Ramazan gerçek uyanışlara, diriliÅŸlere vesile olsun. Necmettin EVCÄ° Ramazanı, rahmeti, bereketi, tüm maneviyatı ve fakat hüzünle idrak ediyoruz. Ramazanı ruhumuzun en aydınlık yanı, benliÄŸimizin öz cevheri, zihnimizin olanca berraklığıyla, kalbimizin en dokunulmaz, en duyarlı, en temiz yanıyla idrak ediyoruz. Sadece çevremizle sınırlı kalmayıp olumsuz etkileriyle içimizi dışımızı saran toz duman, kir pas, kaos ve keÅŸmekeÅŸ içinde idrak ediyoruz. Duamız, umudumuz, gayretimiz, orucun bize var olma,
dayanma, direnme gücü ve aÅŸkı bahÅŸetmesi içindir. Oruç, nüfuz ettiÄŸi her
noktasında hayatı yeniler, saÄŸaltır, iyileÅŸtirir, yüceltir. Oruç iyiliÄŸe
teÅŸvik, fenalığa engeldir. Oruç
tutan veya oruca tutunan kiÅŸi, fenalıklardan iyiliklere, çirkinliklerden
güzelliklere, sabra, ÅŸükre, tahammüle, dayanışmaya yönelir. Oruç tam manasıyla
bakışımızda, duruÅŸumuzda bir arınma, bir öze dönüÅŸ devrimi yapar. Maddi iÅŸtahın
hemen tüm unsurlarından bilerek, inanarak yoksun kalma esasına dayanan oruçla
saÄŸlanan deÄŸiÅŸim, kulluk bilinciyle ana istikamete koyulurken, lüzumsuz
yüklerden fazlalıklardan sıyrılıp hafiflemeyi, adeta tek tek tüm hücrelerimiz
duyar. Sakınma hassasiyeti demek olan takvanın yaşanır etkisi, şahsi hal
olmaktan çıkıp, evimize, oradan komÅŸularımıza, sokaklarımıza, ÅŸehrimize,
giderek bütün gönül coÄŸrafyalarımıza kadar yayılır. Oruç, bireysel olduÄŸu kadar
belki ondan daha çok sosyal dayanışmada etkileri olan bir ibadettir.
Bir
sosyal dayanışmanın muharrik temelleri ne ölçüde bireysel kabullere dayanırsa o
hareket o kadar köklüdür, saÄŸlamdır. Ramazan boyu yaÅŸanan sosyal dayanışmanın
kökleri mümin kalbinden, inancından beslenir. Gerçek manada ortak duyuÅŸ, ortak
amaç en ciddi, en samimi karşılıklarıyla oruçta yaÅŸanır. Oruçla böyle içkin,
içten, böyle derin, anlamlı bir yenilenme yaÅŸarız. Yenilenir arınırız.
Yenilenir donanırız. Oruç, kalbimizden baÅŸlayan, kıtalar aÅŸan yayılmasıyla
imanın, ahlâkın içselleÅŸtirilmiÅŸ, yaÅŸanan barışına yol açmalıdır. Söz konusu
barış, insanın kendi ontolojik hakikatiyle yani doğrudan Allah inancına dayalı
tevhidi ve vicdani duyarlıkla tüm varlığı, tüm insanlığı kuÅŸatır, kucaklar. O
nedenle bizim barış tasavvurumuz içkindir, samimidir, yapay, sahte, politik,
konjonktürel deÄŸildir.
Bütün
dünya mazlumları zalim bir emperyalist kuÅŸatmanın tasallutu altında acılar
içinde kıvranmaktadır. Emperyalizm, Siyonist ve kapitalist ideolojileri, akla
hayale gelmeyen silahları, ahlaksız, vicdansız yöntemleriyle özellikle Müslüman
coÄŸrafyaları açlığın, yokluÄŸun, kan ve ateÅŸ denizinin tam ortasına itmiÅŸtir.
Kendileri dışındakilere ölüm ve ıstıraptan baÅŸka bir ÅŸey hediye etmiyor,
edemiyorlar. Kendileri dışında hiçbir inanca, hiçbir deÄŸere, hiçbir yaklaşıma,
hiçbir topluma yaÅŸam hakkı tanımıyorlar. Varlıklarını ancak yok oluÅŸumuz üzerinden
ve yok oluÅŸumuza baÄŸlı olarak gerçekleÅŸtirmek istiyorlar. YaÅŸanan trajediler,
bize bu acı hakikati olanca çıplaklığıyla anlatmakta, açıklamaktadır. Bu
baÄŸlamda en son Mısır’ın demokratik yol ve halk iradesiyle seçilmiÅŸ ilk
CumhurbaÅŸkanı Mursi ve arkadaÅŸlarına verilen idam cezasının onaylanması, zulmün
ne kadar pervasızlaÅŸtığının güncel kanıtıdır. Halk ve özgürlükler düÅŸmanı
darbeci zalimlerin menfur giriÅŸimlerini, Ramazan arifesine getirmeleri ümmetin
inancıyla alay etmeleri, ümmeti aÅŸağılama gayretleri olarak anlaşılmalıdır.
