12-12-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow Bilimsel Çalışmalarda Türkiye Dünyadan Kopuyor mu?
Bilimsel Çalışmalarda Türkiye Dünyadan Kopuyor mu? PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 0
KötüÇok iyi 
Yazar Prof. Dr. Ä°brahim ORTAÅž,   
24-08-2015

Bilimsel Çalışmalarda Türkiye Dünyadan Kopuyor mu?

                      Prof. Dr. Ä°brahim ORTAÅž, 
                    Çukurova üniversitesi öÄŸretim üyesi,
Son 30 yılda katıldığım birçok kongrelerde bugüne kadar edindiÄŸim kiÅŸisel genel kanı Türkiye ve benzeri ülkelerin dünyadaki bilimsel geliÅŸmelerden koptuÄŸu yönündedir. Yüksek bütçeli ve nitelikli insan gücünü gerektiren bilimsel çalışmalarda bizim gibi ülkelerden çok fazla nitelikli araÅŸtırma/araÅŸtırmacı çıkmamaktadır. Ä°leri teknoloji gerektiren birçok alanda olduÄŸu gibi tarım biliminin bazı alanlarında ülke olarak çok etkili araÅŸtırma ve yayın yapmakta zorlandığımızı görüyorum. Örnek olarak son olarak Hollanda’da katıldığım Rizosfer (kök bölgesi) kongresinde rizosfer konusundaki çalışmaların takip edilmesinde temel araÅŸtırma alt yapısı ve ileti teknoloji kullanımından yoksun olmamız nedeniyle süreci takip etmekte zorlandığımızı görüyorum.
Kongrelerde iÅŸlenen konular ile ülkemizde ilgili alanda/alanlarda yapılan sınırlı çalışma arasındaki ciddi farklılıkların olduÄŸu ve ülkemizin ileri toprak altı kök bölgesi konusundaki çalışmaları çok geriden izlediÄŸi kanısı oluÅŸmuÅŸtur. Hatta temel, biyokimya, eko-fizyoloji, mikrobiyal ekoloji, popülasyon biyolojisi ve moleküler biyoloji alanlarındaki temel bilgi ve araÅŸtırma yetersizliÄŸi nedeniyle dünya bilimsel çalışmalarından ve süreçten koptuÄŸumuzu araÅŸtırma sonuçlarımızın sunulmasında yaptığımız karşılaÅŸtırmalarda daha iyi hissediyorum.

Yayınlarımızın Etkisi ve Refere Edilme Düzeyi Dünya Ortalamasının Altında
Türkiye bilimsel yayın sayısından çok yayınların etki faktörü ve atıf alma niteliÄŸi yönünden çok sorunlu görülüyor. Ayrıca bizlerin yaptığı yayınların genelde etki (impact) faktörü düÅŸük ve yayınlara yapılan atıflar düÅŸük kalıyor. Son 7-8 yıllık verilerde ise giderek daha da kötüleÅŸtiÄŸimizi görüyoruz. Türkiye bazı teÅŸvikler ve akademik yükseltmelerdeki kaygılardan dolayı WOS üzerinde taranan hakemli dergilerde üretilen bilimsel makalelerde ciddi bir sıçrama yaptı. 2007 yılına kadar belirli bir yükselme eÄŸilimindeki ülkemiz artık duraÄŸan bir konuma geçmiÅŸ ve 2014 yılı itibarı ile WOS verilerine göre her ne kadar dünyada toplam 26672 yayın ile dünyanın 17. sırasında yer alıyorsa da bilimsel yayınlarda dünyadaki payı % 1,3 ile ilk 67 ülke içinde 52. sırada yer alıyor (Onat, 2015). Buna karşın Hollanda 2014 yılında 50791 makale yayınlamıştır.
Patent sayısı ve teknolojinin kullanımı konusunda sorun yaÅŸadığımız aÅŸikârdır. Bilimsel çalışmaların gerçek yaÅŸamdaki karşılığını örneklerle gösterecek olursak Bayram Ali EÅŸiyok (CBT say 1477) Türkiye tarımı ile Hollanda tarımı karşılaÅŸtıran yazısında belirtiÄŸi üzere Hollanda gibi ileri teknoloji kullanan bir ülkenin tarımsal katma deÄŸeri 10 kat, tarımsal ihracatı 6 kat daha Türkiye’den daha fazla. Unutmayalım Türkiye Hollanda’nın 20 katı büyüklüÄŸünde bir alan sahip. Bütün bu göstergeler geliÅŸmiÅŸliÄŸin tamamen bilim ve teknolojinin kullanımına baÄŸlı geliÅŸtiÄŸini gösteriyor. 

