika zımni anlaÅŸmalarını bozmuÅŸ olmasını bir ÅŸekilde cezalandırmak isteyecektir. Dünya enerji kaynaklarını kontrol eden iki ülke olarak Amerika ile al gülüm ver gülüm paylaşım anlayışına devam etmek iÅŸine gelir, eÄŸer gerekli ödünleri koparabilirse.

      Türkiye ve dünyanın geri kalan ülkelerinin de benzer sorunları var. Ellerindeki dolar rezervi ne olacak?

      Peki AB ne yapacak? Doların yerine geçmesi muhtemel para biriminin mimarları ülkeler hala ekonomik dev siyasi cüce. Türkiye`nin birliÄŸe girmesi hem Türkiye hem AB açısından hayati önem taşıyor. Türkiye`siz bir AB`nin çapının böylesine bir hegemonyaya yetmeyeceÄŸi tüm dünya ve AB liderleri tarafından biliniyor bilinmesine ama... Süper Devlet olmuÅŸ AB ile bütünleÅŸmiÅŸ bağımsız bir Türkiye`nin AB içinde sahip olacağı muhteÅŸem güç özellikle nükleer gücü ile AB içinde “bensiz AB savunması olmaz diyerek” her türlü şımarıklığı yapan Fransa`yı korkutuyor. 

      ÇeÅŸitli alanlardan konuÅŸtuÄŸumuz dostlar "Amerika birÅŸeyler yapacak ve bu vartayı da atlatacak" diyor. Ama biz, Ä°ran`ın tarihte Amerika gibi onlarcası ile oynamış çok büyük bir kumarbaz olduÄŸunu düÅŸünüyor; "Kaybetmez" diyemiyor, fakat kaybetse bile, karşısındakine maksimum zarar vermeden bu iÅŸin kapanmayacağını düÅŸünüyoruz. Dahası, son yıllarda özellikle nükleer teknoloji ve cep telefonu teknolojilerinin AR-GE, üretim ve satışının Avrupa ve dünyanın kalanındaki ÅŸirketlere ve merkezlere kaydırılarak bizzat vatansız büyük sermaye farelerinin Amerikan Gemisi`ni terketmeye baÅŸladığını iddia ediyoruz. (örnek CERN, Nokia, cep telefonları, smartcard teknolojisinin Fransız kökenleri, Microsoft`a ve yazılım patentlerine karşı Avrupa`daki Amerikan aleyhtarı tutum ve davalar vs.)

      Kanaatimizce ihale açıldı!

      Papaz kimde oyunu gibi, doları kim kime sokuÅŸturabilirse oyunu göreceÄŸiz bundan sonra. Elinde dolar kalan ülkeler derdine yanacaklar.

      Bu elbette birdenbire gerçekleÅŸmeyecek, çok uzun zaman alacak ama iÅŸler bu noktaya gelip dayandıktan sonra, doların deÄŸerini, Amerika`nın süper devlet pozisyonunu koruyabileceÄŸini düÅŸünmek pek doÄŸru olmaz.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 16-09-2006 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111615684 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net