Demokrat dünya ölü sessizliÄŸi içindedir. Hak ve özgürlük kuruluÅŸlarından çıt
çıkmamaktır. BaÅŸta BirleÅŸmiÅŸ Milletler’i araç ve manivela olarak kullanan
evrensel zalimler, mazlumlara karşı vahÅŸi bir dayanışma içindeler. Zalimler
ittifak kurunca, mazlumların birlik ve dayanışması daha bir önem kazanıyor
olmalıdır.
Saldırgan
kapitalizm, amaçladığı küresel hâkimiyeti karşısında engelleyici en diri ve
alternatif güç olarak Ä°slâm’ı, Ä°slâm toplumlarını gördü, görüyor. Onlara göre amaçlarını
gerçekleÅŸtirmek için bu medeniyet potansiyelini yok etmek, olmadı zayıf bırakmak
gerekirdi. Bu sebeple, mazlum ve Müslümanların dayanışması, her alanda birliÄŸi,
paylaşımı, hayati önem arz etmektedir. Oruç bu birliÄŸin, dayanışmanın,
paylaÅŸmanın yüksek bir bilinçle hayata geçirilmesidir. Uyanık bir bilinçle saldırgan
zalimlere karşı güç birliÄŸi içinde olmak, oruçtaki esprinin en önemli boyutunu
hayata katmak demektir. Öyle de olmalıdır. DeÄŸilse ibadet saikiyle olsa bile,
yapılanların fantastik diyet programından öte farklı bir anlamı olamaz diye
düÅŸünüyoruz. Kendisine bile ilgisiz, bilgisiz kalmış kimi ruhların, kimi
zamanlar maneviyat alanına yakın bir yerde acı duyma fiyakası yaptıkları
görülmemiÅŸ ÅŸey deÄŸildir.
Orucu medeniyetimizin mensubu örnek insanın en
ileri erdem ve deÄŸerlerinden biri görmemiz, her yıl kutlu bir misafir gibi
beklediÄŸimiz bu bereketli ibadetin sadece bize deÄŸil tüm ümmetlere yani bütün
bir insanlığa farz kılınmış olmasıdır. Ayet “Umulur ki sakınırsınız” diyor.
Sakınmak insanın ilahî, aÅŸkın amaçlarını, diÄŸer insanlarla hiç olmazsa hukukî
statüsünü, sınırını bilmesidir. Varlık sınırını bilen azgınlaÅŸmaz, aşırı
gitmez. O nedenledir ki oruç bizi ölçülü, anlayışlı, saygılı kılar. Orucun
hayata katması, katılması aynı zamanda sevginin, şefkatin, iyiliğin hayata
katması, katılmasıdır. Oruçla biçimlenen, daha doÄŸrusu ibadetle istikametini
bulan hayat aÅŸkın, erdemin, güzelliÄŸin istikamet verdiÄŸi bir hayattır. Orucu
yaÅŸatan bu güzide deÄŸerlerden yoksun hayatlar kaba, küt, acımasız, donuk
hayatlardır. Doymak bilmeyen iÅŸtahıyla sadece dünyaya ayarlı, sadece maddi
olana duyarlı insan, asla yetinmeyi bilmedi bilmiyor. Sınır tanımıyor. Hiçbir
ÅŸeyi yeterli görmüyor, Elde ettiÄŸi her ÅŸeyi kendi hakkı biliyor. Daha da fecisi
elde etmek için her ÅŸeyi yapma zalimliÄŸini de hakkı biliyor. Ä°hlal ediyor, gasp
ediyor, talan ediyor, zulmediyor. Sakınmıyor. Oruç insanı sakındırır. O nedenle
sakınarak yaşanan hayat, sakınarak yaşayan insan evrensel ve ontolojik barışın
asıl kaynağıdır. Sakınan insan
kardeÅŸliÄŸin, barışın teminatıdır. Onlar bizim gibi olamadıkları için öyleler.
Biz onlar gibi olamadığımız için böyleyiz. Elbette biz oruç oruç kendimiz
olacağız, kendimiz olmalıyız.
Oruç,
asırların susuzluÄŸunda çatlamış toprak gibi olan çorak benlikleri yeÅŸertir. Oruç
insanın içindeki daÄŸları tepeleri keÅŸfetmesi ve onları yani kendisini
aÅŸmasıdır. Oruç insanın ötekini yaÅŸamasıdır. Ötekinin çaresizliÄŸini, çıkmazını,
ıstırabını yaÅŸamasıdır. Oruç insanın öteki olması itibariyle, kurulan en samimi
empatidir. Bir baÅŸka varlığı, baÅŸka duyguları, çaresizlikleri, yoksullukları
tıpkı onlar gibi, onlarınki gibi yaşatarak varlığımızı anlamlı kılar. Bu ay,
canlanır ölgün benlikler. Sonra döner cana can katar, can yeÅŸerir insanımız.