Temel Bili Alt Yapımız Yetersiz. Nedeni Orta ÖÄŸrettim EÄŸitimimizden Kaynaklanıyor
Türkiye’nin son TEOG, LYS ve PISA sınav sonuçları ile bilimdeki kopuÅŸumuz arasında ciddi bir iliÅŸkinin olduÄŸunu ileride ayrıca iÅŸleyeceÄŸim. Aslında ülkemizde yıllardır günden güne kalitesi düÅŸen eÄŸitim düzeyi, üniversitelerin özerklikten uzak yapısı, araÅŸtırma kurumlarının bağımsız olmaması ve ülkemizin Ar-Ge harcamaları ile sınav sonuçlarımız bir bütün olarak iÅŸlendiÄŸinde bilimde neden geride kaldığımız daha iyi anlaşılıyor. Son sınavlarda öÄŸrencilerin Fen ve matematik soruları baÅŸarı durumu bize ileride Türkiye’nin bilim yapan ve dünyada ağırlığı olan bir ülke olmayacağımızın açık örneÄŸidir. Türkiye dünyanın 19-20. Büyük ekonomisine sahip, ancak ortaöÄŸretimde okuyan öÄŸrencilerin okuduÄŸunu anlamda OECD ülkeleri arasında 40. Bilimsel makale üretiminde 17. Sıradayız ancak bilime katkımız ve bilginin teknolojiye dönüÅŸtürülmesi yönünde 36-40. Bandı sıralarında bulunuyoruz.

Sorun Bilimsel Anlayışta Yatıyor
AraÅŸtırma teknikleri, konuların ele alınış yaklaşımı ve ürettikleri bilgi ve üretim yönünden çok çok gerilerde olduÄŸumuzu gözlemliyorum. GörebildiÄŸim kadarı ile geliÅŸmiÅŸ ülkelerin üniversiteleri veya aratıcıları konuya temelden soru sorarak ve hipotez kurarak baÅŸlıyorlar. GeliÅŸmiÅŸ ülkelerdeki araÅŸtırıcılar konulara temel bilimler ekseninde sorgulama ile baÅŸlamaktadırlar. Bizim gibi geliÅŸmekte olan ülkelerden gelen araÅŸtırıcıların ise halen durum tespiti ve verim artışı konularına yöneldiÄŸi görülüyor. Bu durum dünyadaki bilim çalışmalara ülkelerin GSMH’den Ar-Ge aktardıkları katkıları, temel bilimlere verilen önem, bilimsel bilgi birikimi ve köklü eÄŸitim sistemlerine verilen önemle paralel geliÅŸtiÄŸi görülmektedir. Bunun birçok nedeni olduÄŸunu biliyoruz. Ancak sınırlı sayıda ilgi duyan araÅŸtırıcı ve bilim yazarı dışında devlet katında ve bilim kuruluÅŸları nezdine tartışıldığını sanmıyorum. Åžahsi görüÅŸüm, konunun maddi boyutunun ötesinde bilime önem verme anlayışı ve yaklaşımı konusunda sorunlu olduÄŸumuzu düÅŸünüyorum. GörebildiÄŸim kadarı ile bilimsel konularda daha az okuyoruz. Kendi payıma analitik düÅŸünme, kritik okuma ve sistematik çalışma metodolojisine sahip olmadığımızı düÅŸünüyorum. Bir bütün olarak bilimsel araÅŸtırma yapmanın temel gereksinimi olan temel bilimler bilgilerden yoksun olduÄŸumuzu fark ediyorum.

Nitelikli Ä°nsan Gücü YetiÅŸtirmekte BaÅŸarılı Olamadık
Son yıllarda üniversitelerin nitelikli insan gücü yetiÅŸtirmede istenilen düzeyde eÄŸitim vermediÄŸi sıkça eleÅŸtiri konusu olmaktadır. Üniversitelerdeki ara eleman sorunu, elemanlarının teknik bilgisi, araÅŸtırıcıların temel bilgiyi yeterinde kullanamaması bilimsel araÅŸtırmalardaki kısırlığın önemli nedenlerden biri olabilir.
ÖSYM her yıl 500 bine yakın genci üniversitelere yerleÅŸtiriyor. Dört yıl sonra yapılan ALES sınavlarda öÄŸrencilerin çoÄŸunluÄŸu asgari koÅŸul olan puanı olan % 50’yi alamıyor. Üniversitelerimizin birçok birimine lisansüstü eÄŸitimi için asgari ÅŸart olan yabancı dil ve ALES puanını aÅŸamadığı için genç araÅŸtırıcı kazandırılamıyor, nitelikli bilim insanı akışı (taze kan) saÄŸlanmıyor.
Bütün bu veriler eÄŸitim sistemimizde ciddi bir paradoksun olduÄŸunu ve bundan dolaylıda bilim ve teknoloji üretmede ilerleme kaydedemiyoruz.
Bu konu zaman geçirilmeden YÖK ve üniversiteler tarafından mutlaka acilen önlem alınmayı gerektiriyor. Bu baÄŸlamda ülkemizin temel eÄŸitim ve bilim politikasını, üniversitelilik anlayışını ve araÅŸtırma yöntemlerini yeniden gözden geçirmesinin ülkemizin belirli alanlarda öncü konuma geçmesi için önemli olduÄŸu düÅŸüncesindeyim.
Bütün göstergeler ülkelerin bilimsel baÅŸarıları ülkelerin geliÅŸmiÅŸlik ve kalkınma düzeyi ile doÄŸrudan orantılıdır. Ä°leri teknoloji üreten ve ihraç eden ülkelerinin bilime katkıları da genel de yüksek olmaktadır. Bu ülkelerin genel karakteri üniversite ile siyaset arasındaki iliÅŸki sınırlı, düÅŸünce özgürlüÄŸü nispeten daha iyi, liyakate dayalı proje, maddi destek ve akademik kadro almalarıdır. Üniversiteyi halen ders verilen ve ülke için diplomalı insan yetiÅŸtiren birer devlet kurumu olarak görülüyorlar. Türkiye’nin en ciddi sorunu eÄŸitim ve bilimsel geliÅŸmemiÅŸtik olmasına raÄŸmen maalesef bilim ve üniversite toplumun ve siyasilerin gündemlerinin çok çok gerisinde bulunmaktadır. Bilim, felsefe, tartışma, bilgi üretme, bilgiyi teknolojiye dönüÅŸtürme konusu yine ne yazık ki devlet ve toplumumuzun hatta hatta çoÄŸu üniversitemizin de çok gündeminde deÄŸildir.

Bilim KuruluÅŸları Özgürce Sorunları Gündeme Taşımalı ve Çözüm Önerileri GeliÅŸtirmelidirler
Uzun zamandır üniversitelerimizin özerk olamaması, üniversiteleri iktidarların karşısında eli kolu baÄŸlı duruma getirmiÅŸtir. Bilim insanı yetiÅŸtirme programımızın artık çağın gereklerine cevap vermediÄŸi gün gibi, üniversite geleneklerinin kaybolmasına neden olmakta ve üniversiteleri verimsiz kılmaktadır.
Üniversiteleri bağımsız olmayan, özgürce bilgi üretmeyen hiçbir ülkenin sorunlarını çözme ÅŸansı olmaz. Türkiye’nin bugün karşılaÅŸtığı ekonomik ve sosyal sorunların çözememesinin altında siyasilerin sorumluluÄŸu yanında üniversitelerinde bilimsel bilginin üretilememesi sorunu da bulunmaktadır. 
Bilim insanları olarak gördüÄŸümüz gerçekleri ve kendi konumumuzu ve kapasitemizi bilmek ve eksikleri gidermek için bu tür geri bildirimleri yansıtmanın yararlı olacağı kanısıyla kongredeki/kongrelerdeki izlenimlerimi paylaÅŸmayı uygun gördüm. Bilim insanı olarak görevlerimizden biride toplumu aydınlatmaktır. Sanıyorum bu benzeri konular YÖK, TÜBÄ°TAK, TÜBA ve Üniversitelerimizin ilgili bilimsel ve akademik kurallarında konuÅŸuluyordur.

Özet olarak Türkiye baÅŸta tarım bilimleri olmak üzere birçok alanda bilimsel geliÅŸme yönünden kendi ekonomik büyüklüÄŸündeki ülkelerden çok gerilerde bulunuyor. Türkiye üniversitelerinin temel alt yapı ve teknoloji kullanımının ötesinde bilimsel anlayış (zihniyet) olarak dünyadan koptuÄŸumuzu bilimsel verilere bakarak görebiliriz. Dünyanın 20 büyük ülkesi, ancak öÄŸrencileri okuduÄŸunu anlamda 40. Sıralarda. Bilimsel makalelerin atıf almada 38. Sıralarda. Ä°leri teknoloji, paten almada çok daha gerilerden seyrediyoruz. Üniversitelerimizin bilim ve teknoloji üretme potansiyeli sınırlı, dünyada bilime katkı payımız düÅŸük ve yayınlarımızın kalitesi sorgulanabilir düzeyedir.
Ülkemizin eÄŸitim, bilim ve üniversite sorunu bilinenden da çok ciddi. Bir an önce soruna el atılmalıdır. Bütün bu ölçülebilir kriterlerin iyileÅŸtirilmesi ciddi düzenlemeler ile mümkündür.  Yoksa yazık olur ülkemize.

Ne Yapılmalı?
1.      Bilime bakış anlayışımız (bilimsel anlayışımız) köklü deÄŸiÅŸim gerektiriyor. Bilimin doÄŸasına uygun köklü bir yapılanma devlet katında siyaset üstü bir anlayışa ele alınması ve bağımsız olması ÅžART. 
Çok acilen Türkiye’nin uzun erimli Bilim ve Teknoloji politikası belirlenmeli. Üniversite ve araÅŸtırma kurumları acilen özerkleÅŸmeli ve bilim kuruluÅŸları olması gereken geleneklerine kavuÅŸmalı.
2.      Bilim insanı yetiÅŸtirme programı bilimsel ilkelere ve liyakat uygun yapılmalıdır. Bilim insanı yetiÅŸtirme sistemi yeni baÅŸtan evrensel ölçekte ele alınmalıdır. Üniversitelerin akademik kadrolarının kaynağı olan nitelikli lisans ve lisansüstü eÄŸitim sistemini çağın gereklerine uygun koÅŸullara getirilmeli. Bilim ve araÅŸtırmaya ayrılan GSMH geliÅŸmiÅŸ ülkeler düzeyine çıkarılmalıdır.  

 21.08 2015, Adana

Yorum
Yazar girisim açık 2015-09-01 16:37:28
 
WOS üzerinde taranan hakemli dergilerde üretilen bilimsel makalelerde ciddi bir sıçrama yaptı. 2007 yılına kadar belirli bir yükselme eÄŸilimindeki ülkemiz artık duraÄŸan bir konuma geçmiÅŸ ve 2014 yılı itibarı ile WOS verilerine göre her ne kadar dünyada toplam 26672 yayın ile dünyanın 17. sırasında yer alıyorsa da bilimsel yayınlarda dünyadaki payı % 1,3 ile ilk 67 ülke içinde 52. sırada yer alıyor (Onat, 2015). Buna karşın Hollanda 2014 yılında 50791 makale yayınlamıştır. 
 
Yukarıdaki alıntı Ä°brahim beyin yazısında 2. Paragraftan alınmadır. 
Görüldüğü üzere Ä°brahim Bey bilimsel düzeyimizi, WOS adı verilen bir organizasyonun istatistiklerine göre deÄŸerlendirmektedir. Bu istatistikler doÄŸru olsa bile deÄŸerlendirme kriteri doÄŸru mudur? Bir yerde bir makale yayınlanınca bilimsel; yayınlanmazsa bilim dışı oluyoruz. Böylesine önemli bir olay bu kadar basit bir kritere indirgenebilir mi? 
Ãœlkemizde bilim denilince akla Ãœniversite ve orada kariyer sahibi PROFOSOR ler gelir. Geçen gün iÅŸyerine gelen bir iÅŸ adamına sordum: eleman ihtiyacı var mı diye. Varmış. Mahsustan dedim ki bir prof var iÅŸ arıyor, gelsin mi sana? Aman dedi, istemem. Böyle küçük bir anket yaptım, bulunduÄŸum iÅŸ yeri çevresinde kimse istemiyordu. Devlet iÅŸ vermezse akademik kariyer sahipleri toptan iÅŸsiz kalacaklar. En bilimsel insanlar. Neden kimse iÅŸ vermek istemiyor? Herhalde bilime düşmanlıktan deÄŸil! Olsa olsa bilim denilen ÅŸeyin para etmemesinden, parasal deÄŸeri olmamasındandır. Ticari deÄŸeri olmayan bilgiyi, bilimi ben yapayım? Ya da böyle bir bilgi olursa bende, hemen gidip yazıya döküp makale yapar mıyım? Yani bilimsel çalışmalar makale yapmak için mi yapılıyor? 
Bir ÅŸeyin bilgi, bilim olması için doÄŸru olması gerek. Bir ÅŸeyin doÄŸru olduÄŸuna kim karar veriyor? Bu yazıya göre WOS veriyor. Halbuki gerçek böyle deÄŸildir. Tüm soruların cevabını hayat verir. O halde oraya sormamız gerekiyor. Mesela filan bitkisine günde 2 defa ve ÅŸu saatlerde su vermek olumlu netice veriyor diye bir WOS makalesi yazmış olsa, bunun doÄŸru mu yanlış mı olduÄŸunu kim bilecek? Herhangi bir akademik yazının kabul edilmesi için refere edilmesi gerekiyor. Ne kadar çok refere varsa o kadar bilimsel oluyor. Ä°yi de siz o zaman bilimi bir kurula teslim etmiÅŸ olmuyor musunuz? Bu doÄŸru ise papazlar ve din adamları kurulunu niye yıktınız? Yerine bilim adamları denilen ve aynı sistemle iÅŸleyen kurulu kurmak için mi? 

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 24-08-2015 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
124388559 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net