Yardım eli, gönül eli, baÅŸta kendi varlığında ihmal ettiÄŸi yanlarını onarır. Ruhumuz
ışır, kalbimiz onarılır. Sonra yüksek bir kulluk ve kardeÅŸlik bilinciyle
baÅŸkasına yönelir. BaÅŸkasının derdine ortak olur. Sevinçler de sıkıntılar da
paylaşılır. Acılar biraz olsun hafifler, gözyaşı biraz olsun diner. Yaralar
sarılır. Hüzün neÅŸeye akar. Sevgi çoÄŸalır, umut çoÄŸalır; hayat coÅŸkulu bir
ırmak gibi akar.Gün deÄŸiÅŸir, gece deÄŸiÅŸir. Irmak, rüzgâr deÄŸiÅŸir. Gün döner,
mevsim döner; iklim deÄŸiÅŸir. Zaman deÄŸiÅŸir, mekân deÄŸiÅŸir; deÄŸiÅŸir insan. Bir
medeniyet de böyle canlanır asıl. Böylelikle kendine gelir; böyle ayaÄŸa kalkar.
Yeni bir bilinç hayata böyle yerleÅŸir. Yeni bir bilinç hayatı böyle yeÅŸertir. Yeni
duygular, yenilenmiÅŸ sevgiler, merhamet, bereket sonunda medeniyeti yeÅŸertecek
tohumlar gibi kalplere, gönüllere ekilir.
Bizim
medeniyetimiz oruç oruç, namaz namaz kalplere kök salarak dışarıdaki hayata
yayılan saÄŸlam bir örgüye, kuruluÅŸa sahiptir. Asr-ı Saadetten günümüze hep
böyle olmuÅŸtur. Oruçlu insan tipi modernizmin ürettiÄŸi nesnel insan tipinin tam
karşısına konulabilir. Bu insan vardır, yaşıyor ve aşkı yaşatıyor. Bu insan
vardır, fert, toplum ve ümmet olarak vardır, yaşıyor ve orucu kardeÅŸlik,
dayanışma, ÅŸefkat olarak yaÅŸatıyor. Bu insan oruçla imanı, güzel ahlâkı,
bilgiyi, okumayı, irfanı, tefekkürü yaşıyor ve yaÅŸatıyor. Yani oruçla, oruçlu
insanlarla medeniyetimizi besleyen kökler ve damarlar hâlâ capcanlı dipdiri.
Bizce zalimin zoru bu yüzdendir. Tüm imkânsızlıklara, zorbalıklara, zorlamalara
raÄŸmen zulme boyun bükmeyen, diz çökmeyen, diz çöktürülemeyen bir Ä°slâm ümmeti
var. Ve bu ümmet yenilgi zannedilen soylu direniÅŸlerle, kutlu direniÅŸlerle
zafere doÄŸru yürüyor. Darbeci zorbalar elbirliÄŸi ederek Sisi gibi kiÅŸiliksiz
piyonları vasıtasıyla mazlumları katlederek yürüyüÅŸü durduracaklarını sanma
gafletindeler. Oruç varsa dayanışma olacaktır. Oruç varsa direniÅŸ olacaktır. Ve
diriliÅŸ bir kader gibi kaçınılmazdır.
Allah,
hayatın merkezine orucu koyarak enfüste ve âfâkta oluÅŸacak kutlu deÄŸiÅŸimlere
sebep olacak kardeÅŸlerimizin tüm ibadetlerin ecirlerini artırsın. Ramazan gerçek
uyanışlara, diriliÅŸlere vesile olsun. Bölge,
ülke olarak, yakılmak istenen fitne ve nefret ateÅŸinin içinden geçtiÄŸimiz ÅŸu
sıralar Ramazan’ın, uyandıran, diri tutan, serinleten, esenlik veren hoÅŸgörü ve
tahammül iklimine fazlasıyla ihtiyacımız var. Bu mülahazalarla hayırlara,
kardeÅŸliÄŸe, barışa vesile olması temennisiyle tüm kardeÅŸlerimizin bu mübarek
ayı en verimli ÅŸekilde geçireceklerinden emin olarak Ramazanlarını tebrik
ediyorum.
|
Necmettin Evci Yazar suphi açık 2015-07-06 17:49:30 Hayatın merkezine orucu koyanlardan biri olarak bildiğim Evci, Ramazanın önemini çok güzel ifade etmiş... Aç kalmakla, oruç tutmanın farkında olmak, Ramazanı idrak etmekle olur, idrak ettirmekle olur. Yazılarının devamını bekler, başarılar dilerim. "Suphi" |
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |